- Kılıçdaroğlu: MİT onun emrinde, bizim gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın - 29 Nisan 2023
- Demir Grup Sivasspor 1 – 3 Fenerbahçe.. - 29 Nisan 2023
- Yurt dışına kayıtlı seçmenler oy vermeye başladı.. - 29 Nisan 2023
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Şanlıurfa Eyyübiye İlçe Kongresinde konuştu. “Bize düşen sorumluluk; bu toprakların köklü demokrasi tecrübesinden aldığımız güçle, ülkemizde yaşanan demokratik gerilemeye artık bir son vermektir.” diyen Babacan, şunları söyledi:
“Türkiye; İstanbul Sözleşmesi’ni hazırlayan bir ülkeydi. 2013 yılına geldiğimizde kişi başı millî gelirin 12 bin 500 doları aştığı bir ülke olmuştuk. O günlerde elde edilen olağanüstü başarılara katkı vermiş olmak benim için hep bir onur kaynağı olacaktır.
AK Parti, ağır bir ekonomik ve siyasi krizin ardından iktidarı devralmıştı. İktidarın ilk yılları; kararların ortak akla dayanarak alındığı yıllardı. AB istikametinde attığımız adımlar, ülkemizin insan hakları ve demokratikleşme tarihine altın harflerle yazıldı. Bir gecede yoksullaşan ülke olduk. Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden tek imzayla çıkmış. Her alanda Türkiye geriye gidiyor. Kürt sorunu diriltildi. Gündemi yeniden mafyalar ve çeteler belirler hale geldi. Tek kişinin çevresinde oluşan rant lobisi sürekli devrede.
Herkes düşmanlaştırıldı bu ülkede, herkes. Tabii düğün böyle olunca kamber eksik olur mu? O da yerini aldı. Krizlerin ortağı Bahçeli, yine her zamanki gibi şu andaki krizin de ortağı. Ortak aklın çalıştırıldığı dönemde ilmek ilmek ördüğümüz demokratikleşme hikayesinin böyle sona ermesine izin verecek miyiz?
Çiftçimizin durumu ortada. Girdi maliyetleri aldı başını gitti. Bunun temelinde döviz kuru var. Çiftçimizin ödediği elektriğin fiyatı 3 sene 3 ayda yüzde 168 artmış, yüzde 168. Türkiye’yi barışın, özgürlüklerin ve zenginliğin memleketi yapacağız. Keyfî yönetim ranta, kayırmacılığa, inşaat ve betona dayalı kendi zenginini oluşturmayı hedefleyen bir büyüme modeli dayattı. Biz; yatırıma, üretime, sanayiye dayalı, hakkaniyeti esas alan, topyekûn zenginleşmeyi hedefleyen kapsayıcı bir modele geçeceğiz.
Keyfî yönetim, Merkez Bankası’nı talimatla çalışan bir kurum haline getirdi. Biz, Merkez Bankası’nı tam bağımsız hale getireceğiz. Bugünlerde yeni bir askeri operasyonun sesleri geliyor. Hükûmete sesleniyorum: Sakın ha yapılacak veya yapılabilecek askeri operasyonları ekonominin bozulmasına mazeret olarak göstermeyin. Ekonomi zaten bozuldu. Böyle bir kolaycılığa kaçmayın. Kendi vatandaşına hukuksuzluk yapan, haksızlık yapan, adaletsizlik yapan bir ülke dünyada çıkıp da adaletten, hukuktan bahsedemez.”