Deprem ve İstihbarat

0

Ülkelerde yaşanan büyük ve doğal afetler sonrası, yaşanan o travmalardan, enkazlardan ve oluşan dikkatsizlikten sonra büyük bir asayiş sorunu da beraberinde gelir. Bu asayiş sorunları lokal olsa dahi “ulusal ve uluslararası” olarak da incelenmelidir.
Bu bağlamda en büyük sorun hiç şüphe yok ki hasım ülkelerin yapacakları istihbarat faaliyet ve operasyonlarıdır. Olayın etikliği ya da etik dışılığını tartışmak ya da üzerine gitmek doğru değildir çünkü bizim de bu tip facialardan yararlandığımız çok olmuştur. 
Özünde bakıldığında, acımasız bir şekilde de kavramsallaştırırsak bu durum harika bir fırsattır. Çünkü genel olarak hedef ülkenin gardı düşmüş, hassasiyet noktaları değişmiş, politik ve siyasi olarak esnemiş ve hatta asayiş/ kolluk güçlerinin de dikkatleri belli bir noktaya toplanmıştır. 
Üstelik ülkenin alarm durumunun yükselmesi ile gelecek ve kabul edilecek yurt dışı yardımlarıyla da ülkeye giriş ve çıkışlar çok daha kolaylaşmıştır. Hatta bazı durumlarda pasaport ve vize kontrolleri bile esnemiş, birçok kolaylıklar oluşmuştur. 
Yabancı unsurların hedef ülkede örtülü ya da istihbarat operasyonları gerçekleştirmesi için tüm koşullar hazırdır ve bir daha asla bu kadar kolay ve savunmasız koşullarda oluşmayacaktır. 
Bu sebeple, bu tip afet ve facialar ne yazık ki o ülkenin yaşadığı o anlık acıların sonrasında misli misli fazlalarına da gebedir. Bu doğum belli bir süre sonra gerçekleşir ve belirli bir zaman ister. Unsurların müdahale etmesi için şartlar hazırdır ancak yapılan operasyonların meyvelerinin toplanması içinde koşulların hazırlanması beklenir. O koşulların hazırlanmasında da yine o yabancı unsurlara çok fazla iş düşmektedir. 
Kriz anında çok fazla belirti verilmese bile olayın sıcaklığının geçmesinin ardından bu unsurların çalışma faaliyetleri değişecek, farklı kanallara girecek ve küçük küçük dozlarla zerk etmeye başlayacaklardır. 
Örtülü bir faaliyet ya da operasyon için ülkeye giriş yapmış uzmanlar bu anı kollayacaktır. Hemen düğmeye basmayacak ve avlarına atılmak için; en hassas, en zararsız ve en yaralı hallerini bekleyeceklerdir. 
Bunun için geçerli sebepleri de vardır. İlki, ülke acı içindeyken bu tip bir faaliyette bulunmaları kimseye inandırıcı gelmeyecektir çünkü dünyanın her yerinde bu tip afetlerden sonra halk birbirine kitlenmiş, her zamankinden daha da bağlanmış durumda olur. Bu denklemde sizin yapacağınız operasyon ne yazık ki boşa çekilmiş kürek olacaktır.
Ancak belli bir süre sonra acıların yavaş yavaş dinmesi, yangınların sönmesi ve insanların; “neden”, “nasıl” ve “ne oldu” gibi soruları sormaya başladıkları anda da bu oluşumlar devreye gireceklerdir. Olmadık sorulara meydan hazırlayacak, olmadık ve gerçeklerle alakası olmayan cevaplar bulacak, hatta birçok laboratuvar çalışması sonrası dezenformasyon amaçlı “sahte ve gerçek dışı” görsellerle hedef ülke halkına karşı faaliyetleri başlayacaktır. 
Bunun için çok fazla paralara da ihtiyaç yoktur. Zaten öfke dolu ve koparılacak kelle arayan halk arasında atılacak birkaç sahte dezenforme edilmiş bilgi elden ele daha da yayılacak ve bunun gerçekliğinin su götürmediğini düşünenler tarafından daha yüksek sesle paylaşılacak, ardından da ne olduğu anlaşılmadan ciddi zarar faturaları devletin önüne çıkacaktır. 
Tabii burada asıl önemli olan hedef ülkenin siyasi, bürokratik ve toplumsal karakteridir. Bu tip dezenformasyan çalışmaları, devlete ve resmi yayın organlarına güvenin tükendiği ve gerçek dışı bilgilerin hızlıca yayıldığı ülkelerde çok daha çabuk sonuç verir. Ancak objektif, halkına karşı eşit ve sağduyulu yaklaşan yayın organları olan devletlerde bu pek işe yaramaz. Bu yüzden gelişmiş, modern ve çağdaş ülkelerde bu tip dejenere faaliyetlerden çok sonuç alamazsınız ama ülkenin resmi yayın organlarının bir fikre, düşünceye ya da siyasi yapıya hizmet edenlerinden ise çok güzel sonuçlar ve skorlar elde edebilirsiniz. Bu da operasyon yapacağınız ülkenin sebep/ sonuç ilişkisi bakımından ciddi bir değeridir.
Çünkü sizin yapacağınız en büyük faaliyet, halk arasında ülke ve yönetimine karşı yaratacağınız “güvensizlik”operasyonudur. Bunu da başarmanın tek yolu, resmi kaynaklardan yayınlanan bilgilerin aslında gerçeği yansıtmadığını, yönetimde olan hükümetin bir alışkanlığı olarak halkından gerçekleri sakladığı ve asıl olan bitenin bambaşka şeyler olduğudur. Bunun içinde geçerli sebepleriniz vardır. Halkın, devlet yayın ve basım organlarına güveni kalmamıştır. İsabetli birkaç atışla halkı tamamen kendi lehinize çevirip, ciddi bir reaksiyon oluşturabilirsiniz. Bunun için ihtiyacınız olan ise çok basittir. Birkaç dezenforme edilmiş veri, bilgi ve haber kaynağı.
Elbette ki devletin Karşı Koyma Daire Başkanlıkları bu konuda gerekli önlemleri ve riskleri almışlardır ancak burada, bu faaliyetler karşısında en büyük iş vatandaşlara düşmektedir çünkü bu kadar çok farklı fraksiyondan gelen saldırıya devletin bu konudaki uzman kadrosu yetişemeyecektir. 
Hedef ülkenin vatandaşları; teyitli olmayan, gerçeğe dayanmayan ve farklı birçok yerden doğrulanmamış haberi paylaşmayacak, deklare etmeyecek ve onunla ilgili yorumlarda bulunmayacaktır çünkü o haberin kaynağı belirsizdir. Ve siz; ülkenizi, halkınızı ve hatta devletinizi düşünen bireyler olarak kendi vatandaşlarınızı uyarmak isterken aslında birçok yabancı teşkilata hizmet ediyor olabilirsiniz. Sizde onu kendi ekranınızda görmüş ve birçok insana faydanız dokunsun diye çalışmışsınızdır. Ancak gerçekler bu kadar masum ve günahsız değildir. Birçok operasyon kurgulanmaya, hazırlanmaya hatta yürürlüğe konulmaya başlanmıştır.

(Bu makalenin yazılmasında en büyük destek ve editöryel katkıları için twitter on board @melnsec ve bana verdiği maddi ve manevi destek için… İyi ki… İyi ki… Sen benim başıma gelen en güzel bilgiymişsin…)

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz