Demokrasi, Hukuk ve Ahlak

0

Düşünceler insanların ya karnında kalır ya da dudaklarının arasından çıkar. Karnında kalırsa sorun yok. Dudaklarının arasından fırlarsa işte o zaman kimileri için yangın yerine döner. İşte tam bu insanların kaynama noktasıdır. Ya buhar olur ya da ateş yeniden yanar. Kendisi için olduğunda yanıp yıkılıp kabul etmez ve bu karar siyasidir der. Yani kararı küçümseme için siyasidir der. 

Önemsizleştirir.

Halbuki siyasi kendisidir. Ve işini yaptığını bile küçümsediğinin farkında olamaz. 

İnsanlar düşüncelerinden dolayı ömür boyu acı çeker, ki bundan kimsenin haberi bile olmaz. Dostoyevski suç ve ceza eserinde babasını öldürmek arzusu duymasından dolayı epilepsi nöbetlerinin esiri olur. (Edebiyat ve psikanaliz Notlar Freud) düşüncelerini dışa vurunca ki bu eylem değildir. 

Rahatlar. 

Epilepsi dönemleri biter. 

Yani eyleme dönüşmeyen hiçbir düşünce suç değildir

Buradan yola çıkarsak. ‘Kırmızı ışıkta geçmeliyiz’ demek suç değildir. Geçerseniz suçtur. ‘Öldürmek istiyorum’demek suç değildir. Öldürürseniz suçtur. Yani kırmızı ışık düşünceniz olabilir. Işık sizi aydınlatabilir ya da sizin için dans salonu olabilir. 

‘Bir zamanlar minarelerimiz süngümüz’ diyerek bir şiir okundu ve siyaset yapma yasağıyla sonuçlandığında ben buna karşı çıktım. Ve dedim ki; olmaz öyle şey…. Ki insan düşünmedin mi ki insan demedin mi..,..

Tarih ne yazık ki, o gün mağdur olanın aynı sonuçla alınan karardan memnun olması şaşırması duruma imza atıyor….

Yani üzülerek söylüyorum iktidar olmak iktidar zehrinden içerken hiç de öyle bir durum yokmuş gibi davranması şaşılası bir şey değilmiş. 

İnsanlar düşüncelerini söylesin. Hiç yasak olmadan. Düşünceler insanı göğe de çıkarır yerin dibine de indirir. Ama dünyayı yıkmaz. 

Evren sadece seyreder. Kimseyi mağdur da yapmayalım. Maktulde ve suçluda …, düşünceler. Düşünceler söylenebilsin.  Bu sizin söyleyebilme hakkınız olur.

Canan Kaftancıoğlu kararı vicdanların kanamasına neden olmuştur bazı duyarlı insanların gönlünde. Onunla birçok konuda anlaşamam. Hatta o benim tutuklanmamı hapis yatmamı istemiş bile olabilir düşüncelerimden dolayı. Hani 1915 için hani Atatürk için gibi anlaşmamız hiç mümkün olmayabilir. Bırak olmasın. Herkesin düşüncesini düşünüp söyleyebilmesi temel hak ve özgürlüğüdür. Onunla bir çay bile içmeyebilirim. Konuşmak için birbirimize bakmamış bile olabiliriz ki hatta..

Olmaz öyle şey…

Hak ve özgürlük söyleme ve düşündüğünü savunma insanlaşmanın temelidir. İlerlemenin medeniyet varoluşçuluğudur. 

Yani; Canan Kaftancıoğlu için verilen karar ona bir madalyadır. Umarım bunu şerefiyle onuruyla taşıyacaktır. Kendisine tüm desteğimle temel hak, hukuk, ahlak, değerlerimle ve özgürlükler konusunda tüm gönlümle yanında olduğumu belirtmek isterim. 

 Sevgili dostlar; onun düşüncesine karşı olabilirsiniz ve bu karar hoşunuza bile gidip sevinebilirsiniz. Maalesef bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Evrensel değerlerimizi ahlaksal olarak değerlendirelim. Kişiselleştirmeyi bırakalım lütfen.  

Ceza hukukunda fail değil fiil konu bahsidir. Yani iktidar mensuplarının yanındakiler de buna benzer ve hatta daha fazlasını söylediler. Hiçbir kovuşturma geçirmediler ve sözü bile edilmedi…

Yani hukuk herkese eşit olmalıdır.  

Hukuk eşitse ve herkes aynı yoldan geçiyorsa aynı suyu içiyorsa yurdum insanı olursunuz. İşte o zaman devlet olursunuz. Millet olursunuz. Dünya ülkesi ve hatta evrenselleşirsiniz.

Sevgi saygılarımla, esenlikler diliyorum…

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz