Öyle bir devirde yaşıyoruz ki, herkes yalan söylüyor, yalan söylediğini biliyor, yalan söylediğini bildiğimizi biliyor ve yalanına inanmayacağımızı da biliyor ama bir amentü misali söylediği yalana kendi inanmasa da görevi o, çünkü gerisinden gelenler o yalana inanıyor ve o nedenle görevi gereği kendisini o yalanı söylemek zorunda görüyor.
Yalan da iş mi olur? Demeyin, basbayağı yalan da iştir ve birileri yalan söylediği için evine, çoluğuna çocuğuna ekmek götürüyor.
Boşuna “ekmek aslanın ağzında” dememişler, baksanıza adamlar ancak yalan söyleme mesailerini bitirdikten sonra alacaklarını hak etmiş kabul ediliyorlar.
Geçenlerde Akit Gazetesi: “Almanya’da petrol fiyatlarının yüksek olmasından dolayı Almanlar ülkeyi terk ediyor…” diyordu.
Merak ettim acaba bu Almanlar ülkelerini terk ederken nereye gidiyorlardı?
Yoksa bize mi geliyorlardı!
Ben şahsen kabul etmeyelim derim; ülkelerinin bu dar günlerinde ülkelerini sahiplenmeyip terk eden o “Vatan Haini” Almanları biz ne yapalım!
Bırakın istedikleri yere gitsinler!
Bitmedi: A Haber: ‘Türkiye’ye silah satmayan Kanadalı şirketin iflas ettiğini söyledi!”
Şahsen bu haberin neresinden tutacağımı bilmiyorum; demek ki gariplerin tek müşterileri Türkiye ’imiş ve artık birilerin baskısından mıdır nedir Türkiye’ye silah ambargosu koymak zorunda kalmış ve batmış.
Oh olmuş!
Artık kimlerin bunlara garezi varsa tek müşterileri olan Türkiye’yi de ellerinden alarak iflaslarına neden olmuş.
Ama anlayamadığım diğer şey Türkiye onlardan ne kadar çok silah alıyordu ki?
Ne bileyim işte, en azından Türkiye devreden çıktığında bu onların iflas nedeni olmuş.
Demek ki aslında o silah şirketinin iflas edesi gelmiş!
Çok değerli devlet ajansımız Anadolu Ajansı yangınlar konusunda Amerika’nın sınıfta kaldığını ve büyüklüğümüzü teslim ederek “Bizim yangınlar konusunda Türkiye’den öğreneceğimiz çok şey var” dediklerini söyledi.
Ee, tabi ki öğrenecekler, onlar daha dünün çocuğu; biz yedi düveli titretirken onlar daha kundaktaki bebek bile değillerdi.
Artık bu yangın söndürme işini Amerika’ya öğretmek şart oldu, adamların daha yangın söndürme uçakları bile yok, olanları hangarlarda çürüyor, tamir etmeye ne usta ne de parça bulabiliyorlar!
En iyisi Antep’ten onlara öyle bir torna ustası gönderelim ki, kırık döküklerini toplasın, yama mama derken açıkta kalan oralarını, buralarını kapatsın, bağlayamadıkları donlarına da sevabına bir-iki düğüm çekip garipleri o şapşal görünümlerinden kurtarsın
Tiyatro bitmedi:
Kanal 7 Haber ‘Türkiye’nin korona virüs döneminde yüzde yedi büyüyerek Çin’den sonra en çok büyüyen ikinci ülke’ olduğunu söyledi.
Anlayamadığım; biz yüzde 21 büyümemiş miydik?
Bu Kanal 7 Haber neden bizi yüzde yedi diye Çin’in gerisine gösteriyor ki?
Bana kalırsa derhal bu Kana 7 Haber’e müdahale edilsin ve bu haberi yapanın tez elden rütbeleri sökülüp er sınıfına düşürülsün, ay pardon işine son verilsin.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan “Bugün Türkiye’de her evde bir iki araba var, Ak Parti sayesinde Türkiye şahlanış dönemine girdi …” dedi.
Sağ olsunlar 1500 lira emekli maaşıyla biz şahlanamadık ama herhalde birileri şahlanmıştır, Sayın Cumhurbaşkanımızın yalan-yanlış bilgi verecek hali yok ya?
En sevdiğim haberi ATV Ana Haber Bülteni söyledi: ‘Türkiye’de her ev günde 5 kilo kırmızı et tüketiyormuş! ‘
Artık ot yemiyoruz, tekrar ata yadigarı et oburluğa döndük!
Bunun matematik hesabına girmeyeceğim; yok efendim günde kaç hayvan kesiliyormuş, hane başı bölerken her eve ne kadar et düşüyormuş falan filan, adamların yalan söyleyecek halleri yok ya, körlük bende, herhalde biri benim payımı araklıyor, onu ben göremiyorum.
Ama en büyük haberi en sona sakladım!
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mahir Ünal: “Ak Parti’den önce su içmek için bardak arardık ama bulamazdık. Ak Parti sayesinde Türkiye bardak gördü” dedi.
Adam doğru söylüyor, kıçında donu olmayan adam bardağı ne yapsın?
Biz daha Gine ve Polinezyalı kardeşlerimiz gibi otlardan yaptığımız eteklerle dal dşak açıkta dolaşıyorduk, sonra Ak Parti geldi sayelerinde bardak sahibi olduk, şimdi su bulursak onu o bardaklarla içiyoruz.
Lakin Ak Parti öncesi yönetimlerden kötü su ve iklim politikaları yüzünden ve Ak Parti döneminde bize musallat olan dış güçler yüzünden sularımızdan olduk, şimdi bardak var ama su bulamıyoruz.
Ama böyle de olmaz ki, tam Ak Parti geldi rahata kavuşacaktık tüm dış güçlerde bu Ak Parti döneminde bize musallat oldu.
Bari teke tek gelin kardeşim böyle de hep birlikte olmaz ki!
bir zamanlar yalan rüzgarı adında bir dizi vardı.
izlenme rekorları kırıyordu.
o dizideki yalanlar şimdiki iktidarın ve bizden aldığı vergilerle işçiye emekliye memura düşük gösterdiği enflasyonla kestiği maaş zamları ile beslediği medyasının yalanları yanında çok masum kalıyor.
münafıklığın alameti üçtür buyuruyor Allahın resulü (s.a.v)
1-konuştuğu zaman yalan söyler
2-emanete ihanet eder.
3-söz verdiği zaman tutmaz.
not:bu yazınızla tek rakibinizin Cem Yılmaz olduğunu düşünüyorum.