Davutoğlu: Tefecinin daniskası bu iktidar

0

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Konya İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “Sürdürülebilir Tarım Üretimi Fiyat Politikası: Çiftçiye mi, Faizciye mi?” konulu toplantıda konuştu.

“Bir taraftan ekonomik dengeleri bozdular. Türk lirası değer kaybettikçe, bu değer kaybından doğan maliyetler çiftçinin doğrudan girdisi olan gübreyi, yemi, mazotu artırdı. Diğer taraftan fiyat yükselmesini engellemek için bu sefer dışardan ithalat yaptılar.” diyen Davutoğlu, şunları söyledi:

“Dışardan ithalatla da çiftçi iki yönlü bir baskı altında kaldı. Çok çarpıcı birkaç rakam zikredeyim size. 2016 yılında Türkiye tarımda net ihracatçı bir ülkeydi. İhracatı ithalatından fazlaydı. Şimdi herkesin bu muhasebeyi yapması lazım. Hani nereden nereye diyor ya Sayın Cumhurbaşkanı. Evet nereden nereye. 7 milyar dolar ihracatımız vardı, 4,3 milyar dolar ithalatımız. Net olarak Türkiye 2,7 milyar dolar ihracat fazlası veriyordu. 2021’deki tablo ne oldu biliyor musunuz? 8,2 milyar dolar ithalat yapıyoruz, 7,4 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Tarımda bugün itibariyle net ithalatçı bir ülkeyiz. 800 milyon dolar ithalat fazlamız var. Şimdi bu öyle bir tablo ki Türkiye eskiden kendi kendine yeten bir ülkeyken ithalat edemediği anda halkın gıda ihtiyacını karşılayamıyor.

Niye bu duruma düştük? Çünkü, tarımda da, ekonomide de, finansta da, Merkez Bankası’nda da cahil bir kadro, iş bilmeyen bir kadro, kendi Bakanlığına dezenfektan satan kadrolardan bir şey olmaz. Bunlar bu memleketin toprağının bereketini yok ettiler. Şimdi daha büyük tehlikeler bizi bekliyor. İnsanlık tarihinin en stratejik sektörü tarımdır. Evet sanayi önemlidir ama zamanla insanlar şunu fark etti özellikle pandemi döneminde daha da fark edildi. Tarım olmadan sanayi ve teknolojinin yaşayabilmesi de mümkün değil. Takip edilen politika tam tersi çiftçiyi sıkboğaz eden, çiftçi üzerinde baskıları artıran bir politika.

Geçen sene Temmuz, Ağustos ayında çiftçiye buğdayda verilen fiyat 2 bin 336 lira. Buğday ithal ederken ödediğimiz fiyat ne biliyor musunuz, 5 bin 606 lira. Yani bizim çiftçimizi değil, dışarıdaki çiftçiyi sübvanse ediyorlar. Onları destekliyorlar. 5 bin 606 neredeyse 2 misli. Bizim çiftçiye verdiğinin 2 misline fiyatla buğdayı ithal ediyor. Şu an piyasadaki değeri de 4 bin 900 lira civarında. Peki yazın 2 bin 600 lira olan buğday şimdi 5 bin 600 liraya niye ithal ediliyor? Çünkü, bu arada Türk lirası büyük değer kaybına uğradı. Hem mazot, gübre, yem fiyatları arttı ve halkımız gübre atamaz hale geldi toprağına. Hem de ithal edeceği mamulün de fiyatı arttı.

Değerli hemşehrilerim, aziz Konyalılar buraya gelip de milli, manevi değerlerden bahsedenlere sakın aldanmayın. Bunları hepsi açık söylüyorum milleti kandırmaca. Bu ne faiz yasağını bilirler Nas diye ifade ettikleri. Kurdukları düzenle, kur korumalı mevduatla 870 bin kişin hesabı var. 85 milyonun kesesinden topladıklarını bu 870 bin kişinin, esas yüksek miktarda olanlar 100 bini bulmaz, oraya kaynak aktarıyorlar. Türkiye’de bu kadar faizci bir dönem hiç yaşanmadı. 2016 yılında faizin bütçedeki yükü 50 milyar Türk lirasıydı.

Şimdi 280 milyarı buldu. Güya Cumhurbaşkanı faizle mücadeleden bahsediyor. Bu fiyatlandırma politikası çiftçiye mi faizciye mi yarıyor? Sistem faizcilere çalışan bir sistemdir. Sanayicilere bakarsanız zarar ediyor ama bankalar kar ediyor. Çiftçi toprağı ekemiyor ama bankalar çiftçiler üzerinden kar ediyor. Çünkü çiftçi borcunu ödeyememiş tepesine biniyor çiftçinin evini alıyor. Öbür tarafta bir medya patronunun kendisine medya alması için 750 milyon dolar, öbür tarafta yakın şirketlere milyar dolarlar aktarıyorlar.

Bu mudur? Fakiri ezen, çiftçiyi tarumar eden bunlar sonra gelip Konya’ya dinden, imandan faiz yasağından bahsediyor. Faiz yasağı niye vardır? Fakiri korumak için vardır Sayın Erdoğan. Faiz yasağı fakiri ezmek için değil, fakiri korumak için vardır. Esnaftan vergiyi toplayacaksanız, bankada hesabı olup yan gelip yatanlara o kaynakları aktaracaksınız öyle mi? Ve biz de buna sessiz kalacağız? Sonra da gelip faiz yasağından bahsedeceksiniz. Tefecinin daniskası bu iktidar. Eğer Ziraat Bankası, bir banka çiftçinin toprağına, evine el koyup satıyorsa bundan daha büyük faizci olur mu Allah aşkına. Ziraat Bankası’nın görevi eve, arsaya el koymak mı yoksa çiftçiyi desteklemek mi? Bu fiyatlandırma politikası çiftçiyi yok eden bir politikadır. Milli, manevi değerleri istismarları yetmeyince sonra dönüp diyorlar ki bütün dünyada kriz var bizde kriz de var. Yok öyle şey.

Evet bütün dünyada krizler, savaşlar yaşanıyor ama çarpıcı bir rakam zikredeyim size. Şu anda Rus tankları Ukrayna’yı kuşatmış durumda. Fiili savaş yaşıyorlar. Peki Ukrayna para birimi dolar karşısında ne kadar değer kaybetti bir senede biliyor musunuz? Sadece yüzde 30. Rus rublesi ne kadar kaybetti? Sadece yüzde 65. Bu üzerinde al bayrak olan aziz Türk lirası ne kadar kaybetti biliyor musunuz, yüzde 95. Yazıklar olsun. Milliyetçilik lafla olmaz, Türk lirasının değeri milliyetçiliğin ölçüsüdür.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz