Eh haydi hayırlı olsun, 14 Mayıs’ta seçim olacak gibi.. Yine de pek çok bilinmez nokta var…

1

Siyasette bulutlar hafiften de olsa sıyrılmaya başladı. Bir süredir kulislerde konuşulan “İktidar seçim tarihini 14 Mayıs 2023 olarak belirlemek istiyor” düşüncesi gerçeğe dönüşüyor gibi…

Önce iktidarın küçük ortağı MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli “Mayıs’ta yapılacak seçime biz hazırız” açıklamasını yaptı. 

Ardından, AK Parti genel başkanı unvanı da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçim tarihinin 14 Mayıs 2023’e çekileceğini açıkladı.

Muhalefetin ana gövdesini oluşturan ‘6’lı masa’dan da 14 Mayıs 2023 tarihinin kabulü anlamına gelecek sesler yükselmeye başladı.

Bilinenler bunlar.

Konunun bilinmeyen tarafları da yok değil.

En başta bir ay gibi kısa süre bile olsa seçim tarihinin öne çekilmesinin nasıl sağlanacağı bilinmezliği var.

Anayasaya göre seçim tarihinin erkene çekilebilmesinin iki yöntemi bulunuyor. 

İlki, TBMM’nin bu konuda karar alması yöntemi. Bunun için Meclis’te en az 360 milletvekilinin el kaldırması gerekiyor.  

Anayasa cumhurbaşkanına da seçim tarihini erkene alma yetkisi tanıyor; bu durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yetkisini kullanması gerekiyor.

Yalnız iki yöntemin bir konuda farklı sonuç doğuracağını da hesaba katmak gerekiyor. 

Seçim tarihi TBMM tarafından öne çekilecek olursa, anayasaya göre (m. 116) iki defa seçilmiş birinin yeniden aday olabilmesinin önündeki anayasal engel (m. 101) geçersiz kalıyor; o durumda 2014 ve 2018 yıllarında -yani iki defa- seçilmiş olan Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden aday olabiliyor.

Buna karşılık, seçim tarihini kendisinin erkene çekmesi durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olabilmesi mümkün değil.

Acaba iktidar hangi yöntemi uygulamaya koyacak? Konuyu TBMM gündemine getirip kararı oradan mı çıkaracak, yoksa ‘aday belli, karar net’ keskinliğiyle ilan edildiği halde Tayyip Erdoğan’ın adaylığından vaz mı geçilecek?

Tabii, anayasal engeli Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla aşmayı da zorlayabilir iktidar; sonuçta kararlarının temyiz mercii bulunmayan YSK üyelerinin “Olabilir” demesiyle de sorun çözülebilir. İktidar buna güveniyor olabilir.

Nitekim, AK Parti ve Cumhurbaşkanlığı ile ilintili bazılarının bir süredir açıkladıkları görüşler bu yolun denenebileceğine işaret sayılıyor.

Herbiri mesleklerinin zirvesinde, görev süreleri emeklilikleriyle sona erecek kıdemli hukukçulardan oluşan YSK’nın, anayasada başka türlü anlaşılamayacak keskin ifadelerle belirlenmiş kuralı işlemez hale getirmeleri hayli zor görünüyor.

Muhalefetten bu konuda çelişkili açıklamalar geldiğinin ben de farkındayım.

İYİ Parti baştan itibaren “Aday olsun, seçimi onun karşısında kazanacağız” görüşünü savunuyor. Başlangıçta CHP’den de -hatta bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’ndan- benzer bir görüş işitilmişti. Ancak, ‘6’lı masa’da buluşan diğer partiler ile sol ittifak partilerinin sözcüleri anayasal engeli hatırlatıp Erdoğan’ın üçüncü defa aday olamayacağı ısrarındalar.

Seçimin iktidar değişikliğiyle sonuçlanması durumunda, şimdilerde “Aday olsun” diyenler de dahil muhalefet, tek cephe halinde, anayasayı farklı yorumlayanlardan hesap sorma yoluna gidebilir.

YSK üyelerinin konu önlerine geldiğinde nasıl bir karara varacakları şimdilik bir muamma.

Bir başka bilinmeyen yön de, iktidarın 73 yıl öncesine dayanan bir tarih üzerinden çıkar sağlama beklentisinin, seçim kampanyaları sırasında aleyhine kullanılma ihtimalini nasıl olup da hesaba katmadığı konusudur.

Tarihin 14 Mayıs olarak seçilmesinin, CHP iktidarına karşı muhalefet yürüten bir partinin –Demokrat Parti’nin- sandık zaferiyle 73 yıl önce iktidara ulaşması sebebiyle olduğu anlaşılıyor. 14 Mayıs 1950, Türkiye’de, İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanlığını, CHP’nin de iktidarı kaybetmesini sağlayan bir seçimin tarihidir.  

Merakım mazur görüle: 1950’deki CHP iktidarının ve İnönü cumhurbaşkanlığının değişmesini sağlayan seçim ile 14 Mayıs 2023’te yapılacak seçim arasında, mevcut iktidarı aynı tarihi tercihe sevk edecek kadar iştahlandıran benzerliği herkes görüyor da bir ben mi farklı düşünüyorum?

CHP o zaman iktidardı ve seçimle iktidarı kaybetti, ancak bugün iktidarda olan CHP değil. Tersine, CHP,  mevcut iktidarı değiştirme amacıyla oluşmuş bir partiler birlikteliği içerisinde. DP’nin dönemin iktidarına karşı kullandığı ve o zaman sonuç almaya yarayan “Yeter, söz milletindir” sloganını AK Parti şimdi kime karşı kullanabilecek?

Yoksa AK Parti 22 yıldır kendisinin iktidarda olduğunun farkında mı değil?

Özellikle de milletin iktidarın yanlış politikalarının sonucu olduğu bilinen ciddi sorunlarla cebelleşme zorunda kaldığı günümüzde, sanki kendi durumunun farkında değilmiş gibi aynı sloganı kullanmaya kalkışması, iktidarın aleyhine olacaktır.

Bumerang gibi.

Herhalde iktidar ekonomik sarsıntıyı birkaç fırça darbesiyle hissedilmez hale getirdiği hesabında.

Yanlış bir hesap bu.

Bir an için, hayat pahalılığının kısıtlı maaş zammıyla hissedilmez hale geldiğini varsayalım, ülkede geniş kitleleri ilgilendiren sıkıntılar yalnızca ekonomik değil ki…

Seçim tarihini erkene almada, Millet İttifakı’nın çıkaracağı adayın resmen olmasa bile belli hale gelmesi ve muhtemel adayın iktidara kolay lokma görünmesi de rol oynamış olabilir. 

Ya o görüntüyü sırf bu sonucu almak için vermişse Millet İttifakı ve açıklandığında geniş kitleleri heyecanlandıracak farklı bir aday belirlenirse ne olacak?

Galiba kamuoyu yoklamalarında AK Parti’nin muhtemel oylarında son bir-iki ay içerisinde yukarıya doğru hareketlenme görüntüsü iktidarı ayrıca cesaretlendirmiş.

Peki ya anketçiler kendilerine kanaat belirlemeye yol açacak sorular yönelttiğinde cevap verme cesareti göstermiş olan insanlar, iktidarı bir an önce seçime gitmeye cesaretlendirmek amacıyla görüşlerini perdelemişlerse?

Son sorumun altında yatan kuşkuyu da en önemli bilinmeyen olarak kayda geçirmek istedim.

Ne kadar kaldı seçime şunun şurasında?

Bugünün bilinmezleri yaklaşık 100 gün sonra sandık tarafından bilinir hale getirilecek.

1 Yorum

  1. 65 yıllık hayatımda ilk defa bir seçim sandığını
    YETER SÖZ MİLLETİN demek için hasretle bekliyorum.
    14 mayıs 2023 inşallah bu ülkenin adaletsizlikten yolsuzluktan yoksulluktan yasaklardan kurtulma günü olarak hatırlanacak.
    15 mayıs 2023 sabahı güneş bir başka doğacak bir başka havayı içimize çekeceğiz.
    Rabbim o sabahı bana ve tüm ülkeye göstersin inşallah.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz