Eski Asker, Emekli Terörist, Yeni Avukat!

0
Prof. Dr. Orhan Yılmaz

Prof. Dr. Orhan Yılmaz (Röportaj)

Orhan Yılmaz (OY): Sayın Mehmet ALKAN, kendinizi Ocak Medya okurları için kısaca tanıtır mısınız?

Mehmet Alkan (MA): Değişik, ilginç, garip, acayip dönemlerden geçtiğimiz son dönemde, kendimi şöyle tanıtıyorum: Eski Asker, Emekli Terörist, Yeni Avukat! 

1981 yılında, 9 yaşındayken Osmaniye’ye göç eden, 9 çocuklu Malatyalı bir ailenin 3. çocuğuyum. Osmaniye’de tamamladığım lise eğitiminden sonra girdiğim Kara Harp Okulu’ndan, 1994 yılında jandarma teğmen olarak mezun oldum. Jandarma subayı olarak çeşitli birlik ve kurumlarda 22 yıl görev yaptım. Askerliğim buradan geliyor.

Beş erkek kardeşimden biri olan Yüzbaşı Ali Alkan, 22 Ağustos 2015 tarihinde, Şırnak’ın Beytüşşebap İlçesi’nde, PKK terör örgütüyle çıkan çatışmada şehit oldu. 

Kamuoyunda tanınmam da, şehit kardeşimin 23 Ağustos 2015 tarihinde, Osmaniye’de yapılan cenaze töreninde söylediğim 

-“Düne kadar çözüm diyenler şimdi neden sonuna kadar savaş diyor. Bunun sebebi kim katili kim” şeklindeki feryadımızla oldu. 

Bu söylemle, siyasi iktidarın 2013 yılında “Açılım Süreci” adı altında PKK silahlı terör örgütüyle başlattığı müzakere ve faaliyetlere göz yumma sürecinin, halkta karşılık görmemesiyle, 2015 genel seçimlerinde tek başına iktidarı elde edememesi üzerine, açılım sürecindeki “Analar ağlamasın, siz kandan mı besleniyorsunuz, analar ağlasın mı istiyorsunuz” diyenlerin, “Madem seçimi kaybettik, sonuna kadar savaş” demelerine, insan hayatını kirli siyasetlerine, şahsi emellerine alet edenlere karşı söylenmiştir. 

Bu olayın üzerine bir yıl geçmeden meydana gelen 15 Temmuz kalkışmasından sonra, 01 Eylül 2016 tarihinde, 672 sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi ekinde adıma yer verilerek, kamu görevinden çıkarıldım, daha doğrusu “terörist” ilan edildim. 

10 yıllık telefon kayıtlarımda, hakkında FETÖ soruşturması olan kişilerle görüşmüş olmam ve başka bir “Kardeşimin facebook hesabında fetöcüler olduğu” gerekçesiyle yargılandım ve beraat ettim. Lakin savcıların itirazı nedeniyle, dosya Yargıtay aşamasında olup, halen kesinleşmedi. Teröristliğim ise buradan geliyor. 

Harp Okulundan sonra girdiğim Ankara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi’ni dışarıdan okuyarak, 1999 Yılı’nda bitirdim. İhraç olduktan sonra, avukatlığa başlasam da, “Adaletsizlik Bakanlığı” tarafından bir süre engellendim. 

Sonrasında, Anayasa Mahkemesi ihlal kararı üzerine, 2021 yılı Ocak ayında avukatlığa tekrar başladım ve Ankara’da meslek hayatıma devam ediyorum. Avukatlığım da buradan geliyor.

Bu süreçte yaşadıklarımı, 2019 yılında ilk baskısı yapılan “Ali’m” adlı kitapta yazdım. Ayrıca kardeşimin adını yaşatmak ve başarılı üniversite öğrencilerine eğitim desteği sağlamak üzere, kardeşlerimle beraber 2017 yılında “Şehit Yüzbaşı Ali Alkan Vakfı”nı kurdum ve başkanlığını yapıyorum. 

15 Temmuz süreci ve sonrasına ilişkin olarak 3 ayrı kitap yazdım. Bu kitaplar vakfa ekonomik kaynak sağlamak için kurduğumuz iktisadi İşletmemizin yayın markası olan Yarbay Yayınları’ndan yayınlandı. Sanırım bu konuda şimdilik bu kadar bilgi yeterlidir. 

OY: CB ve MV seçimlerine doğru gittiğimiz bu süreçte, son siyasi durumu değerlendirir misiniz?

MA: Ben birçok konuda farklı düşünüyorum. Kanaatimce ülkemizdeki sorun iktidar değil muhalefet sorunudur. 20 yıllık iktidarın başlıca nedeni, AKP’nin başarılı politikaları yanında yeterli, alternatif görülen ve iktidara hazır bir muhalefet olmadığı içindir. 

Temel sorunlarımızdan birisi, başarı ve sonuç almayı, bir şey yapmak yerine, başkasının bir şey yapmasına veya bir şey olmasına bağlamaktır. Bugün muhalefet de bir şey yapmak yerine bir şey olmasını bekliyor, lakin mevcut iktidar hukukun temel ilkelerinden olan “Kimse kendi kusurundan bir fayda elde edemez” ilkesini tersine döndürerek, hatalarından dahi menfaat çıkarmak ve oy devşirmekte olup, bu beyhude bir beklentidir. Bu noktada ayrıntıya girmeden, yaklaşan seçimler öncesinde de çok farklı bir durum görmüyorum. Ancak bu konuda yanılmış olmayı çok isterim. 

OY: Sizce icra ettiği bu dönem, CB Recep Tayyip Erdoğan’ın 1. mi yoksa 2. mi dönemi? Seçim kararı TBMM tarafından değil de, CB tarafından alınırsa, sizce tekrar CB adayı olması hukuka uygun mudur?

MA: Yukarıda bahsettiğim 3 kitabımdan biri olan ve 15 Temmuz 2016 kalkışması öncesi ve sonrası soru ve sorunlara dikkat çeken “OHAL Darbesi” adlı kitabımın arka kapak yazısında şöyle yazar: 

Darbelerden sonra olağanüstü işler yapılır. Çünkü hukuk askıya alınır ve hukukun olmadığı yerde, her şey kuvvete dayanır.” 

Türkiye’de 15 Temmuz Darbesi (Kalkışması) başarısız olmuştur ama 20 Temmuz 2016 OHAL ilanıyla, bir darbeden sonra, ne olmuşsa çok daha fazlası olmuştur. 

Demek istediğim açık ve net: Artık hukuk yok, kuvvet var ve o da tamamen iktidarın elindedir. Erdoğan’ın aday olup olmayacağına karar verecek olan Yüksek Seçim Kurulu’dur ve “Hayır” deme ihtimali yoktur. 

Dolayısıyla, bu tartışmalar yerine, “Erdoğan nasıl mağlup edilir?”, onun konuşulması gerekir. Erdoğan ile ilgili konuşulması gereken aslı konu olan diploma meselesi, ilk aday olduğunda muhalefet tarafından takip edilmediğinden, “Bor’un pazarı geçmiş” durumdadır. 

OY: Bildiğiniz gibi, 30 Aralık 2022 tarihinde, Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş öldürüldü. Bu konu hakkında okurlarımız için ne söylemek istersiniz?

MA: Bu konuda fikrimi “Kör ölür, badem gözlü olur” deyimiyle belirtmek isterim. Bizde bir olay olduktan sonra, ona anlamlar yüklemek, gizler bulmak, senaryolar üretmek oldukça yaygındır. Bence bu olayda da aynısı olmuştur. “Bu olayın iddia edildiği gibi önemli bir anlamı olsaydı, bu olaydan sonra zaten ortaya çıkar ve bizler görürdük”, oysa şimdi olmayan anlamı bulmaya çalışıyoruz. 

Netice de olan olmuş, ölen ölmüş ve zahirde bir şey değişmemiştir. Diğer taraftan, bu şahıs hayattayken, mesafeli olan siyasilerin ve grupların olayı sahiplenmesi, samimiyetsizlik ve çıkarcılıktır.  

Düne kadar Sinan Ateş’in adını bilmeyen, varlığından haberi olmayan niceleri, nice sofralarda, sohbetlerde, ortamlarda ondan bahsediyor, hiç inandırıcı değil! 

Muhtemeldir ki, şahıs bir iç çekişmeye kurban gitmiştir ve muhalefetin buradan bir fayda elde etmesi mümkün değildir. Bunun sebebi de, halk adına siyaset yapanların adında halk olanların bu halkı tanımamış olmasıdır. 

OY: 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen deprem felaketi hakkında neler söylemek istersiniz? 

MA: Elbette, hem ölen insanlar adına, hem toplum adına çok üzgünüm. Hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır dilemekten başka elimden bir şey gelmiyor. 

Ben de üçüncü şark görevimi yaptığım Van ilinde, 23 Ekim 2011 Erciş ve 09 Kasım 2011’de Van merkezli depremleri yaşadım. Lojman hasar gördüğünden, bir süre askeri kışla içinde bir şekilde kaldıktan sonra, son 6 ayımızı konteynırlarda geçirdik. Yaşadığınız fiziki mahrumiyetler bir tarafa, depremin olma anı, yıllarca zihninizden çıkmıyor, hep yanınızda ve aklınızda. 

Son deprem felaketinin art arda iki büyük sarsıntı olması ve 10 ili yakından etkilemesi nedeniyle, dünyada benzeri olmadığı söyleniyor, kuvvetle muhtemel öyledir. Objektif olmak gerekir ki böyle bir felaketin altından kalkmak kolay değildir hatta pek mümkün değildir. 

Bir kere insan hayatını kurtarmak için süre çok az olduğu gibi, her türlü olumsuzluk mevcut. Bu sebeple kimseye kusur bulmak doğru değildir diye düşünüyorum. Deprem kuşağında olan bir ülkede, depreme karşı önlemelerin alınmamış olması, elbette yakın zamanın değil, çok daha uzun zamanın sorunu olduğu gibi, bu topraklardaki kaderci, ucuzcu, kayırmacı zihniyetin de sonucu olsa gerektir. 

Deprem sonrasında meydana gelen münferit olumsuz olayları da, abartarak genellemek doğru değildir. Milletimiz zor zamanlarda daha hoşgörülü, daha çalışkan, daha yardımsever, daha naif olabilmektedir. 

Geç de olsa, sizin sayenizde tanıştığım Ocak Medya Yönetimi’ne, “Her türden sese yer verdiği” için teşekkür eder, onlara ve takipçilerine, okurlarına sevgi ve selamlarımı sunarım. 

08.02.2023, Mehmet ALKAN

Önceki İçerikDepremden Notlar
Sonraki İçerikFelaket ve Ganimet
1962, Etimesgut doğumlu. Tokat’ın Zile İlçesi’nden Atatürkçü, milliyetçi, zooteknist, SP seveni, Alevî dostu, evcil hayvanların fahri avukatı, feminist ve motosikletçi bir köylü çocuğudur. 1984 yılında Ankara Ziraat F., Zootekni B.’nü bitirdi. 1997'de Birleşik Krallık, U. of Aberdeen’de yüksek lisans, 2007'de Ankara Ü., Fen Bil. Enst. (Zootekni B.)’nde doktora çalışmasını tamamladı. Mesleği ziraat dışında, Çerkez Kültürü ve Alevilik gibi sosyal alanlarda da amatörce akademik çalışmalar yapmaktadır. Kitap okumak ve motosiklet kullanmak özel ilgi alanlarıdır. “Hayvanları sevmeyen, insanları da sevmez” görüşünü savunan, hararetli bir hayvan sever ve hayvan hakları savunucusudur.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz