- Kılıçdaroğlu: MİT onun emrinde, bizim gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın - 29 Nisan 2023
- Demir Grup Sivasspor 1 – 3 Fenerbahçe.. - 29 Nisan 2023
- Yurt dışına kayıtlı seçmenler oy vermeye başladı.. - 29 Nisan 2023
17 Haziran 2021 tarihinde HDP İzmir il binasındaki silahlı saldırıda hayatını kaybeden Deniz Poyraz’a ilişkin dava İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davanın tutuklu sanığı Onur Gencer’e “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Onur Gencer, “Konut dokunulmazlığını ihlal”, “Mala zarar verme” ve “Ateşli Silahlar Kanununa muhalefet” suçlarından da 9 yıl hapis cezası aldı.
Duruşma öncesi konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, şunları söyledi: “Bu cinayet, sıradan bir cinayet değildir. Bir kişinin hiç tanımadığı bir insanı hunharca, canavarca katletmesi ancak siyasi nedenlerle açıklanabilir. Çünkü katlettiği kişi Deniz Poyraz yoldaşımızın bulunduğu bina, Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin il binasıdır. Bu şehir Türkiye’nin üçüncü büyük şehridir. Bu şehrin göbeğinde Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin il binasına girip katliam amacıyla bir cinayet gerçekleştiren kişi tek başına olamaz.
Başlı başına bu durum, cinayetin siyasi ve örgütlü bir eylem olduğunu gösteriyor. Ama soruşturma aşamasında kolluk bütün bağlantıları gizlemek ve bu katliamı münferit bir olay gibi göstermek için elinden geleni yapmıştır. Oysa bu ülkede barışın, adaletin sağlanması için bu tür siyasi cinayetlerin bütün bağlantılarıyla araştırılması ve hakikatin tam olarak ortaya çıkarılması gerekiyordu.
Türkiye tarihi siyasi cinayetlerle doludur. Hepsinde de izlenen yöntem aynıdır. Bu cinayetlerin arkasındaki bağlantılar, özellikle devlet içindeki ilişkiler araştırılmak bir yana sürekli örtülmüştür. O nedenle ülke sürekli yeniden siyasi katliam ve cinayetlere tanıklık etmek zorunda kalmıştır.
Bir kanlı girdap yaratılmıştır. Bu kanlı girdap da ülkeyi bugün huzurdan, barıştan, demokrasiden, adaletten bütünüyle uzaklaştırmıştır. Eğer daha önce işlenen siyasi cinayetlerin gerçek bağlantıları ve planlayıcıları, koruyucuları ortaya çıkarılsaydı; ülke şimdi bu utançlar içinde kalmayacaktı.

Deniz Poyraz yoldaşımız katledildikten sonra yapılan soruşturma araştırması, gerçeği ortaya çıkarmak için değil hakikati örtmek için yürütülmüştür. Kovuşturma aşaması, yani yargılama aşaması da soruşturma ve kovuşturmanın derinleştirilmesini hedeflememiş, tam tersine kollukta izlenen yol burada da tekrarlanmıştır.
Mahkeme de gerçeği ortaya çıkaracak araştırmalardan kaçınmış, olayı tek kişinin münferit cinayeti olarak göstermeye ve görmeye çalışmıştır. Avukatların soruşturmanın eksikliğine dikkat çeken bütün itirazları göz ardı edilmiş, kovuşturmanın derinleştirilmesi ve genişletilmesi talepleri de görmezden gelinmiştir.
Nihayet bu dava kamuoyu gözünden kaçırılmak için buraya taşınmıştır. Bu senaryo çok tanıdıktır. Bu senaryo ülkeye adaletsizliği ve hatta faşizmi yerleştirmek isteyen zihniyet sahiplerinin on yıllardır kurduğu tezgahtan farklı değildir. Bu cinayet işlendiğinde, Deniz Poyraz kardeşimiz katledildiğinde söylediğimiz şeylerden biri de ortada bir kaos planının bulunduğudur. Kaos planı toplumu dizayn etmek için ve sistemi daha da otoriterleştirmek amacıyla devreye sokulmuştur. Adalet gerçekleşmezse toplumsal barış ve huzur sağlanamaz.
Bizlerin her biri gibi hakimler de bütün yargı mensupları da bu güvensizlik ortamının tehditleri altında yaşarlar. Eğer bugün gençler bu ülkede umudunu kaybetmişse, gençlerin yüzde 70’i bu ülkede yaşamak istemiyorsa, tam da bu güvencesizliktendir. O nedenle hakimlerin de ülkedeki bütün yargılama mensuplarının da çocukları bu güvensizlik ve tehdit ortamından dolayı bu ülkede yaşamak istemeyeceklerdir.
Bizlere düşen görev hakikati ortaya çıkarmak için bıkmadan, yılmadan çalışmaktır. Yargı mensuplarına düşen tarihsel, vicdani, hukuki ve ahlaki görev ise hakikati ortaya çıkarmaktır. Hakikatin ortaya çıkabilmesi için de cinayetin ardındaki bütün bağlantıların ortaya çıkarılması gerekiyor. Bu yapılmazsa bir kez daha karanlık hakim olmaya devam edecek ve bu ülkede yine siyasal cinayetler işlenecektir.”