Bilgi Nerelerden Edinilir?

0
Latest posts by Psk. Dr. Ziya Doğan (see all)

Bilginin türü taşıdığı özelliğe ve elde ediliş yöntemlerine göre farklılaşır.

Bilinmiş bilgiye malumat, malumatı tüm yönleri ve alanlarıyla kuşatıp anlamasına ihata, ihatayı tam olarak kavramasına vukuf, vukuftan derinleşip uzmanlaşmasına da rüsuh denir. 

‘‘Sağlıklı Düşünme’’ yazı dizimizin bu bölümünde ise ediliş şekline göre bilginin beş türüne değineceğiz.

  • (evveliyat)

İlk, saf akıldan çıkan apriori bilgiler. Bu kaynaktan gelen bilgiler, aklın ilk ve temel ilkelerini oluşturur. Duyulardan bağımsız olarak akılda bulunan bilgidir. Bu kaynaktan gelen bilgiler, kanıtlamaya veya delile ihtiyaç duymazlar çünkü söz konusu bilgiye sahip olan birey, onun doğru olduğunu da hemen anlar. Bütünün parçalarından büyük olduğu, evlilerin bekâr olmadığı gibi bilgiler, mantıksal olarak doğru olmak zorundadır.

  • İçe Bakışla Gelen Bilgi

İnsanın kendi içinde bulunduğu fiziksel veya psikolojik durumdan haberdar olmasıdır. Açlık ve susuzluk duymak, korku ve sevinç hissetmek böyle bilgilerdendir. Bu kaynaktan gelen bilgi, bireyin kendinden başkası tarafından ne doğrulanabilir ne de yanlışlanabilir. O yüzden, bu kaynaktan elde edilen bilgilerin ifadesi, yani dile dökülmesi, aynı türden bir bilgi ortaya çıkarmaz. 

Örneğin, başı ağrıyan biri için başının ağrıdığı bilgisi doğrudur. Ancak biri “Başım ağrıyor” dediği için onun başının ağrıdığı bilgisine biz sahip olamayız. Sadece o kişi “Başının ağrıdığını söylüyor” diyebiliriz. Aynı şekilde rüyada ne görüldüğü de sadece rüyayı gören tarafından bilinebilir. O yüzden, içe bakış kişinin kendinden başkası için bilgi teşkil etmez. 

  • Duyularla Elde Edilen Bilgi 

En bariz bilgi kaynağı şüphesiz görme, duyma, işitme, tatma, dokunma gibi duyulardır. Duyu bilgisi, insanın çevresiyle etkileşimi sayesinde doğar ve gerçeklik algısını oluşturur. Yaşamı sürdürmek için duyulardan gelen bilgilere ihtiyaç duyarız. Bu bilgilerin doğruluğunun kanıtı, yine kişinin kendi algısıdır.

Şu an havanın güneşli olduğunu nereden biliyorum? Çünkü görüyorum.

Elimde bir kalem olduğunu nasıl bilirim? Çünkü dokunuyorum. 

Ancak duyu aracılığıyla edinilen bilgiler, ne kadar kullanışlı olurlarsa olsunlar, duyuların sınırlı yapısından dolayı eksik ve hatalı olmaya açıktırlar. Görme ve işitme kaybı gibi kalıcı etmenlerin yanı sıra anlık göz yanılması gibi geçici etmenler de duyular aracılığıyla elde edilen bilgilerde hata ve eksikliğe sebep olurlar. Yarısı su dolu bir bardağa koyduğumuz kaşık, kırık gibi görünür. Beyinde bir çeşit tümör, yanan bir şey olmayan yerde hastaya yanık kokusu aldırmaktadır. Dışarıdan gelen bir kedi sesini, bebek ağlaması sanabiliriz. Çoğaltılabilecek bu gibi örnekler, algıların yanılgıya ne kadar açık olduğunu gösterir. Bunun dışında, duyular her şeyi olduğu gibi almazlar. 

Duyular, sayısız detaya sahip bir ortamda, sadece belli şeylere odaklanmayı seçer. Algıda seçicilik dediğimiz bu olay, büyük ölçüde bilinçsiz gerçekleşir. O yüzden baktığımız halde görmediğimiz, duyduğumuz halde dinlemediğimiz pek çok durum olur.

  • Tecrübe İle Edilen Bilgi

Bilgilerin önemli bir kısmı, içe bakıştan ve duyulardan gelen bilgilerin tekrar bilince çağrılmasıyla, yani hatırlamayla elde edilir. Beyin, nesne, olgu ve olayları tanımlayarak, sınıflama yaparak, adlandırarak düşünür. Bu işlemi de, duyulardan gelen bilgilerin hafızada saklanması sayesinde yapar. Katıldığımız dersler, gittiğimiz şehirler, okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz filmler, arkadaşlarımızla ve ailemizle sohbetlerimiz hafızada kaldığı için tecrübeye dâhil olur. Olaylar tekrar ettikçe, olguların benzer veya aynı örnekleriyle karşılaşıldıkça ve deneme yanılma yoluyla nesneler tanındıkça çıkarım yaparak bilgi elde edilir. Bir ilaç baş ağrısını giderdiğinde, bunun tekrar etmesi, ilaç hakkında tecrübe kazanmaktır. Demek ki tecrübe; olay, olgu ve nesnelerin arasında çıkarım yoluyla keşfettiğimiz örüntüdür. Bu da gösteriyor ki, tecrübe, olayları yaşamakla değil yaşadığımız olaylara verdiğimiz anlamla edinilir.

  • Aktarımla Gelen Bilgi

Bilgilerin çoğu ne duyulardan ne de tecrübeden gelir. Uygulama bilgilerinin tamamı ve kuramsal olarak günlük hayata, topluma, tarihe, coğrafyaya, dine, hatta bilimsel olgulara dair bilgilerin çoğu aktarımla edinilir. 

Fransa’ya hiç gitmeyen biri, Fransa diye bir ülkenin varlığını aktarımla bilir. Einstein’ı günümüzde bilen herkes, aktarım sayesinde biliyordur. 

Beş vakit namazın Allah’ın emri olduğu aktarımla bildirilir. Bu bilgilerin duyularla ilgisi yoktur. İnsanlardan duymakla, kitaplardan okumakla, televizyondan görmekle, internette arama yapmakla öğrenilen her bilgi, aktarımla gelir. 

Aksine bir durum olmadıkça, yaygın bilgileri edinmek, hayatımız boyunca kendimizin tecrübe edemeyeceği kadar çok bilgiyi edinmenin tek yoludur.

Bu bilgiler, çoğunluk tarafından aktarılmakla veya güvenilir bir otoritenin onu onaylamasıyla edinilir. 

Bilimsel bilginin önemli bir kısmı, gözlemlerin ve deney sonuçlarının uygun yollarla ve güvenilir otoritelerce aktarılmasıdır. 

Dini bilgi, vahyi alan kişinin ve sonrasında onun yolunu takip edenlerin ilahi mesajı aktarmasıyla edinilir. Ancak aktarım yoluyla sadece bilgi edinmeyiz. 

Ön yargılar, hatalı algılar, yalanlar, propaganda gibi bilgi olmayan pek çok şey de aktarımla yayılır. 

Tam olarak da bu yüzden, sağlıklı düşünmek için bilgi olarak yaklaşmalı, iddiaların kanıtlarını şüpheyle sorgulamalı ve dayandığı temelleri sorular aracılığıyla çözümlemeliyiz.

Yarın: Bilgi Kanıt İster

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz