Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mecliste tüm dönem milletvekilleriyle katıldığı iftar programında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iftarda yaptığı konuşmada milletvekilleriyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Milletvekillerinin ramazan ayını kutlayan Erdoğan, “Bu gazi mekanda bir araya gelmemize vesile olan sayın Meclis Başkanımıza özellikle şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.” dedi.
Meclisin, İstiklal Harbi’ni yönettiğini ve düşman kapısına kadar dayanmasına rağmen mücadele azminden en küçük bir taviz vermediğini belirten Erdoğan, “Yine bu Meclisimiz, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü teröristlerin uçaklarla, tanklarla, bombalarla yaptıkları saldırılar karşısında dimdik ayakta durmuş, milletimizin kendisine verdiği emanete sıkı sıkıya sahip çıkmıştır. Dolayısıyla bu Meclis, dünyada çifte gazilik unvanına sahip belki de tek Meclistir.” diye konuştu.
Gaziliğin sıradan bir unvan olmadığını dile getiren Erdoğan, “Bu unvana sahip olabilmek için inandığınız değerler uğrunda ölümü göze alacak bir mücadele yürütmeniz gerekiyor. Şehitlerimiz ve gazilerimiz bizim istiklalimizin ve istikbalimizin sembolleridir. Milli iradenin tecelligahı olan gazi Meclisimiz de maziden atiye uzanan şanlı tarihimizin en önemli sembollerinden biridir.” ifadelerini kullandı.
Önceki gün İstiklal Harbi’nin başlangıcı olarak kabul edilen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının Samsun’a çıkışının 100. yılı törenlerine milletçe katıldıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Davete icabet eden siyasi parti genel başkanlarımızla, gençlerimizle, sporcularımızla, Samsun halkıyla gerçekten muhteşem bir tören gerçekleştirdik. Samsun’dan Ankara’ya kadar süren yaklaşık 11 aylık yolculuk, milletimizin müstevlilere karşı kıyamının tüm Anadolu’ya ve Rumeli’ye yayılışına vesile olmuştur. 23 Nisan 1920’den bugüne Meclis’imizin serencamı ülkemizin demokrasi ve ekonomi yolunda katettiği mesafenin bir özeti gibidir. Bu Meclis, Cumhuriyeti kuran meclistir. Bu Meclis, çok partili siyasi hayata geçişin mimarı olan Meclistir. Bu Meclis darbelere, cuntalara, vesayete karşı cesaretle dimdik duran meclistir. Bu Meclis ülkemizin kalkınması, gelişmesi, büyümesi yolunda atılan tüm adımların öncüsü olan, önünü açan bir meclistir.”
Erdoğan, TBMM’nin, milli iradenin üstünlüğü ilkesinden aldığı güçle Türkiye’ye ve millete yönelik tüm saldırıların önünü kesen meclis olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bu Meclis, tarihimizin en önemli yönetim sistemi değişikliğini demokratik sistem içinde başarıyla gerçekleştiren meclistir. Bu Meclis, terör örgütleriyle, ihanet çeteleriyle, beşinci kol unsurlarıyla ülkemize diz çöktürmeye çalışanların heveslerini kursaklarında bırakan meclistir. İşte bunun için bu çatı altında görev yapan her bir arkadaşımız her türlü teşekkürü, her türlü takdiri hak etmektedir. Sizlerin şahsında 1920’den bugüne kadar görev yapmış tüm milletvekillerimize şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”
“Milli birlik, beraberlik ve kardeşlik” vurgusu
Türkiye’nin gücünün, şartlar ne olursa olsun meselelerini demokrasi ve hukuk içinde çözme iradesine sahip çıkma kararlılığından geldiğinin altını çizen Erdoğan, “Cumhuriyet tarihini şöyle gözden geçirdiğimizde milli birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi ön planda tuttuğumuz her dönemde çok büyük atılımlar gerçekleştirdiğimizi görüyoruz. Yine ne zaman kendi içimizdeki ihtilafların girdabına kapıldıysak kazanımlarımızı tehlikeye attık hatta kaybettik.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin en büyük özelliğinin, zor zamanlarda o eşsiz irfanıyla en doğru, en sağlıklı, en ideal yolu bulmayı hep başarması olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Yaşadığımız sıkıntıları, krizleri, kaosları, saldırıları hep bu şekilde atlatabildik. Milletimiz bugünü ve geleceğiyle tüm ilgili sorumluluğu da yetkiyi de görevi de kendi adına yasamada işte bu Meclise, yürütmede Cumhurbaşkanı olarak şahsıma, yargıda da yargı kurumlarına vermiştir. Güçler ayrımı denen bu sistemi ne derece sağlıklı işletebilirsek milletimizin umutlarına ve beklentilerine o denli iyi cevap verebiliriz. Yeni yönetim sistemimiz özellikle demokrasinin temelini oluşturan bu güçler arasındaki görev paylaşımını çok daha belirgin hale getirmiştir. Her birimiz kendi alanlarımızda ülkemize ve milletimize yapacağımız hizmetlerle Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmakla mükellefiz.”
Erdoğan, yasamanın da yürütmenin de yargının da güç ve yetki kaynağı bizatihi milletin kendisi olduğu için hesap verilecek yerin de orası olduğunu belirtti. “Milletvekilleri ve cumhurbaşkanı olarak bizler seçimlerde bu hesabı veriyoruz.” diyen Erdoğan, yargının da Anayasa ve kanunlar çerçevesinde yürüttüğü faaliyetleriyle hesabını, milletin vicdanına sunduğunu söyledi.
Erdoğan, demokrasinin bu üç sac ayağı ne kadar sağlıklı işlerse, Türkiye’nin de içeride ve dışarıda o derece güçlü olacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada, milli birliğini ve devlet bütünlüğünü kaybeden ülkelere bakıldığında en büyük eksiklerinin demokrasi eksiği, milli iradenin tecellisindeki kopukluklar olduğunun görüleceğini belirtti.
Bu ülkelerin halklarının maalesef çok büyük acılar çektiğini, vatanlarının da tarumar olduğunu dile getiren Erdoğan şöyle devam etti: “Bin yıllık vatanımız olan bu toprakları elimizden almak için her şeyi yaptılar, hala yapıyorlar. Son dönemde, özellikle de son 6 yıldır, diğer ülkeler ve toplumlar için oynanan oyunların çok daha fazlası bize de uygulanmaya çalışıldı. Bunun için terör örgütlerinden ekonomik tetikçilere kadar ellerindeki tüm imkanları kullandılar. Hamdolsun, milletimizle, milli iradenin temsilcisi olan Meclisimizle, kurumlarımızla birlikte yekvücut olduk, birlikte hareket ettik ve bu oyunları bozduk.”
Meclis’teki iftar programına işaret eden Erdoğan, “Bugün buradaki şu güzel manzarayı birliğimizin, beraberliğimiz, uhuvvetimizin bir nişanesi olarak görüyorum.” diye konuştu. Türkiye’deki siyaset kültürünün zaman zaman çok sert tartışmaları, çekişmeleri, rekabeti beraberinde getirebildiğini anımsatan Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:
“Şayet siyaseti, ülkemize ve milletimize hizmet için yapıyorsak bu durum elbette mazur görülebilir, elbette demokrasinin bir cilvesi olarak da kabul edilebilir. Ama başarı için her yolu mübah görenleri asla mazur göremeyiz. Kendi siyasi veya şahsi çıkarları için gerektiğinde darbecilerle, gerektiğinde küresel güçlerle, gerektiğinde terör örgütleriyle birlikte hareket etme yoluna gidenlere milletimize hiçbir zaman itibar etmemiştir ve inanıyorum ki etmeyecektir.”
“Hepimiz 82 milyonluk Türkiye gemisinin yolcularıyız”
Bugün Türkiye’nin güvenlikten ekonomiye her alanda kritik bir dönemden geçtiğini, birliğe, beraberliğe, kardeşliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
“Milletimizin 15 Temmuz’da darbeciler karşısında gösterdiği cesareti, dirayeti, ülkeyi yönetenler olarak bizim de kendi tercihlerimizle ortaya koymamız şart. İşte bunun için 82 milyon vatandaşımızın her birini ‘Türkiye ortak paydası’ altında bir araya gelmeye davet ediyoruz. Demokrasinin ve hukukun kuralları içinde yürüttüğümüz siyasi rekabet, bu büyük birlikteliğin engeli değil, tam tersi zenginliği olmalıdır. Seçimler yapılır, kanunlar görüşülür, kararlar alınır, söylemler ifade edilir; sonuçta hepsi gelip geçer, geriye sadece Türkiye kalır.
Hepimizin de yapması gerken iş ezanımızın, bayrağımızın, vatanımızın, özgürlüğümüzün, geleceğimizin ifadesi olarak Türkiye’ye gözümüz gibi bakmaktır. O meşhur benzetmeyle, hepimiz 82 milyonluk Türkiye gemisinin yolcularıyız. İçeride ne yaşanırsa yaşansın, geminin gövdesinin sağlam kalmasına, motorlarının işlemeye devam etmesine, rotasından sapmamasına katkıda bulunmak hepimizin görevidir.”
Büyük ve güçlü Türkiye davasına hizmet etmek için tüm gayretleriyle çalıştıklarına dikkati çeken Erdoğan, 40 yıllık siyasi hayatının her anının bu anlayışla geçtiğini belirtti. Erdoğan, özellikle son 17 yıldır, önce milletvekili ve başbakan olarak, ardından cumhurbaşkanı sıfatıyla bu yolda ter döktüğü ve mücadele verdiğini belirterek, “Elbette eksiklerimiz hatta hatalarımız olmuştur ama Türkiye’ye kazandırdıklarımızı kimse inkar edemez.” ifadesini kullandı.
“Tuzakları aşabilirsek 2023’te bambaşka bir Türkiye’de yaşıyor olacağız”
Demokraside ve ekonomide Türkiye’ye sınıf atlattıklarını dile getiren Erdoğan, şimdi dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girme fırsatının bulunduğunu söyledi. Erdoğan, “Şayet bugün yaşadığımız güvenlik tehditlerini, ekonomik saldırıları, milli birliğimizi bozmaya yönelik tuzakları aşabilirsek inşallah 2023 yılında bambaşka bir Türkiye’de yaşıyor olacağız.” dedi.
Bunun için en önemli görevlerden birinin Meclis’e ve burada temsil edilen siyasi partilere düştüğüne işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Gelin ülkemiz ve milletimiz üzerinde oynanan bu büyük oyunu birikte bozalım. Gelin Türkiye’yi 2023 hedeflerine birlikte ulaştıralım. Gelin büyük ve güçlü Türkiye’yi birlikte inşa edelim. Onun için tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyerek bu yolda yürüyelim. Biz buna hazırız. Meclisimizin de tüm milletvekilleriyle ve siyasi partileriyle buna hazır olduğuna inanıyorum. Rabbimden şu mübarek günler vesilesiyle birlik ve beraberlik iklimimizi güçlendirmesini, bereketlendirmesini diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan iftar programının ardından TBMM Başkanı Şentop’un makamına geçti. Erdoğan, ziyaretinin ardından Meclisten ayrıldı.