Davutoğlu’ndan Erdoğan’a: Küçük bir yüzükle başlattığı yolculuğu büyük servetlerle sürdürüyor

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine yönelik Şehir Üniversitesi üzerinden yaptığı usulsüzlük ithamına cevap verdi.

Kişisel sosyal medya hesabı üzerinden bir video yayınlayan Davutoğlu, “Şahsen bana yönelik kullandığın yolsuzluk ifadesi için seni ciddi bir yüzleşmeye davet ediyorum” dedi.

Davutoğlu, Erdoğan’ın usulsüzlük iddiasına ilişkin “Küçük bir yüzükle başlattığı yolculuğu büyük servetlerle sürdüren, kendi bakanlığına dezenfektan satan bakanı teşekkürle uğrayan, devlet adına aldığı hediyelerin hiçbirini beyan etmeyen, kamu parasıyla yapılan yollara, sokaklara, barajlara, stadyumlara, üniversitelere adını yazdıran, bırakın birinci derece akrabaları yakın çevresindeki herkesi siyaseten iktidar olduğu dönemde zengin eden sen, uluslararası mahkemelerde malvarlıkları dosyası ve diğer ekonomik suçlarla ilgili ismi geçen sen, hayatı boyu emeği dışında hiçbir şey yememiş olan, ikinci bir maaşı kabul etmemiş olan, başbakanlıkta hanesine gelen her lokmanın bedelini makbuzla ödemiş olan, devlet adına aldığı en küçük hediyeyi dahi beyan etmiş olan ve ulusal ve uluslararası bütün çevrelerde temiz siyasetin sözcüsü olarak bilinen beni yolsuzluk itham ettin. Öyle mi? Hangi süreçlerden geçtiğimizi sen de bütün milletimiz de biliyor ve şahit” yanıtını verirken “Madem böyle bir yolsuzluk söz konusuydu Erdoğan, neden cumhurbaşkanıyken bizi uyarmadın?” diye sordu.

Sustun sustun da şimdi niye konuştun Sayın Erdoğan?

22 Mayıs 2016’da başbakanlık görevini bıraktığını anımsatan Davutoğlu, Erdoğan’ın Gelecek Partisi’nin kurulması öncesi kendisiyle ilgili yaptığı ‘yolsuzluk’ ithamına ilişkin “Neden bekledin bekledin de Gelecek Partisi’ni kurmadan bir hafta önce 7 Aralık 2019’da beni yolsuzlukla itham ettin? Ertesi gün de ben çağrıda bulundum: Başta ben olmak üzere bütün yaşayan başbakanların, cumhurbaşkanlarının, ilgili bakanların malvarlıkları araştırılsın dedim 8 Aralık’ta. O tarihten bu yana sustun da şimdi niye konuştun Sayın Erdoğan” dedi.

Erdoğan’a “Devlet zafiyeti göstermişsin” şeklinde seslenen Gelecek Partisi lideri, “Derhal işlem başlatmalıydın. Kamu malına uzanan el benim elim olsa bile kesmeliydin Sayın Erdoğan. Ben olsam keserdim” diye konuştu.

Paylaşımında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a üç farklı çağrıda bulunan Davutoğlu’nun ilk çağrısı açık oturuma çıkma çağrısı oldu. Gelecek Partisi lideri, “İstediğin gazetecileri al. Damadının kardeşinin sahip olduğu kanal da dahil. Sen prompter kullan, ben böyle yalınkılıç çıkacağım. Senin ayarladığın gazeteciler sana ayarlanmış sorular sorsunlar, bana ne isterlerse sorsunlar ama yüzleşelim. Var mısın?” dedi.

8 Aralık 2019’da yaptığı ‘malvarlığı araştırma’ çağrısını da tekrar eden Davutoğlu, “Benden başlamak üzere bütün yaşayan başbakanlar, cumhurbaşkanları, ilgili bakanlar ve birinci derece yakınlarıyla ilgili bir araştırma soruşturma komisyonu kurun ve kimin izah edemediği bir malvarlığı varsa bunu Hazine’de bir fonda tutalım ve şehitlere, yetimlere, engellilere, mazlumlar harcayalım” ifadelerini kullandı.

Üçüncü çağrısının Meclis’te bulunan herkese olduğunu belirten Davutoğlu, bu çağrısını bir dahaki Altılı Masa toplantısında da gündeme getireceğini ifade ederek, “Hem araştırma hem soruşturma komisyonu kurulmalı ve önce benden başlamalı” derken şöyle devam etti: “Sonra yaşayan bütün başbakanlar, cumhurbaşkanları, ekonomi ve yatırımla ilgili bütün bakanlar ve birinci dereceden akrabalarının da komisyonda malvarlıkları incelensin teklifinde bulunacağım”

Muhafazakâr kesimden birçok ismin çocuklarının Şehir Üniversitesi’nde öğrenim gördüğünü hatırlatan Davutoğlu, “Niye susuyorsunuz” diye sorarak şöyle devam etti:

“Bugün siyaset yapıyorsak emin olun hem bu ülke ve milletimizin geleceği için ama en çok da bir gün alnı secde görenler bu ülkeye geldiklerinde temiz siyaset için ömrünü veren, terini döken ve sizin onurunuzu kurtarmak için yapıyorum. Ta ki sizin çocuklarınız bunu diyebilsinler”

Davutoğlu, kendisine ‘Serok Ahmet’ diye seslenen Erdoğan’a Kürtçe “Baş göz üstüne” anlamına gelen “Ser sera ser çawa” sözleriyle yanıt verirken, sözlerini şöyle noktaladı: “İktidara gelir gelmez Şehir Üniversitesi’ni açacağız. Şehir Üniversitesi benim şahsi mülküm değil. Şehir hepimizin”