Cuma Vaazı: Ramazan Bayramı

0
Mehmet Gündoğdu
Latest posts by Mehmet Gündoğdu (see all)

Üç aylar (Recep, Şaban ve Ramazan) diye bilinen manevi mevsimin sonuna gelmiş bulunuyoruz. 

Evveli rahmet ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş vesilesi olan; 

Ramazan ayında yaptığımız, ibadetlerimizin, oruçlarımızın, namazlarımızın, zekat ve fitrelerimizin, sadakalarımızın verdiği manevi huzur ve mutluluğun sevincini yaşıyoruz.

I-Bayram

A-Tanım

Bayram; Farsça bir kelime olup, azeri lehçesinde  “berzem” kelimesinin bozulmuş şekli ile dilimize geçmiştir. 

Arapçada “ıyd” denir. Bir araya gelme. Bir araya gelerek toplu sevinç  yaşama manasına gelir.

B-Ramazan Bayramı’nın Mahiyeti

2 Mayıs 2022 Pazartesi günü Ramazan Bayramını idrak edeceğiz. Pekiyi bu Bayramın mahiyeti ne olduğu bilgisine sahip olursak, Ramazan Bayramını daha şuurlu ve bilinçli yaşamamıza vesile olacaktır.

1-Sevinç günüdür.

Peygamber efendimiz; Ramazan Bayramına  يوم فطر  (İftar günü, fitre günü, yaşam günü) diye isimlendirmiştir. 

Onun için,  Ramazan Bayramı bir aylık orucun toplu bir iftarıdır. 

Günlük orucun iftarında yaşanan manevi sevinç, sekinet, huzur ve mutluluk; bir aylık orucun iftarı olan Ramazan Bayramında da yaşanır.

Esasen Ramazan ayı, cennete uzatılmış, cennetin “reyyan”(Oruçluların cennete gireceği kapı) kapısına dayanmış otuz basamaklı bir merdivendir. 

İşte Bayram sabahı  müminler, sahurlarla, iftarlarla, teravihlerle, oruçlarla, sadaka-zekat-fitrelerle merdivenin son basamağından cennete ulaşmanın sevincini yaşıyorlar. 

2- Hizmet içi eğitim kursunun mezuniyet törenidir.

Ramazan Ayı müslümanlar için bir aylık hizmet içi eğitim kursudur. 

Bu kursta verilen eğitimin hedefi;

1-Kur’an merkezli müslümanlık,

2-İbadet merkezli özel hayat,

3-Paylaşma merkezli sosyal hayattır.

Ramazan Bayramı, İşte bu kursta verilen eğitimi başarı ile bitirmenin mezuniyet törenidir. 

3- Ramazan Bayramı  tatil günleri değildir.

Ramazan ayında, af ve mağfirete nail olan müminlerin bu sevincini ve manevi derinliğini, şair dizelerine şöyle yansıtmıştır.

Mevla bizi affede,

Gör ne güzel Bayram ola.

Cürm-ü hatalar gide,

Bayram o bayram ola” (Avarlı Efe Hazretleri)

İşte bunun için bayram ediyoruz. 

Ramazan Bayramının bu manevi deriliğini yaşayamayanlar, bu manevi deriliğini fark edemeyenler ancak “şeker bayramı”diye isimlendirirler.

Bu bayram şeker değil şükür bayramıdır

Bayram günleri, tatil günleri olmaktan öte, manevi derinliği olan, aile bağlarının güçlendiği,  toplumsal birlikteliğin ve  toplumsal barışın ve sevinçlerin  yaşandığı günlerdir.

II-Ramazan Bayramı Etkinlikleri

1-Öncelikle, sosyal barış güçlendirilmeli. 

Bu bayram vesilesi ile, dargınlar barışmalı, barıştırılmalı. 

Yüce Rabbimiz;

اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا االلّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ۟ 

Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin”.(Hucurat/10) 

Bu ayette dargınları barıştırma görevini  üçüncü şahıslara vermiştir.

Peygamber efendimiz de(s.av.);

Bir mü’minin, din kardeşini üç günden fazla terkedip küs durması  helâl değildir. Üç gün geçmişse, onunla karşılaşıp selâm versin. Eğer selâmını alırsa, her ikisi de sevapta ortak olurlar. Yok eğer selâmını almazsa, almayan günaha girmiş olur. Selâm veren ise küs durmaktan çıkmış  olur.” buyurmaktadır.(Ebû Dâvûd, Edeb 47)

Esasen Müslüman;

başta Allah ile, 

kendisi ile, 

toplum ile,

ve bütün varlıklar ile, 

barışık insan demektir.

2-Bayram sevinçini Aile bireyleri, anne-baba ve akrabalar, komşular ve dostlarla paylaşmalı.

Bayramın sevincini, eşimiz çocuklarımız aile büyüklerimiz ile paylaşalım.

