Amerikan rüyası / 2

0

Söz konusu uyuşturucu olunca Amerika’da her şeye farklı bakmak gerekiyor. Geçen makalede verdiğim yaşanmış olaydan yola çıkalım. Yol araması yapan polis yine eski bir güvenlik görevlisi tarafından öldürülmüştü ironi olarak. Uyuşturucu kendi ülkesi için görev yapan iki kişiyi karşı karşıya getirmişti. Bu tabii Türkiye dâhil birçok ülkede böyle. Sonuçta bir arz ve talep olgusu da var. Amerika’da uyuşturucu kullanımı herhâlde dünyada en fazla olan ülkeler arasında. 

Özellikle Esrar içmeyen herhalde yok gibi bir şey ülkede. Fakat tekrar cinayeti işleyen askere dönersek. Burada başka bir faktör var. Bu insanları bilmedikleri bir coğrafyaya, karanlık bir savaşa gönderenler pek ala biliyor ki döndüğünde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İşte orada gördükleri ve yaşadıkları kendilerini döndüklerinde madde bağımlısı yapmakta birçok nedenden dolayı. Bunu Türkiye yede uyarlayabilirsiniz. Güney Doğu Anadolu’da onlarca yıldır süren bir savaşta oradaki insanlar ne kadar sağlıklı olabilir ki günlük yaşamda.

Amerika’da özellikle gençler açısından madde bağımlılığı daha korkunç boyutlarda.  Yalnızca sokaklarda değil hatta birçok meslekte insanların artık uyuşturucu kullandığını saklamıyor. Hatta Kaliforniya ve Colorado eyaletlerindeki esrarı bir nevi satışı da kullanımı da serbest yalnız kamuoyunda da bir bölünmüşlük var. Bir grup esrarı zararından çok yararı olduğunu ve bağımlılık yapmadığı şeklinde görürken diğerleri ise daha ağır uyuşturucular için bir basamak veya İngilizce de “gateway” olduğunu düşünüyor.

Ben şahsen ikinci teorinin daha doğru olduğuna inanıyorum. Özellikle genç kesimde şunu denedik hadi ona da bir sefer bakalım diyen geniş bir grup var. Kokain, Crack kokain, eroin, morfin, meth, daha birçoğunu da bu genç kesim kullanmakta ve satmakta aynı zamanda. Kaç kuşaktan beri bu işi geçim kaynağı olarak gören bir kitle var. Bırakın geceyi gündüz gözüyle her bir Uyuşturucunun satıldığı mekan rahatlıkla bulunur. İnsanı hayretler içinde bırakan bir durum satan belli alan belli ama ticaret devam etmektedir. Şahsi görüşüm Türkiye de dâhil Amerika gibi ülkelerde bu işin böyle gitmesi lazım. Burada büyük paraların döndüğü somut bir gerçek. Paradan da ötesi madde bağımlısı insanlar bir nevi tembel, rahat ve hayal âleminde yasadığından üst tabaka bundan memnundur. Sistemi sorgulayamayan bu insanların birçoğu genç yaşta ölmektedir. 

Yıllar önce yakın bir arkadaşımın kardeşi Crack Kokain bağımlısı olmuştu. Tedavi olmayan bir bağımlının bunları bırakması ise hemen hemen imkânsızdır. Büyük kent ve kasabaların merkezine gittiğinde yüzlerce evsiz ama aynı zamanda madde bağımlısı sokaktakiler. Çelişkinin en can alıcı noktası ise burada kendini belli eder. Bir bağımlı kendi isteği ile bunları bırakması zordur ve tedavisi şarttır. Fakat şehir, eyalet veya federal devletin ise olanakları sınırlıdır. Gerçek bir tedavi yerleri ücretli olup sıradan insanların buralardan yararlanması zordur. Yani kamuya ait yerlerde tedavi ücretsiz ama sınırlıdır. Sokağa düşmüş veya düşük geliri biri bu on binlerce dolar tutan yerlerden yararlanması hayaldir. Yani hem bağımlı hem de düşük gelirli. Bu durumda fazla bir seçeneği yok. Bu maddeleri kullanmaya ve suç işlemeye devam edeceksiniz büyük ihtimal. 

Peki tedavi olmayanlara başka ne oluyor. Tabi ki madde kullanmaya ve gerekirse soygun ve adam öldürme yolu ile uyuşturucu için para bulmaya çalışıyor. İşte tam burada başka mesleklere yol açılıyor; avukatlar, kefalet yerleri, güvenlik güçleri, hastaneler, mahkemeler ve özelleştirilmiş hapishaneler. Milyonlarca hatta milyarlarca doların döndüğü bir çark. Eğer çark bu şekilde dönmezse veya suç olmazsa birileri aç kalacak. Yani birilerinin yaşamak ve ötekinin kanında beslendiği bir sistem. Devletin ve bürokrasinin katkısı olduğu bir sistem. Böyle olmasa kapitalizmin ve sömürü nasıl devam edecek. 

Bu sistemin girdabına düşmüş gençlere dönelim tekrar. Amerika’da okul sisteminden de kaynaklanan paradoks bu çelişkili durumu devam ettiriyor. Her ne kadar resmi tezler etnik grupları arasında eşitlik olduğunu söylese de realite daha farklı. Özellikle fakir mahallelerdeki devlet okullarında hem eğitim kalitesi düşük hem de suç oranı çok yüksek. Orta okul ve liselerde birçok çeteler mevcut. Fakir mahalle deyince daha çok siyahlar ağırlıklı olduğu ise malum. Bu çevrelerde de uyuşturucu satan veya kullanan gençler daha fazla. 

Özellikle soruna etnik açıdan bakıldığında daha korkunç bir tabloyu görüyorsunuz. PEW Amerika’da ve dünyada saygın araştırma kuruluşlarından biri olup sosyal konularda ciddi çalışmaları desteklemektedir. 2019 yılındaki bir araştırma sonuçlarına bakalım. Hapishaneler üzerinden yapılan kapsamlı bir araştırma sonuçlarına bakalım. Ortalama olarak ülke yetişkin nüfusun % 64 ünü beyazlar, % 16’sını Latinler ve yaklaşık diğer %13 ünü  ise siyahlar oluşturmaktadır. Hapishanedeki sıralamaya gelince yine yetişkin nüfusun % 38 ini siyahlar, % 30 u beyazlar ve %23 ünü ise Latinler oluşturmaktadır. Buradan çıkması gereken derslerden biri maalesef siyahi ve Latin gruplarından oldukça büyük bir nüfus hapishanelerdedir. Siyahi ve Latin grupların nüfusu daha az olmasına rağmen hapishanelerde daha fazla sayıları. Her iki grupta da suç oranı oldukça yüksektir. Beyazlar da bazı açılardan durum vahimdir. Yine Amerika’nın saygın insan hakları gruplarından Southern Poverty Law Center yani Türkçesi ile Güney Yoksullukla mücadele merkezi özellikle Amerika’da ırkçılık, etnik ayrım, yoksullukla ilgili araştırma ve çalışmalar yapmaktadır. 

2021 ve 2022 yıllarında yapılan son araştırma sonuçlarına göre; şu anda mevcut 733 tane nefret suçu işleyen grup bulunmaktadır. Bunların önemli bir kısmı ise beyaz gruplardan oluşmaktadır. 

Konuyla ilgili detaylı bilgiler almak isteyenler kuruluşların web sayfası www.pewresearch.org ve  www.splcenter.org a bakabilirler. 

Devam edecek 

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz