10 bin 954 pozitif, 19 can kaybı..

0

Sağlık Bakanlığının haftalık Kovid-19 verilerine göre 13-19 Haziran’da 10 bin 954 kişinin testi pozitif çıktı, 19 kişi hayatını kaybetti. İyileşenlerin sayısı ise 7 bin 653 oldu.

Haziranın ilk yarısında 7 bin 500 civarında seyreden haftalık vaka sayılarında, bu hafta yaklaşık yüzde 50 artış hesaplandı. Türkiye’de ilk Kovid-19 vakasının tespit edildiği 11 Mart 2020’den bu yana görülen vaka sayısı 15 milyon 96 bin 696’ya yükselirken, 99 bin 15 kişi hayatını kaybetti. Bugüne kadar uygulanan toplam aşı miktarı ise 147 milyon 818 bin 598 doza ulaştı.

18 yaş üstünde en az iki doz aşı yaptıranların oranı en yüksek 10 il Osmaniye, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Manisa ve Zonguldak oldu. En az iki doz aşı uygulananların oranı en düşük iller ise Şanlıurfa, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ olarak sıralandı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kovid-19 vakalarındaki artış nedeniyle önümüzdeki aylarda maske kullanımının geri döneceği yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine Kovid-19’un artık grip gibi seyrettiğini fakat ileri yaştakilerde ve kronik rahatsızlığı olanlarda risk oluşturmaya devam edeceğini söyledi.

Risk grubundakilerin kişisel tedbirlere dikkat etmelerinin önem taşıdığını belirten Koca, “grip kadar önemli” olan hastalığın toplumsal anlamda endişe sebebi olmaktan çıktığını vurguladı.

Koca, “Vaka sayılarında son iki haftada üç kattan fazla artış olsa da, bunun tam tersine, hastane yükündeki azalış yine sürmektedir. Kötü günler geride kaldı. Benzerlerini gelecekte aramak yanlıştır. Herkes müsterih olsun.” diye konuştu. Hekimlerle yaptığı toplantıdaki açıklamaları hatırlatılarak, “Hekimlik mesleğinin icrası dünyada hangi bakımdan zorlaşıyor?” sorusuna Koca, şöyle yanıt verdi:

“Tüm dünyada tıp malpraktis davaları sebebiyle sigorta şirketleri ve avukatlar arasında sıkışmış durumda. Bu nedenle, tüm dünyada, giderek, hekimler mesleğini yapamaz hale gelmekte. ABD dahil, konuya duyarlı ülkelerin hiçbiri bu sorunu çözemediler. Oralarda sigorta şirketlerine prim ödenmesi üzerinden bir yöntem geliştirildi. Türkiye olarak, dünyanın yapamadığını yaptık. Yeni çıkarılan malpraktis yasası son derece önemli. Malpraktis davasından doğan tazminatı devlet üstleniyor. Ne hastamız ne hekim mağdur oluyor. Kasıt olmadığı müddetçe tazminatın hekime rücu edilmediği bir düzenlemeyle sorunu bitirdik. Bu sorun yüzünden Türk hekimlerinin uygulamadaki başarılarının da tehlikeye girmeye başlayacağı bir dönem gelmekteydi. Eğer bu yasa çıkmamış olsaydı süreçte bizi bekleyen sonuç buydu. Hekim ve hasta açısından adil bir düzenleme yapıldı.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz