Altı Kafadarın Mutabakat Metni

0

Ortak Politikalar Mutabakat Metni.

Hukuk, adalet yargı, kamu yönetimi, yolsuzlukla mücadele, şeffaflık ve denetim, ekonomi, finans ve istihdam, bilim, Ar-Ge, yenilikçilik, girişimcilik ve dijital dönüşüm, sektörel politikalar, eğitim ve öğretim, sosyal politikalar ve dış politika, savunma, güvenlik ve göç olmak üzere 9 ana başlık altındaki 75 alt başlıkta 2300’den fazla somut hedef, politika ve projeleri içeriyor.

Metnin tamamını bu adresten okuyabilir ve kitapçığı pdf formatında indirebilirsiniz. (https://ocakmedya.com/altili-masanin-ortak-politikalar-mutabakat-metni-aciklandi/)

Bu kadar madde içerisinde iktidar taraftarlarını iki başlık çok rahatsız etmişe benziyor.

Birincisi; 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamelerinden kaynaklanan mağduriyetlere son verilecek olması.

Kısaca KHK‘lar.

İkincisi; bazı bakanlıkların taşra kuruluşlarının görev alanlarına göre yerel yönetimlere devredilecek olması ve merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki aşırı vesayetine son verilecek olması.

Kısacası gücü paylaşmak, baskıyı azaltmak. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre “PKK’lılara ve FETÖ’cülere selam veriyorlar.”

İktidarın küçük görünümlü büyük ortağına göre ise “Ortak ihanet belgesi, yıkım beyannamesi.”

Gel ki ona göre kendi hariç zaten her şey ihanet.

Elbette onları bu kadar rahatsız ediyor olmasının altında yatan temel sebep, adaletin tekrar geri dönecek olma ihtimali.

Hak, hukuk, adaletin olmadığı bir yerde inanın ot bile bitmez.

Fakat ‘Özgür Basın’ın yorumcuları, hala yaşanılan haksızlıkları, hukuksuzlukları savunmaktan biran olsun geri durmuyorlar.

Türkiye, Altılı Masa’nın vaat ettiği hedeflerden şu an fersah fersah uzakta. 

Metnin eksiklikleri yok mu?

Elbette olabilir. 

O eksiklikleri gidermek için de önce bu vaat edilenleri gerçekleştirmek gerekiyor.

Birden zirveye çıkmak mümkün olmuyor.

Ayrımcılığı ortadan kaldıran, çift başlılığı yok eden Ortak Politikalar Mutabakat Metninde, altı liderin izlerini de bulmak mümkün.

Her birinin değişik zamanlarda dile getirdiği vaatler, metinde kendine yer bulmuş.

Eğer gerçekleştirilirse Türkiye’nin ihtiyacı olan vaatler.

Bu kadar ayrıştığımız, kutuplaştığımız, parçalanıp bölündüğümüz, birbirimize sevgi yerine nefretle baktığımız, saygımızı, umudumuzu, geleceğimizi yitirdiğimiz bir zaman diliminde bu metin, hayata geçirilmesi halinde yarınlarımıza ışık tutabilir.

Burada asıl zorluk ise oy toplayabilmek için bunların hayata geçirileceğine vatandaşın ikna edilmesi.

Bir başka zorluk kâğıtta yazıldığı gibi hayata geçirebilmek.

14 Mayıs’ta yapılması düşünülen seçime 3 ay gibi kısa bir zaman var.

İmkanlar bakımından oldukça kısıtlı olan Altılı Masa’nın bunu başarıp başaramayacağını şimdiden kestirmek oldukça güç.

Kapı kapı dolaşıp iyi bir propaganda çalışması yürütmeleri gerekiyor.

Ayrıca iktidar tarafının da boş durmayacağını, daha şimdiden başladıkları manipülasyonlarını da dikkate almak gerektiğini söylemeye gerek bile yok. 

Ortak Politikalar Mutabakat Metnini ortaya çıkarmaktan daha zoru buna insanları ikna etmektir.

Sonuç ne olursa olsun bu metin, şimdiden Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında tarihe geçmiştir.

Neden mi?

Altı benzemezin kurduğu bir masadan, altı kafadarın çıkıp böylesi ülkeyi ileri bir seviyeye taşıyacak bir metni çıkarmasını kimse beklemiyordu.

İktidarın bir nebze şaşkınlığı da bundan.

“Ortak Politikalar Mutabakat Metninin neresini eleştireyim” telaşına düşüp sadece iki maddeyi ‘Özgür Basın’ üzerinden halka pompalayarak karalama çalışması yürütmesinin altında yatan sebep de budur.

Açıkçası Altılı Masa’yı savunanlar dahi böylesi ileri boyutlu bir politika beklemiyorlardı.

İktidar, “bunları ben de yaparım” diyemiyor.

Çünkü geldiğimiz noktada ülkeye bıraktığı 20 yılın enkazı, orta yerde duruyor.

Yazımızı, yargı alanında yapılması planlanan bazı vaatlerle tamamlayalım.

Hâkim ve savcılara coğrafi teminat.

Cumhuriyet Başsavcılıklarına bağlı Adli Kolluk Teşkilatı kurulacak. 

Özel yargılama usullerine ve özel yetkili mahkeme uygulamasına son verilecek.

Sulh Ceza Hakimlikleri kaldırılarak bunların yerine Sulh Ceza Mahkemeleri kurulacak; görev, yetki ve işleyişleri hukuk devletinin gereklerine göre düzenlenecek.

Hakimlerin terfilerinde, kararlarını verirken özenli davranmalarını sağlamak amacıyla, verdikleri kararların Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla uyumu temel ölçütlerden biri olarak kabul edilecek.

Görevini kötüye kullanmak suretiyle, Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararına sebep olup devleti tazminata mahkûm ettiren ve zarara uğratan hâkimlere ve savcılara bu tazminat ve zararın rücu ettirilmesi sağlanacak.

Hakimler ve Savcılar Kurulu kaldırılacak, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturulacak.

Adalet Bakanı ve Müsteşarının Hakimler Kurulu’nda yer alması sona erecek. 

Savunma mesleği anayasal güvenceye kavuşturulacak. 

Ceza yargılamalarında, duruşma düzeni, “silahların eşitliği ilkesi”ne uygun hale getirilecek, iddia makamı ile savunma makamı, duruşma salonlarında fiziki olarak eşit konumda olacak.

Çoklu baro sistemine son verilecek. 

Bireysel başvuruya konu hak ihlalinin bir kanundan, kanun hükmünde kararnameden veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinden kaynaklanması halinde Anayasa Mahkemesi’ne, ilgili normu iptal edebilme yetkisi verilecek.

Not: Kanser hastası 6 yaşındaki Yusuf Kerim Sayın, 21 Aralık 2022’den bu yana tam 43 gündür Anne hasretiyle kavruluyor.

Ferizli Cezaevinde yatan Anne Gülten Sayın’ı, evladı Yusuf’a kavuşturmak için ey ‘Adalet’ ey ‘Siyaset’ ey ‘Merhamet’ ey ‘Vicdan’ ey ‘İnsanlık’ neredesin? 

Gelirsen 3 kere vur!..

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz