Türkiye’nin Sesi Partisi (SES Parti) Genel Başkanı Ayhan Bilgen, Gezi Parkı eylemlerinin dokuzuncu yıldönümünde yaşanan tartışmalara ilişkin Ocak Medya’ya dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Gezi olaylarıyla ilgili iktidarın da muhalefetin de bir yüzleşme içerisine girmesi gerektiğini vurgulayan Bilgen, iki kutupluluk ve ve gerilim siyasetinin hem iktidarın hem de muhalefet partilerinin işine yarıyor gözükebildiğine ama bunun Türkiye siyasetine bir katkı sunmadığını belirterek “Eski kavgaları güncelleyerek siyasete yönelik umudu ve güveni inşa edemeyiz.” dedi.
Ocak Medya’ya konuşan Bilgen, partilerinin kuruluşunun üzerinden iki ay geçtiğini ve 20 ilde teşkilatlanma çalışmalarını tamamlamak üzere olduklarını ifade etti. Önümüzdeki bir kaç ay içerisinde 41 il ile ilçelerin üçte birinde teşkilatlanmalarını bitireceklerini anlatan Bilgen, seçime girme hakkını elde eden partiler arasına katılacaklarını vurguladı.
Erken seçim ihtimalini de dikkate aldıklarının altını çizen Bilgen, “Türkiye siyasetinde her an yeni gelişmelere hazır olmak lazım. Partiyi kurarken hem yeni seçim yasasının uygulanması için Nisan 2023’e kadar seçim olma ihtimalini dikkate almıştık hem de olağanüstü gelişmelere karşı bir B planı yapmamız gerektiğini tartıştık. İster zamanında ister Sonbahar’da seçim olsun biz seçimlere kendi cumhurbaşkanı adayımız ve milletvekili listelerimizle gireceğiz. İttifaka yönelik bir arayışımız yoktur. Toplumun farklı bir söze ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Kutuplaşmadan yorulmuş, sesini duyuramayanların sesi olmak için yola çıktık.” dedi.
İki kutupluluk ve ve gerilim siyasetinin hem iktidarın hem de muhalefet partilerinin işine yarıyor gözükebildiğine dikkat çeken Bilgen, şöyle devam etti: “Ama bu Türkiye siyasetine bir katkı sunmuyor. Çözüm odaklı, diyalog esaslı bir siyaset yerine polemik ve hamasete dayalı, söylem siyaseti, algı siyasetini inşa ediyorlar. Biz çözüm odaklı ve toplumun öncelikli gündemi olan ekonomiye yönelik formüllere yoğunlaşma dışındaki her ayrışmayı suni görüyoruz ve toplumun siyasetten uzaklaşmasına, sadece fanatik kitlelerin siyaseti manipüle etmesine katkı sunduğunu düşünüyoruz.”
Gezi Parkı eylemlerinin dokuzuncu yıldönümünde yaşanan tartışmalara ilişkin de Bilgen, şu değerlendirmeyi yaptı: “Gezi olaylarıyla ilgili her iki tarafında bir yüzleşme içerisine girmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak şu anda toplumun acil ve öncelikli gündeminin giderek artan yoksullaşma, işsizlik ve gelir dağılımında çarpıklık olduğunu düşünüyoruz. Eski kavgaları güncelleyerek siyasete yönelik umudu ve güveni inşa edemeyiz.”
Erken seçim konusunda ise Bilgen, şöyle konuştu: “Ülkenin önünü, sadece seçimlerin erkene alınması açacaksa, bu hayati bir konuysa ve siyasetçiler bu konuda net bir kanaat taşıyorsa ülkeyi erken seçime götürmenin hukuki prosedürü ve siyasal koşulları bellidir. Ama Türkiye’de ne yazık ki siyasetin önündeki en büyük handikap, konformizmde risk almamaktır ve sorumluluktan kaçmaktır. Bir yandan seçimlere dair umudu ve beklentiyi karamsarlığa dönüştürecek söylemlere girmek, demokratik değişime dair inancı zayıflatmak, diğer yandan da erken bir zafer sarhoşluğu havasında analizler ileri sürmek ciddi bir kafa karışıklığının göstergesidir.”