- Kılıçdaroğlu: MİT onun emrinde, bizim gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın - 29 Nisan 2023
- Demir Grup Sivasspor 1 – 3 Fenerbahçe.. - 29 Nisan 2023
- Yurt dışına kayıtlı seçmenler oy vermeye başladı.. - 29 Nisan 2023
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, A Haber’de konuştu. 6 yaşında çocuğun cinsel istismara uğradığı iddiasına ilişkin soru üzerine, bunun çok tatsız ve hiç duymak istemedikleri haberlerden olduğunu belirten Yanık, “Bakanlık olarak biz uzun yıllardır düzenli olarak erken yaşta evlilikle mücadele noktasında çalışmalarımızı aralıksız devam ettiriyoruz. Hala özellikle pilot bölgelerde çalışmalarımız devam ediyor. Ancak bu konu ‘Erken yaşta evlilik’ başlığında bile değerlendirilemeyecek kadar tatsız bir konu. Biz açılan bu ceza davasına bakanlık olarak müdahil olduk.” dedi.
İşin hukuki tarafında, delillerin toplanması, hakikatin ortaya çıkması ve mağdurun talep etmesi halinde her türlü sosyal, ekonomik ve sosyal hizmet desteğinin sağlanacağını kaydeden Yanık, “Çocuğun cinsel istismarı, söylerken bile bizi rahatsız eden, tüylerimizi diken diken eden bir mesele. Çocuğun cinsel istismarı hangi sebeple, hangi gerekçeyle, hangi meşruiyet arayışıyla olursa olsun kabul edilemez, onaylanmaz, meşru gösterilemez.” ifadelerini kullandı.
Bakan Yanık, şiddetle, istismarla, ihmalle, çocukların korunması noktasında 20 yıldır aralıksız mücadele ettiklerini, çocukların eğitimden sağlığa, sosyal hizmetlere erişiminden güvenliğine her türlü ihtiyacının karşılanması için gayret gösterdiklerini bildirdi. Bu konu kamuoyuna yansıdığı zaman davaya müdahil olduklarını açıkladıklarını hatırlatan Yanık, şöyle devam etti:
“Milletimiz şundan müsterih olsun, kendilerinin bilmediği yüzlerce vakada da biz mağdurun hakkını savunmak için yanındayız. Gerek kolluk sürecinde gerek sosyal hizmet ve güvenliğin, barınma ihtiyacının temini noktasında, bunun özellikle altını çizmek istiyorum. Kaldı ki bu vakada zaten bir davaya müdahil olduğumuzu açıkladık ve bundan sonra da bu süreç hukuki anlamda tamamlanıp bitinceye kadar da içinde olacağız. Gerekli araştırmaların, hakikatin ortaya çıkması, mağdurun korunması ve küçüğün korunması noktasında üzerimize düşen bütün sorumlulukları bize tanımlanan hukuki çerçevede yerine getireceğiz.”
Mağdurun ve çocuğunun Bakanlık denetiminde bir yere alınarak korunması ya da psikolojik destek görüp görmeyeceğine ilişkin soruya ise Yanık, “Olabilir, gayet tabii talep ederse mağdur, çünkü artık 24 yaşında reşit biliyorsunuz. Dolayısıyla kendisinin talebi olursa gayet tabii biz o tür destekleri sağlarız.” yanıtını verdi.
“Bir çocuğun istismarı üzerinden oluşturacağınız siyasi kazanç, kazanç değildir”
Bakan Yanık, bu olayın siyasete yansımaları konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine, “Kadına şiddet, çocuk istismarı, çocuğa yönelik ihmal ve istismar vakaları siyasetin konusu değildir. Üzerinden siyaset üretilecek, siyaset tartışması yapılacak konular değildir.” değerlendirmesinde bulundu.
İstismar vakalarında, şiddet vakalarında sosyal sınıf, kültürel sınıf, ekonomik sınıf ayrımı yapıp, “Burada şiddet olmaz, burada istismar olmaz” denilemediğini aktaran Yanık, şöyle konuştu:
“Her yerde ve her zeminde olabilir o yüzden çok daha dikkate alınması gereken, çok daha özenle mücadele edilmesi gereken ve üzerinden siyasi salvo yapılmaması gereken bir alandan bahsediyoruz. Gayet tabii siyasi partiler tartışırlar, birtakım kendi bakış açıları çerçevesinde yaklaşımları olur, bu ayrı bir şeydir ama insan söz konusu olduğunda, insana ilişkin temel hak ve özgürlüklerin korunması söz konusu olduğunda, bunu bir siyaset malzemesi haline dönüştürdüğünüzde meselenin esasını konuşamıyorsunuz.”
“15 yaşın altı TCK’ye göre çocuğun cinsel istismarıdır”
Yanık, bakanlığın elindeki bilgiye göre mağdurun evlendirildiğinde kaç yaşında olduğuna ilişkin soruyu yanıtlarken, hukuki sürecin devam ettiğini hatırlattı, “İşte 6 yaş var, 7-8 yaş var, 13 yaşında nişanlanıp işte 14 yaşında evlendiği gibi birtakım haberler var. Hangisi olursa olsun en nihayetinde ortada bir çocuğun istismarı vakası var.” dedi.
Medeni Kanun’a göre 17 yaşında ebeveyn rızasıyla, 18 yaşını doldurduktan sonra da reşit olduğu için kişinin kendi isteğiyle evlenebileceğini belirten Yanık, “Dolayısıyla 16 yaşın altındaki bir yaşta herhangi bir şekilde bizim hukukumuzun kabul ettiği bir evlilik söz konusu olmaz, bu bir. İki 15 yaşın altı zaten Türk Ceza Kanunu’na göre çocuğun cinsel istismarıdır. 15 yaş altında herhangi bir rızayi, iradi tutumu da hukuk gözetmez. Türk Ceza Kanunu’muzda 15 yaşında altında herhalükarda mağdurun rızası olduğunu iddia etseniz bile orada rıza aranmaz.” ifadelerini kullandı.
Bakanlığın erken yaşta evlilikle mücadele çalışmalarıyla oranın düştüğünü, 1 kadın cinayetinin bile kendileri için yüksek olduğunu kaydeden Bakan Yanık, “Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans. Bizim mücadelemiz bir tek kadın, kadın kimliğinden dolayı şiddete uğramayıncaya kadar devam edecek.” diye konuştu.
Yanık, Aile ve Sosyal Hizmetler, Milli Eğitim, İçişleri, Sağlık, Adalet bakanlıkları ve Diyanet İşleri Başkanlığıyla oluşturdukları “Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi” olarak, “Toplumda farkındalık, mağdurların izlenmesi ve takibi, adalete erişimin kolaylaştırılması, eğitim süreçlerinin kolaylaştırılması” çalışmalarında önemli mesafe aldıklarını söyledi.
Bunun Türkiye’de kadına yönelik şiddet vakası olmadığı, kadın cinayeti olmadığı anlamına gelmediğini ifade eden Yanık, “Yaptığımız çalışmalar, mesela sadece 2021-2022’nin ilk 10 ayı arasındaki sayıya baktığımızda yüzde 7 oranında bir azalma var. Bu bize şunu söylüyor, diyor ki, ‘Mücadele ettiğinde sonuç alıyorsun o zaman daha çok çalışacaksın.’ Yani çaba gösterdiğinizde sonuç aldığımız bir başlıktan bahsediyoruz. O yüzden daha çok çaba göstereceğiz.” dedi.
Kız çocuklarının okullaşma oranı
Yanık, 2002/2003 öğretim yılında kız çocuklarının ilköğretimde okullaşma oranı yüzden 87,34 iken 2021/2022 yılı itibarıyla ilkokul düzeyinde kız çocuklarının net okullaşma oranı yüzde 93,12, ortaokul düzeyinde kız çocuklarının net okullaşma oranının yüzde 89,73’e ulaştığını aktardı.
Ortaöğretimde kız çocuklarının 2002/2003 öğretim yılında okullaşma oranı yüzde 45,16 iken 2021/2022’de bu oranın yüzde 89,29’a yükseldiğine dikkati çeken Yanık, “2002/2003 öğretim yılında kadınların yükseköğretimde okullaşma oranı yüzde 13,52 iken 2021/2022 yılı itibarıyla bu oran yüzde 49,20’ye yükseldi. Yaklaşık 3-4 katı. 2002 yılında 6 yaş ve yukarı nüfus içinde kadın okuryazarlık oranı yüzde 79,9 iken 2021 yılında bu oran yüzde 95,7’ye yükseldi.” ifadelerini kullandı.
Eğitim kadar önemli diğer başlığın sağlık olduğuna dikkati çeken Yanık, sağlık politikalarında, anne çocuk sağlığının önemli bir yer tuttuğunu, anne ve bebek sağlığı göstergelerinde son 20 yılda çok olumlu değişikler ve ilerlemeler olduğunu vurguladı.
Sağlık kuruluşunda gerçekleşen doğum oranı 2002 yılında yüzde 75 iken, 2020 yılında bu oranın yüzde 98’e yükseldiğini dile getiren Bakan Yanık, şunları aktardı:
“Eğitim ve sağlık ile beraber bir başka önemli başlık daha var. Kadınların ekonomik ve toplumsal hayatta etkin bir şekilde yer alması, kadın istihdamının artırılması, kadınların meslek ve iş sahibi olması, çalışması, üretmesi, kazanması. 2002’de istihdam edilen 6 milyon 122 bin kadın varken, 2022 yılı Eylül ayı itibarıyla bu rakam 10 milyon 174 bine ulaşmıştır. Bizim 20 yılda aldığımız mesafe çok önemli bir zihniyet dönüşümünü sağladığı halde bu kadınlarla alakalı tartışmaları, kadınlarla alakalı çalışmaları hiç görmeden ‘Ne yaptınız ki?’ işte ‘Kadına yönelik şiddeti siz tahrik ediyorsunuz, siz teşvik ediyorsunuz, göz yumuyorsunuz.’ gibi son derece hakkaniyetsiz, son derece yersiz, son derece haksız birtakım ithamların, sadece siyaset üretme adına muhatabı oluyoruz. Dolayısıyla yapıp ettiklerimizi somut veriler üzerinden, hiç yorum yapmadan sadece veriler üzerinden de pek çok uluslararası kuruluşların tespiti olan veriler üzerinden sizlerle paylaşacağım.”