Allah(c.c), Kur’an-ı Kerim’de;

وَاعْبُدُوا االلّٰهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِه۪ شَيْـٔاً وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَاناً وَبِذِي الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبٰى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالْجَنْبِ وَابْنِ السَّب۪يلِۙ وَمَا مَلَكَتْ اَيْمَانُكُمْۜ اِنَّ االلّٰهَ لَا يُحِبُّ مَنْ كَانَ مُخْتَالاً فَخُوراًۙ

Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. 

Ana babaya, 

akrabaya, 

yetimlere, 

yoksullara, 

yakın komşuya, 

uzak komşuya, 

yanınızdaki arkadaşa,(dostlarınıza) 

yolcuya,(mültecilere)

elinizin altındakilere(memurlarınıza , işçilerinize) 

“İYİLİK” edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez. “(Nisa/36) buyurmaktadır.

Dolayısı ile bu Bayram; Sevdiklerimiz ile buluşma günleridir. 

Aile bireylerinden başka aile büyükleri, akrabalar,  komşular, dostlar hatırlanmalı.

 Çevremizde yaşayan insanları, özellikle yoksulları, yetimleri öksüzleri fark edelim.

 Dostlarımız , arkadaşlarımız ile bayram sevincini paylaşalım.

Zira sevgili Peygamberimiz (sav) efendimiz;

Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.” buyurmaktadır. (Buhari, iman/7)

3-Fakirlere, öksüzlere, yetimlere, yoksullara şefkat elimizi uzatmalı.

Zekat, fitre ve sadakalarımızla onların da bayram sevincini yaşamalarını sağlayalım.

Allah Rasulü(sav);

الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ، لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ، وَمَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ االلَّهُ فِي حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرُبَاتِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ االلَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ‏

  “Müslüman Müslümanın kardeşidir ona zulmetmez; onu düşmana teslim etmez. Kim bir Müslüman kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamette onun bir sıkıntısını giderir. Kim de bir Müslümanın ayıbını örterse, Allah da kıyamette onun bir ayıbını örter.”

(Buhârî, Mezâlim 3)buyururlar.

4-Hastalar ziyaret edilmeli.

Onların yalnızlıklarını  bayram vesilesiyle giderelim.

Efendimiz (as);

Hasta ziyaretinde bulunan kimse ziyaretten dönünceye kadar cennet meyvaları arasındadır.”(bahçesindedir) (Müslim-Tirmizi) buyuruyorlar.

5-Ölmüşlerimiz, geçmişlerimize de dua etmeliyiz.

 Bu,  hayırlı ahfad (ölmüşlerin dünyaya kalan yakınları) olmanın vasfıdır. 

Rasulullah (sav); 

“İnsanoğlu ölünce (salih) ameli kesilir. Ancak üç amel (in sevabı) kesilmez (sevap yazılmaya devam eder): Sadaka-i câriye (kamuya yararlı devam eden sadaka), faydalanılan bir ilim ve arkasında kendisine dua edecek hayırlı bir evlat bırakmak.”(Müslim, Vasiyyet, 14)buyurdular. 

Şayet imkan varsa mezarlıklar  ziyaret edilerek oralarda ölmüşlerimize dua edilmeli, mezarlıklardan ibret amalıyız. Bizimde varacağımız son durak, kara toprak olduğunu hatırlayıp, ona göre hayatımızı dizayn etmeliyiz.

Allah Resulü (s.a.v), Bazen Bakî’ mezarlığına gider oradaki mevtaları ziyaret eder ve şöyle derdi:

“Ey mü’minler yurdunun sâkinleri! Selâm size! Bizler de inşallah sizlere kavuşacağız. Allah Teâlâ’dan bizim ve sizin için âfiyet, ahiretle ilgili korku ve sıkıntılardan selâmet ve korunma dilerim.”(Müslim, Sahih, Cenaiz, 102)

Sonuç itibarı ile; Evveli rahmet ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş vesilesi olan; 

Ramazan ayında yaptığımız, ibadetlerimizin, oruçlarımızın, namazlarımızın, zekat ve 

fitrelerimizin, sadakalarımızın verdiği manevi huzur ve mutluluğun sevincini, bir aylık 

orucun iftarı olan Ramazan Bayramında da yaşıyoruz.

Ayrıca bugün , tuttuğumuz oruçlarla yaptığımız diğer ibadetlerle manevi ağırlıklarımız olan hatalarımızdan  ve günahlarımızdan, arınmış olmanın, sevincini yaşıyor ve bayramını yapıyoruz.

Bu manevi huzur-mutluluğun ve Sevinç’in, aile hayatımıza ve sosyal hayatımıza da yansıması, ve devamlı olması dileklerimizle;

Şehit ailelerimizin , öksüzlerimizin, yetimlerimizin, kimsesizlerin, yaşlılarımızın, gençlerimizin, çocuklarımızın, ve tüm Halkımızın Ramazan Bayramını tebrik ediyor;

Bu mübarek günün hakkımızda, milletimiz hakkında ve İslam  Alemi hakkında hayırlara vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyoruz. 

Vesselam.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz