Türkiye’nin ekonomisi şu parametreler üzerinden değişiyor:
Cari açığımızın bir numaralı nedeni petrole, doğalgaza bağımlılığımız.
Faiz ne kadar düşük olursa enflasyon da o kadar düşük olur.
Sebep netice ilişkisine baktığımız zaman faiz sebep, enflasyon neticedir.
Faizi aşağı çektiğimiz anda bütün maliyet girdileri aşağı düşecektir.
Faiz tek haneliye geldiği zaman yatırımlarda patlamalar meydana geldi.
Milli parayla alışverişin faydalarını gördük.
Yerli ve milli parayla alışveriş yaparak kur baskısından korunuyoruz.
Tabii ki Merkez Bankası‘nın bağımsızlığı söz konusu.
Merkez Bankası bağımsız diye yürütmenin başının sinyallerini bir kenara koymaz.
Para politikalarında etkin bir başkan görüntüsü vermeye mecburuz.
Bu görüşler elbette şahsıma ait değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın Bloomberg International‘a 15 Mayıs 2018 tarihinde verdiği mülakattan.
Bir gece ansızın Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ı görevden aldı.
Yerine ise iki dönem Maliye Bakanlığı yapan Naci Ağbal‘ı getirdi.
Uysal, Erdoğan tarafından 6 Temmuz 2019’da görevden alınan Murat Çetinkaya’nın yerine getirilmişti.
Uysal, 16 ay içerisinde görevden alınan ikinci Merkez Bankası başkanı.
Naci Ağbal’dan boşalan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına, İbrahim Şenel getirildi. Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu Üyeliğine de Nihat Zeybekci atandı.
Bir sonraki Merkez Bankası Başkanı bu iki isimden biri olabilir.
Merkez Bankası Başkanının görevden alınmasını kimse beklemiyordu. Bırakın beklemeyi, kimsenin aklının ucundan dahi geçmemişti.
Dolar ve euro sıçrama tahtasında dans ederken dahi kulislerde böyle bir bilgi dolaşmıyordu.
Şaşırtıcı bir karar.
Piyasaların bu görevden almaya nasıl bir tepki vereceğini ise pazartesi günü göreceğiz.
Emniyet kemerlerini bağlamakta fayda var çünkü ekonomimiz gerçekten uçuşa geçiyor.
Murat Çetinkaya’nın görevden alınma sebebini biliyoruz.
“Faiz sebep, enflasyon neticedir” kuralı gereğince faizi indirmemişti.
Erdoğan, onun yerine bu kuralı harfiyen uygulayacak birini, Murat Uysal’ı getirdi.
Uysal da göreve gelir gelmez politika faizini 9 kez düşürerek yüzde 8,25’e kadar indirdi.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), en son 8,25 olan politika faizini birden 200 baz puan artırarak 10,25’e yükseltti.
“Merkez Bankası bağımsız diye yürütmenin başının sinyallerini bir kenara koymaz.” diyen Erdoğan, bu artırımdan rahatsız olmuş olacak ki başkanı gece yarısı görevden aldı.
Bu görevden almanın sırrı acaba bu cümlede mi saklı?
“Merkez Bankası bağımsız diye yürütmenin başının sinyallerini bir kenara koymaz.”
Erdoğan, Uysal’a nasıl bir sinyal vermişti?
Uysal, neden bu sinyali almamış veya alamamıştı?
Ekim ayında faizde bir değişiklik yapmayan Merkez Bankası, yeni faiz kararını 19 Kasım 2020 tarihinde verecek.
Naci Ağbal başkanlığında toplanacak kurulun faiz konusunda bir artırıma mı yoksa indirime mi gideceği veya sabit mi tutacağı belirsiz.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Biz dolarla uğraşmıyoruz. İstesek düşürürüz. Faizi yükseltirseniz, döviz düşer. Ama bizim derdimiz bu değil.” diyor.
Peki o zaman dert nedir?
Sayın Albayrak da dövizi faize bağlamış görünüyor.
ABD’de başkanlık seçimini Demokrat aday Joe Biden kazandı. Pazartesi günü piyasaların bu sonucu nasıl satın alacağını bilmiyoruz.
Biz dolarla uğraşmıyoruz ama umarım dolar da bizimle uğraşmaz.
Kabak elbet bir gün birinin başına patlayacaktı.
Anlayacağınız doların, Euro’nun dinmeyen ateşi Murat Uysal’ı vurdu.
Erdoğan, son görevden almayla para politikalarında da etkin bir başkan görüntüsü vermiş oldu.