AB Göç Zirvesi.. Uzlaşmalar ve anlaşmazlıklar

0

Sığınmacı göçmenler Avrupa Birliği’nin (AB) yumuşak karnı. Avrupa genelinde aşırı sağın yükselmesine neden olan ve merkez siyaseti içine çekerek devlet politikalarını şekillendiren göç konusu Avrupalı ülkelerin ciddi anlaşmazlıklar yaşamasına neden oluyor.

Son olarak Brüksel’de biraraya gelen devlet liderleri uzun ve çekişmeli geçen bir zirvenin ardından ‘uzlaştık’ mesajı verdiler. Peki, AB somut olarak ne üzerinde uzlaştı?

10 saate yaklaşan müzakereler sonunda AB liderleri bir takım noktalarda uzlaşmaya vardı ancak somut rakamlar veya adımlar detaylı olarak tanımlanmadı. O halde geniş çerçevede aktarılan bu uzlaşılar ne anlama geliyor buna bakalım:

1. Hepimizin sorunu

AB dış sınırlarında daha etkili kontrol gerektiği ve bunun sadece sınır ülkelerinin değil tüm AB’nin sorumluluğunda olduğu sonuç metninde vurgulandı ve yinelendi.

Bu madde Yunanistan, İtalya, İspanya, Malta ve Bulgaristan gibi ülkelerin varlıklı batı ve kuzey Avrupa ülkelerinden daha fazla maddi yardım ve daha güçlü siyasi destek talep etmesini sağlayacak. Hangi seviyede olacağı bilinmese de bu desteğin verileceği taahhüt edilmiş oluyor.

2. Kararlı hareket

AB Konseyi 2015’te yaşanan kontrolsüz göçmen akımının yarattığı duruma bir daha geri dönmemek için var olan ve yeni oluşmakta olan tüm göç yollarındaki akışı durdurma konusunda kararlı davranacak.

Bu madde Konsey’de şeillendirilen politikaların Avrupa Dışilişkiler Servisi (EEAS) eliyle ilgili tüm ilgili ülke yetkilileri ve hükümetleri ile daha fazla temasa geçileceği ve yoğun diplomasi yürütüleceği anlamına geliyor.

3. Orta Akdeniz göç yoluna karşı dayanışma

Libya merkezli hareket eden insan kaçakçılarının girişimlerine karşı önlemler arttırılacak. AB bu noktada İtalya ve diğer Akdenizli üyelerle dayanışma içerisinde kalacak.

Bu maddede Akdeniz göç yoluna öncelik verileceği anlaşılıyor. Özellikle yasadışı göçle mücadele konusunda yükü omuzlarında hisseden ülkelerin yalnız olmadığını göstermeye yönelik adımlar atılacağını öngörebiliriz. Gerek arama kurtarma çalışmalarına katılım gerekse üye ülkelerin bölgedeki temsilcilikleri ve Kuzey Afrika’daki politik ve ekonomik ağırlıklarını devreye sokacakları düşünülüyor.

4. Türkiye ile daha güçlü işbirliği

Doğu Akdeniz göç yolunda ek önlem alınacak ve bu çerçevede Türkiye üzerinden geçişlerin durdurulması için AB-Türkiye arasındaki anlaşma tam olarak uygulanacak.

Bu maddede Türkiye ile vize serbestiyeti ile karşılıklı olarak düşünülmüş olan ‘Geri Kabul Anlaşması’na atıf yapılıyor. Dolayısı ile bu anlaşmanın tam uygulanabilmesi için AB’nin Türkiye’ye vize serbestiyeti vermesi gerekiyor.

Son dönemde birkaç kez Türkiye’ye bununla ilgili heyetler gelmiş ve vize serbestiyeti için gerekli kriterlerin yerine getirilip getirilmediği incelenmişti. Ancak AB içerisinde başta Almanya, Hollanda ve Avusturya olmak üzere bazı ülkeler Türkiye’ye vize serbestiyeti verilmesine olumlu bakmıyor. Hatta bu mesele Almanya’daki koalisyonun kurulma şartlarından biri olarak duruyor.

5. Üçüncü ülkelerde ortak kara tahliye platformları

İnsan kaçakçılarının çalışma modelini bozguna uğratmak adına denizde kurtarılan göçmenlerin bölgedeki ülkelerde karaya bırakılabilmesi için gerekirse Birlemiş Milletler gözetiminde uluslararası yasalara bağlı ortak tahliye platformları oluşturmak.

Bu madde ile yasadışı göçmenlerin tehlikeli yolculukları göze alma motivasyonun kırılacağı hesaplanıyor. Bugüne kadar insan kaçakçılarının tek yapması gereken göçmenleri botlara bindirip Akdeniz’de AB ülkeleri yakınlarına kadar götürmekti. Karaya ayak basmaları gerekmiyordu çünkü Avrupalı gemilerce bulunduklarında mecburen Avrupa’da bulunan en yakın göçmen kamplarına götürülüyorlardı.

6. Gönüllü merkezler

AB sınırları içerisinde uluslararası yasalara göre kurtarılmış olan göçmenler ortak bir çaba ile kontrol altında tutulan merkezlere aktarılacak ve bu merkezlerde kim yasadışı kimin gerçekten iltica etmek için meşru ve yasal gerekçeleri mevcut bunların ayrımı yapılarak işlemler hızlandırılacak. Ne var ki, bu göçmen merkezlerinin kurulması, burada işlemden geçen göçmenlerin yeniden yer değiştirmesi ve yeniden yerleştirilmesi tamamen gönüllülük esasına dayalı olacak.

Bu madde aslında zirvenin en önemli konusu ve ‘gönüllülük esası’ ile gerçek bir uzlaşma olmadığı aksine meselenin ertelendiği anlaşılıyor. Zaten zirvenin hemen ardından İtalya başbakanından gelen ilk açıklama “Merkez kurup kurmamaya daha sonra karar vereceğiz” oldu.

7. Türkiye’ye ikinci yardım paketi

Türkiye’deki sığınmacılar için yardım paketinin ikinci kısmı aktarılacak. Bu maddede AB’nin Türkiye’ye 2015’te toplamda taahhüt ettiği 6 milyar euroluk sığınmacı yardım fonunun ikinci 3 milyar euroluk kısmına onay verildiği görülüyor. İlk 3 milyar euroluk kısım kağıt üzerinde toplam 72 projeye ayrıldı ancak Haziran 2018 itibarı ile bunun henüz sadece 1 milyar 940 milyon Euro’su transfer edildi.

İlk kısım gibi ikinci 3 milyar Euroluk kısım da bir anda değil aşamalı olarak Türkiye’ye proje bazında aktarılacak. Türkiye fonun bu akış hızından memnun olmadığını birçok kez dile getirdi. Bununla birlikte AB Afrika Güven Fonu’na da 500 milyon Euro transfer edilecek.

8. Afrika ile daha güçlü işbirliği

Göçmen sorununun temelinde Afrika’nın sosyo-ekonomik bulunuyor. Bu nedenle bu alandaki değişimi için Afrikalı ülkelerle daha ileri ve güçlü siyasi ve ekonomik işbilikler hayata geçirilecek.

9. Masrafları esnek ve hızlı şekilde karşılama

Bir sonraki çok yıllı bütçe tasarısında Avrupa Konseyi yasadışı göç ile mücadele sırasında oluşan masrafları daha hızlı karşılayabilmek adına esnek ödeme araçları ve kurumları oluşturacak.

Bu madde en çok sıkıntı duyulan konulardan birini çözmeyi hedefliyor. Pek çok zaman sınırların korunması, devriye görevleri, göçmenlerin kurtarılması ve sonrasında ortaya çıkan masraflar ortak AB bütçesinden alınabilecek bile olsa bürokratik sebeplerle tahsil edilemiyor veya geç ve eksik ediliyor. Bu sebeple bir çok ülke insani olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek noktasında dahi harekete geçmeyebiliyor veya topu bir başka ülkeye atıyor. Esnek ve bürokratik süreçlerden azade bir bütçe kalemi ve merkezi oluşturulacağı anlaşılıyor.

10. Dış sınırların daha etkili korunması

AB birliğin sınırını oluşturan üleklere sınır güvenliği için ek maddi ve materyal destekte bulunacak. Yasadışı göçmenleri geri gönderilmesi noktasında ortaya çıkan masraflara katkı yapacak.

11. Şengen’in korunması

Şengen ülkeleri AB içi göçmen hareketlerini en aza indirmek için birbileri ile her konuda işbirliği içinde olacak. Bu noktada gerekli tüm iç hukuk ve idari önlemler alınacak.

Bu madde ile amaç Şengen anlaşmasını ve Şengen üyesi ülkelerin ilişkilerini zora sokacak durumlara meydan vermemek.

12. ‘Ortak Avrupa İltica Sistemi’ kurulacak

Yeni bir ‘Ortak Avrupa İltica Sistemi’ oluşturmak için gerekli refromlara hız verilecek. Dublin Sözleşmesi düzenlemelerini reformize etmek sorumluluk ve dayanışma çerçevesinde uzlaşı arayışına ağırlık verilecek.

Dublin Sözleşmesi sığınma başvurularında AB ülkelerinin nasıl bir uygulamada bulunacaklarını belirleyen yasa. Var olan sözleşmeye göre sığınmacılar ilk ayakbastıkları ülkede kayıt altına alınmak ve tüm işlemlerini o ülkede gerçekleştirmek zorunda. Dolayısıyla bu madde de AB’nin göç sorunundaki en hayati meselelerin başında geliyor. Ancak bu noktada da somut bir anlaşma çıkmadığı ve konunun ertelendiği görülüyor.

Kaynak: Euronews

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz