Çanakkale Belediyesi, Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, Kendisini Aşmış

0

Haber: Orhan Yılmaz

Çanakkale Belediyesi, Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, 2 veteriner hekim, 3 veteriner sağlık tekniker, 20 saha personeli ve 4 araç ile hizmet veriyor. 

Lokanta ve restoranlardan toplanan yemekler ile, 4 farklı bölgede, 20 mama odağında canlıların beslenmesi sağlanıyor. Bu noktalara ayrıca kuru mama da dökülüyor. 

Ayrıca bu merkezin dışında, 1 “kedi köyü” bulunuyor. Bu kedi köyünde engelli, sokakta yaşayamayacak şekilde 3 bacaklı, sakat ya da gözü olmayan kedilere bakım yapılıyor. Ayrıca sokaktan gelen kedilerinde günlük beslenmesi yapılmaktadır

Çanakkale Belediyesi, Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, 1 Nisan 2022 tarihinde çok acı bir olay ile Türkiye gündemine gelmişti. Yasaklı ırkı ait 5 hayvanın, Lapseki Hayvan Barınağı’na sevk edilmesi sırasında, araç içindeki bir köpek, diğerleri tarafından öldürülmüştü.

Bu olay üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, CHP’li Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet İrfan Mutluay ve Veteriner hekim Mustafa Cesur görevlerinden uzaklaştırılmıştı. Bunun üzerine Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ne, Veteriner Hekimler Görkem Bakır ve Doğan Güneş istihdam edilmişti. 

Çanakkale Belediyesi, Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, son günlerde sorumlu Veteriner Hekim Görkem Bakır ve ekibi tarafından takdir gören bir çalışma gerçekleştiriyor.

Merkezde, belediye olarak aktif bir şekilde kısırlaştırma faaliyetleri yapılıyor. Daha çok kedi ağırlıklı kısırlaştırma yapılsa da, aylık olarak ortalama 150-200 canlının kısırlaştırılması, Görkem Bey ve ekibi tarafından sağlanıyor. Görkem Bey, bu konuda yaptığı açıklamada, Ocak Medya okurları için şunları söyledi;

-“Kısırlaştırma, aslında hayvan sağlığı ve toplum sağlığı açısından önemlidir. Mevcut 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereğince, hayvanlar sokaklardan alınır, kısırlaştırılır ve rehabilitasyon süreci bittikten sonra, alındığı ortama geri bırakılır. Ancak bazen istisnalar olabiliyor ve bu prosedür çalışmıyor. Bu istisnalar; akut bulaşıcı hastalık olan ya da zoonoz hastalık olan ya da tedavi edilmesi mümkün olmayan bazı hastalık durumları gibidir. 

Kısırlaştırma yaparak, aslında hayvan refahını da arttırıyoruz. Nasıl arttırıyoruz, polülasyonun kontrolü sağlamak suretiyle? Ve popülasyon sayısı belli bir seviyeye indiğinde, onlara bakan gönüllü sayısı artıyor ya da gönüllü başına düşen hayvan sayısı azalıyor. Böylece hayvanlar refah seviyesi daha yükseliyor, daha sağlıklı bir yaşam sürüyorlar. 

Ayrıca, bazı hayvanlar arasında birbirlerine bulaşan ve şu ana kadar tespit edilmiş zoonoz hastalıklar dediğimiz insanlara bulaşan 300’e yakın hastalık vardır. Aslında biz kısırlaştırarak hayvan sayısını, hayvan üremesini ya da popülasyonu kontrol altına aldığımız için, bir nevi bulaşıcı hastalıkların da kontrolünü sağlamış oluyoruz. 

Gözlemlediğimiz kadarı ile bir anne yaklaşık 7-8 yavru doğuruyor. Malum iklim değişiyor, beslenme koşulları değişiyor, gün uzunlukları fark etse de, havalar sıcaklaştıkça hayvanların gebe kalma ihtimali daha fazla oluyor, daha sık doğum şekilleniyor. 

Doğumdan sonra annenin bağışıklık sistemi düşüyor, anne kendine iyi bakamıyor ve yavrular aşısız oldukları için, erken yaşta maalesef birçoğu da trajik olarak bazen enfeksiyondan, bazen araç kazasından, bazen travmatik olarak hayatlarını kaybediyor. Kısırlaştırma ile biz bunların da önüne geçmiş oluyoruz. 

Son günlerde, sadece Çanakkale’nin değil, Türkiye’nin gündemi sokak hayvanları saldırısıdır. Aslında kısırlaştırdığımız hayvanlarda, özellikle dişilerde, erişkinler kızgınlık döneminde feromonlar salgılıyor. Bu feromonlar, diğer köpeklerin ilgisini çekiyor ve içgüdüsel olarak çiftleşme eğilimi gösteriyorlar. 

Doğada güçlü olan köpek, hiyerarşik olarak neslini devam ettirebiliyor, bu güçlülüğü de kendi aralarında çatışarak ve birbirlerine zarar vererek sağlamaya çalışıyorlar. Ayrıca bu süreçte bir dişi köpeğin arkasında 7-8 tane erkek köpek oluyor. Bu sebepten hem çevreye, hem de kendi aralarında birbirlerine zarar verme ihtimali artıyor. Biz kısırlaştırdığımızda, aslında bu tarz problemlerin de önüne geçmiş oluyoruz. 

Bu konuda belediyeler gönüllülerle işbirliği içinde çalışıyorlar. Belediye, her sokağı tanıyamaz, ama her sokağın bir gönüllüsü olsa, o sokağındaki hayvanları belediyede kısırlaştırılıp aşılatsa, hem enfeksiyöz hastalıkların önüne geçilmiş, hem popülasyonu korunmuş, hem de hayvanların refahı arttırılmış olur.

Maalesef Çanakkale’de beraber çalıştığımız gönüllülerimiz sayısı az. Örneğin Nermin Hanım var gönüllü olarak ve bize kısırlaştırma konusunda yardımda bulunuyor. Nermin Hanım’ın sayesinde, kısa bir sürede yaklaşık 100 canlının kısırlaştırılmasını sağladık. Keşke her sokakta ya da her mahallede Nermin Hanım gibi birçok kişi olsa ve biz de bu kısırlaştırmaları bir an önce arttırarak popülasyonun kontrolünü sağlasak.”

Ocak Medya olarak, Veteriner Hekim Görkem Bakır ve ekibine, başarılı ve gayretli çalışmalarının devamını diliyoruz. Türkiye’nin diğer şehirlerindeki sokak hayvanları bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin, Çanakkale Belediyesi merkezini örnek almasını temenni ediyoruz.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz