Borç yiğidin kamçısıdır

0
Latest posts by Hüseyin Kaya (see all)

Ekonomide, siyasette, toplumsal ilişkilerde ve bireysel ilişkilerde bütün yönleriyle kuşatılmış, ucuz, sıradan ve laçkalaşmış çıkarcı ilişkilerle sarmalanmış bir dünyada yaşamaya alışmaya çalışıyoruz.

Alışıyoruz ve alıştırılıyoruz.

Yalancı emziklerle, ağzımıza çalınan bir parmak şekerli balla, atasözleriyle, telkinlerle ve siyasi manevralarla “bir cennet” yaratılacağı bekleyiş ve dilekleriyle çok bekledik, bekleyeceğiz de. Nedense, bu merkezlerin, otoritenin, zihniyetin argümanları olduk ve olmak için de adeta yarışıyoruz. Ve yaşadığımız bu süreçte resmen deve-cüce oyunu ile büyüme-küçülme ikileminde oyalanıyoruz. Ve aslında bütün bunları biliyoruz.

Biliyoruz, para ile posta değer verenleri

Her gün köşe dönenleri

Kirli sularda yıkanıp, temizlendik diyenleri

Zihniyet değişikliklerini savunur görünüp, değişime direnenleri

Farklılıklara “benzemeyeni benzetirim” diyenleri

Kendini toplumun ayar memuru görüp bir şekilde ayarlayanları

Yasakları savma telkinleri ile yasakları savunanları          

Toplumun istek ve ihtiyaçlarını tersten görenleri

Şeffaflık adı altında halktan gizlenenleri

Demokrasi ile Teokrasiyi karıştırıp yasaklı dünyayı savunanları

Çıkar ilişkilerinde gözlerini kaybedip, toplumsal sorunları görmeyenleri

Yarına yönelik renkli rüyalar görmemizi telkin edenleri

Otoriteye teslim olmamak adına teslim olanları

Kendi toplumuna değil, başkalarına hizmet eden insan tipi yaratmaya çalışanları

Kin ve nefret duygularını kullanarak toplumu çatıştırmak heves ve arzusunda olanları

Toplumu deneme tahtasına dönüştürmek isteyenleri

Karanlıklarda ve karanlık ilişkilerden medet umanları

Komşunun tavuğunu kaz görenleri

Cüzdan ile vicdan arasına sıkışıp, cüzdanı tercih edenleri

Zihinsel temizlik adına zihinleri kirletenleri

Arzularına tutsak düşenleri

Deveyi amuduyla götürenleri

Kendini ifade etmeye çalışanları, lanetleyenleri

Bir ipte birden fazla cambazın oynadığını

Fazla malın göz çıkartmadığını ilke haline getirmeye çalışanları

Üzümü yedikten sonra bağını da soranları

Borç yiğidin kamçısıdır deyip insanları borç batağına sürükleyenleri

Bu süreçte ateşin sadece düştüğü yeri yakmadığını

Bana dokunmayan yılanın herkese dokunduğunu

İğneyi de çuvaldızı da başkalarına batıranları

“Bu zamanda babana dahi güvenme” atasözünün sanki bu günler için söylendiğini

“Sade pilav zerde olmaz, bal da gerek kazana” deyip kazanlarını bal ile dolduranları

Gemisini kurtaran çok kaptanların olduğun

Geminin dümenine yapışan çok akıllı tayfaların olduğunu, biliyoruz, görüyoruz, okuyoruz.

Gerisini Doly Parton’dan dinleyelim; “Bu kadar ucuz görünmenin, ne kadar pahalıya mal olduğuna inanamazsınız.” Haklı mı acaba?              

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz