Başkan yardımcılığı görevine son verildi..

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alınan Yunan milletvekili Eva Kaili’nin parlamentodaki başkan yardımcılığı görevine son verildi.

Fransa’nın Strazburg kentinde toplanan AP Genel Kurulunda yapılan oylamada, Kaili’nin başkan yardımcılığı görevinin elinden alınması 1’e karşı 625 milletvekilinin oyuyla kararlaştırıldı. AP’nin 14 başkan yardımcısından biri olan Kaili hakkındaki karar hemen devreye girdi. Yunan milletvekilinin bundan böyle AP’de görevi bulunmayacak.

Kaili’nin AP’deki Sosyalist ve Demokratlar İlerici İttifakı (S&D) grubu üyeliği de grupta alınan kararla sonlandırıldı. Böylece Yunan milletvekilinin parlamentoda hiçbir siyasi grupla bağı ve parlamento görevi kalmadı.

AP Başkanı Roberta Metsola, konuyla ilgili açıklamasında, devam eden yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında Belçika polisi ve yargı makamlarıyla işbirliğini sürdüreceklerini bildirdi.

Eva Kaili’nin de aralarında olduğu 6 kişi, bir Körfez ülkesi yararına çalışmalar yürütmek üzere rüşvet almak, yolsuzluk yapmak, organize şekilde suç işlemek şüphesiyle gözaltına alınmış, 2 kişi serbest bırakılmıştı.

Kaili dışında AP’deki S&D grubunun eski İtalyan milletvekili ve İtalyan Articulo Uno Partisi Üyesi Pier-Antonio Panzeri, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Luca Visentini ve Kaili’nin erkek arkadaşı olduğu belirtilen S&D grubundan asistan Francesco Giorgi, gözaltına alınanlar arasında yer alıyordu.

Soruşturma kapsamında Belçika ve İtalya’da 20 noktada aramalar ve baskınlar yapılmıştı. Bunların 19’unun ev, 1’inin AP’deki ofislerden oluştuğu bildirilmişti. Aranan evlerden birinin AP’deki Belçikalı milletvekili Marc Tarabella’ya ait olduğu açıklanmıştı.

Aramalar sonucunda bir şüphelinin evinde 600 bin avro, Brüksel’deki bir otel odasında çanta içinde birkaç yüz bin avro ve bir AP milletvekilinin dairesinde 150 bin avro bulunmuştu.

Suçlamalarda adı geçen Katar ise AP’nin bazı ekonomik ve siyasi kararlarını etkilemek için stratejik konumdaki kişilere rüşvet verdiği yönündeki iddiaları yalanlamıştı.

Brüksel’deki Saint Gilles cezaevinde tutulan Kaili’nin hakkındaki suçlamalar kapsamında yarın ön duruşma için mahkemeye çıkarılması bekleniyor.

Kaili’nin avukatı Mihalis Dimitrakopulos, müvekkilinin rüşvet aldığına ilişkin iddiaları tamamen reddettiğini ve suçsuz olduğunu savunduğunu söylemişti.

Belçika basınında Belçika Federal Savcılığına dayandırılan haberlerde, soruşturma kapsamında yapılan aramalarda 1,5 milyon avro nakit para ele geçirildiği belirtildi.

Paraların ciddi kısmının Eva Kaili ile AP’deki S&D grubunun eski İtalyan milletvekili ve İtalyan Articulo Uno Partisi Üyesi Pier-Antonio Panzeri’nin dairelerinde bulunduğu kaydedildi.

Yolsuzluk soruşturmasını ilk olarak haberleştiren Belçika’nın Le Soir gazetesi, balyalar halindeki nakit paraların polis tarafından çekilmiş fotoğraflarını yayımladı.

Gazete ayrıca Kaili’nin babası Aleksandros Kaili’nin de Brüksel’deki bir otelde elinde para dolu çantayla gözaltına alındığını duyurdu. Aleksandros Kaili’nin daha sonra serbest bırakıldığı belirtiliyor.

Belçika Federal Savcılığı, bir Körfez ülkesinin adının karıştığı yolsuzluk soruşturması çerçevesinde Belçika ve İtalya’da 20 noktada aramalar yapıldığını, bir şüphelinin evinde 600 bin avro, Brüksel’deki bir otel odasında çanta içinde birkaç yüz bin avro ve bir AP milletvekilinin dairesinde 150 bin avro bulunduğunu açıklamıştı. Savcılık açıklamasında isimlere yer verilmemişti.

Kaili ile birlikte gözaltında bulunan 4 kişinin yolsuzluk ve rüşvet alma suçlamalarıyla yarın Brüksel’deki mahkemede ön duruşmaya çıkarılması bekleniyor.

Belçika Federal Savcılığı, ismi verilmeyen bir Körfez ülkesinin birkaç aydır AP’nin kararlarını etkilemek amacıyla AP’de stratejik konumdaki kişilere büyük miktarda nakit para verdiği, maddi değeri yüksek hediyeler teklif ettiği şüphesiyle soruşturma açıldığını 9 Aralık’ta duyurmuştu.

Basında çıkan haberlerde, Eva Kaili ve diğer kişilerin AP’nin ekonomik ve siyasi kararlarını etkilemek üzere Katar’dan rüşvet aldığı iddia edilmişti. Katar ise iddiaları reddetmişti.

Yunanistan’da yayın yapan OPEN TV’ye konuşan Kaili ailesinin avukatı Mihalis Dimitrakopulos, Kaili’nin iddialara ilişkin değerlendirmesini aktardı. Dimitrakopulos, Kaili’nin rüşvet aldığına ilişkin iddiaları tamamen reddettiğini ve suçsuz olduğunu ifade ettiğini belirtti.

Basında çıkan “valiz içinde nakit para tespit edildiğine” ilişkin haberleri teyit etmesi veya yalanlamasının dosyadaki gizlilik nedeniyle mümkün olmadığını ifade eden Dimitrakopulos, ancak bebek beşiğinin altında para bulunduğuna ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını savundu.

Dimitrakopulos, Kaili’nin babasına Belçika’dan çıkış yasağı konulmadığını belirterek kendisinin sadece kızına destek olmak amacıyla Belçika’da kalmaya devam ettiğini söyledi.

Kaili ve eşi adına kurulan Atina merkezli gayrimenkul şirketinin, sadece bir ay varlık gösterdiğini ifade eden Dimitrakopulos, bu şirketin henüz herhangi bir ekonomik faaliyette bulunmadığını öne sürdü.

Dimitrakopulos, Yunanistan’ın Kara Para ile Mücadele Kurumu tarafından dondurulan, Kaili’nin kız kardeşi ve babasına ait hesapların ise sadece maaş hesabı olduğunu savunarak hesapların serbest bırakılması için yarın ilgili kurumlara başvuruda bulunacaklarını kaydetti.

Kaili’nin eşine ilişkin iddialar

Yunanistan’da yayın yapan MEGA TV’nin, AP’deki sosyalist milletvekilleri kaynaklarına dayandırdığı haberlerinde, Kaili’nin aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan eşi Francesco Giorgi’nin, AP’nin sosyalist milletvekillerini sürekli arayarak Katar lehine tavır almalarını talep ettiği iddialarına yer verildi.

Giorgi’nin birlikte çalıştığı bir AP milletvekilinin e-posta adresinden AP’deki sosyalist milletvekillerine gönderilen bir yazıda parlamentodaki oylamada, Dünya Kupası’nın Katar’a rüşvet alınarak verildiğine ilişkin iddiaların reddedilmesi yönünde oy kullanılması istendiği ileri sürüldü.

E-postada “AP hiçbir ülkeyi, yetkili yargı mercilerinden gelen kanıt olmaksızın suçlamamalı.” ifadesinin yer aldığı iddia edildi. Yunan basınına göre, suçlu bulunması halinde Kaili’nin Belçika’da 10 yıla kadar hapis cezası alması, Yunanistan’a iade edilmesi halinde ise cezasının 15 yıla kadar çıkabileceği öngörülüyor.