- Kılıçdaroğlu: MİT onun emrinde, bizim gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın - 29 Nisan 2023
- Demir Grup Sivasspor 1 – 3 Fenerbahçe.. - 29 Nisan 2023
- Yurt dışına kayıtlı seçmenler oy vermeye başladı.. - 29 Nisan 2023
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel ve orman yangınlarına ilişkin, “Milletin ciğerini yakan bir musibetten siyasi rant devşirmeye çalışmanın hiçbir izahı olamaz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da düzenlenen “Genç Dostu Şehirler Kongre ve Sergisi”nde katılımcılara hitap etti. Konuşmasına, tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongre ve serginin hayırlar getirmesini dileyerek, toplantının düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurumlara teşekkür etti.
Türkiye’nin 81 vilayetinden salonu coşkuyla dolduran tüm gençlere “Ankara’mıza hoş geldiniz” diye seslenen Erdoğan, “Türkiye’nin dört bir yanındaki tüm genç kardeşlerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Aydınlık yarınlarımızın teminatı olan öğrencilerimize, sporcu, girişimci kardeşlerime, dünyanın dört bir köşesinde milletimizi gururla temsil eden her bir genç kardeşime buradan selamlarımı iletiyorum. Rabbime bizlere vatan, millet, dava sevdalısı böyle bir gençlik nasip ettiği için binlerce kez hamdediyorum.” ifadelerini kullandı.
Salonda, 21. yüzyılda bilimde, sporda, sanatta, siyasette, ticarette, inovasyonda, hayatın her alanında başarılarıyla kendinden söz ettirecek, geleceği parlak bir gençlik gördüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu salonda milletimizi 2053 vizyonu ile buluşturacak, 2071’in altyapısını kuracak, büyük ve güçlü Türkiye’nin genç neferlerini görüyorum. Bu salonda, üstadın ifadesiyle ‘Kim var diye seslenilince sağına ve soluna bakmadan fert fert ben varım’ diye haykıran, öz güven abidesi genç bir nesil görüyorum. Bu salonda 15 Temmuz gecesi elinde bayrağı, göğsünde imanıyla darbecilere meydan okuyan, milletimizin yüz akı cesur bir gençlik görüyorum. Bu salonda ülkesi için hayal kuran, ufku açık, vizyonu geniş ideal ve iddia sahibi gençlik görüyorum.
Türkiye Cumhurbaşkanı olarak böylesi bir gençlikte yol yürümekten, bu ülkenin gençlerine hizmet etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Coşkunuz, muhabbetiniz, vefanız ve dayanışmanız için her birinize canıgönülden teşekkür ediyorum. Türkiye’nin sizin gibi gençleri olduğu müddetçe yarınlarımız inşallah bu günümüzden çok daha parlak olacaktır.”
“Daha huzurlu şehirler inşa etme konusunda gençlerimizin sesine kulak vereceğiz”
Türk milletinin çalışan, üreten, hak bildiği yolda yürümekten çekinmeyen gençlere sahip olduğu sürece geleceğini her zaman umutla bakacağını belirten Erdoğan, “Rabbim yol arkadaşlığımızı daim eylesin diyorum. Bizleri bu muhteşem atmosferde buluşturan Gençlik ve Spor Bakanlığımıza, Türkiye Belediyeler Birliği’ne şükranlarımı sunuyorum. Genç Dostu Şehirler Kongre ve Sergisi’nin ülkemiz, milletimiz, şehirlerimiz ve elbette siz gençlerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.” dedi.
Genç Dostu Şehirler Kongre ve Sergisi kapsamında mimariden spora, kültürden diplomasiye, bilim ve teknolojiye uzanan geniş bir yelpazede gençlerin fikirlerini alacaklarını belirten Erdoğan, “Hem şehircilikte geldiğimiz noktayı farklı boyutlarıyla tartışacak hem de daha müreffeh, daha yaşanabilir, daha huzurlu şehirler inşa etme konusunda gençlerimizin sesine kulak vereceğiz. Yine kongre çerçevesinde Genç Dostu Şehirler Fikir ve Proje uygulama yarışmasında dereceye giren belediyelerimize ödüllerini takdim edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Gençlerin ilgisini yaşadıkları şehirlere çeken bu yarışmanın, onların karar alma süreçlerine etkisini artıran yönüyle de katılımcı yerel yönetim anlayışının en güzel örneklerinden birini teşkil ettiğine inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları bildirdi:
“Yenilikçi fikirleriyle ülkemiz belediyecilik pratiğine farklı bir bakış açısı kazandıran tüm katılımcıları, özellikle de dereceye giren belediyelerimizi tebrik ediyorum. Önümüzdeki süreçte gençlerimizi karar alma ve uygulama süreçlerine daha fazla dahil etmeyi sürdüreceğiz. Nitekim yönetimine kadın elinin değmesiyle beraber Türkiye Belediyeler Birliği’nin yeni bir dinamizm, yeni bir heyecan kazandığını görüyoruz. Bilhassa birliğin gençlerimize, yaşlılara, engellilere ve kadınlarımıza yönelik özgün projeleri devreye almasından memnuniyet duyuyoruz.
Türkiye Belediyeler Birliği’nin sınırlarımız içinde veya dışında ihtiyaç duyan ve talep eden her bir belediyemizin yanında yer alma çabasını da takdirle karşılıyoruz. Birlik yönetimini, hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki başarılı çalışmaları hem de ülkemiz genelinde meydana gelen yangın ve sel felaketlerindeki gayretleri dolayısıyla ayrıca tebrik ediyorum.
Yüreğimizi dağlayan bu tabii afetler karşısında devletimizin ilgili kurumları yanında, belediyelerimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın da imkanlarını seferber etmesi, acılarımızı bir nebze olsun hafifletmiştir. Burada siyasi parti ayrımı gözetmeden, yardım çalışmalarında yer alan tüm belediyelerimize şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.”
“Devletimiz, yaraları da en kısa sürede saracaktır”
Türkiye’nin, yaşanan felaketlerin büyüklüğüne rağmen benzer sıkıntılarla yüzleşen ülkelere göre bu sancılı süreci başarıyla yürüttüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Kurumlarımız arasında afetle mücadeledeki iş birliğinin, yeniden imar ve ihya sürecinde de devam ettirilmesi en büyük temennimizdir. Devletimiz Van, Elazığ depremi sonrasında vatandaşına verdiği sözü nasıl eksiksiz yerine getirmişse sel ve yangında zarar gören insanımızın yaralarını da en kısa sürede saracaktır. İlgili kurumlarımız bu noktada çalışmalarını şimdiden başlatmışlardır. Tüm bakan arkadaşlarım hepsi Rize-Artvin, ardından Kastamonu, bunun yanında Sinop, Bartın bütün buralarda köylere varıncaya kadar çalışmalarını, bakan arkadaşlarım, milletvekilleri ve belediye başkanları hep birlikte devam ettirdiler, devam ettiriyorlar. Şu anda da yine Kabine’nin belli üyeleri arazide. Milletimiz bu zor günleri de atlatacak, birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde yürümeye devam edecektir.”
“Yanan orman hepimizin ormanı”
Yarın Ahlat’ta olacaklarını, oradan Malazgirt’e geçeceklerini belirten Erdoğan, “Sultan Alparslan’ın yola çıktığı yerden biz de yola çıkacağız.” diye konuştu. Erdoğan, orman yangınlarına ilişkin şunları söyledi:
“Milletin ciğerini yakan bir musibetten siyasi rant devşirmeye çalışmanın hiçbir izahı olamaz. Çünkü yanan orman hepimizin ormanı, giden canlar hepimizin ortak canlarıdır. Yıkılan, yok olan, zarar gören 84 milyonun tamamının ortak servetidir. Buradan bir kez daha afetlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ve itfaiyecilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Rabbim milletimizi her türlü musibetten, afetten muhafaza buyursun.”
“İnsanı merkeze alan şehirler, yerini yeni şehircilik modellerine bırakmıştır”
Tarih boyunca insan ve şehir arasındaki etkileşimin hep çift yönlü olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“İnsan şehri güzelleştirirken, şehir de içindeki insanı inşa etmiş, geliştirmiş ve dönüştürmüştür. Nasıl insan bulunduğu şehre anlam kazandırıyorsa içinde yaşadığı şehir de insanı yoğuruyor, kimliğini, karakterini ve ruh dünyasını şekillendiriyor. Bunun için şehirler, altyapı ve mimari bakımdan ne kadar güçlü olursa olsun şayet insana, insani değerlere, insanın ihtiyaçlarına dair bir eksiklik varsa o şehir bir taş ve beton yığınından ibaret kalmaya mahkumdur. Anadolu’nun manevi mimarlarından Hacı Bayram-ı Veli Ankara’nın kuruluşuna işaret ettiği bir şiirinde bu hakikati şöyle kelimelere döküyor. ‘Nagehan ol şara vardım. Ol şarı yapılır gördüm. Ben dahi bile yapıldım. Taş-u toprak arasında’ Günümüz Türkçesi ile ifade edecek olursak, ansızın bir şehre vardım, o şehri yapılır gördüm, o taş toprak arasında ben de birlikte yapıldım.”
Erdoğan, şehirlerin serüvenini aynı zamanda orada yaşayan insanların da serüveni olarak görülmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Bunun en güzel örneklerinden biri de şüphesiz İstanbul’dur. Fatih Sultan Mehmet bundan 568 yıl önce İstanbul’u fethettiğinde bu şehir 13. yüzyıldaki Latin istilası sebebiyle büyük bir yıkıma maruz kalmıştı. Harap bir halde Bizans’tan devralınan İstanbul, fetihten itibaren çarşıları, hanları, hamamları, camileri, külliyeleri ve mahalleleriyle bir Türk ve İslam şehrine dönüştü. Sultan II. Mehmet bizzat takip ettiği imar ve iskan faaliyetleriyle İstanbul’u tekrar ayağa kaldırırken şehrin hakim karakterini değiştirdi. İstanbul’u mimari, ticari, ilmi, siyasi ve kültürel bakımdan asıl ihtişamına kavuşturan işte bu kapsamlı değişim sürecidir. Fetihle beraber sadece İstanbul değişmemiş, İstanbul’un ahalisi de değişmiş, Osmanlı gerçek anlamda bir cihan devletine evrildi. Yani şehirdeki değişim insana, insandaki değişim de topluma ve devlete sirayet etmiştir.”
Benzer bir durumun modernleşmeyle birlikte tersine yaşandığına dikkati çeken Erdoğan, “İnsanı merkeze alan şehirler, modern dönemde beraberde yerini üretimin ve sanayinin merkezde olduğu yeni şehircilik modellerine bırakmıştır. Modern şehirler bu bakımdan modern insanın çevreye, evrene, hayata ve topluma dair değişen bakış açısını da yansıtan birer sembol niteliğindedir. Devasa fabrikalar, işçilerin üst üste istiflendiği kamplar, giderek daha da yükselen gökdelenler, kalabalıklaşan şehirler, çarpık kentleşme bu yeni dönemin en belirgin özellikleridir.” dedi.
“Gençler, yerel yönetimlerle ilgili belirleyici roller almak istiyor”
Refahın artmasıyla birlikte insanların tekrar şehircilikte de güzel olanın peşine düştüğünü ve yeni arayışlar içine girdiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Türkiye işte tüm bu süreçleri yaşamış bir ülkedir. Dolayısıyla daha iyisini, güzelini, hayırlısını yapmak için elimizde yeteri kadar tecrübe, bilgi ve imkanda vardır. İnsanlık olarak bilgi toplumu ve teknolojiyle beraber şehircilikte de artık yeni bir döneme girmiş bulunuyoruz. Sadece sosyal ve bireysel ilişkilerin değil, hayata dair birçok unsurun da kökten değişmeye başladığını görüyoruz. Buna paralel olarak insanların şehirden, şehir hayatında, şehirdeki asıl hizmetleri yürüten yerel yönetimlerden beklentileri de değişiyor. İletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte şehir sakinleri parçası oldukları hayata dair görüşlerini, beklenti ve taleplerini daha fazla paylaşıyor. Özellikle gençlerimiz, yerel yönetimler ve hizmetlerle ilgili karar alma mekanizmalarında daha etkin, daha belirleyici roller almak istiyor. Hiçbirimizin bu haklı taleplere kulak tıkama lüksü yoktur.”
Erdoğan, değişen şartlara ve yükselen toplumsal taleplere göre politika belirlemenin, buna göre adım atmanın belediyeler için tercihten öte zorunluluk olduğunu ifade ederek, “Nasıl Türkiye, dünkü Türkiye değilse şehirlerimizi de artık yeni bir anlayışla geliştirmeli, belki bir kısmını yıkıp yeniden inşa etmeli, büyüme alanlarını tekrar değerlendirmeliyiz. Tabii bu sürecin olmazsa olmazı, bizi geçmişe bağlayan maddi kültür unsurlarımıza sıkı sıkıya sahip çıkmaktır. Bu maddi kültür unsurları arasında şehirlerimizdeki orijinal mimari eserler, kültür ve sanat değeri olan her türlü yapı, hatırası olan her türlü obje de yer almaktadır. Maziden atiye kuracağımız köprüde bu unsurların çok önemli yeri vardır.” diye konuştu.
“Dikey mimarinin bedelini yeteri kadar ödedik”
Türkiye’nin, İkinci Dünya Savaşı sonra köylerden şehirlere yönelen büyük göç döneminde maruz kaldığı şehircilik felaketini tekrar yaşamasına izin vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Önce sadece başını sokacak ev niyeti ile başlayan gecekondulaşmanın ardından bitip tükenmek bilmez rant hırsıyla ortaya çıkan dikey mimarinin bedelini yeteri kadar ödedik. Bizim artık bedeller ödemeye değil, planlı, programlı geçmişe sahip çıkan, geleceği kucaklayan şehircilik modellerine ve uygulamalarına ihtiyacımız var. Genç dostu şehirler yaklaşımını bu bakımdan çok önemli görüyorum. Genç dostu, çocuk dostu, yaşlı dostu, kadın dostu, engelli dostu velhasıl insan dostu şehirler kurmalıyız. Gençlik ve Spor Bakanlığımız ile Türkiye Belediyeler Birliğimizin düzenledikleri sergiyi bu doğrultuda ortaya konmuş bir irade beyanı olarak görüyorum. Serginin düzenlenmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Gençlerimizin içinde olduğu her proje gibi bu gayretin de boşa gitmeyeceğini, mutlaka hedefine ulaşacağına yürekten inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. “Cari açığı 2019’da fazlaya dönüştürmeyi başarmıştık, yakında yeniden aynı tabloyu göreceğiz.” diyen Erdoğan, şunları söyledi:
“Merkez Bankası rezervlerimiz şu an 109 milyar dolar seviyesindedir. Süreci tamamlanan işlemlerle önümüzdeki günlerde 115 milyar doların üzerine çıkacak. Dövizdeki dalgalanma başta olmak üzere yaşadığımız hadiseler sebebiyle bir miktar düşen milli gelirimizi en kısa sürede trilyon doların üzerine çıkaracağız.
Yerli otomobilimizin üretim süreci planlandığı şekilde yürüyor. İnşallah 2023’te kendi otomobilimizi yollarda göreceğiz. Türkiye, insansız hava araçları başta olmak üzere pek çok alanda dünyanın sayılı savunma sanayi üreticisi ve ihracatçısı ülkeleri arasına girmiştir.
2022-2023 yılları için memur maaşlarındaki artış oranı ortalama yüzde 31,2 ve miktar olarak 1352 lira olarak gerçekleşmiştir. Kamu işçilerimizden sonra memurlarımızı da enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirdik. En düşük memur maaşı 4 bin 348 liradan 5 bin 700 liraya yükselmiştir.”
Manavgat, Bodrum, Marmaris ve Milas’ta meydana gelen yangınlarla ilgili ise Erdoğan, “Eşi benzeri görülmemiş yangınların izlerini silmekte kararlıyız. Allah’ın izniyle bu devlet güçlü, bu millet güçlü ve biz bunu başaracağız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki günlerde Karadeniz’de selden etkilenen bölgelerle Antalya ve Muğla’da yangının etkilediği bölgelerde inceleme yapacağını söyledi.
Geçen hafta AK Parti’nin kuruluşunun 20. yıl dönümüne ulaştıklarını anımsatan Erdoğan, yaşanan yangın ve sel felaketleri sebebiyle arzu ettikleri gibi bir yıl dönümü programı gerçekleştiremediklerini söyledi. Erdoğan, kuruluşundan bugüne AK Parti’ye emeği geçen herkese şükranlarını sunarak “Genel merkezimizden sandık müşahidine kadar partimizin tüm kademelerinde sorumluluk üstlenen kardeşlerimize gayretleri için teşekkür ediyorum.” dedi.
AK Parti’nin geçen 20 yılda siyasete getirdiği yeni anlayışlar, yaptığı hizmetler, kazandırdığı eserler ve hayata geçirdiği projelerle vatanın her karışına damgasını vuran bir parti olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamının 3 katı, 5 katı ve 10 katı hizmetlerle Türkiye’ye çağ atlattık. Vesayet güçlerinden terör örgütlerine, darbecilerden ekonomik tetikçilere kadar istiklalimizin ve istikbalimizin düşmanı herkesle savaşa savaşa milli iradenin üstünlüğünü kabul ettirdik.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada egemenlik haklarını gerçek anlamda kullanabilen az sayıdaki ülkelerden biri olduğunu hatırlatarak şöyle devam etti:
“Küresel siyasi ve ekonomik düzen köklerinden çatırdarken biz ülke olarak önümüze çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirmenin çabası içindeyiz. Hiç şüphesiz bu gücümüzün ve öz güvenimizin gerisinde 19 yıllık iktidarımızda, ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerle kurduğumuz sağlam altyapı vardır. Salgın döneminde bu altyapının önemini ve faydalarını hep birlikte tecrübe ettik.”
“‘Hafıza-i Beşer nisyan ile maluldür.’ derler” ifadesini kullanan Erdoğan, “Bazen kendi başarılarımızı kendimiz dahi unutabiliyoruz, hatırlamakta zorluk çekebiliyoruz. Böyle olunca da bazen birileri karşımıza çıkıp ’19 yılda ne yaptınız’ diyecek cüreti gösterebiliyorlar. Kimi zaman da birileri çıkıp ‘Türkiye’yi batırdınız, bitirdiniz’ diyecek kadar gerçeği çarpıtabiliyor. Yalan ve iftiranın ötesinde hakikatin ters yüz edilmesi olan bu tür ithamlara karşı vereceğimiz en güzel cevap, 19 yılda yaptıklarımızı anlatmaktır.”
“Sürekli hedef büyütüyor, sürekli vizyon genişletiyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yıllık ortalama büyüme oranını yüzde 1’in altından alarak, yüzde 5,1 seviyesine getirdiklerini, Türkiye’ye yapılan yatırımların tutarını yıllık 70 milyar lira seviyesinden 1,4 trilyon liraya çıkardıklarını, ihracatı 36 milyar dolardan aldıklarını geçen yılın da 170 milyar dolarla kapandığını belirterek şunları söyledi:
“Bu yıl inşallah 200 milyar doların üzerine çıkarmış olacağız. Yıllarca ülkemizin ekonomisinin en büyük sıkıntısı olan cari açığı 2019 yılında fazlaya dönüştürmeyi başarmıştık. İnşallah yakında yeniden aynı tabloyu göreceğiz. Merkez Bankası rezervlerimiz şu an itibarıyla 109 milyar dolar seviyesindedir, süreci tamamlanan işlemlerle önümüzdeki günlerde bu rakam 115 milyar doların üzerine çıkacak. Nüfusumuzun 66 milyon olduğu dönemde 238 milyar dolar olan milli gelirimizi 960 milyar dolara kadar yükseltmiştik. Son yıllarda döviz kurundaki dalgalanma başta olmak üzere yaşadığımız hadiseler sebebiyle bir miktar düşen milli gelirimizi inşallah en kısa sürede trilyon doların üzerine çıkartacağız. Milli gelirin satın alma gücü paritesine göre hesabında ise ülkemizi 17. sıradan 11. sıraya çıkararak hedeflerimize uygun bir seviyeye yaklaştık.”
Türkiye’nin son 19 yılda 9 milyon vatandaşına iş bulmuş, bir başka ifade ile istihdamını 9 milyon artırmış bir ülke olduğunu ifade eden Erdoğan, “Kadın ve gençlerin talebiyle işgücü arzının yükselme sebebi ile yeni istihdam alanlarına ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. İnşallah yatırımlardaki, üretimdeki, ihracattaki, sanayi ve hizmetler sektörlerindeki büyüme ile birlikte çalışmak isteyen her vatandaşımıza iş sağlayabilecek seviyeye doğru yaklaşıyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’nin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında en düşük kamu ve özel sektör borçlanması oranına sahip devletlerden birisi olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Devlet ve millet olarak geleceği ipotek altında olmayan bir ülke sıfatıyla sürekli hedef büyütüyor, sürekli vizyon genişletiyoruz. Siyasi gücümüzü askeri gücümüzle, ekonomik gücümüzü bölgemizde giderek genişleyen etkimizle tahkim ederek yolumuza devam ediyoruz. Bu sayede yaşadığımız afetlerin ve benzeri krizlerin süratle üstesinden gelebiliyor, başkaları gibi ciddi savrulmalarla karşılaşmıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim ve sağlık alanındaki rakamlara ilişkin şunları kaydetti: “Eğitimde 2002 yılında yükseköğretim dahil toplam bütçemiz 10,3 milyar lira iken, 2021 yılı bütçemiz 212 milyar liraya ulaştı. Derslik sayımızı 343 binden aldık, 601 binin üzerine çıkardık. Bugüne kadar 693 bin yeni öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Eğitim kademelerini 4+4+4 olarak tasnif ederek zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardık. Maarif Vakfımız vasıtasıyla 44 farklı ülkede 349 okul, bir yükseköğretim kurumu, 13 eğitim merkezi ve 42 yurt ile eğitim öğretim faaliyetleri yürütüyoruz. İktidarı devraldığımızda 76 olan üniversite sayımız 207’ye, 70 bin olan akademik personel sayımız yaklaşık 181 bine ve 1,5 milyon olan üniversite öğrencisi sayımız ise 8 milyona ulaştı. Sağlıkta, hastane yatak sayımızı 164 binden 255 binin üzerine, nitelikli yatak sayımızı 19 binden 164 bine çıkardık. Hizmete aldığımız toplamda 22 bin 604 yatak kapasiteli 17 şehir hastanemizde sağlıkta hizmet kalitesini artırdık. Halen 13 şehir hastanemizin inşası sürüyor, bunlar da tamamlandığında şehir hastanelerimizin kapasitesini 41 bin 333’e çıkarmış olacağız.”
Gençlik, spor, aile ve sosyal hizmet alanlarında yapılan sosyal yardımlar
Erdoğan, gençlik ve spor alanlarında yaptıkları hizmetleri anımsattı, gençlik merkezi sayısını 9’dan 376’ya, spor tesisi sayısını 1575’ten 3 bin 915’e çıkarttıklarını söyledi.
Yükseköğrenim yurtlarındaki yatak kapasitesinin, 182 binden 717 bine ulaştığını belirten Erdoğan, yükseköğrenim burs ve kredi tutarını lisans öğrencileri için aylık 45 liradan 650 liraya, yüksek lisans öğrencileri için 90 liradan 1300 liraya, doktora öğrencileri için ise 135 liradan 1950 liraya yükselttiklerini anlattı.
Aile ve sosyal hizmetlerde, son 19 yılda 431 milyar lira tutarında sosyal yardım yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Ülke genelinde, vatandaşlarımızın sosyal hizmetlere giriş kapısı niteliğindeki 360 sosyal hizmet merkezini hamdolsun hizmete açtık. Kamudaki engelli istihdamını 5 bin 777’den 60 binin üzerine çıkardık. Çalışma ve sosyal güvenlikte, 2002 yılında 184 lira olan net asgari ücret, bugün 2 bin 825 liraya ulaştı. Aktif sigortalı sayımız 2002 yılında 12 milyon seviyesindeyken bugün 24 milyonun üzerindedir.”
“Adalet teşkilatını güçlendirdik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldiklerinde 9 bin 349 olan hakim savcı sayısının bugün, 21 bin 904’ü bulduğunu kaydeden, “Mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 84, idari yargıda yüzde 38 artırarak, adalet teşkilatını güçlendirdik. Bu hizmetlerin en yüksek standartlarda verilebilmesi için 2002 yılından bu yana 275 adet hizmet binası inşa ettik.” dedi.
İçişlerinde, yerel yönetim mevzuatlarında yaptıkları düzenlemelerle mahalli idare sistemini mali olarak güçlendirmenin yanında daha demokratik, şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir yapıya kavuşturduklarını anlatan Erdoğan, vatandaş-muhtar iletişimini ve iş birliğini etkin yürütmek için İçişleri Bakanlığı bünyesinde Muhtar Bilgi Sistemi’ni kurduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzensiz göçle daha etkin mücadele için 16 bin kişi kapasiteli 25 geri gönderme merkezi oluşturduklarını da dile getirerek, “Fırat Kalkanı Operasyonu’nun başlamasından günümüze kadar geçen süreçte terörden arındırılan bölgelere giden gönüllü Suriyeli sayısı 455 bini geçmiştir. Milli savunmada, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe harekatlarıyla güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok ettik, ülkemize yönelik terör tehdidini ortadan kaldırdık.” diye konuştu.
“Marmara bölgemizi çepeçevre otoyolla sarmış olacağız”
Ulaştırmada, 6 bin 101 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol mesafesini, 28 bin 284 kilometreye, 1714 kilometreden devraldıkları otoyol uzunluğunu 3 bin 532 kilometreye çıkardıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Kara yolu tünel sayımız 83’ten 447’ye, kara yolu tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 617 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğumuz 311 kilometreden 710 kilometreye ulaştı. Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Nissibi Köprüsü, Avrasya Tüneli, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli, Erkenek, Cankurtaran, Sabuncubeli, Ovit tünelleri gibi eserleri ülkemize Marmara, Avrasya gibi tünellerle kazandırdık. İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu, Ankara- Niğde Otoyolu yatırımlarıyla karayolu yolculuğunun standartlarını yükselttik. Çanakkale 1915 Boğaz Köprüsü’nün de içinde yer aldığı Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu’nu tamamladığımızda, Marmara bölgemizi çepeçevre otoyolla sarmış olacağız. Tüm bu yatırımlar, gelecek nesillere, göğsümüzü gererek miras bırakacağımız iktidarımızın mührü eserlerimiz olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, demir yollarında ise toplam 1213 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı inşa ettiklerini hatırlatarak, aynı şekilde 11 bin 590 kilometre uzunluğundaki mevcut demir yollarını neredeyse tümüyle yenilediklerini söyledi.
Türkiye’nin ilk lojistik üssü olan Ankara Lojistik Üssü’nü, Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı’nı, Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu Projesi’ni, Ankara Etimesgut Garı’nı, Konya Selçuklu Garı’nı tamamladıklarını anlatan Erdoğan, “Hava yollarında 26’dan devraldığımız havalimanı sayımızı 30 ilave ile 56’ya çıkardık. İstanbul Havalimanı’nın yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli kısmını hizmete sunduk. Denizcilikte tersane sayımız 37’den 84’e, yat bağlama kapasitemiz 8 bin 500’den 18 bin 545’e çıktı.” dedi.
Erdoğan, bilgi ve iletişim teknolojilerinde, 2002’de sadece 3 bin olan geniş bant abone sayısının, bugün 84 milyona, e-devlet kullanıcısı sayısının 56 milyona ulaştığına dikkati çekti.
“19 yılda çiftçilerimize toplam 165 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevre ve şehircilik ile tarımda yapılan yatırımları ise şöyle anlattı: “Son 19 yılda atık su arıtma hizmeti verilen belediye nüfusu yüzde 35’ten yüzde 90’a ulaştı. Son dönemde 79 ilde 60,6 milyon metrekarelik alanda 369 adet millet bahçesi projesini hayata geçirmek için kolları sıvadık. Bugün 76 adedini tamamladık. TOKİ eliyle ülkemize toplam 1 milyon 100 bin konut ürettik ve 2,5 milyon konutun dönüşümünü tamamladık. Tarımda 2002 yılında 37 milyar lirayı bile bulmayan Tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’mız geçtiğimiz yıl 333 milyar lirayı geçti. Son 19 yılda çiftçilerimize toplam 165 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Orman varlığımızı 2002 yılındaki 20,8 milyon hektar seviyesinden aldık, 22,9 milyon hektara çıkardık.”
Erdoğan, dışişlerinde 2002’de 163 olan dış temsilcilik sayısını, 252’ye çıkarmak suretiyle Türkiye’yi dünyanın en büyük 5’inci temsil ağına sahip ülkesi haline getirdiklerini bildirdi.
Savunma sanayinde 2002’de sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayının 750’yi geçtiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayi projelerimizin bütçesi 5,5 milyar dolardan 75 milyar dolara ulaştı. Hamdolsun bugün artık Türkiye, insansız hava araçları başta olmak üzere pek çok alanda dünyanın sayılı savunma sanayi üreticisi ve ihracatçısı ülkeleri arasına girmiştir.” diye konuştu.
“2023 yılında kendi otomobilimizi yollarda göreceğiz”
Erdoğan, sanayi ve teknolojide organize sanayi bölgesi sayısının 192’den 325’e çıkarıldığını, 22 endüstri bölgesi ve 79 teknopark kurduklarını söyledi.
Milli Uzay Programı’nı belirlediklerini aktaran Erdoğan, “Yerli otomobilimizin üretim süreci planlandığı şekilde yürüyor. 2023 yılında kendi otomobilimizi yollarda göreceğiz.” diye konuştu.
Enerjide toplam kurulu gücü, 31 bin 846 megavattan 98 bin 162 megavata yükselttiklerini, bölgenin en önemli enerji projeleri arasında yer alan Türk Akımı projesini tamamladıklarını aktaran Erdoğan, Türkiye’nin ilk yüzer depolama ve gazlaştırma ünitesini İzmir’de, ikincisini de Hatay’da devreye aldıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karadeniz Sakarya Havzası’nda Fatih Sondaj Gemisi tarafından kazılan Tuna-1 kuyusunda 405 milyar metreküp, Amasra-1 kuyusunda ise 135 milyar metreküp olmak üzere toplam 540 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfettik.” bilgisini verdi.
“Restore edilen eser sayımız 46’dan 5 bin 548’e yükseldi”
Kültür ve turizmde dünya mirası listesinde olan varlık ve alanların sayısını 9’dan 19’a, kültür merkezi sayısını 42’den 120’ye çıkardıklarını belirten Erdoğan, “Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla restore edilen eser sayımız 46’dan 5 bin 548’e yükseldi. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler Başkanlığı gibi kurumlarımız vasıtasıyla dünyada mağdurların, kimsesizlerin yanında olduk. Ne kadar özetlemeye çalışırsak çalışalım anlatmakla bitmeyecek, tükenmeyecek saatlere, günlere sığmayacak işler yaptık. Önümüzdeki dönemde çok daha fazla eser ve hizmeti milletimizin emrine sunacağız.” ifadelerini kullandı.
Kamu çalışanlarına yönelik dün imzalanan toplu sözleşmenin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“2022-2023 yılları için memur maaşlarındaki artış oranı ortalama yüzde 31,2 ve miktar olarak 1352 lira olarak gerçekleşmiştir. Böylece en düşük memur maaşı 4 bin 348 liradan 5 bin 700 liraya yükselmiştir. Okul öncesi ve sınıf öğretmenlerine haftada ilave 2 saat ek ders ücreti, üniversitelerdeki idari personele tayin hakkı, itfaiye personeline tazminat, belediye çalışanlarının ek tazminatlarının artırılması gibi pek çok husus sözleşmede yer almaktadır. Kamu işlerimizden sonra memurlarımızı da enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirdik. Bir kez daha bu toplu sözleşmenin hayırlı olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ağustos ayının tarihe zaferler ayı olarak geçtiğini belirterek, “Anadolu’nun kapılarını milletimize sonuna kadar açtığımız Malazgirt’ten, Anadolu’nun kapılarını düşmana kapattığımız İstiklal Harbi’ne kadar nice önemli hadisenin yıl dönümü ağustos ayı içindedir.” dedi.
“Yanan evleri yeniden yapacağız, tahrip olan ormanları yeniden ihya edeceğiz”
Türkiye’nin son zamanlarda sıkıntılı günler yaşadığını dile getiren Erdoğan, ülkenin güneyinin tarihinin en büyük orman yangınını, kuzeyinin ise tarihinin en büyük sel felaketini yaşadığını anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl Anadolu’nun pek çok yerinde kuraklık sebebiyle ciddi ürün kayıpları yaşandığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Bu afetler sadece ülkemize mahsus değildir. Yangınların bir kısmında PKK terör örgütünün veya art niyetli birtakım kişilerin sabotajları söz konusuysa da genel bir küresel afet durumuyla karşı karşıya olduğumuz da bir hakikattir. Eşi benzeri görülmemiş yangınların izlerini silmekte kararlıyız. Allah’ın izniyle bu devlet güçlü, bu millet güçlü ve biz bunu başaracağız. Yanan evleri yeniden yapacak, tahrip olan ormanları yeniden ihya edecek, adeta küllerinden ormanlarımızın doğduğunu göreceğiz. Tarım ve hayvancılık zararlarını karşılayacağız, aynı zamanda Bartın, Sinop, Kastamonu, Rize ve Artvin’deki sellerde ortaya çıkan zararların giderilmesi, tahrip olan alt yapının ayağa kaldırılması konusunda da gereken çalışmaları sürdürüyoruz. Tüm bu afetlerde devletimizin hem mücadele gücü hem de yeniden inşa kabiliyeti, inkarı mümkün olmayan bir şekilde görülmektedir.”
Bu süreç içerisinde görev alan tüm bakanları tebrik eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu hafta da bu çalışmalarımıza devam edeceğiz, çünkü işimiz var, bunları bitireceğiz. Ayrıca dün Merkez Karar Yönetim Kurulu’nda planlamamızı yaptık, bu planlamayla da geniş ölçekli bir heyetle arkadaşlarımız bütün Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz ve Güney’de Antalya, Muğla bütün bu bölgelerde çalışma yapmak üzere görevlendirmeleri gerçekleştirdik.” diye konuştu.
“Türkiye’de vatandaşlar afetin başından, tüm izlerinin ortadan silinmesine kadar her anında devletini yanında gördü”
ABD’den Avrupa’ya pek çok yerde büyük afetlerin ardından aylarca devletini yanında göremeyen insanların isyan haberlerinin izlendiğini belirten Erdoğan, Türkiye’de ise vatandaşların afetin başından, tüm izlerinin ortadan silinmesine kadar her anında devletini, Cumhurbaşkanıyla, bakanlarıyla, kurumlarıyla yanında gördüğünü ifade etti.
Erdoğan, afetlerde şu an itibarıyla 100’ü aşkın vatandaşın hayatını kaybettiğini bildirerek, “Rabb’im onlara rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Bütün bunlarla beraber kahramanlarımız gerek Kara Kuvvetlerinde, gerek Jandarmada, AKUT’ta, AFAD’da hiçbir ‘Ağırdan alayım, yavaş gideyim’ yok. Hepsi kendilerini adeta paraşütle atlar gibi helikopterden bırakarak, çatıların üzerindeki vatandaşlarımızı tek tek anne, çocuk, erkek onları toparladılar ve güvenli yere götürdüler. Bunu diğerlerinde görmek zor. Bizim kadrolarımız bunları yapıyorsa bunun bir sebebi var. Bu bir iman, inanç işidir ve bunun da neticelerini gördük. Süratle bütün o caddeler, sokaklar, sokak araları her yer şu anda temizleniyor.” diye konuştu.
Altyapı çalışmalarının hızla devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, dağların tepelerine süratle helikopterlerle jeneratörler indirildiğini söyledi. “Bu iktidar bunları halletti. Bir yerlerden bir şey gelecek mi gelmeyecek mi diye beklemedik. Bunlar yapıldı.” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“‘Muhalefet ne der ne demez’ yok, ‘Allah ne der’ biz ona baktık. Milletimizin emanetine layık olmak için ne gerekiyorsa bunu yaptık. Çünkü biz engel tanımıyoruz. Bu imkanlar elimizde olduğuna göre bunu yapmak da bizim görevimizdi ve bu görev hamdolsun yerine getirildi. Ve hala da hiç aksatmadan. Bir yerde su mu kesildi, hemen oraya anında su ulaştırıldı. Elektrik enerjisinin kesintiye uğradığı yer bırakmadık. Hep bunları da yaptık. Jeneratörlerle bunların sağlanması tabii ki o dağın başındaki vatandaşlarımızı sevindirdi. ‘Demek ki devletim benim yanımda’ dedi. Hamdolsun, böyle bir millet, böyle bir devlet ve yıkılmadık, yıkılmayacağız yolumuza da böylece devam edeceğiz. Her ne kadar muhalefet temsilcileri ile kimi medya ve sosyal medya mecraları, insafsız, vicdansız, ahlaksız bir propaganda peşinde koşsalar da milletimiz bu tabloyu biliyor, bizzat yaşıyor.”
“Türkiye’yi kendi ülkesinin ve milletin felaketinden medet uman zihniyetin eline bırakamayız”
AK Parti teşkilatından, her şehirde, her ilçede, her mahallede, her köyde bugüne kadar yaptıkları hizmetlerin yanında, afetlerde ortaya koydukları güçlü iradeyi de millete anlatmalarını istediğini beliren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Arkadaşlar, hizmeti yapmak başka bir şey. Ama bunları millete mal etmek başka bir şey. Bakın Kızılayımız bir taraftan çalıştı, onun yanında AFAD’ımız yoğun bir şekilde çalıştı. Giyim, kuşam hiçbir şey eksik kalmasın istedik. Bütün bunları, anında halletmenin gayreti içerisinde olduk. Çünkü biz halkımıza, vatandaşlarımıza bunu aratmayacaktık. Sağolsun aratmadılar. Yemek, giyim, kuşam her şey. Bizim gerçekleri göstermediğimiz, kendi yaptıklarımızı anlatmadığımız her yerde karşımızdakilerin yalanlarının, iftiralarının, çarpıtmalarının kök salacağını unutmamalıyız. Her fırsatta 2023’ün önemini işaret etmemizin sebebi işte budur. Türkiye’yi, kendi ülkesinin ve milletin felaketinden medet uman bir zihniyetin eline bırakamayız. Böyle bir vebali, böyle bir sorumluluğu üstlenebilecek hiçbir arkadaşımın olmadığına inanıyorum. Bunun için 2023 Haziranı’na kadar gece gündüz çalışmamız gerekiyor. Önce kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirmeli, buradan aldığımız enerjiyle, milletimizin tamamının gönlünü kazanacak şekilde hep sahada olmalıyız.”
“Salarha ve İkizdere tünellerinin açılışlarını yapacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın Ahlat ve Malazgirt’e gideceklerini belirterek, “Ahlat’ta büyükçe bir yeri devlet olarak aldık ve orayı inşallah devletimize kazandırıyoruz. Sultan Alparslan’ın Ahlat’tan Malazgirt’e yola çıktığı gibi biz de oradan yola çıkacağız. Devlet Bey ile beraber orada törenlerimizi yapacağız.” dedi.
Malazgirt’te halkla buluştuktan sonra Doğu Karadeniz’e gitmeyi planladığını bildiren Erdoğan, sel sonrası buradaki durumu yerinde göreceğini ve Salarha ile İkizdere tünellerinin açılışını yapacağını söyledi. Batı Karadeniz’in de programı dahilinde olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bartın, Sinop, Kastamonu buraları heyetlerimizle dolaşacağız. Akabinde Antalya, Muğla, planladığımız gibi arkadaşlarımızın da planlarında olduğu şekliyle buraları dolaşacağız. Şu anda sembolik olarak bitirilen evler var. Belki bu evlerin açılışlarını yapacağız. Böylece bu ziyaretlerle arkadaşlarımız da üstlendikleri görevleri yerlerinde icra edecekler. Kendimiz ve evlatlarımızın geleceği için bu kritik süreci de mutlaka başarıyla neticelendirmemiz gerekiyor. Bugüne kadar nice sınamalardan başarıyla çıkmış bir parti olarak bu imtihanı da alnımızın akıyla vereceğiz.”