- Mezhepçi(!) Siyasetin Sonu - 11 Mart 2023
- Meşruiyet Listesi ve Ortak Politikalar Mutabakat Metni - 1 Şubat 2023
- “O Gidenler de Hep Senin Gibiydiler” - 11 Aralık 2022
On yıl önce “Demokrasi Üzerine Oyunlar” başlığı ile düşüncelerimi paylaşmışım.
Zaman zaman çoğu köşe yazarının ve gazetecilerin yaptığı gibi, eski düşüncelerim ile bugünkü düşüncelerimi kıyaslayabilmek için, vakit buldukça arşivimdeki yazılarımı yeniden gözden geçiriyorum.
Ve bazı konuların (muhatapları değişse de) hiç eskimediğini görüyorum şaşkınlıkla…!
Henüz gezi olayları yaşanmamış, başta ekonomik ve sosyal hayat olmak üzere, siyaset üretmede değişim/dönüşüm yaşanmamış AK Parti iktidarına yönelik siyasi tutumları, bakın nasıl ele almışım, neleri desteklemiş(!), neleri dışlamışım(!)…
*
“2014 yerel seçimleriyle birlikte siyaset sahnesinde yaşanması beklenen değişim süreci, kimi kesimlerce gittikçe artan endişe ile sürekli iç tırmalayan korku izlenimlerinin yaratılmasını da beraberinde getirmeye çalışacaktır.
Yıllar önce, demokrasin krizleri ve yönetilebilirliği hakkında konuşuluyordu, bugün ise, sivil vesayet söylemleri, dikta suçlamaları üzerinden demokrasinin yönetilememezliği hakkında konuşulmaya çalışılıyor…
İngiliz Anayasa Hukukçusu olan Ivor Jennings’in; “Halk; birisi halkın kim olduğuna karar verene kadar karar veremez” sözünün gerçekliğini fark eden bir AK Parti, 2002 yılında “birisi” olma kararını verdi ve halk adına etkin yönetim, değişim ve gelişim odaklı siyaset ile sorumluluk altına girdi…
Bir yandan da, TBMM bünyesindeki komisyonlarda çıkarılmaya çalışılan yasa değişiklikleri, önerileri olmaksızın muhalefet partilerinin müdahaleleriyle karşı karşıya kalmaktadır.
Yapılması beklenen teklif ve önerilerin yerine, parlamenter sistemi kilitlemeye çalışmayı, kavgacı, saldırgan bir üslup kullanmayı nasıl bir anlam ifade etmeli ki!
Yargı organlarınca yürütülmekte olan davaların hesaplaşma olarak gösterilme çabaları, yargının siyasallaşması söylemleri, davaların uzun sürmesi ile daha önceki uygulamaları görmezden gelerek tutukluluk sürelerinin uzunluğunu siyasi iktidara yükleme çabaları…”
*
Evet halk, halkın kim olduğuna bir kez daha karar verme sürecine giriyor.
Korkulanlar oldu mu, olmadı mı?
Vesayet, seçmene göre el değiştirdi mi, değiştirmedi mi?
Demokrasi yönetilebiliyor, yürütülebiliyor mu?
Temsilcileri olan TBMM ve üyeleri görevlerini yapabiliyorlar mı?
Parlamenter sistem güçlendi mi? Kilitlendi mi?
Yargı kurumları ve üyeleri, geçmişe göre ne durumda?
Yargı, hesaplaşma aracı olarak kullanıldı mı?
Yargı, siyasallaştı mı?
Halk bakalım ne diyecek!
Korkuların haklı mı haksız mı olduğunu, yaşanan son on yıllık süreçte bakalım seçmene ne göstermiş, ne yaşatmış.
AKP + MHP ittifakının birlikteliğiyle, seçim kanunları ve seçim kurullarında yapılan değişiklikler, halkın kim olduğunu yeniden ve bir kez daha hatırlamasına yönelik engelleme çabaları olduğuna dair eleştiriler de malumunuz…
Bu girişimlere ve bu süreçte yapılan algı operasyonları ile seçimlerin yönünü değiştirmeye, etkilemeye yönelik başkaca korku senaryoları, bakalım halkın, seçmenin nazarında ne derece etkili olacak ilk seçimde görülecek (mi)!
Tabii seçim sürecinin diğer kesimi olan Millet İttifakı ve bileşenleri olan CHP, İYİ Parti, DP, SP, DEVA ve Gelecek Partisi, bakalım halkın kim olduğunu hatırlamasına nasıl katkı sunacaklar…
Demokrasi devam edebilecek mi? Edemeyecek mi?
Seçmen bu durumun ne kadarını farkında?
Bu seçimde(!) öğreneceğimiz sonuçlara göre, bundan sonra demokrasi üzerine oyunlar üretmeye, sunmaya fırsat olacak mı?
Yoksa!