- Ocak Söndürmek!.. - 30 Nisan 2023
- Yarın duyduğunuzda utanacağınız cümleler kurmayın!.. - 28 Nisan 2023
- Adaletin ayak sesleri - 26 Nisan 2023
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Artvin’de partisinin il binasının açılışını gerçekleştirdi. “Enflasyon yüzde 200’lerde, üç haneye çıktı değil mi? Biz 34 yıl iki hane, üç hane süren enflasyonu aldık tek haneye indirdik.” diyen Babacan, şunları söyledi:
“Dün Merkez Bankası ne diyor? Küresel barış sağlanırsa ben de enflasyonu indireceğim, diyor. Lafa bak ya! Bizim enflasyonu, bizim zamları küresel barışa bağlıyor. Hani 1960’larda hippiler vardı ya, barış barış diye dolaşırlardı, onlara benziyor. Yahu biz enflasyonu düşürdük de Allah aşkına bunun mızmızlığını mı yaptık, mazeretini mi bulduk!
2003 yılında Irak’ta savaş çıktı. Amerika biliyorsunuz Irak’ın tamamını işgal etti. Bizim ekonomimizi de etkiledi o zaman. Ama biz o yılın enflasyonunu yüzde 29’dan yüzde 18’e indirdik. PKK’nın çok yoğun bir şekilde terör saldırılarına başladığı ve Irak savaşının devam ettiği 2004’te enflasyonu yüzde 18’den aldık yüzde 9’a indirdik. Tek haneye indirdik. Mazeret bulmadık, mazeret aramadık. Her türlü zorluğa rağmen indirdik biz enflasyonu. Ama nasıl indirdik? İşi ehline teslim ederek indirdik. ‘Benim alanım ekonomi, ben ekonomistim’ deyip kafanın dikine gidersen, işte bu ülkede ne enflasyon düşer, ne zamlar biter ne de bu ekonomik kriz çözülür.
Biraz önce, cumadan çıktık, meydanda bir vatandaşımız dedi. ‘Ya çok çaldılar çırptılar, kaynağı nerede bulacaksınız’ dedi. Ben de dedim ki ‘Havuzun dibi delik, çatlak, kaynak oradan akıp gidiyor’. İlk yapacağımız iş havuzun çatlağını kapatmak. Ondan sonra havuz dolacak. Çünkü ülke büyük ülke. Bakın, bu yılın bütçesinde ne kadar faiz ödeyecekler biliyor musunuz? Meclis kapanmadan ek bütçe geçirdiler. Bu sene devlet bütçesinden ödenecek faiz tam 400 milyar TL. Eski parayla 400 katrilyon TL. Peki, tarıma verilen destek ne kadar? Bütün tarım destekleri; buğday, çay, fındık, mazot, gübre destekleri, Ziraat Bankası kredileri… Tüm destekleri toplayın, hepsine 40 milyar TL ödenecek. Yani, tarıma verilen desteğin 10 misli bu sene faiz olarak ödenecek. Cumhuriyet tarihinin en büyük faizini ödeyen hükümet oldu bu hükümet.”
Gençler hayatlarını başka ülkelerde arıyorsa politikalarınız milli ve yerli değildir
Soruyorum şimdi Artvin’e. Artvin’de yaşayan gençlerimiz kalmak istiyor mu? Gençler bir an önce başka yerlere gitmek istiyor değil mi? Çünkü babasına bakıyor, annesine bakıyor, Artvin’in durumuna bakıyor, memleketin durumuna bakıyor. İmkân varsa yurt dışına gideyim diyor. Gençlerin kaçmak istediği bir ülke, Gençlerin hayatlarını başka ülkelerde aradığı bir ülke, milli ve yerli politikaların uygulandığı ülke değildir. Eğer politikalarınız gerçekten milli ve yerli ise bu ülkenin insanı gerçekten bu ülkeyi sever ve yarınlarını bu ülkede kurmak ister.
Şu 200 TL’lik banknot ne zaman tedavüle çıktı? 2009’da. Tedavüle girdiği zamanki değeri 123 Dolar’dı. Bugünkü değeri ne biliyor musunuz? 12 Dolar. Yani 111 Dolar değeri düşmüş bu paranın. Demek ki cebinde 200 TL taşıyan vatandaşlarımızın hepsinin cebinden her bir 200 Dolar için 111 Dolar çalınmış. Peki, buradan soruyorum. Paranın değerini pul etmek millilik ve yerlilik midir? Değildir. Millilik ve yerlilik nedir biliyor musunuz? Bu ülkenin parasının değerini korumaktır. Bu insanların aldıkları maaşın değerini korumaktır. Bu ülkenin insanlarının satın alma gücünü yükseltmektir.
Her şeyin başı güven. Güven olmadan mümkün değil. İlla güveni sağlamak zorundayız. Gençler soruyor bazen, güveni nasıl sağlayacaksınız diye. Bir dakikada, sekiz maddede özetleyeyim: Bir, konuşunca doğruyu söyleyeceksin. İki, söz verince tutacaksın. Üç, emanete hıyanet etmeyeceksin. Dört, devlet yönetiyorsan her zaman hukukla, adaletle hareket edeceksin. Beş, ehliyetli, liyakatli kadrolarla çalışacaksın. Altı, hiçbir zaman istişareyi terk etmeyeceksin. Yedi, şeffaf olacaksın, açık olacaksın. Sekiz, her zaman hesap vermeye açık olacaksın. Bunları yap, korkma.
Bu ülkeyi yeniden ayağa kaldıracağız. Bu ülke yeniden kanatlanıp uçmaya başlayacak. Hiç yapmasak, hiç bilmesek diyebilirsiniz ki bu atıyor tutuyor. Ama yaptık yahu. 2001-2002 krizini çözen ekibin başındaydım. 2008-2009 krizini çözen ekibin de başındaydım. Türkiye’nin dünyada en itibarlı olduğu, sözünün en çok geçtiği dönemde ben bu ülkenin Dış İşleri Bakanlığı’nı yaptım. Onun onurunu yaşadım. Bir ülkenin sözünün gücü nasıl artar, bir ülkeye güven nasıl artar, bunu ben yaşadım, gördüm, yönettim. Onun için biz kendimize güveniyoruz, onun için ülkemize güveniyoruz.”