Akşener: İki uçağı satsalar Türkiye’nin bütün vilayetlerine ikişer bin kişilik birinci sınıf yurt yapabilirler

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Çatalca’da mahalleleri ziyaret etti, vatandaşlar ve esnafla konuştu.

Esnaf ziyaretleri süresince Türkiye’nin her yerinde esnafın elektrik fiyatından şikayetçi olduğunu gözlemlediğini anlatan Akşener, “O dükkanların içinde Türkiye’nin özetini görüyoruz.” dedi. Market ve eczanelerde veresiye defterleri gördüğünü vurgulayan Akşener, şöyle konuştu:

“Bu gezilerde esnaf dükkanlarında işsiz gence rastlıyoruz, o esnaf dükkanlarında çiftçi ve besiciye rastlıyoruz. Tencere kaynatmakta zorlanan kadına rastlıyoruz, emekliye rastlıyoruz, atanamamış gençlere rastlıyoruz. Dolayısıyla o dükkanların içinde Türkiye’nin özetini görüyoruz. Bugün itibariyle biz bu dükkanlarda yaşananların, dertli insanların dertlerini öğreniyoruz. Çözümler üretiyoruz.

Ben, 5 Doğu Anadolu ilinden geldim. Bugün de İstanbul’un en batı ucundayız. Ortak noktalar şu; elektrik parasından şikâyet var. Türkiye’nin her yerinde esnaf, elektrik fiyatından şikayetçi. Mamulün pahalı gelmesinden ve vatandaşın alım gücünün düşüklüğünden şikâyet ediliyor. Özellikle market ve eczanelerde inanılmaz veresiye defterleri gördük. Bütün bunların neticesinde Türkiye’de esnaf üzerinden Türkiye’nin dertli kesimlerinin dertlerini öğrenip çözüm üretiyoruz. İYİ Parti olarak suni gündemlerin peşinden gitmeyeceğiz, gerçek derdin ve gerçek çözümlerin peşinde olacağız.”

Meral Akşener, yurt ve kira sorunu nedeniyle eylem yapan öğrencilerle ilgili de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek “500 milyon dolarlık uçaklarla gezmek yerine iki uçağı satsalar Türkiye’nin bütün vilayetlerine ikişer bin kişilik birinci sınıf yurt yapabilirler.” diye konuştu. 

Sorunun sebebinin de kentsel dönüşüm olduğuna dikkat çeken Akşener, şöyle devam etti: “Ben Sayın Erdoğan ve arkadaşlarına şunu tavsiye ediyorum; 500 milyon dolarlık uçaklarla gezmek yerine, iki uçağı satsalar Türkiye’nin bütün vilayetlerine ikişer bin kişilik birinci sınıf yurt yapabilirler. Pek çok gencimizin yurt sorunu ortadan kalkar. Öğrencilere, gençlere beddua etmek yerine bu israfın, bu aşırı harcamanın önüne geçilip bu çocuklarımızın derdine çare bulunması en doğrusudur.

Kiralarla ilgili derin bir problem var. Kentsel dönüşümlere dair yapılan planlamaların yanlışlığı, o meselenin patlaması; 250 bin dolara mültecilere vatandaşlık satılıyor ev alma üzerinden, bir de onun üzerinden patladı. Beceriksizlik, plansızlık sebebi ile öğrenciler bu sene okula gidecek bir de onlar üzerinden yurt yeterli değil, bunların neticesinde bu çocuklar ‘Bizi görün, bize kulaklarınızı açın’ diye bir tavır koydular. O tavrın sertlikle müdahale edilerek dağıtılmasını doğru bulmadığımı ifade etmek isterim.”

AK Parti’li Üsküdar Belediyesi’nin Validebağ Korusu’na sabahın erken saatlerinde iş makineleri ile girmesine de tepki gösteren Akşener, şunları söyledi: “Ben Üsküdar’da ikamet ediyorum. Buradaki Validebağ Korusu’nu geçmiş dönemde Büyükşehir Belediyesi eliyle sürekli el uzatıldı. Burada vakit geçiren bölgenin sakinleri ben de onlardan biri olarak engel olundu. Şimdi de belediye dışarıda bırakılıp malum kupon arazi haline getirilip yeniden bir el sokma durumu var. Bugün partimizin mensupları koruda olacaklar. Bu korudan bu kupon arazi meraklılarının ellerini çekmesini uyarı olarak söylemek isterim.”

İstanbul Çatalca’da esnafı ziyaret eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e, KHK’lı bir polis memuru dert yandı. “KHK meselesini ne zaman dile getireceksiniz Allah aşkınıza?” diye soran polis memuru, şunları ifade etti:

“Ben 1999 yılında Bank Asya hesabımdan dolayı ihraç olmuş bir polis memuruyum. Hakkâri’de görev yaptım. Van’da görev yaptım. Ben Van’da mukayyittim. Ben devletin kendi özel evraklarına bile kendi kalemimle imza atardım ki devletimin mürekkebi gitmesin diye. Ve ben 14 ay hapis yattım. Suçum 1999 yılındaki Banka Asya hesabım. İçeri girerken oğlum beş aylıktı. Şu an beş yaşında. Ben 14 ay yastığa ‘oğlum’ diye sarıldım. Benim ne suçum var? Ben hırsız değilim. Ben hırsızlık yapmadım. Ben rüşvet yemedim. Yeseydim benim Hakkâri’de, Çatalca’da dairem vardı, apartmanım vardı. KHK zulmünü dile getirmezseniz, hiçbir siyasi parti KHK zulmünü dile getirmezse ne seçimi kazanabilir ne de ülkeyi düze çıkartabilir. Çünkü KHK’lılar liyakatli insanlar. Lütfen bunu dile getirin. 

Şu an sadece CHP dile getiriyor. Biz istiyoruz ki kadın eli değsin kadınlar vicdanlıdır. Bakın elim ayağıma, şu halime bakın, 5 yıldır ben bu haldeyim. Hırsızlık yapmadım ben. Rüşvet yemedim, haram yemedim, onca arkadaşım şehit oldu suçum bu mu? Paramparça oldu arkadaşlarım. Hendek operasyonlarında vardım. Suçum 1999 yılındaki Bank Asya hesabı. Devlet bana tuzak mı kurdu? Devletim bana tuzak kurmadı. Devleti ele geçirenler kurdular. O hukuk bir gün geri dönecek. Döndüğünde var ya onun hesabını soracağız biz. Bak elim ayağım titriyor. Benim ne suçum var. Ailem dağıldı, benim yuvam yıkıldı. KHK zulmünü dile getirin. Biz hırsızlık yapmadık. Rüşvet yemedik. Allah’ımıza hamdolsun. Dile getir Meral abla.”