- Anlam Dünyanın Kaynakları Nelerdir? - 25 Nisan 2023
- Anlamlı Sorularla Düşüncenin Mimarı Ol - 24 Nisan 2023
- İzle, Gözlemle ve Sorgula - 23 Nisan 2023
Farkında mısınız, sosyal medyanın toplum hayatına girmesiyle mahremiyet algısını yerle yeksan olurken toplum adeta utanmayı unuttu.
İnsan elbette sosyalleşme ihtiyacı olan bir varlıktır. ‘Teknoloji çağı’ denilen bu dönemde tabii ki iletişim araçlarını kullanacaktır, teknolojinin nimetlerinden faydalanacaktır.
Ama…
‘Ama’sı var.
Şayet aşırılığa kaçmadan dengede durursa problem yok.
Tabii ki sosyalleşme, biz insanlar için kaçınılmaz sosyal bir olgudur.
Fakat toplum olarak bu ‘yenilenmeye’ yani sosyalleşmeye hazır mıydık?
Toplum sosyal medyayla birlikte mahremiyetle ilgili inanılmaz dejenerasyona uğradı, uğramaya devam ediyor.
Farklı sosyal medya mecralarında insanların günlük yaşamda neredeyse her hallerine dair fotoğrafları veya videoları paylaşması sosyalleşme değil, olsa olsa rezilleşmedir.
Sosyal medya hayatımıza hızlı bir şekilde girdi. Toplum ve dolayısıyla birey olarak hazırlıksız yakaladık. Sosyal medya nasıl kullanılır‘dan habersiz olarak kendimizi onun ağında yakalanmış olarak bulduk.
Bu yakalanış beraberinde yeni ruhsal hastalıklar getirdi.
Özellikle Instagram, Tiktok ve Facebook‘ta okumaktan, düşünmekten, bilgi edinmekten, yeni bir şeyler öğrenmekten ve sorgulamaktan habersiz bireylerin paylaşımlarına baktığınızda şunu görüyorsunuz:
‘‘Durmadan 24 saatimin her dakikasını paylaşmalıyım; oturduğumda, yürüdüğünde, konuştuğumda, gezdiğimde, yediğim yemeklerden, içtiğim içeceklere kadar… Hepsini… Cenazede… İbadette… Alış verişte… Evet, hayatımın her anını özel demeden genele yaymalıyım. Çünkü sosyal medyada görünüyorsam varım, görünür olduğum müddetçe var olmaya devam edeceğim!’’
Mantığa bakar mısınız?
Şairin ifadesiyle: “Nerden baksan tutarsızlık nerden baksan ahmakça!”
Bu düşüncedeki insanlardan iyi ve anlamlı adına ne beklenir, bilmiyorum.
Ne ve nasıl oldu da böylesine saçma sapan bir hale geldik?
İnsanların kendilerine dair var oluş ya da değerli oluşlarını, görünür olmalarıyla ilişkilendirmeleri kadar vahim ne olabilir?
İnsanlar neden kendileriyle bu denli yabancılaştılar ve varlıkları konusunda şüpheye düştüler?
Yabancılaştılar diyorum, çünkü insan varlığından şüphe ettiğinde sürekli görünme çabasını içinde olur. Kendini ruhsal olarak fark etmediği, kendisiyle iletişimde olmadığı, iç yolculuğuna çıkmadığı, kendisiyle konuşmayıp muhakeme etmeyen ve kendi bilincinin farkında olmadığı için daima görünürlük gayretindedir.
Demek istiyor ki; “Birileri beni gördüğü sürece varım, var olduğum için değerliyim, değerli olduğum için de ne eksik ne de değiştirmek istediğim yönlerim var benim! Ben halimden memnumun!”
Oysa hakikatte durum tam tersidir.
Çünkü insanlar da bilgisizlik, ilgisizlik, yetersizlik, değersizlik duygusu, tükenmişlik, üretmeme hali, özgüven ve özsaygı eksikliği olduğu sürece bu vahim durum böyle olmaya devam edecektir.
Sosyal medya hesabından daima fotoğraf ve video paylaşan güzel ülkemin sevgili vatandaşları, merak etmeyin, sizi her daim görüyoruz!
Yazıyı bir soruyla bitireyim.
Sosyal medya hesaplardaki gülümseyen simaları sokaklarda göremiyorum, ya siz? Siz görüyor musunuz?