Evanjelizm’in ABD Siyasetine ve Başkanlarına Tesirleri

4
Mehmet Gündoğdu
Latest posts by Mehmet Gündoğdu (see all)

Evanjel kelimesinin kaynağı Yunanca olup “İyi haber” veya “Müjde” anlamına gelir. Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından yazılmış dört (Hristiyan otoritelerince kabul edilip doğrulanmış) İncil’lerin her birine “Evanjel” denir.

Evanjelizm  “Kutsal kitaba yönelmek” demektir.  Hıristiyanlıkta, Protestan mezhebinden çıkmış dini bir akımdır. Evanjelizm adını ilk kullanan kişi, Hıristiyanlıkta Reform hareketinin lideri Martin Luther’dir.

“Dünyada Amerika, en dindar topluma sahip ülke olarak bilinmektedir. Gerçekten de Amerika’nın her kasabasında, her şehrinde ve her eyaletinde neredeyse her köşe başında yükselen kiliseler, ateşli Hristiyan vaizlerin verdiği vaazları yayınlayan dini kanallar, kırsal alanlarda Hristiyanlığı yayma faaliyetlerinde bulunan din adamları, Amerika’nın dindar ülke imajını pekiştiren görüntüler olarak göze çarpmaktadır. Şu anda kilise faaliyetlerine katılanların sayısı, Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında Amerika’da çok daha yüksektir.

Amerikalılar için çok derin bir anlam ifade eden din, onların kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak hayati derecede önem arz etmektedir.

Hristiyanlığı kendi kimliklerinin ayrılmaz ve değişmez bir parçası olarak  gören Amerikalılar arasında (yukarıda tanımlanan) Evanjelizm adı verilen otoriter, totaliter ve radikal bir din anlayışının etkili olduğu görülmektedir.

Amerika toplumunun yaklaşık yüzde 25 ile 30’unun Evanjelist Hristiyanlık anlayışının çok ciddi etkisinde olduğu görülmektedir.

Kiliseleriyle, medyalarıyla, vaizleriyle, eğitim ağlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla çok güçlü olan  Evanjelik Hristiyanlar, Beyaz Saray’a kimin gideceğini belirleyecek kadar Amerikan yönetiminin kalbine inmeyi basarmış bulunmaktadırlar.

Evanjelik Hristiyanların desteğini almak isteyen Cumhuriyetçi ve Demokratların başkan adayları,  Amerika’nın Hristiyan değerlerinden bahsetme ihtiyacı duymaktadırlar.

Daha önce Hillary Clinton’ın ve Barrack Obama’nın Hristiyan değerlerine vurgu yapmaları, tutucu Hristiyan kesimlerin desteğini almaya yönelik teşebbüsler olarak değerlendirilebilir.

Başkan Trump, Evanjelistlerin desteğini alarak Beyaz Saray’a yerleşti. Trump’ın başkan yardımcısı Mike Pence, Evanjelistler adına Beyaz Saray’da ‘ikinci adam’ olarak görev yapmaktadır.

(Son seçimlerde Evanjelik kitlenin belirleyici gücünün farkında olan Biden da bu oyların bir kısmını kendi tarafına çekebilmek amacıyla kişisel inancını ve sahip olduğu değerleri öne çıkarıyor, Evanjelik inanç liderleriyle toplantılar yaptığı bilinmektedir. (21/10/2020, AA.)

 Dolayısı ile Evanjelik oylarının küçümsenmeyecek  bir kısmını almayı başarmıştır.)

Beyaz Saray dahil Kongre, Yüksek Mahkeme gibi Washington yönetiminin kalbini olusturan kurumlarda etkin olan radikal Hristiyan Evanjelizminin en belirgin karakteristiği, kendilerinin mutlak olarak doğru yolda, bütün dünyanın ise derin bir sapkınlık içinde olduğu seklindeki tasavvurlarıdır.

Dünyayı siyah-beyaz şeklinde radikal iki kutba ayıran Amerikalı Evanjelistler, dini ve sosyal konularda dengeli, makul ve soğukkanlı bir tutum takınmaktan çok uzak gözükmektedirler.

Kendilerinin yanılabileceği ya da hata yapabileceği ihtimalini akıllarına bile getirmeyen radikal Evanjelistler, kendilerinden farklı düşünen bütün toplum kesimlerine karşı derin bir düşmanlık ve nefret duymaktadırlar.

Evanjelistlerin en çok nefret ettiği grupların başında siyah toplum kesimleri gelmektedir.

Evanjelistler, kendi radikal din anlayışlarını Amerika’nın bugününe ve geleceğine şekil verecek en doğru yol olarak düşünmektedirler.

Amerikan toplumunun ‘Hristiyan bir ulus’ olarak kurulduğunu ve böyle kalması gerektiğini iddia eden Evanjelistler, Amerika’nın Hristiyan değerleriyle idare edilen bir ‘Protestan Hiristiyanlık İmparatorluğu’ olması gerektiği şeklinde bir yönetim ve egemenlik modelini savunmaktadırlar.

Bugün neo-conservatives (yeni muhafazakarlar) denilen  güçler, Evanjelist düşünce modelini  gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar.

Radikal Hristiyanlara göre Amerika, günümüzün ‘Yeni Kudüs’ü (New Jerusalem) olarak algılanmakta ve Amerika’nın aleme nizam verme şeklinde ilahi bir görevi olduğu düşünülmektedir.

Trump’ın işbaşına gelmesinden sonra Evanjelistler, yönetimde belirleyici olmanın özgüveniyle ulusal ve uluslararası politikayı belirlemektedirler.

Amerika elçiliğinin Kudüs’e tanınması ve Trump yönetiminin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etmesinin arkasında Evanjelist güçler vardır.

Her radikal akım gibi Hristiyan Evanjelistler de kendilerine düşman olarak gördükleri  ötekini yaratmakta çok yeteneklidirler.

Evanjelistlere göre, en büyük iç düşman seküler kültürdür. Seküler kültürü Amerika’da aksayan her şeyin sorumlusu olarak algılayan radikal Hristiyanlar, seküler yaşam tarzlarını, toplumu Hristiyan köklerine yabancılaştıran ve ahlaki yozlaşmaya neden olan bir tehlike olarak değerlendirmektedirler.

Seküler yaşam tarzlarına karsı savaş açan Hristiyan Fundamentalistler, tekrar köklere dönme sloganıyla Amerika’yı yeniden Hristiyanlaştırmayı hedeflemektedirler.

Evanjelist ideolojinin dış politikada yarattığı en büyük düşman ise İslam’dır.

İslam’ı tamamen şiddet ve terörizmle özdeşleştiren Evanjelist ideoloji, İslam’a karşı  bir intikam ve nefret söylemi kullanmaktadır.

İslam’a karşı duydukları nefretten dolayı İsrail’e koşulsuz destek veren birçok Evanjelist grup, Amerika’nın İsrail’i savunmasının ve korumasının ilahi dış politikanın bir gereği olduğu propagandasını yapmaktadır.

İsa’nın yeryüzüne dönüşünün ve Tanrı’nın krallığının kurulmasının önünde en büyük engel olarak görülen İslam’ın hızlı ve köklü bir şekilde kuvvet kullanılmak suretiyle bertaraf edilmesini savunan bu radikal Hristiyanlar, devlet gücünün kendi ideolojik amaçları doğrultusunda kullanılması gerektiğini savunmaktadırlar.

Toplumda büyük bir ahlaki yozlaşmanın olduğunu iddia eden militan Evanjelizm, toplumun yeniden ahlakileştirilmesini savunmaktadır.

Toplumun ahlakileştirilmesinden kast ettikleri ise, kendi ahlak anlayışlarının bütün topluma empoze ettirilmesidir.

Kendi ahlak anlayışlarının herkes için tek iyi ahlak anlayışı olduğunu düşünen radikal Hristiyanlar, kendilerinden olmayanları ise ahlaki kokuşmuşlukla suçlamaktadırlar.

Totaliter bir ideoloji olarak Evanjelizm, bireysel özgürlük ve tercih kavramlarından nefret etmektedir. Bunlara göre, bireysel özgürlükler toplumu yozlaştırmaktan başka bir şeye yaramamaktadır.

Toplumsal ve bireysel farklılıkları  sosyal çürümüşlüğün tezahürleri olarak algılayan bu akım,  bütün topluma  kendi değerlerini empoze ettirerek saf bir Hristiyan toplumu yaratma gibi tehlikeli bir ütopyanın peşinde koşmaktadır”.

Kaynak: Prof.Dr. Bilal Sambur, “Yeni bir kölelik yolu: Hristiyan Evanjelizmi”, ŞARKUL AVSAT,

8 Haziran, 2020

4 YORUMLAR

  1. kilisenin siyasi akımları desteklemesinin ahlaki yönü düşünmeye, dünyayı ilgilendiren meselelerde karar alıcılar üzerindeki etkileri de konuşmaya değer konular elbette. ancak bir o kadar da prof. titriyle konuşanların konuştuklarının ne kadarı doğru olduğu da konuşmaya değer bir mesele. alakasız bir coğrafyada yaşadığı halde sanki evanjelik toplumun içinden çıkmış gibi kesin hükümle konuşmak takip edenler açısından aslından farklı anlaşılmasına sebep oluyor gibi. genelleyici bir anlatım detaylar hakkında bilgi eksikliğine işaret ediyor kanati oluşturuyor. örneğin; evanjelikler islamı kavramışlar da mı nefretleri oluşmuş yoksa nefretleri islama değil de müslümanlara mı? ve Kudüsü yahudi memleketin baş kenti yapmaya çalışmaları bir yahudi yakınlığına işaret ediyor. bu yakınlık zalim israile bir yakınlık mı yoksa samimi mü’min yahudilere bir yakınlık mı? yazıda bunu belirten bir işaret yok. hiç bilgisi olmayan biri bu yazıdan evanjeliklerin radikal bir terör örgütü olduklarını zannedebilir.

    benim hiç bilgim yok bu konuda, acaba öyle mi diye kuşku oluştu.

  2. Siz sayın Baran kişisine;
    Evet haklısınız. Önümüzdeki günlerde bir yazımızda, Hıristiyanlıkta (Protestan mezhebinden çıkma) dini bir akım olan Evanjelistlerin temel inanç esaslarını ve özelliklerini yazarak siz sayın okurlarımızın daha daha geniş bir şekilde bilgilendirmek üzere, selamlar.

  3. Esasen Hıristiyanlık hakkında da tarafsız, doğru, özellikle vahy kaynaklı geniş bilgilere ihtiyacımız var. Çünkü dünyada ve özellikle müslümanlara yönelik çok yoğun misyonerlik faaliyetlerileri var. Bakın bu yorumların hemen altında bile İncil ve İSA propagandası yapılıyor. Bu propagandalara karşı sağlıklı daha geniş ve doğru şekile bilgilerimiz olmalı.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz