- Kılıçdaroğlu: MİT onun emrinde, bizim gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın - 29 Nisan 2023
- Demir Grup Sivasspor 1 – 3 Fenerbahçe.. - 29 Nisan 2023
- Yurt dışına kayıtlı seçmenler oy vermeye başladı.. - 29 Nisan 2023
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli Şehir Hastanesi ve Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni’nde konuştu.
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Bay bay Kemal, sen hayatında böyle hastane gördün mü? Senin SSK Genel Müdürü olduğun zaman hastanelerimizin hali ortadaydı.” diye seslenen Erdoğan, merhum gazeteci Savaş Ay’ın o dönemde hastanelerde yaptığı programlara dikkati çekti.
Söz konusu dönemde hastaların hastanelerde rehin kaldığına değinen Erdoğan şöyle devam etti: “Hatırlıyorsunuz değil mi? Kimdi o zaman SSK’nın başında? Bay bay Kemal. Ya bunlara bu vatan teslim edilir mi? Affedersiniz beş koyunu güdemeyecek olanlara bu vatan teslim edilebilir mi? Hele hele az önce Önder (Aksakal) Bey’in ifade ettiği gibi kardeşlerim, Kandil’e bu ülke teslim edilir mi? Terör örgütüne bu ülke teslim edilir mi? İşte dün Diyarbakır’daydım. Diyarbakır’da, orada vatandaşlarımızın bize yakarışlarını gördüm. Ne dediler biliyor musunuz? ‘Başkanım ne olur bizi bunların eline bırakmayın’. Ya siz bizi bırakmadıktan sonra biz sizi bırakır mıyız? Biz bunların ne menem olduğunu biliyoruz. Ve Kandil bizim Diyarbakır annelerimizin yavrularını kaçırdı mı? Hatta Diyarbakır’da, bu şimdi Edirne’de olan bir Selo var ya, kardeşlerim 51 Kürt kardeşimizi bunlar öldürdü mü? Hatta bu gençlerin üzerinden arabayla geçtiler, bunları bu şekilde öldürdüler. Onlar da Kürt’tü, hani siz Kürtlere kadir kıymet biçiyordunuz, ne oldu? Kardeşlerim bunların derdi Kürt filan değil. Biz Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Abaza’sıyla, Boşnak’ıyla tüm kardeşlerimizi yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü anlayışıyla seviyoruz. Bizde ayrım yok, bizde bölücülük yok.”
Deprem izolatörlü modern inşaatıyla her türlü imkana ve birikime sahip olan 1218 yatak kapasiteli Kocaeli Şehir Hastanesi ile iftihar ettiğini dile getiren Erdoğan, ülkenin zenginlerine “Artık hastalarınızı Cleveland’a göndermeyin. İşte Cleveland burada. Doktorsa elhamdülillah doktorlarımız da onlardan geri değil.” diye seslendi.
Türkiye’yi sağlık alanında sadece kendi vatandaşlarına hizmet etmekle kalmayıp küresel bir cazibe merkezi haline dönüştürmekte kararlı olduklarını belirten Erdoğan şunları kaydetti:
“Bugün dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın vatandaşlarımız sağlık hizmetleri için nereyi tercih ediyor, ülkesini tercih ediyor. Aynı şekilde yabancıların ülkemize olan ilgisi de giderek artıyor. Sağlık alanında kurduğumuz örnek altyapının, yaptığımız sistem reformunun, halen güçlendirmeyi sürdürdüğümüz insan gücünün kıymetini milletimiz gayet iyi biliyor. Buna karşılık muhalefet her gün yeni bir yalan ve iftira ile bu hizmetlere, bu eserlere saldırmayı sürdürüyor. Geçtiğimiz haftalarda Hatay’da inşasına başladığımız hastanenin temelinden bir fotoğraf karesiyle kendi aklınca bizi ters köşe yapmak isteyen bir kendini bilmez vardı. İşte o hastane var ya inşallah 1-1,5 ay içinde hizmete girecek. Bakalım dalgasını geçtikleri temelin üzerinde yükselen hastane açıldığında bunu yapanlar çıkıp milletimizden özür dileme onurunu gösterebilecek mi? Biliyorsunuz CHP Genel Başkanı’nın kariyerinin önemli bir bölümü de şehir hastaneleriyle uğraşmakla geçti. Salgın ve deprem dönemlerinde bu hastanelerin ne kadar hayati öneme sahip olduğunu hep beraber gördük.”
Erdoğan, Türkiye’nin, asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yükünün altından devletinin gücü, kurumlarının kapasitesi ve insanlarının fedakarlığı sayesinde ayağa kalktığını vurgulayarak “Sanıyorlar ki bu işler kendi kendine oluyor, kendi kendine yürüyor. Türkiye’nin 21 yılda elde ettiği demokrasi ve kalkınma kazanımlarına bakarak esip gürlüyorlar. Halbuki bu ülkede eser bırakmak, hizmet etmek öyle her babayiğidin harcı değildir. Şayet öyle olsaydı bizden önceki on yıllar boyunca Türkiye eser ve hizmet hasreti çekmezdi. Geçtiğimiz 20 yıla sığdırdığımız asırlık yatırımlar daha öncesinden yapılır, bugün Türkiye bambaşka bir yerde olurdu. Fakat eski Türkiye’nin düzeni buna uygun değildi. Arada rahmetli Menderes ve Özal gibi gayret sahibi liderler çıkmış olsa da düzen, ülkemizin geri bırakılması, milletimizin baskı ve zulümle potansiyelinden uzak tutulması üzerine kuruluydu. Biz işte bu köhne düzeni değiştirdik.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin emanetini yere düşürmemek, mazlumların umutlarını diri tutmak için 21 yıldır her gün bu mücadeleyi verdiklerini anlatarak, “Unutmayın kaderin üstündeki kadere olan imanımızla önümüze çıkan hiçbir engele, kurulan hiçbir tuzağa, maruz kaldığımız hiçbir saldırıya aldırmadan yürüdük. Ne diyor şair; ‘Yürüyeceksin/ Millet yürüyecek arkandan/ Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan.’ Bu inançla gözümüzü hedeflerimizden bir an bile ayırmadık.” diye konuştu.
Erdoğan, konuşması esnasında izletilen Kocaeli Şehir Hastanesi tanıtım videosu sona erdikten sonra “Nasıl buldunuz? İyi mi, güzel mi?’ sorusunu yönelttiği vatandaşlardan “Evet.” yanıtını alması üzerine, “Siz böyle derseniz, eyvallah, güzeldir.” ifadelerini kullandı.
Her güne bunları yapmakla başladıklarını, her geceyi bu mücadele ile bitirdiklerini anlatan Erdoğan, bugün yeni bir mücadelenin içinde olduklarına değinerek, bu mücadelenin 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı’nın müjdesini millete, dostlara ve tüm insanlığa verme mücadelesi olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, attıkları her adımda olduğu gibi Türkiye Yüzyılı vizyonunun da önüne türlü türlü engeller çıkartmak için çalışıldığını belirtti. Bu sırada, alandaki gençlerin “Bir şarkısın sen” şarkısını söylemesi üzerine Erdoğan, “Siz de benim kalbimin vazgeçilmez sevdalılarısınız.” karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti: “Ne yaptılar bunlar, bu muhalefet? 7’li bir masa kurdular. Kumar masası. Yetmedi PKK’sından FETÖ’süne tüm terör örgütleriyle anlaştılar. O da yetmedi, emperyalistlerin ve tefecilerin desteğini aldılar. Dikkat ederseniz, bu koalisyonda her şey var. Ne ararsan bulunur, derde devadan gayrı. Ama milletin kendisi yok. Vizyon zaten yok. Program deseniz bunların aklı o kadarına zaten ermez. Proje diye ortaya koydukları şeylerin de yarısı yalan, yarısı yanlış konular. Bir kısmı da bizim zaten yaptığımız işler. Bunların yaptığı bir şey yok. Ne eğitimde, ne sağlıkta, ne adalette, ne emniyette, ne ulaşımda, ne tarımda, ne diplomaside, ne uluslararası münasebetlerde bunların yaptığı bir şey yok. Dolayısıyla bunların ülkeye ve millete herhangi bir vaatleri bulunmuyor. Tek yapacakları iş ortaklarının altlarına birer cumhurbaşkanı yardımcılığı koltuğu çekmek, mavi boncuk dağıttıkları herkese bakanlık vermek. Kamudan atılan teröristleri yeniden devlete doldurmak. Hazineyi, tam takır edip ülkeyi yeniden işçi, memur ve emekli maaşı ödeyemez hale getirmek. Bunlar geçmişte bunu yaptılar, hatırlayın. Bunları ödeyebilmek için Türkiye’yi tekrar ne yaptılar bunlar, eski hazinenin başındakiyle beraber işte şu anda bir sözcüleri var ya birlikte otelde kapalı kapılar arkasında IMF’le görüştüler.”
“Peki biz ne yaptık?” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Şu anda bu masanın etrafında olanlardan bir tanesi benim bir zamanlar bakanımdı. Hatırlıyorsunuz değil mi? Şimdi Davos’ta oturduk, IMF’nin başındakiyle konuşuyoruz. O şimdi Altılı Masa’nın etrafında olan kişi de o zaman benim bakanım. Dedim ki ben IMF’nin başındaki o zata, ‘Bak.’ dedim, ‘İkide bir Türkiye’ye adamlar gönderiyorsunuz. Türkiye’yi ben yönetiyorum. Siz değil. Siz taksitlerinizi almaya geliyor musunuz? Geliyorsunuz. Taksitinizi alıyor musunuz? Alıyorsunuz.’ 2013’e kadar devam ettik ve 2013’te bu ödemeyi bitirdik, IMF’yi Türkiye’den defettik ama CHP’ye sorarsan ne diyor? ‘IMF’le oturup konuşmak lazım.’ Ya o sizin işiniz. İşte 6’lı Masa. Rabbim size zaten bu fırsatı vermeyecek de. Biz IMF’yle değil, biz kendi kendimize yeteriz ve 23,5 milyar dolar olan IMF borcunu 2013’te sıfırladık. Bitti. O zaman Merkez Bankamızın rezervi de 27,5 milyar dolardı. Şimdi hamdolsun, 100 milyar doların üzerine Merkez Bankasının rezervi çıktı ve gümbür gümbür gidiyoruz. Başbakanlığım döneminde bir ara 135 milyar doların üzerine de Merkez Bankasının rezervi çıkmıştı. Şimdi yine onu yakalayacağız. Hiç endişeniz olmasın. Yaparsa Cumhur İttifakı yapar, hiç endişe etmeyin.”
“Çocuk katilini çıkaracaklarmış”
Erdoğan, muhalefetin, yaptıkları yatırımlar ve sağladıkları istihdamla ülkenin büyümesine katkıda bulunanları huzursuz ettiğini söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanlığında yapacaklarının bunlardan ibaret olduğunu aktaran Erdoğan, “Şimdi çıkıp buna itiraz edecekler. Oysa bunların hepsi de kendilerinin söylediği işler. Ya bu kadar 10-11 tane büyükşehir belediyeniz var. Acaba ne yapıyorlar? Yaptıkları bir şey var mı? İstanbul’da yaptıkları bir şey var mı? Ankara’da yaptıkları bir şey var mı? İzmir’de yaptıkları bir şey var mı? Yapamazlar. Yaparsa Cumhur İttifakı yapar.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet İttifakı’nın “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Sürecinin Yol Haritası” başlıklı metnine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Şimdi bunlar bir şey yapıyorlar. Nedir o? ‘Her ortağa bir cumhurbaşkanı yardımcılığı vereceğiz.’ diye kendileri söylemedi mi? Daha şimdiden her gittiği yerde bakanlık dağıtmaya kendisi başlamadı mı? FETÖ’cülere ve PKK’lılara ‘Sizi devlete geri alacağız.’ diye kendileri söz vermedi mi? Düşünebiliyor musunuz? Burası bir hukuk devleti. Selo’yu çıkaracaklarmış. Çocuk katilini çıkaracaklarmış. Benim milletim, bu çocuk katilini dışarı çıkarma sözü verenlerle beraber olur mu? Bu Selo’yla beraber olur mu?”
14 Mayıs seçimlerine 28 gün kaldığını anımsatarak, “Durmak yok.” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bay bay Kemal, ‘Yurt dışından 300 milyar dolar getireceğim.’ diyerek ülkeyi tefecilere kendisi pazarlamıyor mu? Ya sen devlet yönetmek nedir bilmezsin ya, anlamazsın ya… Kim sana bu sözü veriyor? Sen hangi makamdasın da şu anda tefeciler sana böyle bir parayı vereceğinin sözünü veriyor? Dünyada böyle bir şey var mı? Ya biz devlet yönetiyoruz devlet. 20 yıldır elhamdülillah bu devleti yönettik, yönetiyoruz. Peki sen bakkal dükkanı bile yönetmedin ya. Bu tefeciler 2 gün sonra alacakları için devletin gelirlerine el koyunca, işçi, memur ve emekli maaşlarını kim ödeyecek? Geçmişte öyle olmadı mı? Memurların maaşını ödeyemez hale gelmediler mi? Yatırımcılar köşelerine çekildiğinde yeni teknoloji ve üretim tesislerini kim kuracak? Oralarda çalışmak için sabırsızlanan gençlerimize istihdamı kim sağlayacak? Bu listeyi uzatmak mümkün. Ama mesele, 14 Mayıs’ta milletimizin hangi siyaset dilini ve hangi siyasetçi modelini tercih edeceğidir. Bir yanda bizim eser ve hizmet siyasetimiz var, diğer yanda bay bay Kemal’in yalan, iftira ve yıkım siyaseti var. Bir tarafta ilkeler ve mefkureler birlikteliği olan Cumhur İttifakı var, diğer tarafta tamamen proje mahsulü 7 ortaklı bir kumar masası var.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar milletin ferasetine, irfanına, dirayetine hep güvendiklerini, hiç de hayal kırıklığına uğramadıklarını belirterek, “14 Mayıs’ta da milletimizin en doğrusunu yapacağına yürekten inanıyorum.” dedi.