Eninde Sonunda Erdoğan Altılı Masa’nın Adayını Belirleyecek 

0
Latest posts by İbrahim Yersiz (see all)

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı takip etmeye çalışıyoruz ama yakalayana aşk olsun, o kadar hızlı ki ne gündemi yakalayabiliyoruz ne de kendilerini, öylece peşinden koşuyor, yakalayabildiğimiz kırıntılarla yetinmeye çalışıyoruz. Allah sağlık versin çok hızlılar, kendisini ancak geriden takip ediyor, yakaladığımıza Rahmetli Levent Kırca’nın dediği gibi -ama koyabiliyorsak- manzarayı koyuyoruz.  

Sayın Cumhurbaşkanı partisinin “Denizli Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı”nda Altılı Masa için “Aday belirlemeyi beceremiyorlarsa yardımcı oluruz” diye kulvarında level atladı diyeceğim ama zaten başından beri yapmaya çalıştığı oydu.  

Ama işin doğrusu işe bir el atsalar pek makbule geçecek, çünkü korkuyorlar, alicenaplarının ülkede yarattığı yeni ve ‘ileri demokrasi’ iklimi sayesinde adaylarını belirlemekten korkuyorlar.  

Neden mi? 

Zati şahanelerine bağlı savcıların adaylarına bir kulp bulup içeri atmalarından veya zamansız bir şekilde siyasi yasaklı yaparak devre dışı bırakmalarından korkuyorlar. 

İktidar gerçekten böyle bir şey yapabilir mi?  

Bilmiyoruz, onu zaman gösterecek, ama bildiğimiz onların adaylarını belirlemekten korktukları ve tam da bu nedenle kılı kırk yararak bir sonuca gitmeye çalıştıklarıdır.  

Umalım böyle bir şey olmasın, ülke daha az gerilimli bir seçime gidebilir olsun. 

Fakat ortama öyle bir korku iklimi hakim ki, kimse ağız tadıyla ne içini dökebiliyor ne de söyleyeceğini söyleyebiliyor; söyleyenler ise malumunuz ya içeri atılıyor ya da mahkeme kapılarında süründürülüyor ve böylece sözü edilen şu ‘ileri demokrasi’de postun ne kadar pahalı olduğu öğretilmiş oluyor! 

Sayın Erdoğan, partisinin “Denizli Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı”nda, “Paradan altı sıfır attık. Masadan da atacağız” pankartını görünce pek haklı olarak coştu ve pankartı yazan gurubun dehasına methiyeler dizdikten sonra “Aynen öyle” dedi. “Bizim atmamıza gerek yok zaten. Biz 6 sıfırları atmaya alıştık. Onları da alıştırdık” şeklinde konuştu.  

Neye alıştırdılar, şahsen ben anlamadım; aklıma gelen tek şey halkın devletten dünden fazla korktuğu ve bu korkunun bir alışkanlık olarak devam ettiğidir.  

Elbette ekonomide paradan sıfır atmanın reel bir düzelme getirmediğini, yalnızca psikolojik bir atağa karşılık geldiğini söylemeyeceğim, hem de onca insan yutmuş ve sıfırlar üzerinden kafayı bulmuşken.  

Paradan attıkları sıfırların yarısının kötü ekonomi yönetimleri nedeniyle tekrar geri döndüğünü ise hiç anlatmayacağım, çünkü ne dinleyen var ne anlayan. Kalan son sıfırların da geri dönmesi yakındır ama kimin umurunda, varsın yollar, köprüler, İHA’lar ve SİHA’lar olsun da geriye bir şey olmasa da olur. 

Benim tek korktuğum şey bu atma işinin alışkanlık yapması ve diğer muhalif sesler gibi bizleri de içeri atmasıdır! 

Hani bu pahalılıkta içeri atılmakta pek fena görünmüyor, ama tüm tasarruf tedbirleri şu zemheri kışta mahkumlara dönük işleyince oda bu ara zor geliyor.  

Adalete eşitlik yok, bari adaletsizlikte eşitlik olsun! 

Aslında atmak iyidir de insan neyi atacağını bilirse.  

Tutmak ise daha iyidir, neyin ne zaman lazım olacağını kim bilir?  

Ama belli ki atmak alışkanlık yapmış, atmasa rahatı kaçıyor!  

Ee atın, nasıl olsa kimse tınmıyor, ya da tutan tutuyor, yutan yutuyor, birileri ise alimallah siz attıkça her şeyin düzeldiğine inanıyor. 

Sayın Erdoğan, çok büyük hizmetler yapacaklarını ama CHP’nin kendilerini engellediğini söylüyor. 

20 yıldır şu CHP’liler bunu nasıl yapıyor şahsen bilmiyorum, ama yandaşlara bakacak olursak, zamları bile CHP’nin yaptığını söylüyorlar.   

İnsan “Bizi Allah korumuz, bunlar bir de ülkeyi yönetselerdi ne olacaktı halimiz?” demeden edemiyor.  

Sayın Erdoğan’ın dediği gibi daha iktidar olmadan “Kısır siyasi ihtirasları, günübirlik çıkarları uğruna bir araya gelenlerin, taksimatta nasıl birbirlerine düştüklerini… Entrikanın, gürültünün, Bizans tipi taht kavgalarının ardı arkası kesilmiyor.”  

Yer yer şunu söyleme ihtiyacı duyarım; biri kendilerine kendilerinin iktidar olduğunu söylese keşke! 

Ama suçlamıyorum, çünkü muhalefette hiç iktidar olmamasına rağmen bir türlü muhalefet olduğunu öğrenemedi ve konuşunca devlet ağzıyla konuşmanın ötesine de bir türlü geçemedi.   

Ama muhalefet konusunda Sayın Erdoğan haklı, “Toplantı üstüne toplantı yapıyorlar fakat bizim karşımıza çıkarak bizimle er meydanında rekabet edecek bir isim dahi bulamıyorlar…” 

Gerçekten adayları mı yok, yoksa aday mı bulamıyorlar bir türlü anlamadık. “Seçim tarihi netleşsin, adayımız hazır”veya “Aday belli ama yıpratmamak için açıklamıyoruz” diyorlar.  

Bu sefer “13 Şubat” dediler. Umalım doğru çıksın, merak bu kimin önce çatlayacağını kim bilebilir? 

Sayın Erdoğan’ın en az dile getirilmesini istediği şey belli ki muhalefettin seçim yasasıyla ilgili konuşmasıdır. Erdoğan “Şimdi de Anayasa’dan, Seçim Yasası’ndan bihaber çıkışlarıyla ‘Madem bizim adayımız yok Cumhur İttifakı’nın da olmasın’ demeye getiriyorlar” diye konuşuyor. 

Bunu nasıl izah edeyim bilmiyorum ki, madem bir anayasa var, o zaman bu anayasa herkes için olsun. 

Emin olamadım, birileri gerçekten istisna mı istiyor, yoksa kendilerini mi istisna görüyor? Çünkü yasa açık, istisnayı koşullara esas görüyor ve işin doğrusu o istisnayı gerektirecek bir koşulda bulunmuyor. 

Sayın Erdoğan ayrıca Altılı Masa için “Aday belirlemeyi beceremiyorlarsa yardımcı oluruz” demişti. 

Bence oldular, adaylarını her ne kadar 13 Şubat’ta açıklayacaklarını söylüyorlarsa da aday bellidir ve bu da Sayın Erdoğan’ın muhalefete son kıyağıdır! 

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz