- Mezhepçi(!) Siyasetin Sonu - 11 Mart 2023
- Meşruiyet Listesi ve Ortak Politikalar Mutabakat Metni - 1 Şubat 2023
- “O Gidenler de Hep Senin Gibiydiler” - 11 Aralık 2022
Toplumda bir bıkkınlık olduğu hepimizin malumu.
Ekonomik gerçeklerin yaşamlarımızı mutsuzluğa itmesi,
Geçim sıkıntısı,
İşsizlik,
Giderek ümitsizliğe itilen gençlik,
Mutsuzluk,
Güvensizlik.
Özellikle ülke yönetenlere ve yönetmeye adaylar ile liyakatsizlik kaynaklı güvensizlik.
*
Başarıyla(!) aynılaştırılan kesimler, toplumun alışkanlıklarını sadece parti tercihleri olarak sıradanlaştırarak, toplum psikolojisini, sandık tercihlerindeki “holigan seçmenlikleri” adeta yok sayarak, “kim gelecek ki?”, “başaramazlar ki!”, “kadroları yok ki!”, “vizyonları yok ki!”, “çözüm önerileri yok ki!” gibi gibi sözler ve gerekçeleri yine sahaya sürüyorlar…
Cumhuriyetimizi kuran parti “CHP”nin, şimdiye kadar beraber yol yürüyen “İYİ Parti”nin, “SP”nin, “DP”nin, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi ile yaşanan “siyasi partiler üstü” çabanın yok sayılmasını, küçük görülmesini ve hala “Millet İttifakı” olarak iktidara gelemeyeceklerini bu topluma alışkanlıkları nispetinde baskılamaya devam ediyorlar, edecekler de..
Bu çabaları boşa çıkaracak ve farkındalıkları arttıracak söylemler, eylemler de yapılıyor artık..
Bu bıkkınlığa yeni bir umut olmak isteyen “Altılı Masa” emin adımlarla yoluna devam ediyor.
“Umut Tohumları” yeniden yeşerme meylinde demiştim eski yazılarımda.
Ülkeye saçılan kutuplaştırma ve umutsuzluk tohumlarına karşı, yeniden bir umut ile çalışmalarını sürdüren Millet İttifakı, yeni bir ivme kazandırdı topluma.
En başta kendilerine, sonra da “acaba başarabilecekler mi?” diyen kararsızlara.
Hangi çiftçi toprağını sürmeden tohum eker! Sürülmemiş sert toprağa ekilen tohum; ya rüzgarlarla savrulur, ya da yağan yağmurla sökülür gider ekildiği yerden.
Tohumları yavaş yavaş serpti, serpiyor “Altılı Masa”…
Ve şimdi umutsuzluk tohumları, saçıldığı gönül topraklarından sökülmeye, yerine de yeniden “umut tohumları” saçılmaya çalışılıyor. Adeta nadasa bırakılmış bir toprak gibi, yine, yeniden bir umut yeşeriyor toplumun vicdanında.
Bıkkınlık sonrasında atılan bu adımlar, kamuoyu ile paylaşılan çabalar, yeni bir dirilmeyi getirecek mi göreceğiz!
Uzun yıllardır umutsuzluk tohumlarından beslenen güçlenenler de, bu adımlara karşı elbet yeni adımlar peşinde, unutmamak lazım.
Ayrık otu gibi, ısrarla, inatla, bıkmadan, usanmadan yeniden filizlenmek isteyeceklerdir onlar da.
Umutsuzluk; çalışma, üretme, tüketme ve yaşama sevincini bitirdi insanların.
Hayatın her aşamasında, gençlerin gelecek planlarında bir bıkkınlık, ümitsizlik, mutsuzluk hakim kılınmıştı…
Birçok hususta, gelen zamlarda, yasal(!) uygulamalarda, “ölümü gösterip, sıtmaya razı etme aracı” olarak umutsuzluk tohumları saçıldı. İktidar gücünün baskıları ile piyasa fiyatları ile güya enflasyon mücadelesi yapıldı(!), yapılıyor(!). “Üç harfliler” diyerek her bina altına yerleştirilen süper marketler şimdi düşman belleniyor…
Şimdi, becerilebilirse, başarılabilirse, Millet İttifakı ve “Altılı Masa” bileşenleri önümüzdeki yılların yaşam tarlalarında yeniden umut tohumları filizlendirebilecekler mi?
Tüketim toplumu, yeniden üreten topluma bakalım dönüştürülebilecek mi?
Tarlaların ortasına dikilen beton duvarların engel olduğu, güneşi görmemesi için engellerin konulduğu, susuz, nefessiz bırakıldığı “umut tohumları”, bakalım yeniden filizlenecek mi?
Bakalım “altı ayrı özellikli umut tohumu”, bu topluma yeniden yeşerme meyli ile birleşerek, saçabilecek mi “umut tohumlarını”.
Evet halk, halkın kim olduğuna bir kez daha karar verebilecek mi!
Demokrasi sürdürülmeli ve güçlendirilmeli mi?
Temsilcileri olan TBMM ve üyelerini daha güçlü kılacak ve etkin görevlerini yapabilecek parlamenter sistem mi?
Yoksa…?
Halk bakalım ne diyecek!
Bıkkınlık, yeniden bir sevince, umuda dönüşecek mi?
Bıkkınlık, insanların ruhlarından söküp atılabilecek mi?