Köleler ve Robotlar

1
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Paleolitik Dönem dediğimiz Eski Taş Çağı günümüzden 2 ya da 2,5 milyon yıl önce başlayıp gene günümüzden 10.000 yıl öncesine kadar devam eden döneme verilen isim. 

İlk insanların ortaya çıktığı ve avlayıcı-toplayıcı dediğimiz toplumlar. 

Günümüzden 125.000 yıl önce yani Orta Paleolitik Dönem’de de Homo Erectus ve Neandertaller yaşamışlardı. 

Neandertal dediğimiz insan türünün nesli günümüzden 40.000 yıl önce tükenmişti. İlk Neandertal türü insan cinsi Almanya’da 1850’li yıllarda bulundu. Düsseldorf şehrinin Neander Vadisi’nde bulunduğu için bu isim verildi. 

Homo Saphiens dediğimiz insan türü de 30.000 yıl önce Afrika’dan dünyaya yayıldı. 

Şimdi şöyle bir soru akıllara geliyor? 
Adem hangisiydi? 

Ya da diğer ilk insanlar ya da peygamberler? 

Bu konuyla ilgili derinlemesine bir araştırma olmadığı için net bir şey söylemek zor. Dinlere dair bilgiler ile araştırma ve buluntulara dair bilgiler geniş kapsamlı bir çalışma ile bütünleştirilmiş değil. Yani okullarda ve bilimsel çalışmalarda farklı bilgiler var ve dinlere dair bilgiler ise daha da farklı. 

Kazılar, buluntular ve bulunanlar üzerine yapılan araştırmalar yakın dönemde gerçekleşmiş çalışmalar. Yani 10. Yüzyılda böyle araştırmalar ve kazılar yoktu bu yüzden de İslam’ın Altın Çağı dediğimiz dönemdeki bilim insanları bu konulara dair fikirler ileri sürmemişlerdi. Ayrıca onlar da ilk bilgi kaynağı olarak ayetleri ele aldıkları için sabit doğru olarak kabul etmişlerdi. Sadece İslam değil, Hristiyanlık ve Yahudilik’de de durum aynısı. 

Konumuza dönecek olursak. 

İlk insanlar bildiğiniz gibi iki önemli düşmanla çok yoğun meşguldüler. 

Birincisi vahşi hayvanlar, İkincisi de doğa yani tabiat. 

Tabiatın zorluklarına karşı mücadele ediyorlardı. Barınma, ısınma, sert hava koşulları ve doğal felaketler. 

Bu durum insan varlığının içinde kalıtsal bir kodlamayı oluşturdu: Doğa’yla Mücadele.

Doğayla mücadele tarım toplumlarında da devam etti. Doğal afetlere karşı ekilen arazileri koruma, yerleşim yerlerinin dağ ve tepelere yapılması, tarım ürünlerinin korunarak yetiştirilmesi için doğadaki diğer canlılardan koruma gibi. 
Anlayacağınız insan hep doğa ile savaştı. 

Doğa ile savaşı bir bakıma doğayı alt etme savaşıydı. 

Korunaklı evler inşa etme, dağ ve tepeleri düzleştirerek şehirler inşa etme gibi. 

Sanayi devriminin olması da aslında bir bakıma doğa ile savaştı. 

Doğanın verdiğinin üzerine çıkma ve daha fazla üretim elde etme. Yani doğayı geçme hırsı. 

Motorun icadıyla ulaşımda motorlu taşıtları kullanma da aslında doğanın bir ürünü olan atın yerine motoru kullanmaydı ve bu da doğaya karşı bir savaşın kazanılmasıydı. 

Doğaya karşı savaşan insan fabrikalarla, çevreye verilen zararlarla doğanın dengesini bozdu. Bugün Almanya’da yeryüzündeki ısınma konuşuluyor. Ormanların ısınan hava şartlarına uygun olmadığı ve daha uygun ağaçlar dikilerek yeni ormanlar oluşturulması da gündemde. Çevre duyarlılığı olan çalışmalara öncelik tanınıyor. 

Elektrikli araçların kullanılması için ülkeler destekler veriyorlar. Acaba elektrikli araçlar ne kadar doğa dostu? Bu soruyu da tam düşünebilmiş değiliz. Çünkü bu araçların aküleri için de doğaya büyük zarar veriliyor. 

İnsan varlığı hem konforundan vazgeçmek istemiyor hem de doğayı korumak istiyor. Bu da ilginç bir ikilem gibi geliyor bana. Çevre dostu olalım diyoruz ama çevreye büyük zarar veren uçakları kullanmaktan da geri durmuyoruz öyle değil mi? 

İnsanların doğayla savaşı bitmeyecek. 

Bitmeyecek. 

Nereden mi anlıyoruz? 
Doğanın sunduğu imkanlardan farklı imkanlar oluşturma gayretinden.

Mars’ta yaşam gibi. 

İnsanın oluşturduğu yapay kolonilerle yapay dünyalar kurma derdindeyiz. Bize gereken bütün şeylerin teknolojiyle sağlandığı insan ürünü bir yaşam alanı kurma derdinde insan. 

Bu yaşam alanları belki de devasa kubbelerle kaplı büyük koloniler olacak. Hani bilim kurgu filmlerinde gördüklerimizden. 

İnsana benzer robotların test edildiği videolar da görüyoruz. 

Mimikleri bile yapabilen robotlar. 

İleride onlar da bu yapay dünyanın hizmetçileri olması düşünülüyor. 

Neden robotlar? 

Çünkü insana hizmet edecekler. 

Eskiden köleler de insanlara hizmet ediyorlardı. 

Neden robotlar? 
Çünkü insanlar köle olarak çalıştırıldıklarında pahalıya geliyorlar. Köle olunca onun barınması, yiyeceği-içeceği, giyimi yani bir sürü yan masraflar. 

Zaten kölelik de bu yüzden kaldırılmadı mı? 

Masraflı gelmeye başlayınca ‘köleliği kaldırdık’ dendi ve bunun yerine çalışma hayatı başladı. Köle gibi çalıştırılan insanlar ama onların barınması, yiyeceği-içeceği ve giyimi ile ilgilenmek zorunda kalınmadı.

Kölelik kaldırıldı dendi ama insanlar hala köle gibi çalıştırılıyorlar. Hem de hiçbir şeyiyle ilgilenmeden. 

Bunun bir üst levelı da robotlar. 

Avcılık toplayıcılıktan nereye geldik. 

İlginç değil mi? 

Sevgi ve Bilgiyle kalın 

Önceki İçerik8 Temmuz’da vizyonda!
Sonraki İçerikTartışmalar merakımı kabarttı; muhalefete -özellikle de CHP’ye- bir sorum olacak
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

1 Yorum

  1. devletler silahlanma ve uzayı keşfetmek için ayırdıkları bütçenin 1/4 ünü dünya da yaşayan insanların refahı eğitimi sağlığı için harcasalar bu dünya cennete döner.
    marsa gidilecek de ne olacak insan ırkı orayı da cehenneme döndürür.
    şimdi birisi çıkar vay sen bilime keşfe karşımısın diye kafama laf eder.
    evet dünya da açlık yoksulluk varken suya hasret insanlar varken milyarlarca doların keşif için milyarlarca doların da yaşam şartlarını hazırlamak için harcanmasına karşıyım.
    önce bu dünyayı abad edeceğiz.şu anda kainatta hayat olan tek gezegen dünyadır.
    bunu 2019 da çevrilen ad-astra (yıldızlara doğru)filmi çok güzel anlatıyor.
    kainatta dünyadan başka yaşanacak yer yok.nokta

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz