AB Komisyonu 2022 Türkiye Raporu, toplumun nasıl sindirildiğinin bir fotoğrafıdır..

0

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Avrupa Birliği Komisyonu 2022 Türkiye Raporu’na ilişkin konuştu. Sürpriz olmayan bu rapor olduğuna dikkat çeken Yeneroğlu, insan hayatına doğrudan dokunan pek çok konuda yapılan yanlışları ortaya koyduğunu söyledi.

“Raporda, Türkiye’nin demokratik kurumlarının işleyişinde ciddi eksiklikler bulunduğu; Meclisin, hükûmetin hesap verebilirliğini sağlayacak gerekli araçlardan yoksun olduğu ve etkili bir denge ve denetleme mekanizması bulunmadığının altı çizilmektedir.” diyen Yeneroğlu, şöyle devam etti: “Rapor; mevcut sistemin, demokrasinin en temel standartlarından dahi uzak olduğunu ortaya koymaktadır.

Demokrasinin can damarları olan sivil toplum kuruluşlarının baskı altında olduğu; ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüklerinin kısıtlanmasıyla özgür hareket etme alanının daraldığı ifade edilen raporda ‘ifade özgürlüğü alanında son yıllarda gözlenen ciddi gerilemenin devam ettiği’ belirtilerek ‘Devlet kurumları tarafından uygulanan kısıtlayıcı tedbirler ve adli ve idari yollarla artan baskı, ifade özgürlüğünün kullanılmasını baltalamaya devam etmiştir’ denilmektedir.

Gazeteciler, insan hakları savunucuları, avukatlar, yazarlar, muhalif politikacılar, öğrenciler, sanatçılar ve sosyal medya kullanıcılarına karşı açılan ceza davaları ve mahkumiyetler de toplumun nasıl sindirildiğinin bir fotoğrafı olarak raporda açıkça ortaya konmuştur.

Raporda yargı teşkilatımızın içler acısı hali de açık bir şekilde dile getirilmiş; yargının, muhalefet partilerinin milletvekillerini sistematik bir şekilde hedef almak için kullanıldığı, yargı bağımsızlığının yok edildiği belirtilerek hâkim ve savcılar üzerindeki baskıya ilişkin gerçekler de iktidarın ve kamuoyunun dikkatine sunulmuştur.

AİHM kararlarının uygulanmamasının, yargının uluslararası standartlara bağlılığına ilişkin endişelerin artmasına neden olduğu ifade edilen raporda; hâkim ve savcıların mesleğe alınmasında ve terfiinde nesnel, liyakate dayalı ve önceden belirlenmiş kriterlerin bulunmadığı ve bunun yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı önündeki ciddi engellerden biri olduğu da tespit edilmiştir.

Raporda, yolsuzlukla ve rüşvetle mücadele sözleri veren Sn. Erdoğan’ın ihtiyacı olan tespitler de yer almaktadır. Uluslararası yükümlülüklerin gereği olan yolsuzlukla mücadele birimlerinin kurulmadığı ve kamu kurumlarının hesap verebilirliği ile şeffaflığının iyileştirilmesinin gerektiği belirtilen raporda yolsuzlukla mücadele stratejisi ve eylem planının olmamasının, yolsuzlukla kararlı bir şekilde mücadele etme iradesinin bulunmadığını gösterdiği ifade edilmiştir.

Ülkemizin içinde bulunduğu karanlık tablo, Avrupa Birliği’nin bu raporu ile bir kez daha yüzümüze çarpmıştır. Ancak bu tablo bizi asla ümitsizliğe düşürmeyecektir. Aksine, ülkemizi bu koyu karanlıktan çıkartmak için daha çok mücadele edecek ve toplumun tüm farklı kesimleriyle birlikte demokrasiye, hukuk devletine, insan haklarına inanan insanlar olarak barış, huzur ve refah dolu Türkiye için daha çok çalışacağız. Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın da ifade ettiği gibi “Hedefimiz Türkiye’nin AB üyeliğidir. Evlatlarımız Avrupa’nın başı dik Türkiye’sinde büyüyecek.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz