Devlet Baba (mı?)

0
Latest posts by Psk. Dr. Ziya Doğan (see all)

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Yakup ve oğulları arasında yaşanan hadiseler ‘‘Yusuf süresi’’nde ele alınır.

Eski Ahit kaynaklarına göre Hz. Yakup’un (as) 12 çocuğu, 2 eşi ve 2 cariyesinden doğmuştur. Bu nedenle evlatlar arasında iktidar mücadelesi yaşanır.

Hz. Yakup (as) aşiret lideri olarak, devlet babadır.

Hz. Yusuf ve Bünyamin aynı anneden doğmuştur.

Diğer 10 çocuk kendi aralarında ittifak kurmuştur.

Yusuf henüz buluğ çağına ulaştığında gördüğü sadık rüyasını babasına anlatır.

Hz. Yakup (as) oğlunun Nebi olduğunu, istikbalde Resul olacağını, varisinin belli olduğunu anlar. Bu nedenle istikbale dair bu rüyayı kardeşlerine anlatmamasını söyler.

Yahuda’nın öncülüğünde diğer kardeşleri Yakup ve Yusuf arasındaki ilişkiden rahatsız olurlar. Bu haset duygusu onları korkunç bir plana sevk eder.

Devlet baba evlatları arasında yaşanacak sıkıntıları yumuşaklıkla çözmeyi tercih eder ama iktidar hırsı bazı evlatlarının aklını başından almıştır.

10 kardeş plan kurup, ihtiyatlı devlet babayı ikna ederek, Yusuf’a kumpas kurup, onu kuyuya atarlar.

Yusuf kardeşlerinin kendisine bunu yapabileceklerine asla ihtimal vermez. Zira 12-13 yaşındaki saflığı bunu kavrayamaz.

Devlet baba kendilerine Yusuf’un kanlı gömleğini getiren evlatlarını doğru söze davet eder ama onlar yalanlarında ısrar eder. Halbuki sadık rüyaya göre Yusuf asla ölemez.

Devlet baba nasıl tavır takınmalıydı?

10 kişilik çetenin kumpas kurduğunu biliyordu ama elinde onların suçlu olduklarına dair şahit veya delil yoktu?

Hz. Yakup’un ailesindeki çocuklardan bazıları annelerinden ötürü “asli unsuru” bazıları anneleri cariye olduğu için “himaye” kategorisinde yer alıyordu. Hepsi babanın öz evlatlarıydı ama veraset noktasında bazılarının ayrıcalığı vardı.

Yusuf kuyuya özgür girip, köle çıkmış, Mısır’a sürgün gitmiş, köle pazarında “seyyid” bir zatın dikkatini çekmişti.

Mısırlı Seyyid’in genç eşi boyca serpilip, büyüyen Yusuf’tan kendini alamamıştı. Şehvetine esir düşen kadının aklı başından gitmişti. Sosyete arasında yayılan efsane tüm davetli kadınların parmaklarını kesen bir skandala dönüşür. Mısır sosyetesi meseleyi örtbas etmek için Yusuf’u uyduruk mahkemede tutuklayıp, hapishaneye atar.

Hapishanede hayatın gerçek yüzüyle tanışan Hz. Yusuf (as) burada risaletle serfiraz olur. Ekonomik krize reçete sunarak, Mısır’a hazine bakanı olur. Kıtlık yıllarında Yakup aşiretinin varisleri olan çapulcu kardeşler perişan halde Mısır’a gelirler. Hz. Yusuf (as) onların haline acır.

Hz. Yusuf (as) iktidar hırsıyla kendisine yapılan zulmü unutmaz ama gücü eline aldığı halde intikam peşinde de koşmaz. Lakin rüştünü ispat etmek için plan yapar. Bu planın sonucunda tüm aile onun varisliği hak ettiğini ikrar eder.

Devlet baba; evlatları arasında yaşanan hadiseler takriben 20-25 sene sürmesine rağmen itidalli davranmış ve “sabrı cemili” tercih etmişti.

Kur’an’ı Kerim’den kısa bir kesit, düşünüp ibret almak isteyenlere…

***

Osmanlı devleti kendi evlatları arasındaki iktidar kavgalarında itidali sağlayamamış, bazı kesimlere asırlarca cadı avı uygulanmasına mâni olamamıştı.

Türkiye devleti kendi evlatlarına karşı nasıl bir çözüm sunmalı?

Türkiye’de Alevi Sünni sorunu 500 yıllık. Yavuz Selim’den 1937 Dersim’e kadar cadı avı devam etti.

Türkiye’de laik dindar sorunu 150 yıllık. Sultan Abdülaziz’den günümüze kutuplaşma devam ediyor.

Türkiye’de Türk Kürt sorunu 200 yıllık. 1808 yılından beri Kürtlere sert tedbirler uygulanıyor.

Türkiye’de gayrımüslim sorunu 100 yıllık. Ermeni tehciri, 6-7 Eylül olayları… Daha neler neler…

Türkiye’de ‘‘devlet baba’’ tarafından en son kuyuya atılanlar ise iktidar kendine biat etmeyenler kesimler oldu. 1 milyon insana mobbing uygulandı, uygulanıyor.

Ekonomik sıkıntılar ortada…

Dış politika alay konusu…

Farklı seslere hemen ‘‘hain’’ etiketi vuruluyor.

Eski ortakları olan bir mafya babası millete ahlak, din dersi, insanlık dersi verenlerin aslında ne kadar ahlaksız olduklarını her gün ifşa ediyor.

Kendilerini ‘‘ahlaklı’’ olarak pazarlayanların ne kadar ahlaksız oldukları ortaya çıkıyor.

Rezaletleri günbegün artmakta ve yapıp ettikleri Lut kavmini anımsatmakta.

Öyle ki ‘‘Bir kereden bir şey olmaz’’ diyebilecek şuursuzluk çukurundalar fakat farkında bile değiller. 

“İnsanların günah işleme özgürlüğüne müdahale edildiğini” savunanların yaşadıkları hadiselerden ötürü Türkiye’den kimler ayrıldı?

Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Aleviler, Sosyalistler, Kürt gençler ve en son Gülenciler…

Devlet babanın koltuğuna oturanlar bu kesimleri suçlayacak yüzlerce argüman sunabilir.

Fakat dünya menfaati; bu ‘‘kasa, masa ve nisa esirlerine’’ unutturduğu bir şey var: pudra şekeri burundan alınmaz!

Hz. Yusuf’a tekrar dönelim.

Yakup hanedanlığının idaresine geçen 10 kardeş beceriksiz idarecilikleriyle bölgesel güç olan Mısır’dan yardıma muhtaç hale geldi.

10 üvey kardeş farklı fraksiyonları sembolize ettiği gibi Türkiye devletinin yönetimindeki farklı zihniyetler ülke içinde huzur, refah, adalet vs. sağlayamadığı gibi her gün kaos, entrika, kumpas ve yalanlarla tüm enerjisini tüketip, küresel güçlerin kapısında yardıma muhtaç hale geldi. Hayatın her alanında çöküş devam ediyor.

Yusuf süresinde Yahuda ve kardeşleri perişan halde gittikleri Mısır’da hiç ummadıkları bir hadiseyle karşılaşır. Üvey kardeşleri Bünyamin hırsızlıkla suçlanır. 10 kardeş yedikleri haltları nazara vermeden Bünyamin’in tıpkı öz kardeşi Yusuf gibi hırsız olduğunu söylerler. Halbuki Yusuf hırsız değildi. Haset kardeşler uydurdukları onlarca yalana zamanla kendileri de inanmıştı. Her menfi hadisenin suçlusu Yusuf’tu. (Reza Zerrap’ı ve ‘Tapeler doğru’ diyen eski bakan Bayraktar’ı hatırladığınızı biliyorum)

Osmanlı ve Türkiye devletinin beceriksiz idarecileri kendi kusurlarını görmeyip, başkalarını suçlamayı bırakmadıkça ülke sürünmeye devam edecek. Halihazırdaki tüm dini, siyasi, ideolojik kesimlerin yapacakları tek şey var: tövbe…

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz