Çok sesli ve çok renkli dedik, bununla insanlığı kucaklamayı şiar edindik.
Elbette bununla zalimin yanında değil; garip, yoksul ve mazlumun yanında olmayı tercih ettik.
Ve desturumuz şu olsun dedik;
Hey insan yalnız değilsin.
Bunun için insanların kimliğine, inancına, fikrine bakmayı geri plana ittik, dedik ki, insan zaten farklılıklarıyla güzeldir, onu kendimize veya bir başkasına benzetmeye çalışmayacağız, neyse kimliğine sahip çıkmasının en doğrusu olduğunu ona anlatmaya ve yalnızsa yanında olmaya çalışacağız.
Bizim sorunumuz kimliklerle değildir, kim ne ise odur, sorunumuz kendi kimliğini diğer kimliklerden üstün görenlerle ve farklı gördüğü her kimliği zorla kendisine benzetmeye çalışanlarladır.
Yani diyoruz ki bir insan ne ise odur, bu bizim tayin edebileceğimiz bir şey değildir, bize düşen onu kendisinin olduğunu söylediği kişi olarak kabul etmek ve insanlık camiası içindeki yerini almasına katkı vermektir.
Sesi farklı mı çıkıyor, varsın farklı çıksın, bizim sorunumuz o değildir, çünkü insanlık camiası zaten farklılıkların bir toplamıdır, dolayısıyla kendisini farklı bir sesle ifade etmesi zaten bu farkın bir gereğidir, bize düşen sesini duymamız, sesine ses vererek duyulmasını sağlamamızdır.
Yoksa Allah muhafaza hepimiz aynı tornadan çıkmış gibi, gözü şaşı, ayağı topal, kafası kel ve bodur olsaydı ne olacaktı?
İyi ki farklılıklar var ve onlar sayesinde bizde hem farkımızın ne özel bir şey olduğunu görüyor, hem de diğer farklılıklarında ne tür bir zenginlik olduğunun ayırdına varıyoruz.
İki aynı insanın birbiriyle geçindiği nerede görülmüştür, ama yine de bazı ahmaklar var herkesin kendileri gibi olmalarını istiyorlar.
Biz o ahmak olmayacağız, o yüzden her insana ne isen o sun veya ne olmak istiyorsan o olabilirsin, bizim tek söyleyeceğimiz yanındayız, sen yalnız değilsin.
Hey insan, yalnız değilsin.
Biz senin sesine, rengine, diline, dinine, etnik veya cinsel kimliğine bakmıyoruz, senin de herkes gibi insanlık ailesinin bir üyesi olduğunu ve herkes gibi alıp verdikleriyle bu insanlık camiasının bir parçası ve tamamlayanı olduğunu ve bu sebeple kalkıp senin de sesimize ses vermeni istiyoruz.
İşin ne, neyle meşgulsün, nasıl geçiniyorsun bunlar öncellikle senin sorunun, ama işin yoksa, bir işle meşgul değilsen ve geçinemiyorsan o zaman bu bizim de sorunumuzdur, çünkü aç-açıkta olan insanlık cemiyetinin bir ferdidir ve bunun bir utancı varsa o hepimizindir.
İşte, o yüzden diyoruz ki sende sesimize ses ver, bu sesi hep birlikte büyütelim, farklılıklarımızla hepimizin insanlık ailesinin birer ferdi olduğunu ve birbirimizden hiçbir farkımızın olmadığını özellikle bu sesi boğmaya çalışanlara gösterelim.
Öyle bir ses verelim ki, görülmeyen görülsün, duyulmayan duyulsun, saklananlar veya saklanmak zorunda kalanlar ortaya çıksın, “bizde bu insanlık ailesinin bir ferdiyiz, bizim de söz hakkımız var” diyebilsin.
Bırakalım görülmemizi istemeyenler, bu hep böyle gider diye ruhlarını kendilerini görünmez kılanlara teslim edenler, küçük bir bedel karşılığında bizi görünmez kılmaya çalışanlara hizmet verenler yerlerinde kalsınlar, çünkü onların kendilerine bir faydaları olmadığı gibi insanlığa da bir faydaları olmayacaktır.
Biz görünmeye çalışmasına rağmen görünür olmayı başaramayanlara ulaşalım, ulaşalım ki, onlar bu dünyada kimsenin yalnız olmadığını, onlar gibi milyonların olduğunu ve birbirimize ses verdik mi kimsenin karşımızda duramayacaklarını görsünler.
Kesinlikle her farklılığın bu insanlık camiası içinde bir yeri vardır, herkes kayıtsız şartsız bu insanlık camiasının onurlu bir ferdidir; kaldı ki inanıyorsanız bu farklılıklar ilahi bir takdirdir, inanmıyorsanız sosyo-kültürel farklılıkların bir neticesidir; ama illaki insanları birbirlerinden ayırmak için bir bahane arıyorsanız zaten yanımızda yeriniz yoktur.
Ocakmedya bu şiarla yayın hayatına başladı ve bu şiarla size sesleniyoruz.
Ekibimizin tümü bu sese ses veren gönüllülere dayanıyor ve kayıtsız şartsız her biri farklı bir anlayışı, farklı bir dünya görüşünü temsil ediyor; ama hiçbiri bir diğerine “sen niye böyle düşünüyorsun, rengin niye böyle, niye kendini farklı siyasal, dinsel veya cinsel bir kimlikle ifade etmeye çalışıyorsun” demiyor, her biri bir diğerini öncelikle insanlık camiasının şerefli bir üyesi olarak kabul ediyor ve sonrası “onun özeli” deyip hoşgörüyü destur alıyor.
Evet, şimdi tüm ekibimiz adına size sesleniyoruz:
Ey insan yalnız değilsin.
O zaman; “kimse kendine has şahsi kimlikleriyle meydana çıkıp seslenmesin, insan kimliğiyle yetinsin” dememiz gerekiyor. kimsenin şahsi kimliği başka kimseyi ilgilendirmez çünkü.
sadece insanın yaşamsal zorunluluklarına mani durumlar konuşulsun. bir nevi resetleme yolu takip edilsin.