Eva Kaili – “Katargate” Skandalı ve İstihbarat Servisleri

2

“Tilkinin çizmeyle bir sorunu yoktur ama yine de onu kemirir… 

Ne çizmeyi koruyabilirsin ne de Tilkiyi vaz geçirebilirsin.”

-Kanada Yerli Atasözü-

Aralık başında Avrupa Parlamentosu (AP) rüşvet skandalıyla çalkalandı. İlk günden beri gelişmeleri yakından takip ettim. Bizim ülkemizde çok fazla gündem olmasa bile Avrupa’nın birçok ulusal ve uluslararası basınında çok yer buldu. 

Yunanistan PASOK partisinden 2009 yılında henüz daha 29 yaşındayken milletvekili seçilen Eva Kaili, 2014 yılında Avrupa Parlamentosu üyeliğine seçildi.  Ve geçtiğimiz yıl Ocak ayında ise 14 başkan yardımcısından biri olarak üyelerin oyları ile yeni makamına geldi. Avrupa Parlamentosunda Sosyal Demokratların grubuna katıldığında Kaili, medya ile çok güzel – sıcak ve samimi ilişkiler kurdu. Ve çalıştığı dönem boyunca, yapay zekâ – siber güvenlik ve blockhain gibi konuların üzerine korkusuzca giderek parlamentoda bu konuda bilirkişi oldu. 

Hemen sonrasında Kaili, AP’nin Körfez’deki Arap ülkeleriyle kurduğu alt komite olan (DARP) ta görev almaya başladı. Ve doğal olarak o bölgedeki ülkelerin, dış işleri temsilcileri, büyükelçi – konsolos ve önde gelenleriyle de yakın ilişkileri oluştu. 

09 Aralık günü, Kaili, çantasında 15o.ooo € üzerinde nakit para ve değerleri yarım milyon €’ya gelen kıymetli eşya ile aynı anlarda Kaili’nin babası da bir otel odasında çantasında 5oo.ooo € üzerinde nakit para ile Belçika polisi tarafından suçüstü yakalandı. 

Suçüstü yakalandığı için Kaili’nin dokunulmazlıkları anında kaldırıldı ve cezaevine gönderildi. 

“Rüşvet – Kara Para Aklama” suçlamalarıyla, Katar için, illegal lobi oluşturma faaliyetlerinde bulunması sebebiyle hâkim karşısında çıktı Kaili… Ve birçok itiraza rağmen tutukluluğu halen devam etmekte…

Avrupa basını bu sansasyona; “Katargate” adını verdi.

Ve o günden bu güne kadar birçok haber çıktı, birçok işlem yapıldı. Kaili ve birinci derecede yakınlarının tüm mal varlıklarına el konuldu. Bu soruşturma dallara ayrıldı. İtalya’da 19 ayrı noktaya baskınlar yapıldı. Yunanistan’da birçok gayrimenkul savcılığa devredildi. Bazı emlak şirketlerine baskınlar yapıldı. Ve hatta Kaili’nin sevgilisi ve çocuğunun babası Francesco Giorgi, itirafçı olarak tüm suçları kabul etti. Avukatlar – savcılar – AP rüşvetle mücadele komisyonu ve diğer komisyonlar her gün haberlerde kendilerine yer buldu. 

Ancak haberlerde işlenmeyen bazı şeyler vardı;

İlki; Kaili’nin Katarlılar ile giriştiği “rüşvet pazarlıkları”, Katar’da yapılan görüşmeler, Kaili’nin telefonun dinlenmesi, Kaili’nin suç ortaklarının ve bu suça iştirak edenlerin kayıtları – temasları ve Fas İstihbarat Servisi (DGED) ile olan kontakları… 

Katarlılar ve Faslılar… 

Kaili’nin Katar hakkında “akıllara durgunluk veren” çıkışları… 

Çıkarları ve kazanımları… 

Ve tüm bunların “nasıl ve neden servis edilmeye” başlanması… 

Evet, bunlar ciddi sorulardı. Herkes birer taş alıp atıyordu ama kimse bunları sormuyordu.

Belki de “sorulmaması” gerekiyordu. Üzümü yiyip, bağını sormamak gibi… 

Kaili ilk dikkatleri, Ekim 2021’de AP kürsüsünde “Katar’a karşı AP’yi ikiyüzlü davranmakla” suçlamasıyla dikkatleri çekti. Katarlılara karşı AP’nin daha ciddi ve pozitif kararlar alması yönünde tavsiyelerde bulunuyordu. Ocak 2022’de başkan yardımcısı olunca ilk yaptığı açıklama; “Katar ve Kuveyt’e vize serbestisi talep etmek” oldu. Dünya Kupası tesis ve stadyum inşaatlarında ölen binlerce inşaat işçisine rağmen, Katar’ın ülkesindeki işçilere ne kadar adil ve bonkör davrandığını söyledi birkaç defa… Ardından Dünya Kupasıyla Katar’ın sınıf atladığını ve Avrupa için muhteşem bir komşu ve sınır ortağı olması konusundaki açıklamalar geldi peşinden… 

Ve tabii ki, yaptığı ilk açıklamadan sonra sadece benim değil birçok kişinin, kurumun ve istihbarat servisinin de dikkatini çekti Kaili. Üst üste birçok kez telefonlarının dinlendiği yönünde müracaatlarda bulunsa da bir sonuç alamadı. Hatta Nisan 2022’de evine kadar takip edildiği konusunda da Belçika kolluk kuvvetlerine şikâyette bulundu. Evinin uzaktan hatta babasının da yakından takip edildiği yönünde basına haberler çıktı. 

Çok şaşırmış olması mı garipti yoksa bunların hiç olmayacağını mı düşünmesi garipti bilemedim?

Kasım başında Katar’a gittiğinde orada başbakan, çalışma bakanı ve enerji bakanıyla resmi görüşmelerde bulundu. Ancak onunla Katar’a giden sadece yardımcı ekibi ve çalışma arkadaşları değildi. 

Üç tane daha istihbarat servisinin takibindeydi. Üç farklı istihbarat servisi…

Resmi görüşmeleri ile ilgili bir şey diyemem ya da iddia edemem ancak Katar’da bu görüşmelerinin dışında birçok görüşme daha yaptı ve servisler bu görüşmeler yapılırken muhakkak ki kayıttaydı. 

Tabii ki elde sadece bu kayıtlar yoktu. Kaili’nin Ekim 2021’den beri Katar adına yaptığı her çıkış sonrası bazı istihbarat servisleri Kaili’yi hedefine almıştı. Ve çalışmalara çoktan başlamıştı. 

Kaili, istihbarat servisleri için güzel ve lezzetli bir pasta gibiydi. Hırslıydı. Gözü açtı ve ciddi zaafları vardı. İstihbarat servislerinin en sevdikleri listesinde kesinlikle üstlerdeydi. Ancak bir istihbarat servisi onu kullanırken diğerlerinin onu düşman ilan etmesi de çok normal ve olağandı. 

Sanırım Kaili burada teknik bir hata yaparak, yanlış ata bahis oynadı. Ve sonuç bu oldu. 

Yukarıdan aşağıya, sağdan sola nereden bakarsanız bakın bu kesinlikle Kaili’nin tecrübesizliği – iş bilmemezliği ve aceleciliğinden kaynaklanmış bir sorundu. 

Siz Katar’la ya da Kuveyt’le iş yaparken ya da onlardan nemalanırken, onların düşmanlarını da görmeniz gerekirdi. Ve o düşmanlarının ne kadar çapları olduğunu… 

Siz eğer ayrılıkçı Kürtlerle iş yapıyorsanız doğal olarak onların da düşmanlarına bakmanız gerekirdi… 

Siz eğer, ABD ile dirsek teması kuruyorsanız ABD’nin karşısında olanlara da bakmanız gerekirdi. Ve tüm bu müttefik dediklerinizin sizi ne kadar koruyacağını, koruyabileceğini iyi etüt etmeniz şarttı. 

Eğer ki siz para karşılığı ucuz ve amatörce davranırsanız başınıza bu gelenlere de katlanmanız gerekir. 

Evet, herkesin bir fiyatı vardır. Ancak sizin oturduğunuz koltuğunun fiyatı sizden daha farklıdır. O koltuğun rayiç bedeli nedir? Ne kadardır? Neler karşılığındadır? Ya da şöyle yazayım; attığınız taş kurbağayı ürkütmeye değecek mi? Yoksa hemen yanına mı düşecek? Bu kadar ucuz antlaşmalara el sıkışırsanız işte bu kadar ucuz yolla ifşa olursunuz.

St. Gallen Polis Merkezine, Standaard Gazetesine ve Belçika devlet kanalına, bu kayıtları – o tapeleri gönderen kimdi? Kim olduğundan daha çok neden gönderdi? Neydi sizin onların tapınak duvarlarına çiş yapmanıza sebep olan? Kışkırtan? Kızdıran? Bunlara bakmalısınız ve bizde bunlara bakmalıyız… 

İşte o zaman Kaili ve bu “Katargate” krizinin sebep ve sonuçlarını daha net görürüz. 

Çünkü bu olay sadece; “rüşvet yiyen yozlaşmış biri” olarak değerlendirilemez… Bu ciddi bir istihbarat operasyonudur. Ve bu istihbarat savaşında tarafınızı görmeniz için muhteşemde bir fırsattır. 

2 YORUMLAR

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz