- Zorunlu Bir Veda - 23 Nisan 2020
- Yunanistan’ın Korona Başarısındaki Sırrı Nedir? - 22 Nisan 2020
- AKP Eski Türkiye’den Şikayetinde Ne Derece Haklı? - 21 Nisan 2020
Futboldaki mevkii “oyun kurucu” olmasına rağmen, hayattaki mevkii “hayal kurucu” oldu, fakat diğerlerinden farklı olarak kurduğu hayalleri hep bir oyun sistemine oturttu ve onların peşini asla bırakmadı. Futbolu hep ikinci planda tuttu. Çünkü onun için insan daima ön plandaydı.
Bu kişi çok sevdiğim, saydığım Yılmaz Vural’dır.
En son kitap fuarında denk gelmiş, söyleşi için sözleşmiştik. Suallerimin zorluğundan olsa gerek; ‘‘söyleşiyi ileride yapalım anam, ben bu sorulara cevap versem Türkiye’de iş bulamam” demişti.
Beşiktaş’ın 1 hafta sonra Fenerbahçe ile oynanacak kupa maçına çıkmayacak olması problemli bir çocuğumuzun daha olduğu, mutluluğundan ziyade nedametini yaşattı. Kararla ilgili yorumumu yazının sonuna bıraktım.
Yılmaz Vural ile devam edelim. Sözlerini okuyalım: “Sonuç itibariyle futbol sadece bir oyun değil, sosyal bir olaydır. Bu oyunla kitleleri yönlendirebilir ve onları eğitebilirsiniz. Dediklerimi yapacak bilgi ve beceriye sahip insanlarınız olmazsa, bir silahın kötü niyetli insanların eline geçmesine benzer bir durum oluşur. Yapmamız gereken şey, futboldaki bu yanlış sistemi ve futbolun anayasasını değiştirmek. Hem de hemen…”
Alınan karara yapılan yorumlardan birinde; “Şeref Bey’in, Baba Hakkı’nın, Süleyman Seba’nın torunlarının; Fenerbahçe-AKP-MHP ittifakını paramparça ettiği karardır” yazarken, bir başka yorumda da; “Beşiktaş siyasete teslim olmayarak, dik duruşun ne olduğunu hepimize gösterdi” deniyordu.
Atı alan Üsküdar’ı geçmişti ne de olsa…
Lanet olsun bu sisteme. Lanet olsun adam kayırmaya, haksızlığa, adaletsizliğe… Adalet bir gün herkese muhakkak lazım olur.
Türk hukuk tarihine geçecek bir karardır. Şu ülkede Beşiktaş’ın aldığı kararın benzerini alacak adam gibi beş tane daha kurum olsaydı, bugün demokrasi kazanıyor olurdu…
“Ben bu oyunu bozarım” diyen Tatar Ramazan olmayı seçenler kazanacak.
Ki rahmetli efsane başkan Süleyman Seba’nın, futbol manifestosuna yazılacak güzellikteki sözü, benim için çok değerlidir. Seba; “Beşiktaş şampiyon olsun, maç kazansın, kupa kaldırsın diye tutulmaz. Beşiktaşlılık bir değerler manzumesidir” diyordu. İşte o Beşiktaş, çıkan olaylar nedeniyle tamamlanamayan ve ertelenen FB ile oynanacak kupa maçına, çıkmama kararı aldı.
Bir Fenerbahçe taraftarı olarak söylüyorum. Beşiktaş’ın rakibi Anadolu’daki herhangi bir takım olsaydı, alınacak karar, ev sahibi takımın 3-0 hükmen yenilmesine, seyircisiz 3 maç oynamasına ve üzerine para cezası da cabası olarak eklenecek bir karar olurdu. TFF yanlı davranmış ve rızasız bir karar vermiştir.
Adaletsizliğe ve hukuksuzluğa karşı alınan bu tavır doğrudur. Fakat araya hatırlı kişilerin girip Beşiktaş’ın maça çıkması sağlanacaktır, o da ayrı bir konu…
“Kazanmak için her yol mübahtır” diyen entellektüellerimiz var bizim. “Seçim bir harptir. Harpte hile yapılır” diye hadise kılıf uyduran kalemşörlerimiz var bizim…
“Şerefinle oyna, hakkınla kazan” mottosu, futbol kadar seçim sath-ı mailine girilen ülkemiz için de dillere pelesenk, hilelere çelenk olacak güzelliktedir. Seçimde de sloganımız: “Şerefinle Yarış, Hakkınla Kazan.”
Güzel günleri, cesur kararlar getirir. Kaybetme korkusu olanın, kazanma şansı yoktur. Dik durun, destek bulun.
TFF ‘a boş yere sitem etmeyin. Sayın Bahçeli’nin sözü üzerine söz olmaz.