- Elveda - 23 Şubat 2023
- Prof. Dr. Celal Şengör’ü Nasıl Bilirim? - 22 Şubat 2023
- Sayın Bahçeli, Allah Rızası İçin, Şu Millet İttifakının CB Adaylığı Konusuna da Bi El Atsan!.. - 21 Şubat 2023
Çarşı karıştı. Ortalık çalkalanıyor.
8 gün önce, 3 Aralık günü, iğrenç bir olaydan, Birgün Gazetesi’nden Timur Soykan’ın yazısı ile haberdar olduk. Türkiye’nin yanı sıra, Dünya’nın da haberi oldu.
İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel, 6 yaşındaki kızını, 2004 yılında 29 yaşındaki bir müridi ile imam nikâhıyla evlendirmiş.
29 yaş, evlilik için normal bir yaş ama 6 yaş?
Evet, yazım hatası falan yok, yazı ile tekrarlayayım “Altı” yaşında, evlendirilen kız çocuğu.
6 yaşındaki H.K. Gümüşel, çocukluğu boyunca her gün cinsel istismara uğramış ve sonunda yaşadıklarına dayanamayıp, savcılığa şikâyetçi olmuş.
Ama olay buraya gelen kadar, zincirleme hatalar yapılmış.
Hata 1: 6 yaşındaki H.K. Gümüşel, henüz çocuk yaşta evlendirilmiş. H.K.G., imam nikahı kıyıldıktan bir gün sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Kadir, vücudumu okşadı, ayaklarıma sürtünüp, daha sonra ayaklarıma boşaldı. Ben ağladım. Kadir evlendiğimizi söyledi. Annem, babam nasıl evliyse, bizim de evli olduğumuzu anlattı. ‘Sen benim karımsın, ben senin kocanım’ dedi. ‘Evliler böyle oyunlar oynar ama bu oyun kimseye söylenmez. Bak annenle baban kimseye söylemiyor’ dedi. Annem ile babam Kadir’e ‘Damadım’ diyordu.”.
Hata 2: Bu olayı bilen tarikat üyeleri seslerini çıkarmamış. Bu olayı kabullenmişler ve suç ortağı olmuşlar.
Hata 3: 1998 doğumlu talihsiz H.K.G., 2012 yılında 14 yaşındayken, annesinin mihmandarlığında kadın doğum doktoruna muayeneye götürülmüş. H.K.G.’nin yaşının küçük olduğunun fark eden kadın doğum uzmanı, hemen durumu kolluk kuvvetlerine bildirmiş.
Savcılık soruşturma başlatmış. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görevli, 1970 doğumlu ve 25 yıllık bir tecrübesi olan “sicili bozuk” savcı Hüseyin Erkan Özkurt, bu soruşturmayı yürütmüş. Daha doğrusu yürütmek istememiş. Nedenini en iyisi kendi bilir.
Resmi kanallardan sorsa, H.K.G.’nın 1998 yılında İstanbul Fatih’te özel bir hastanede doğduğunu öğrenecekken, kemik yaşının tespiti için, bir hastaneye havale etmiş. Ancak H.K.G.’nın yakınları, kemik yaşı testi için H.K.G. yerine, 21 yaşındaki başka bir kızı teste sokmuşlar.
Böylece kemik yaşı testi raporunu veren doktor da bu suça ortak olmuş. Kemik yaşı testi raporuna göre, savcı da takipsizlik kararı vermiş. Savcı da bu suça ortak olmuş.
Hata 4: Talihsiz H.K.G.’nın ağabeyi ve 2 kız kardeşi, çıktıkları Youtube yayınında (izledim), tam bir “Bozacının şahidi şıracıdır” modunda, salya sümük ağlayarak olayı inkar ettiler. Zile tabiri ile “Gudu b.ku” hikâyeler anlattılar.
Siz asıl H.K.G.’yi konuştursanıza behey bozacı ve şıracılar.
Hata 5: Savcılar, aynen Sedat Peker’in yaptığı suç ihbarlarında olduğu gibi, 3 maymunu oynuyor. 9 Aralık Cuma günü mesai bitimine kadar ne bir gözaltı, ne de bir tutuklama vardı.
Çocukluğumuzda “Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar” tekerlemeleri ile büyüdük. Savcı talimat vermezse, polis ne yapsın?
Bir yerde savcılar da haklı. Adamlar ne yapsın? Bu tip olaylarda yukarının ağzına bakıyorlar.
Yukarısı “Atıl Joe” derse, yıldırım hızı ile harekete geçiyorlar. Aksi takdirde “Bir tarla bostan, yan gel yat oğlum Osman” modundalar.
Hata 6: Tarikat ve cemaatlerin oylarını kaybetme korkusundaki AKP’li yetkililerden tek tük cılız sesler geldi.
Ama diğer yandan “ota, b.ka” olmak üzere her şey konusunda bir fikri olan Diyanet İşleri Başkanından bir tık yok.
“Her şeye maydanoz” Prof. Dr. Ali Erbaş’a
-“Hiç değilse önümüzdeki Cuma Günü’nün hutbesini bu konuya ayırsanız.” diye bir teklifte bulunsak, eminim;
-“Efendim, önümüzdeki Cuma’ya çok zor. Hutbe konuları aylar öncesinden belirleniyor.” der herhalde.
Önümüzdeki Cuma verilecek hutbenin konusu Kuran’da yazıyorsa, “Amenna ve saddakna”.
Değiştirin kardeşim, dinden imandan mı çıkacaksınız? Yoksa bu gidişle bu milleti dinden soğutup, ateist ve deist yapacaksınız.
Sözün kısası:
“Fiziki olarak görme engelli (âmâ) olan birisinin gözü görmez ama hisseder. Görmese bile gerçeği inkâr etmez.
İdeolojik kör ise görmez, duymaz, hissetmez. Duysa ve görse bile inkâr eder.”
Dindarlar çocukların ırzına geçerken, Mustafa Kemal ATATÜRK onlara çocuk bayramı hediye etmiş.
Atatürk mezarından kalkıp gelse var ya, sizin hepinizi ………….
Not: Bugün saat 14.00’da, Türkiye’nin 81 ilinde, sokak hayvanları için “Sokak Hayvanları Sahipsiz değil. Tek Ses, Tek Yürek” temalı eş zamanlı ortak basın açıklaması yapılacaktır. Bu organizasyonu düşünen, hazırlayan, katkı sağlayan ve katılan herkese sonsuz teşekkürler, tebrikler.
Dindarların! ırza geçme olayını yazmanız güzel ama bu ırza geçme olayları sadece dindarlara! has bir şey değil. Geçen sene sadece 15 yaşının altında doğum yapan çocukların sayısı 117 ve bu çocukların tamamı dindar değildir herhalde. Bir de kayıtlara girmeyen çevre korkusu ile kendi kendine kürtaj, kendi kendine çocuk düşürme operasyonu yapanların sayısı ne kadardır acaba? Bir de buna şans eseri hamile kalmayanları ve henüz hamile kalamayacak kadar yaşı küçük olanları da eklerseniz çok daha yüksek rakamlar ortaya çıkar ki bunların tamamının dindarlar arasında ve dini kurumlarda olması gibi bir istatistik yok elde.
Sosyal medyada 5 yaşındaki kızına “nereye gidiyorsun, kocaya mı? Evet kocaya gidiyorum! Hayır kocaya gidemezsin! Bana ne gidecem işte! Nereye gidecen? Kocaya gidecem!” inatlaşmasını videoya alıp yayınlayan ailelerin dindarlığından bahsedilemez. 10 yaşındaki kızların ağzından sevgili, manita sözcükleri düşmüyor.
AB’nin baskısıyla okullarda cinsel bilgiler eğitimi adı altında kalem ve kapağıyla sex anlatan öğretmenlerin hiç suçu yok değil mi. Yoktur tabi çünkü gelecek nesilleri Atatürk’ün emanet ettiği öğretmenler onlar!
DİYK kararına uyun dese yeterdi.
https://kurul.diyanet.gov.tr/Karar-Mutalaa-Cevap/4372/kucuklerin-evlendirilmesi