Diyarbakırlı Sefarad Robin 

0
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

İnsan hikayelerini önemserim çünkü bizlere yeni şeyler katar. Kimi zaman bilmediğimiz, kimi zaman bilsek de üzerine fikir yürütmediğimiz ya da farkında olmadığımız. 

Neredeyse herkes yapılacak seçimlere odaklanmış durumda. Varsa yoksa seçimler, adaylar. ‘Kendine dair’ olan diye bir şey yok. Böyle olunca da huzur ve mutluluk arayışı kesilmiyor. Çünkü kendine dair olan, ülkede iktidara kim gelecek ve beriki-öteki. 

Ama bazı insanlar dış etkiler ne olursa olsun kendi dünyasını kuruyorlar. Kendine dair olanı oluşturabiliyorlar. 

Yetiştiği coğrafya ne olursa olsun dünya vatandaşı olmayı becerebiliyorlar. 

İşte bu insanlar hayatı yaşama adına ileri ve güzel adımlar atıyorlar. 

Bu insanların biri de, Robin.

Robin’i yaklaşık iki sene önce tanıdım desem yalan olmaz.

Diyarbakırlı. 

İsminin anlamı da ‘güneşi görmek’

Anne tarafı İtalyan ve Yahudi. Annesi çok uzun yıllar önce gelmiş o coğrafyaya. Eşi elim bir kaza sonucu vefat etmiş. Bu kazayı açıklamak istememişti, üzerine konuşmak da. 

Hemen ilk planda öne çıkan kökeninin farklılığı: Kürt ve İtalyan.

Yüksek öğreniminden sonra çalışmaya başladığı Dışişleri Bakanlığı’ndan da emekli olmuş. 

Hayatının ilk yıllarını Diyarbakır’da, sonraki dönemleri iş sebebiyle çeşitli ülkelerde ve sonra da İzmir’de yaşamış. 

Robin önemli bir aşiretin on yöneticisinden bir tanesi. Zaten Aşiret de Arapça Aşara kelimesinden gelir ve büyük aile, topluluk, deste ve klan anlamındadır. İsmini vermek istemediğim önemli ve büyük bir aşiretin on yöneticisinden biri olmak çok önemli. Konum, güç ve etki bakımından o coğrafyada yaşayanlar bunu çok iyi bilirler. 

Robin, aşiretteki bu konumunun farkında olan birisiydi. Ama aynı zamanda da ‘Bu devirde aşiret mi kaldı. Biraz aklınızı kullanıp kendi ayaklarınızın üzerinde durup birey olun’ diyen de birisi. Ama bu düşüncesini yüksek sesle ifade etse hem o coğrafyadan hem de aşiretinden çok büyük tepki alacak. Robin de bunun yerine kendine has bir yöntemle yani içtihatla yolunu çizmiş. Aşirette yetişen gençleri okumaya yönlendirmiş, onlara yardımcı olmuş, desteklemiş. Okuyan bu gençler önemli yerlere gelmiş ve hem de hayatlarını kurtarmışlar. Okumaya becerisi olmayanları ise çeşitli iş kollarına kanalize ederek kendi bünyesinde koruma altına almış. 

İş hayatına da girmiş Robin. Anne tarafından gelen İtalyan genlerini stil barındıran mimarlık örnekleriyle ve aynı şekilde İtalyan modasını sergileyen tekstil sektöründe bulunmuş. 

İzmir’de zaman içerisinde geliştirdiği arkadaş çevresinde hem İtalyan yani batı yaklaşım tarzını sergilemiş hem de doğu diyebileceğimiz Kürt yanını ortaya koymuş. 

İzmir

Kısacası Doğu ile Batı’yı İzmir’de buluşturmuş. 

Doğulu olsa da doğunun içinde kalmamış, batılı olsa da batının yaklaşımını hayatının merkezine koymamış. 

Zor olanı yapmış: Doğu ve Batı Sentezi.

Doğu ve Batı sentezini hayatının bütün alanlarında uygulamış, dini ve kültürel uygulamalarında bile. 

Doğu-Batı sentezi; doğuya has olan içtenlik, samimiyet ve yoğun duyguların bütünlüğü ve batıya has olan sistem, düşünce ve akıl ve sanatsal bakış açısı.

Bu sentezin kaynağı aslında DENGE

Dengeyi sağlama düşüncesi ve yetkinliği doğu ile batıyı da bütünleştirmeyi doğal olarak beraberinde getirmiş. 

Denge ama hayatın her alanında. 

Dini de salt din olarak değil kültürel birikim ve yaşatılması gereken enerji topu olarak görmüş. Yahudi olsa da yanlış yapan Yahudileri eleştirmiş ve onlara yanlış demiş. 

Kültürel enerji bütünlüğü olarak kabul ettiği dini ritüelleri de kendine has tarzda uygulamış.  İnsani, dengeli, katılımcıların özgür iradesiyle ve birlikte olmanın verdiği güç ve enerjiyle. 

Mistiği sadece mistik olarak kabul etmediğini söylemişti. 
Mistik, hayatın içinde olanı keşfetme. 

Döngü halinde olan hayatın içinde Tanrısal mistiği ararken sanki kendine ait olan insani mistiği de bulmak istiyormuş. 

Beyefendiliğin enayilik, Kürtlüğün sertlik ve kabalık, İtalyanlığın gavurluk olma sebebi, Yahudiliğin tek düze ve işgalci, dine önem veriyor olmanın aptallık, kalite ve sanatın boş olmadığını sergiler gibiydi Robin. 

‘Kendi ışığına güvenen, başkasının parlamasından rahatsızlık duymaz’ demiş Victor Hugo. 

Robin de enerji topu şeklinde olan kendi ışığına güvenen biriydi. 

İsminin anlamı gibi güneşi ve ışığı gören biriydi. Ve çok sevdiği o ışığa geri döndü. 

Onu tanımış olduğuma mutluyum. 

İçimde olan ama kelimelere dökemediğim birçok düşünce ve yaklaşımıma tercüman olmuştu… 

Işığın içinde mutlu ol Robin… 

Sevgi ve Bilgiyle kalın 

(Görsel Türkiye Kültür Portalinden alınmıştır) 

Önceki İçerikKarayılanlar Arasında
Sonraki İçerikBir seçmen olarak seçime az bir süre kalmışken oyumu nasıl kullanacağım üzerine düşüncelerim…
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz