Bugünün sorunu, bugünün merkez alınacak doğrusunu bulmaktır

0
Latest posts by İbrahim Yersiz (see all)

Sanal ortamda yardım isteme çığlıklarından geçilmiyor ve bu çığlıkların hiçbiri kendisini direk ifade etmiyor, hepsi dolaylı bir ifadeyle kendisini duyacak kendi gibi sağırlara ulaşmaya çalışıyor.

Evet, kendi gibi sağırlara, çünkü çıkardığı gürültü kendi sesi dışındaki tüm diğer sesleri duyulmaz bir hale getirmiş bulunuyor. Zira herkesin sanal ortamda yalnızca kendi derdini anlattığı ve kendiyle meşgulken başkasını duymadığı yeni bir toplumsal duyarsızlık modeli söz konusudur.

Belli ki toplum yeni bir toplumsal normaliteye göre şekilleniyor ve yeni yapı henüz oturmadığı için durum şimdilik herkesin konuştuğu, kimsenin kimseyi dinlemediği, her konuşanın dinleyeni varmış gibi konuşarak kendisini tatmin ettiği bir yapı şeklinde zuhur ediyor.

Eskiden psikologlar bu tür yardım dilenme çığlıklarını kategorize eder, onları yoksunlukların belirli halleriyle ifade etme yoluna giderlerdi.

Bugünkü psikologlar bunu bilincin kendisini durumların farklı hallerine göre duruş alması şeklinde kategorize etse de ortalıkta yeteri kadar görünmüyorlar. İş bilincin farklı hallere göre duruş alması şekline bürününce bunun bir hastalık olmadığı, neticenin değişen şartların olağan bir sonucu olduğu ve çok konuşmak yarar getirmeyince susmanın erdemine sığınmanın doğru olacağı düşünüldü! Oysa çözüm her zaman olduğu gibi zamanın kabulüne mazhar olmuş referansı bulmak oldu. Ki bilgelerinde, psikologlarında, sosyologlarında referans aldığı hep bu oldu.   

490846768

Bu günkü mesele de her zaman olduğu gibi şartları kendisine göre düzenleyemeyen bilincin kendisini şartlara göre düzenlemeye gitmesinden başka bir şey değildir. Çünkü bilinç çözüm odaklıdır ve çözüm reçetelerini şartlar üzerinden geliştirir.

Bilge, sosyolog ve psikologların yapacağı ise şartlara esas doğru referansı geliştirmek ve bilinci o odağa yönlendirmektir. Bu odak yoksa bilinç şartlar üzerinden hareket etse de çözüm reçetelerini kendisine göre düzenleme yoluna gider ve bu yolda genelde kişisel karakterli bir yoldur. 

Genel kabul toplumun normudur, kişinin normal alınması da o norma göredir. 

Hayatın sanal bir nitelik alması toplumsal normalitenin değişmesine nedendir ve tüm yardım çığlıkları da bir süredir bu normaliteye göre yapılanma yoluna girmiştir. Ancak herkesin kendince bir yardıma ihtiyacı olduğu için, bu herkesin olaya kendi penceresinden bakmasına ve yalnızca kendisi için yardım istemesine neden olmaktadır. Bu arada hayati önemdeki yardım çığlıkları ise görünmezleşmekte, olay herkesin kendisinin görülmek istediği bir haheyla içinde kaybolup gitmektedir. 

Gerçekte bugün için bu duymaz-görmez haheyla hali bir çeşit hastalıktır ve yarınların kabul görür normalitesine ulaşana kadarda da böyle devam edecektir, ta ki herkes bu hastalığa yakalanana, bağışık hale gelene veya bir referans noktası olarak şartların normalitesi geliştirilip herkesin onun üzerinden çözümünü arar duruma gelene dek.

Her dönem bir başka dönemin geçiş evresidir, sancısını farklı zamanlara taşıma riski olsa da bu kabul görene kadardır. Çünkü bir şey ancak kabul gördükten sonra çözüm reçeteleri dolaylı arayışlardan çıkar, hedef odaklı bir nitelik almaya başlar. Bugün sanal ortamın duymaz, görmez haline karşı da çözüm arayışları var, ancak henüz bir çözüm reçetesi bulunmuş değildir. Zira her sayfa her ne kadar bir görü penceresi olsa da insanlar henüz oradan bakma alışkanlığına sahip değiller; oradan daha çok seslenme ve duyulma odaklı hareket etmektedirler. Tabi herkes duyulma saikıyla hareket edince sesler birbirine karışmakta, bu da -şimdilik olsa bile- yardımda öncelik verilmesi gerekenlerin duyulması ve görülmesini imkansız hale gelmektedir.

Şimdilik sanal ortamın nabzını okuyan ve ona göre ses vermeyi başaran popülist şarlatanların seslerinden başka sesler duyulmamaktadır ki, onlarda genelde çözüm odaklı ses vermiyorlar, topladıkları ilginin sarhoşu olarak aynı maymunluğu sürdürmeye devam ediyorlar. Çünkü ilgi herkese iyi geldiği gibi onlara da iyi geliyor.

Peki neden ilgi?

Ne yazık ki, bir aldatmaca olsa da ilgi toplayan kendisini ifade ettiğini düşünüyor. Oysa bu bir aldatmacadır, bunun çözümle bir bağı yoktur. Çünkü çözüm ilgiyi toplamak değil şartları bilince çıkarmak ve soruna o şartlar üzerinden yeni kabul formları oluşturmaktır. Dahası, ilgi toplama arzusu duygulara hitap etse de o bencil bir arzudur, kişinin her şeyi kendisi için istemesinin farklı bir halinden başka bir şey değildir. İlgi toplama işi elbette bir yere kadar normaldir, çünkü her kişi bir şekilde sevgi görmüş, ilgiyle büyütülmüştür, ama o normalin bir ölçüsü var ve o ölçüyü aşan her kişi doyumsuz bir ilgi maymunundan ötesi değildir.

 Doyumsuzluk ise tüm zamanların hastalığıdır, kendisini her an herhangi bir kulvarda gösterebilir. Bu, dün çok çalmak, çok çapul yapmaktı, çok kadın almaktı; bugün ise çok şakşakçı toplamaktır ve tüm zamanların hastalığı olarak met edilmek, gurur okşamaktır. Ama bunlara tüm zamanlarda imrenilse de bunlar hiçbir zaman normal insanların bir vasfı veya özelliği olmamıştır.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz