CHP Sözcüsü Öztrak: Ülkemiz derin devlet krizi yaşıyor

0

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. “Ülkemiz derin bir devlet krizini, yakıcı bir ekonomik krizle birlikte yaşıyor.” diyen Öztrak, şunları söyledi:

83 milyonluk koskoca ülke bir büyük buhranın içinde. Yönetilemiyor, savruluyor. Bu kadar yozlaşmayı bu topraklar daha önce hiç yaşamadı. Yaşanan devlet krizi o kadar büyük ki, hükümet ve ortakları, mafya bozuntularının arkasına saklanarak siyaset yapar oldu. Siyasette rekabet olur. Siyasette polemik olur. Yeri gelir siyasette sert tartışmalar da olur. Ama bir hukuk devletinde, organize suç örgütü lideri olmaktan hüküm giyen bir mafya bozuntusu, değil ana muhalefet partisi liderini, herhangi bir siyasi parti liderini tehdit etmeye cüret edemez. Ederse, siyaset kurumu tepkisini topyekûn göstermek zorundadır. Fakat tam tersi oluyor: Sarayın ortağı, eşkıyaya ‘yol arkadaşım’ diyerek sahip çıkıyor. Anayasal düzenimize mafya çomağı sokuyor.

Yaşadığımız bu süreç; geçtiğimiz günlerde, eski polis şeflerinin, mafya liderine geçmiş olsun ziyaretinde çektirdikleri ve basına servis ettikleri fotoğrafların, yeni bir Susurluk projesinin habercisi olabileceğini düşündürüyor. 1990’ların bu karanlık filmlerinin, 30 yıl sonra bir daha vizyona girmesine izin verirseniz, bizim de, milletimizin de iki eli yakanızda olur. Koalisyonun küçük ortağı, mafyaya sahip çıkıyor. Koalisyonun büyük ortağının ne diyeceğini millet merak ediyor. AK Parti liderinin sesi çıkmıyor. Her konuda ahkâm kesen, soruşturma başlatan, atanmış İçişleri Bakanı ortada yok. Adalet Bakanı sinmiş. Alt mahkemeler Anayasayı çiğneyip Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymadığında yaptığı gibi havaya bakıp ıslık çalıyor. Bu sükût herhalde ikrardan geliyor. Anayasal düzene karşı bu vahim saldırı nedeniyle resen harekete geçmesi gereken savcılar ortada yok. Savcı Genel Başkanımızın suç duyurusu üzerine soruşturma başlatıyor. Onu da kimden öğreniyoruz? AK Parti’nin Grup Başkanvekilinden. Güler misin, ağlar mısın?

Dün TV ekranlarına çıkan bir diğer Yüksek İstişare Kurulu üyesi de, ‘Ben, Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı, adaletten yanayız… Biz adil yargılama istiyoruz. Ancak hâkimler yanlış yapıyor. Uyarıyorum, yakın gelecekte onlar zarar görür’ diyor. Bunlar ne biçim iktidar. Adaletten sorumlu Bakan aynı zamanda Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanı. Sayın Bakan, bu yapılan yanlışları neden Hakimler ve Savcılar Kurulu gündemine getirmemişler? Ortağı, mafya bozuntularıyla, siyaseti, milli iradeyi vesayet altına almaya teşebbüs ederken, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda sessizce oturan AK Parti Genel Başkanı nasıl adaletten yana oluyor? Sevsinler sizin adalet anlayışınızı. Faiz baronlarının talepleri arasına sıkışan Saray, Artık kahramanlık türkülerini bırakmış; sarayın hoparlöründen, ‘demokrasi, ekonomi ve hukukta reform’ avazeleri yükseliyor. Ama türküyü değiştiren saray, oynadığı oyunu değiştirmiyor. Milli iradeye saldırmaya cüret eden mafya bozuntusunu, ve ona sahip çıkan ortağını sessiz sessiz seyrediyor. Huylu huyundan vazgeçmiyor. Elin insanı, ‘sen ana muhalefetin üstüne mafyayı salan bir hükümetsin, ne reformundan söz ediyorsun’ demeyecek mi? Böyle mi güveni sağlayacaksınız?

İki gün önce Erdoğan, TOBB’un Ekonomi Şurası’nda ‘yüksek faize yatırımcımızı ezdirmemeliyiz’ dedi. Dün TCMB, politika faizini 475 baz puan artırıp, yüzde 15’e yükseltti. Bugün de çıkmış, ‘bunu acı reçete kapsamında yaptıklarını’ söylüyor. Yaptıkları faiz artışı, son 5 yılda gerçekleştirdikleri en yüksek ikinci faiz artışı… Peki, yüzde 15’lik politika faizi nerelerde var? Sierra Leone, Güney Sudan, Angola, Gana, faizde aynı ligde bulunduğumuz ülkeler bunlar. Milletin 120 milyar dolarını har vurup harman savur, TCMB Başkanlarını azlet, damadın haline karar ver, sonra da herkes faiz indirirken, sen faizleri 475 baz puan artır. Madem sonunda sıcak para baronlarının sözlerini dinleyip faizi tıpış, tıpış artıracaktınız; bu kadar doları ve adamı neden yiyip, bitirdiniz? İş bilen, liyakat sahibi bir yönetim bunu yapmaz. Bu faizle sadece sıcak para baronları paradan, para kazanır. Yatırım, üretim, ihracat yapılamaz. Bu faizle millete iş de aş da verilemez. Daha bir gün önce, Covid-19’un pik yapması nedeniyle, ekonomide yeniden kapanma önlemlerini açıkladılar, ertesi gün de faizleri yüzde 15’e yükseltmek zorunda kaldılar. Salgının ilk dalgasında, kapattıkları işyerlerinin zararlarını, işsiz kalanların ücretlerini bütçeden karşılamak yerine, faizleri aşağı çekip, kredi musluklarını açarak krizi aşmaya çalışmışlardı, borca batmış milleti, daha da borçlandırmışlardı. Şimdi elde ne kredi açacak kaynak var, ne de ucuz faizli kredi imkânı. Olsa da millette yeni borcun altına girecek takat kalmadı. Borç batağındaki esnaf ve KOBİ’ler, şimdi tamamen yalnız bırakılacak. 10 milyonu aşan işsizlerimizin sayısı daha da artacak. Bu millet ne yiyecek, ne içecek.

Dün Uluslararası Finans Enstitüsü, küresel borçlanma durumunu açıkladı. Türkiye’de ailelerin, şirketlerin, devletin ve bankaların toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 168’e ulaşmış. Yani borç gelirin neredeyse iki katına çıkmış. G-20’nin gelişen ve yükselen ekonomileri arasında en yüksek borç yüklerinden birisi de bizde. Millet bu faizlerle bu borcu nasıl çevirecek? Peki, bu yüksek faiz en çok kime yarayacak? Bu faizle sıcak para baronları ve Londra’daki bir avuç tefeci bayram edecek. ABD’den Avrupa’dan sıfır faizle borçlanıp, yüzde 15 faizle bize verip, taş atıp elleri yorulmadan, milletin alın terine çöküp, abat olacaklar. Şu sıkıntılı günlerde millet canı ile cüzdanı arasına sıkıştırıldı.Salgında boş yatak arayanlar, AK Parti’nin il ve ilçe başkanlarından tavassut istiyor. Hastanelerde yer bulamıyor. Devlet hastanelerinde ilaç, grip aşısı, test büyük problem…

Erdoğan’ın bugün yaptığı konuşmada dahi, ortağının himayesindeki eşkıyanın Sayın Genel Başkanımıza yönelik sözleriyle ilgili tek kelime etmemesinden anlıyoruz ki, Erdoğan’ın araç değiştirmekten anladığı, damadın kullandığı araçtan inip, mafya bozuntularının kullandığı ortağının arabasına binmekmiş. Korkarım yakında onlara da dönüp ‘ne istediniz de vermedik’ diye ağlayacaktır. Bu rejimi, bu aracı artık hurdaya çıkarıp, kaptanını da emekli etme zamanı gelmiştir.

“Gerçekten at izi it izine karıştı”

Öztrak, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. YİK Üyesi Bülent Arınç’ın Demirtaş ve Kavala için ‘tahliye olabilir’ çıkışı yapması hakkında gelen soruya Öztrak, “Ben Sayın Arınç’ın bu açıklamalarını saraydan icazet almadan Erdoğan ile konuşmadan yaptığını düşünmüyorum. Eğer bunlar, Sayın Arınç’ın geçmişte yapmış olduğu açıklamalar gibi toplumun gazını almak için tuluat değilse o zaman şunu gösteriyor: Artık Cumhur İttifakı içinde vekalet savaşları başlamıştır. Gerçekten damat Albayrak görevinden ayrılırken ‘at izi it izine karışmıştı’ demişti. Gerçekten kimin ne dediği belli değil. MHP’liler bir şeyler söylüyor öte taraftan Gökçek konuşuyor diğer taraftan saray tarafından başka mesajlar belli değil. Gerçekten at izi it izine karıştı. Kimin ne söylediği belli değil” yanıtı verdi.

MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül’ün CHP’ye yönelik “Asıl rezillik Demirtaş’a destek vermektir” açıklaması yapması üzerine gelen soruyu ise Öztrak, “Asıl rezillik mafyanın arkasına pısıp siyaset yapmaktır. Bu ülkede daha önce böyle bir şey olmamıştır” diye yanıtladı.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz