- Kamuoyuna Duyuru…! - 30 Nisan 2023
- 1915 Olayları ve Konuşulmayanlar - 25 Nisan 2023
- Neden Ak Partiliyim? - 24 Nisan 2023
Dinin ne olduğunu oturup düşündünüz mü?
Ya da düşünüyor musunuz?
Belki aklınıza bile gelmiyor öyle değil mi?
Bunun sebebi de zaten düşünenler düşünmüş benim düşünmeme gerek yok yaklaşımı.
Dinin doğru yaşanması konusunda tek bir düşünce yok. Her kesimin görüşü farklı ama bu farklılık ‘ben farklı düşünüyorum’ tarzında bir farklılık değil aksine ‘doğru olanı benim anladığım’ tarzında.
Biri çıkıp Kuran yakıyor, bir diğeri Kilise ’ye saldırıp rahibeleri öldürüyor. Bir başkası çıkıp kendi cinsel fantezilerini cennete uyarlıyor.
Bir diğeri korumalarla camiye gidiyor ve çantasını da polise taşıttırıyor.
Her biri bir yol tutturuş gidiyor.
Siyaset-Din ilişkisini yoğun olarak yaşadığımız için de olan saçmalıklara bir şey demiyoruz.
Kendi adıma söyleyeyim ben çok şeyler diyorum ama nedense İlahiyat Fakülteleri sus-pus.
Sanki ilahiyat fakültelerinde görev yapanlar bu ülkede yaşamıyorlar.
Sesleri neden çıkmıyor?
Çünkü korkuyorlar.
Tek bir söz söyleseniz polis alıp götürür, görevden almalar olur ve iaşesiz kalırsınız.
Korku bu.
Bu yüzden ‘susun artık soytarılar’ diyemiyorlar.
Ortalık soytarıdan geçilmiyor.
Bu soytarılıkların sebebi ne?
Bu soytarılıkların yaşanmasının sebebi DİN’in doğru anlaşılmaması.
Doğru anlaşılmadığı için insan dediğimiz varlığın psikolojik yaklaşımı sebebiyle farklı davranışın ortaya çıkması: Abartı.
İşin özünde olan konu farkına varılmadığı için insanlar dini yaşamak adına abartıları yapıyorlar.
İşin özü nedir?
Din, insanların iyi ve doğru insan olmaları içindir.
İyilik ve doğruluk düzleminde düşünce oluşturamayan ve davranışlarını da buna göre belirlemeyenler kendilerini daha dindar görmek ve göstermek için abartıları yaşamaya yöneliyorlar.
Örneklerle açıklayalım:
Hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvetin düzenine karşı durması gereken dindarlar buna karşı olamadıkları için önemsiz ama abartılı olanları öne çıkarıyorlar.
Hukuk ve insan hakları ve ayrıca adalet konularında alenen usulsüzlükler var ama buna da karşı durmuyorlar ve kendilerini kandırmak için İslam’ın hakim olması gibi bir ütopyadan bahsediyorlar. Bunun olması için önce küçük daireden başlanması gerekir, bakıyoruz ama bu da yok.
Müslüman ülkelerdeki haksızlıklar, adaletsizlikler ve en önemlisi ‘gelir adaletsizlikleri’ asıl mesele iken Müslümanlar hac ve umreyle kendilerini avutuyorlar.
Şimdi de hepimizin yaşadığı konu yüzlerce ‘Üç Aylar’ mesajları.
Neden cüppesini giyip kürsüye çıkanlar bu kadar revaçta?
Bunun sebebi de insanların kendi hayatlarında dini doğru anlayıp yaşamamaları.
Dinin doğru anlaşılıp yaşanması çok zor.
Gerçekten ele alınmış olsa birçok cevabı verilmemiş sorular oluşacak. Mesela faiz konusu, mesela asgari ücret, açlık sınırında işçi çalıştıran Müslüman işverenler konusu, sosyal medyanın ve internetin günde kaç saat kullanılmasının caizliği konusu, foto ve videolarla kendini ifşa etmenin İslami olup olmadığı konusu, din adına çocuklarına ve çevreye baskı ve zulüm yapılma konusu, mevduat garantili olmanın faiz mi değil mi konusu, çocuklarına din adına baskı yapan ailelerin çocuklarının internet ortamında özgürce davranmalarının dine uygun olup olmadığı konusu ve daha neler neler…
Bunlar çok ciddi meseleler.
Bunlara cevaplar olmadığı için de insanlar görünürde İslami gibi görünen insanların videolarını izleyip, paylaşıp dini tatmini yaşamayı tercih ediyorlar.
Sanıyorlar ki onu yaparlarsa öbür tarafta ‘İMTİHAN’ dan kurtulacaklar.
Ama iş öyle olmuyor.
Hepiniz, hepimiz her yaptığımızdan hesap vereceğiz.
Siyasiler de buna dahil…
Sevgi ve Bilgiyle kalın