Depremin büyüklüğü nasıl ölçülüyor?

0

İstanbul’un Silivri ilçesinin açıklarında bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi, depremin büyüklüğünün 5,7 olduğunu açıkladı.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) göre ise bu depremin büyüklüğü 5,8. Aradaki bu fark ise her iki kurumun da depremin büyüklüğünün ölçümüyle ilgili farklı bir değeri baz alıyor olmasından kaynaklanıyor.

Kandilli Rasathanesi farklı yöntemlerin kullanılma nedenini de “Belirli bir yöntem belirli bir büyüklük aralığında ve belirli bir uzaklıktaki depremler için geçerliyken, daha büyük veya daha uzak depremler için daha farklı yöntemler kullanmak gerekir. Hatta bu farklı yöntemleri ayni depreme uyguladığı takdirde, farklı değerler elde etme olasılığı da vardır. Ancak en güvenli olanı, o büyüklük ve uzaklık için en uygun olan yöntemin verdiği sonuçtur.” olarak açıklıyor.

Kandilli’nin 5,7 olarak gösterdiği Richter ölçeği olarak da bilinen yerel büyüklüğü (ML) gösteren veri. AFAD ise büyüklük göstergesi olarak moment büyüklüğünü (Mw) veriyor. Kandilli’de yaşanan depremin moment büyüklüğü (Mw) ise 6,0 olarak görülüyor. Depremin ML yöntemiyle büyüklüğünü ilk etapta 5,6 olarak açıklayan Kandilli, depremden kısa bir süre sonra büyüklüğü 5,7’ye revize etti.

Depremin büyüklüğü ne demek?

Deprem, fay hatlarındaki enerji birikiminin açığa çıkmasıyla yerkabuğunda yaşanan kırılmayla olur. Böylece biriken enerji açığa çıkar. Kandilli Rasathanesi, depremin büyüklüğünü “kırılan yüzeyin büyüklüğünü ve dolayısıyla ortaya çıkan enerjinin düzeyini belirten bir ölçü” olarak tanımlıyor.

AFAD ise “depremin ortaya çıkardığı toplam enerjiyi karakterize eden, aletsel ölçüm ve hesaplama sonucunda bulunan değere” depremin büyüklüğü adının verildiğini söylüyor. Depremin büyüklüğüyle ilgili ilk ölçümleme sistemi ABD’li sismologlar Charles Richter ve Beno Gutenberg tarafından 1935 yılında geliştirildi ve 1936’da geliştirildi.

Richter ölçeği, depremlerin yaydığı sismik enerjiyi kullanarak, geliştirilen logaritmik formüle büyüklük değerinin hesaplanmasını sağlıyor. Kandilli Rasathanesi, depremin büyüklüğünün ölçülmesini su dolu bir havuza atıldığında oluşan çevresel dalgalara bakarak, atılan taşın boyutlarının hesaplanmasına benzetiyor.

Yerkabuğunda oluşan dalgalanmalar da sismometre adı verilen aletlerle ölçülüyor. Depremin merkez üssünün tespit edilmesiyle birlikte sismometreden alınan ölçümler matematiksel formüller kullanılarak hesaplanıyor ve depremin büyüklüğü ortaya çıkıyor.

Büyüklüğün ölçümünde kullanılan kaç yöntem var?

Depremlerin büyüklüğünün ölçülmesinde esas olarak beş farklı yöntem kullanılıyor. Bunlar sırasıyla şöyle:

Yerel Büyüklük (ML): Richter tarafından önerilen ve Richter ölçeği olarak bilinen yöntem. Ses dalgaları ölçülerek, depremin büyüküğü tespit ediliyor. Ancak bu yöntemle şiddetli depremlerin ölçülmesi yapılamıyor.

Moment Büyüklüğü (Mw): Kandilli Rasathanesi’ne göre, bu, diğerlerine göre en güvenilir ölçüm yöntemi. Kandilli, ” Bilim dünyasında, eğer bir deprem için moment büyüklüğü hesaplanabilmişse, diğer büyüklük türlerine gerek kalmadığı düşünülür” diyor. Bu, hesaplaması en karmaşık yöntem ve 4’ün üzerindeki depremler için kullanılıyor.

Süreye Bağlı Büyüklük (Md): Sarsıntının sismometre üzerinde yarattığı titreşimle ölçülür. 5’ten küçük depremler için kullanılıyor.

Yüzey Dalgası Büyüklüğü (Ms): Yerel Büyüklük ve Süreye Bağlı Büyüklük yöntemlerinin yetersiz kaldığı, 6’nın üzerindeki depremlerde kullanılıyor. Yüzeyden yayılan dalgalar ölçülerek, büyüklük tespit ediliyor. Ölçüm yapılan mesafe arttıkça bu yöntemin güvenirliği de artıyor.

Cisim Dalgası Büyüklüğü (Mb): Yüzey dalgaları yerine, derinliklere inen dalgaların ölçüldüğü yöntem.

Kaynak: BBC Türkçe

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz