G 7 ve NATO Zirveleri, Hongkong ve Ukrayna Savaşı

0

Genel

Bu kadar karışık ve ilgisiz bir başlık olur mu diye düşünmeyin. Benim açımdan hepsi birbirine siyasi ve ekonomik bakımdan bağlı. Türkiye ise bu bağlantıların hep içinde. Ancak yanlış kullanılan fırsatlar nedeniyle bir türlü topa hakim olamıyor, hep saha dışı kalıyor. Futbol benzetmesi yapınca tabii ki Cristiano Ronaldo‘dan bahsetmek gerekir.

Hollanda’da Deventer Başkonsolosluğundaki görevim sırasında Türk takımları arasında iki yıl futbol turnuvası düzenlediğim için fikstür çekilişleri, maçlar, grup birincileri ile yapılan son maçlar nedeniyle futbola yabancı sayılmam. Kuralları iyi bilirim. Türkiye’de memleketim İzmir’in Göztepe‘si ve Galatasaray favori takımlarımdır. Ayrıca Kuşadası’nda çok sevdiğim komşum Boran ailesi Beşiktaşlı oldukları için Beşiktaş’ı da yakın takip listeme aldım. Roma AS, ve Manchester United da listemde. Portekizli oyuncu Cristiano Ronaldo’nun neredeyse iki metre zıplayarak yaptığı müthiş çalımları, inanılmaz golleri, gol attıktan sonra bunu kutlamak için dizleri üstünde çimlerde kayması beni Ronaldo hayranı yaptı. Doğrusu futbolcu olsaydım bugün Ronaldo’nun ikinci kez oynadığı Manchester United takımının rakibinde oynamak istemezdim. Bir kere rakip takımdaki oyuncuların kapasitelerini çok iyi tanıyor. Belli ki konusuna çok iyi çalışmış. Tüm dikkati ile maçın gidişatını takip ediyor. Türk dış politikasında da bir Ronaldo’ya gereksinim var. Aslında böyle nitelikleri haiz üç dört emekli Büyükelçi meslektaşım Zirve toplantılarında strateji saptamak, ön görüşmeleri yapmak, ikna etmek, Türkiye’nin tezlerini açıklamak konularında Ronaldo yeteneklerine sahipler.Şimdilik isimlerini saklı tutacağım.

Grup 7 Zirvesi

1 Ocak 2022’de başlayan Almanya’nın Avrupa Birliği dönem Başkanlığı sırasında  G 7 Zirvesi Bavyera’daki “Elmau  Schloss” yani Elmau Kalesinde yapıldı.Almanya’daki Alplerin en yüksek tepesinde bulunan ve NAZİ döneminde bir süre hastane olarak kullanılan kale bugün  47 süiti bulunan 123 odalı bir otel. Teolog ve felsefeci Johannes Müller ile mimar Carl Sattler‘ın 1916’da dört katlı bir dinlenme merkezi olarak inşa ettikleri bu evden büyütülerek yapılmış, bugün konser ve konferansların yapıldığı bu otelde Almanya ikinci kez G 7 zirvesine ev sahipliği yapıyor. Burayı G7 zirvesi için ilk kez kullanan Alman Şanşölye Angela Merker hatta bankta oturan Barrack Obama’nın ayakta duran Angela Merker‘i dinlerken çekilen fotoğrafları dünya basınında gündem olmuştu. Gündem oluşu iki liderin arkasındaki Alp dağlarının ne kadar “muhteşem” olması konusundaydı. Bu resim rahmetli Ecevit ve Clinton’ın elinde beyzbol sopası ile bir kanepenin arkasına yaslanarak yaptıkları sohbeti hatırlattı. Amerikalılar başkan da olsalar rahat davranmak istediklerini göstermek için böyle patavatsızlıklar yapabiliyorlar. Merkel’in ayakta durması ve Obama’nın bankta oturmasına kendi kamuoylarından bizdeki gibi tepkiler gelmedi. Onlar için görüşme içeriği önemli olmalı yoksa serbest bir zamanda kim nerde duruyor, oturuyor gibi konuların öneminin olmadığı görülüyor.

G 7 Zirvesine katılan ülkelerin sanayileşmiş ve demokrasi ilkelerini uygulayan ülkeler olması gerekiyor. Grup 7 ülkeleri Almanya, İngiltere, ABD, Japonya, Fransa, Kanada, ve İtalya. Bu sayıya girmeyen ama toplantılara katılan Avrupa Birliği’ni temsilen AB Komisyonu ve Avrupa Konseyi Başkanları yer alıyorlar. Nisan 2021’de Türkiye’yi ziyareti sırasında Beştepe’de koltuk yerine kanapeye oturtulan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile koltuk krizini seyreden ve sonra suçu Türkiye protokolüne atan Belçikalı Charles Michel de bu Zirveye katıldılar.

Almanya’nın Zirvedeki teması ” Daha adil bir dünyaya doğru” (Towards an equitable  world)

Zirvenin en önemli gündem maddeleri arasında Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’ya yönelik yaptırımların arttırılması ve ekonomik kriz. Daha önce uygulanan yaptırımlar Rusya’yı yeterince çökerttiği düşünüldüğünden bu konuda bir karar alınamıyor. Tabii bunda İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine davet edilmeleri etkili olmalı. 

Almanya tarafından bu Zirveye izleyici misafir ülke olarak davet edilen ülkeler Endonezya ( Uzak Doğunun 238 milyonluk nüfusu ile en büyük Müslüman ülkesi) Ukrayna-Rusya savaşı sırasında tarafsız kalan Hindistan. Senegal ve Güney Afrika. Otel Müdürü torun Müller Elmau’nun gençliğinde uzun yıllar Hindistan’da yaşamış olması ve otelin sembolü olarak kutsal Fil “Ganesh”i kabul etmesi herhalde Hindistan’ı memnun etmiş olmalı. Burada kendi açısından kazanımda olan doğal olarak Almanya.

NATO Madrid Zirvesi

G 7 Zirvesine katılan devlet ve hükümet başkanlarının yanısıra Madrid’teki NATO Zirvesine diğer NATO üyelerinin katılımı ile Rusya’ya karşı alınan cephe adeta sıklaştırılmıştır denebilir. Kucaklaşma, sarılma ve omuz sıkmalarla başlayan NATO Zirvesinin en dikkat çekici kısmı, Fransa Cumhurbaşkanı Makron’un 7 Kasım 2019’da İngiliz “the Economist” dergisine verdiği mülakatta, “NATO’nun beyin ölümüne tanıklık ediyoruz” ifadesinden sonra Madrid NATO Zirvesi için ” İkinci Dünya Savaşından bu yana Avrupa için örneği olmayan tek Zirve”, ” NATO bir gerekliliktir” şeklinde görüş değişikliği belirtmesi olmuştur denebilir.Keskin nitelikli bu tür beyanların zamanı gelince ve koşullar farklılaşınca yutulmak zorunda kalındığının da göstergesidir. Kolların yeri gelince arkadan bükülmemesi için konuşmalara çok dikkat etmek gerekiyor. Birgün düşman olan koşullar değişince en yakın destekçi olabilir. Bu resmi hayatta da özel hayatta da öyledir. Brexit oylaması ile İngiltere’nin AB’nden çıkmasını sağlayan İngiltere Başbakanı Boris Johnson “Önce G 7 şimdi de Madrid Zirvesinde tamamen bütünleştik. Putin’in bundan ders çıkarması lazım” ifadesi bir nebze de olsa pişmanlık göstergesi sayılmaz mı?

Hong Kong

NATO Zirvesinde liderler, Çin Halk Cumhuriyeti’ni de uyardılar. ÇHC’nin yayılmacı politikası 1997’de İngiliz yönetiminden  ÇHC’ne belli koşullarla (demokratik yapının ve temel hak ile özgürlüklerin korunması şartıyla) devredilen ingilizlerin eski sömürgesi Hong Kong‘daki demokrasi hareketine karşı şiddet uygulaması ve bu küçük ama ekonomik bakımdan güçlü şehri  yutmak istemesi, Tayvan ve Japonya’ya yönelik tehditleri ekonomik bakımdan devleşen bu ülkenin son yıllardaki  uygulamaları arasında. Ayrıca Rusya ve ÇHC arasında kuvvetlenen bağlar da Batı ve ABD’nin bu bölgedeki çıkarları için tehlikeli olarak görülüyor.

Endonezya’daki görevim sırasında ve en son 2006’da gittiğim 1114 km2’lik Hong Kong, 263 adadan oluşuyor. Hong Kong adasının tam karşısındaki Kow Loon benim en sevdiğim şehrin eski kısmı. Pazar sabahları kurulan inci pazarında envai çeşit incileri ve bunları çıkaran dalgıçların hikayelerini kendilerinden dinleyebilirsiniz. İnci pazarını yerel halk için ilginç kılan pazarın kenarındaki masalarda oturan önündeki daktilo veya bilgisayarlarda dilekçe yazan arzuhalciler veya onların deyimiyle uzman katipler. Resim çekmek isteğimi koro halinde reddettiler. Bunun nedeninin yasa dışı işlerle ilgili olarak da dilekçe yazmaları imiş.

Ukrayna Savaşı

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları dört aydır devam ediyor. Hem G 7’de hem NATO Madrid Zirvesinde Rusya’nın tutumu ele alındıysa da bu konuda kınamalar dışında kesin kararlar alınmış değil. Ukrayna’yı AB ve NATO’ya alalım diye oyalarken Rusya’nın Kırım’da yaptığını gözardı etmenin veya unutmanın bir sonucu da bu işgal olmalı. Rusya hala bombardımana devam ediyor. Onbinlerce sivil ve çocuk hayatlarını kaybettiler. Rusya’nın Finlandiya ve İsveç’i işgal edeceğine ilişkin tehditlerini bu kez ciddiye alan Batı ve ABD şimdi bu iki ülkeyi Madrid Zirvesi sırasında NATO üyeliğine davet ettiler. NATO üyeliği için demokrasi kriterlerine uymaları, ekonomilerinin kuvvetli olması gibi şartları karşılıyorlar.

Devletlerin dış politikada Ronaldo gibi atik ve çevik olmaları gerekiyor. Alicengiz oyunlarında usta olan Batı, kim bilir NATO Zirvesi öncesi nasıl akıl çeldi de İsveç ve Finlandiya NATO’ya davet edildiler.Zaman içinde öğreneceğiz.

Yine Ronaldo’nun çalımlarını ve zıplayarak rakiplerinin korkulu rüyası olmaya devam etmesini izleyerek dış politikada kaçırılan fırsatları düşüneyim. Hiç olmazsa F 35’lerde ısrar edebilirdik.

Dünya ekonomik krize çare ararken Türkiye’de derinleşen “hayat pahalılıği” na  biran önce çözüm bulunacak diye şükredelim. 

Önceki İçerikYol
Sonraki İçerikMezopotamya, Mardin, Bereketli Ay ve Mersin
Ocak 2019'da emekli olmuştur. Dışişleri Bakanlığı Statejik Araştırma Merkezi Başkan Yardımcılığı ve Başkan (2011- 2012). Vatikan Büyükelçiliği Birinci ve daha sonra Elçi Müsteşar (2006-2011). Protokol Daire Başkanı (2001-2005). İsveç Stokholm Büyükelçiliği Birinci Müsteşarı (1998-2001). Slovenya Ljubljana Büyükelçiliği Müsteşarı (1996-1998). Boru Hatları ve Enerji Dairesi Başkanı (1994-1996). Kafkas İşleri Dairesi Şube Müdürü (1992-1994). Hollanda Deventer Başkonsolosluğu Başkonsolos Yardımcısı (1988-1992). Enformasyon Dairesi Başkatip (1986-1988). Endonezya Cakarta Büyükelçiliği İkinci Katip (1984-1986). Londra Büyükelçiliği İkinci Katibi (1980-1983). Kıbrıs Siyasi İşler Dairesi İkinci Katip (1978-1980). Papalık Gregoryen Üniversitesi Temel Teoloji Lisansı Diploması(2007-2010). A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü SBF Master Derecesi (1988). Basılı Tez: “İngiliz İmparatorluğundan Commonwealth'e:İki Dünya savaşı Arasında Çanakkale Krizi 1919-1939”. "London School of Economics"'de misafir öğrenci (1988). A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Lisans Diploması (1976). Ödüller İtalya Cumhurbaşkanı G. Ciampi tarafından Ankara'da tevdi edilen “Şövalye” ünvanı (Cavallieri Stella Stara per la Solidarita Italiani) Eylül 2005. İran Büyükelçisi Dowlatabadi tarafından tevdi edilen Humeyni Altın Nişanı Eylül 2005. Dinlerarası diyaloga katkılarından dolayı Papalık Tiberina Akademisi Şeref Üyeliği Kasım 2007. İngilizce, Maley dilleri (Bahasa Endonezya ve Maley) İtalyanca bilmektedir.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz