Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi, 6 lider imzaladı..

0

DEVA Partisi, CHP, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş üzerinde uzlaştı. Genel başkanlar Babacan, Kılıçdaroğlu, Uysal, Davutoğlu, Akşener ve Karamollaoğlu, üzerinde uzlaştıkları metni Ankara’da düzenlenen törenle imzaladı.

CHP, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin liderleri, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem metnini açıklamak üzere bir araya geldi. Bilkent Otel’de bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, salona aynı anda yan yana girdi.

Tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Gazeteci Tuluhan Tekelioğlu’nun sunduğu programda, parti temsilcileri metni kısım kısım okumaya başladı.

Resim
  • Seçim barajı yüzde 3’e düşürülecek.
  • Milletvekili seçimlerinde yüzde 1 oy olan partiler Hazine yardımı alacak.
  • Temel hak ve özgürlüklerde kararname düzenlemesine izin verilmeyecek.
  • Cumhurbaşkanı’nın veto yetkisine son verilecek.
  • Meclis soruşturmalarında yeter sayısı düşürülecek.
  • Cumhurbaşkanı görev süresi 7 yıl olacak.
  • Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu’nun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacak.
  • Sulh Ceza hakimliklerinin görev, yetki ve iyşelişleri yeniden düzenlenecek.
  • Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının derhal uygulanması sağlanacak.
  • Hakimler ve Savcılar Kurulu kaldırılacak. İki ayrı kurul oluşturulacak.
  • Çoklu baro uygulamasına son verilecek.
  • Anayasa Mahkemesi üyelerinin en az 4’te 3’ünün hukukçu olması zorunlu tutulacak.
  • Sayıştay Anayasa’da yüksek mahkeme olarak düzenlenecek.
  • TRT ve Anadolu Ajansı bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandırılacak.
  • Medyada kartelleşmeyi önlemek için yasal tedbirler alınacak.
  • RTÜK’e yasal düzenlemeler yapılacak. Uyülür Meclis tarafından seçilecek.
  • Kamu İhali Kanunu yeniden düzenlenecek.
  • Yerel yönetimlere genel bütçeden verilen vergi gelirlerinin payı artırılacak.
  • Seçimle gelenin seçimle gitmesi güvence altına alınacak. Kayyum uygulamalarına son verilecek.
  • YÖK kaldırılacak.
  • Öğretim üyeleri rektörlerini kendi seçecek.
  • Siyasi Etik Kanunu hazırlanacak.

Muhalefetin üzerinde uzlaştığı metinde “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni sona erdirirken geçmişe dönmüyor, özgürlükçü ve çoğulcu yeni bir sisteme geçiyoruz” vurgusu yapıldı. Metinde, “Meclis’i güçlendirirken hükümeti zayıflatmama, hükûmeti güçlendirirken Meclis’i zayıflatmama kararlılığı içerisindeyiz” ifadelerine yer verildi.

Bilkent Otel’de düzenlenen törende, 5 Ekim 2021’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşmelere başlayan CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Demokrat Parti Ekonomik İşler Başkanı Bülent Şahinalp, Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün, İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem ve Saadet Partisi Seçim İşleri Başkanı Bülent Kaya Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in detaylarını açıkladı.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem yasama organının etkili ve katılımcı olduğu, yürütmede hesap verebilirlik ve istikrarın sağlandığı, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının tesis edildiği, temel hak ve özgürlüklerin herkes için güvence altına alındığı, düşüncelerin özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, kadın haklarının tam anlamıyla korunduğu özgürlükçü bir sistem olarak tasarlanıyor.

Seçim barajı yüzde 3’e düşürülecek

Yeni yönetim modeliyle beraber Türkiye’nin kuvvetler ayrılığına dayalı yeni bir sisteme geçmesi amaçlanıyor. Devletin temel organları ve demokratik hukuk devletinin güçlendirilmesi hedefleniyor.

TBMM’nin etkili ve katılımcı bir yapıya kavuşturulacağı yeni sistemde siyasi partiler ile seçim mevzuatının demokratikleştirilmesi, seçim barajının yüzde 3’e düşürülmesi ve yurt dışında yaşayan vatandaşlar için yeni bir seçim bölgesi oluşturulması öngörülüyor.

TBMM’nin iç işleyişine ilişkin yapılacak değişikliklerde katılımcılık esas alınıyor. Buna göre yeni bir İçtüzük hazırlanması planlanıyor. Ayrıca, yasama organının yürütme organını etkili şekilde denetleyebilmesi için Meclis’in denetim yetkileri genişletilip işlevselleştiriliyor.

Bu kapsamda, TBMM’ye Başbakan ve Bakanlar Kurulu hakkında gensoru verme yetkisi tanınıyor. Meclis soruşturması açılması için gereken yeter sayılar bu denetimi mümkün kılacak şekilde düşürülüyor. Bütçe hakkı etkili hale getiriliyor ve bütçe hakkının devredilmezliği tesis ediliyor.

Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de, Cumhurbaşkanının görev süresi 7 yıl olacak, tarafsızlığı sağlanacak ve varsa partisiyle ilişiği kesilecek. Yürütmeye dair icrai yetkiler, Meclis’e karşı siyasi sorumluluğu olan Başbakan ve Bakanlardan oluşan Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacak.

Hükûmetin öngörülen sürede kurulamaması halinde hükûmeti kurma görevi, milletvekili sayısıyla doğru orantılı olarak diğer siyasi partilere sırasıyla verilecek.

Hükûmete istikrar kazandırmak amacıyla yeni hükûmetin kurulması güvence altına alınmadan mevcut hükûmet düşürülemeyecek. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de ayrıca OHAL KHK’larına yer verilmeyecek.

AYM ve AİHM kararlarının uygulanması geciktirilemeyecek

Altı parti, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile uyumlu kararlar alınması ve bu mahkemeler tarafından verilen kararların uygulanmasını sağlayacak düzenlemeler yapılması konusunda da uzlaştı.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamak ve yargıda verimliliği artırmak amacıyla uzlaşılan noktalardan bazıları şöyle:

Hakimlik teminatını güçlendirerek, hakimlere coğrafi teminat güvencesi sağlanacak.

Hakimler ve Savcılar Kurulu kaldırılacak, yerine Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturulacak.

Savunma anayasal güvenceye kavuşturulacak, çoklu baro uygulamasına son verilecek.

Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkileri genişletilecek, etkili denetim için Mahkeme yeniden yapılandırılacak.

Yüksek Seçim Kurulu bir yüksek mahkeme olarak açıkça düzenlenecek; Kurul idari ve yargısal görevler bakımından ayrı iki daire şeklinde çalışacak.

Yeni sistemde temel haklar da etkili şekilde güvence altına alınacak

Mutabakat metninde ayrıca temel hak ve özgürlüklerin; dil, din, mezhep, ırk, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için güvenceye kavuşturulacağı hususu yer aldı.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de, ifade, toplantı ve gösteri yürüyüşü ile örgütlenme özgürlükleri üzerindeki baskılara son verilecek.

Kadın-erkek eşitliğini sağlamak ve korumak devlet politikası haline getirilecek.

Kız çocuklarının eğitim hakkı güvence altına alınacak.

Gazetecilere karşı ceza soruşturmasına gerekçe
yapılan mevzuat, Anayasa Mahkemesi ve
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
içtihatları çerçevesinde yeniden düzenlenecek.

Sosyal haklar ve devlet yardımları güçlendirilecek.

Çevre konusunda uzmanlaşmış yargıçların görev yapacağı ‘Çevre Mahkemeleri’ kurulacak.

Mülakat sistemi ve kayyum uygulamalarına son verilecek, YÖK kaldırılacak

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de kamu görevine alımlarda objektifliği sağlamak amacıyla kapsamlı bir değişikliğe gidilecek. Mülakat uygulamalarına son verilerek her kademede liyakat esas alınacak. Kamuya alımlarda, yazılı sınav sonuçları esas alınacak.

Yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarının arttırılacağı sistemde demokrasi ile bağdaşmayan kayyum uygulamalarına son verilecek.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) kaldırılacak. YÖK’ün yerine üniversiteler arası bir kurul oluşturulacak.

Merkez Bankası başta olmak üzere düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlığını zedeleyen düzenleme ve uygulamalara son verilecek.

Altı siyasi parti, son olarak siyasi makamların millete hizmetten başka bir amacının olmaması için Siyasi Etik Kanunu hazırlanmasında da uzlaştı.

Siyasi makamların millete hizmetten başka bir amacının olmaması için Siyasi Etik Kanunu çıkarılacak, TBMM bünyesinde Siyasi Etik Komisyonu kurulacak.

CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek:

Devletin tüm imkanları ‘evet’ kampanyası için seferber edilmiş, muhalefet partileri ile sivil toplum örgütlerinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakları bile kısıtlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükümet istemi neden yanlıştır? Bu sistem, yönetimde kişiselliğe ve keyfiliğe yol açmış; cumhurbaşkanına yasama, yürütme ve yargıyı güdümü altına almasını sağlayan çok geniş ve denetimsiz yetkiler tanıyarak otoriter bir yönetim yaratmıştır. Bizler, anayasal devlet anlayışımıza aykırı, demokratik hukuk devletini temelinden zedeleyen ve egemenliği şahsileştiren bu sisteme karşı çıkıyoruz.

Çünkü bu sistemde, Anayasa’daki tarafsızlık yeminine rağmen, parti genel başkanlığı ile devlet ve hükümet başkanlığı tek kişinin şahsında birleşmiş; partili cumhurbaşkanı, ülkenin sorunlarını daha da derinleştirmiştir. Meclis’in yasama yetkisi yürütme ile paylaşılırken, denetim yetkisi ise işlevsiz hale getirilmiştir. Yüce Meclis’in millet adına kullandığı devredilemez bütçe hakkı dahi ortadan kaldırılmıştır. Hakimler ve Savcılar Kurulu, cumhurbaşkanına tanınan doğrudan ve dolaylı atama yetkileriyle, yürütmenin vesayeti altına girmiş, partili cumhurbaşkanı bağımsız ve tarafsız yargıyı yok etmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin iktidarın baskı ve tehdidi altında olması ve üyelerinin neredeyse tamamının cumhurbaşkanı tarafından atanması, Yüksek Mahkeme’nin bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedelemiştir. Bu noktada özenle altını çizmek istediğimiz husus şudur ki bizler, geçmişin dar kalıplarını da reddediyoruz. Geçmişin tecrübelerinden istifade ederek, geçmiş uygulamaların ortaya çıkardığı demokrasi sorunlarına ve vesayetçi uygulamalara bir daha imkan vermeyecek yeni bir sistemi inşa etme kararlılığındayız.

Ülkemizin neden güçlendirilmiş parlamenter sisteme ihtiyacı var? Çünkü ülkemiz, cumhuriyet tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır.  Bu krizin en önemli sebebi, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı altındaki keyfî ve kural tanımaz sistemsizlik ve basiretsiz yönetimdir. Bizler, altı siyasi parti olarak, dünyanın ve ülkemizin demokrasi tecrübeleri ışığında; adaleti tesis etmek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir arada özgürce yaşamak, toplumsal huzuru ve barışı sağlamak, tüm vatandaşların insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini güvence altına almak, çoğulcu ve demokratik bir Türkiye’yi inşa etmek ve gelecek nesillere de bu değerleri miras bırakmak için bir araya geldik. Söz veriyoruz: Hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı esasına dayanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde, temel hak ve özgürlüklerin tamamını ve kurumsal kültürün hakimiyetini teminat altına alacağız.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem; düşüncelerin özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, kadın haklarının, çocuk haklarının, çevre haklarının tam anlamıyla korunduğu özgürlükçü bir sistemdir. Bu sistem, devletin tüm kurumlarının hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit mesafede olduğu çoğulcu bir sistemdir. Bu sistem, kamu yönetiminde eşitlik, tarafsızlık ve liyakat ilkelerinin esas alındığı, yolsuzlukla etkin mücadele edildiği, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlıklarının sağlandığı ve tabii ki üniversitelerin özgürleşeceği bir sistemdir. Güçlendirilmiş parlamenter sistem, şeffaf ve hesap verebilir bir sistemdir. Bu sistemde siyasi makamların millete hizmetten başka hiçbir amacı olmayacaktır. Bunun güvencesi de hazırlayacağımız Siyasi Etik Kanunu’dur. Sonuç olarak bizler, ortak idealimiz olan güçlendirilmiş parlamenter sistemi, milletimize ve gelecek nesillere barış ve huzur getirmesi inancıyla hayata geçirmeyi taahhüt ediyoruz.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu:

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile katılımcı, özgürlükçü ve çoğulcu demokrasinin gereklerine uygun, kuvvetler ayrılığı ilkesi ile etkin denge ve denetleme mekanizmalarına dayanan bir hükümet sistemi modeli amaçlıyoruz.  Hükümet sistemimizde, temsilde adalet ile yönetimde istikrar ilkelerini eşit şekilde esas almaktayız.

Meclis’i güçlendirirken hükümeti zayıflatmama, hükümeti güçlendirirken Meclis’i zayıflatmama kararlılığı içerisindeyiz. Bu amaçla; öncelikle ‘etkili ve katılımcı bir yasama’ organı öngörüyoruz. Bu kapsamda Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temsil yeteneği arttırılacak, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevleri etkili kılınacaktır. Böylece yasama organının daha demokratik ve daha etkili olması sağlanacaktır. Ayrıca Meclis İçtüzüğü’nde katılımcılık ön plana çıkarılacak, siyasi partiler kanununda yapılacak değişiklikle parti içi demokrasi ilkeleri tesis edilecektir.  Seçim kanunlarında yapılacak düzenlemelerle siyasette şeffaflık ve dürüstlük güvence altına alınacaktır.

Bu kapsamda ilk olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giden yolları demokratikleştireceğiz. Temsil gücünü arttırmak, temsilde adaleti ve çoğulcu demokrasiyi sağlamak amacıyla seçim barajını yüzde 3’e düşüreceğiz. Yurt dışında mukim 6 milyondan fazla vatandaşımızın Meclis’te temsilinin sağlanabilmesi için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız.  

Siyasi partiler ve seçim mevzuatını, Anayasamızda yer alan ‘Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur’ kuralı doğrultusunda ve özellikle parti içi demokrasinin güçlendirilmesi amacıyla yeniden düzenleyeceğiz. Ayrıca, siyasi partiler hakkındaki yasal mevzuat ve yaptırım hükümlerini Avrupa Konseyi standartları ışığında, çoğulcu demokrasinin güvencesini oluşturacak biçimde değiştireceğiz.

Siyasetin finansmanını şeffaflık, denetlenebilirlik ve seçim harcamalarının saydamlığı ilkeleri çerçevesinde ayrıntılı bir biçimde düzenleyeceğiz. Siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu tutacağız. Siyasi partiler arasında adil rekabet koşullarının sağlanması ve demokratik siyasi hayatın güçlendirilmesi amacıyla, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde en az yüzde 1 oy alan siyasi partiler hazine yardımından faydalanmaya hak kazanacaktır.

Yasama organının etkinleştirilmesi amacıyla ikinci olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde katılımcılığı arttıracağız. Yeni bir İçtüzük hazırlayarak yasama çalışmalarının katılımcı ve şeffaf şekilde yürütülmesini sağlayacağız. Komisyonların işleyişini, denetim mekanizmalarının etkinliğini ve muhalefetin söz hakkını demokrasinin gereklerine uygun şekilde düzenleyeceğiz. Ayrıca yasama bağışıklığına ilişkin olarak önemli iyileştirmeler yapacağız. Bu doğrultuda yasama sorumsuzluğunun kapsamını genişletip, yasama dokunulmazlığının istisnalarını açıkça düzenleyerek, belirsizliğe ve keyfiliğe son vereceğiz.

Üçüncü olarak, kanun yapım süreçlerini demokratikleştireceğiz. Demokrasinin özüyle bağdaşmayan torba kanun uygulamasına son vereceğiz. Bakanlar Kurulu’nun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini, yetki kanununa dayanması; Meclis tarafından konusu, sınırları ve süresi açıkça belirtilmesi şekliyle kabul ediyoruz. Ancak temel hak ve özgürlüklerin ise kararnamelerle düzenlenmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Cumhurbaşkanı’nın, Meclis’in yasama işlevini zayıflatan veto yetkisine son vereceğiz. Cumhurbaşkanı’nın kanun yapım süreçlerindeki yetkisini, yalnızca bir uyarı niteliği taşıyan geri gönderme yetkisi ile sınırlı tutacağız. Yasama komisyonlarının çalışma yöntemlerini işlevsel hale getirecek tedbirler alacağız.

Kanunların müzakeresinde ve metinlerin olgunlaşmasında komisyon aşamasına ağırlık verilmesini esas alacağız. Kanun yapım sürecinin daha nitelikli işletilmesi için ilgili sivil toplum ve meslek kuruluşlarının görüşlerine başvurulmasını sağlayacağız.

Dördüncü olarak, Meclis’in denetim yetkisini güçlendireceğiz. Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim için hükümete hesap sorulabilmesini sağlayacak araçları arttırıp var olan araçları da daha etkili kılacağız. Sözlü soru mekanizmasını güçlendirecek, muhataplarına cevap vermeleri için süre zorunluluğu getireceğiz. Yazılı soru önergelerine süresi içerisinde cevap verilmemesi halinde ilgili bakana yaptırım uygulanmasını sağlayacağız. Meclis’in denetim yetkisini etkin şekilde yerine getirebilmesi amacıyla Meclis soruşturması için gereken yeter sayıları düşüreceğiz. Hükümet, Başbakan ve Bakanlar hakkında gensoru verme yetkisini tanıyacağız. Bu hususta Hükümet ile Başbakan hakkındaki gensoruları, yapıcı, kurucu güvensizlik oyu şartına bağlayarak yürütmenin istikrarını güvence altına alacağız.

Son olarak, parlamentoların tarihsel bir kazanımı olan bütçe hakkının devredilmezliği ilkesini tesis edeceğiz. Vatandaşlarımızdan toplanan vergilerin nasıl harcandığının etkili şekilde denetlenebilmesi için Meclis’in bütçe hakkını, Meclis’in devredilemez bir yetkisi ve denetim aracı olarak düzenleyeceğiz. Meclis bünyesinde Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Kesin Hesap Komisyonu’nun Başkanı ana muhalefet partisinden olacak. Sayıştay raporlarının tamamının Kesin Hesap Komisyonu’na sunulmasını sağlayacağız.

Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp:

Cumhurbaşkanı ile Meclis’in görev sürelerinin ayrıştırılması amacıyla Cumhurbaşkanı’nın görev süresini 7 yıl olarak belirleyeceğiz. Bizler, Cumhurbaşkanı’nın hem toplumun farklı kesimleri hem de Meclis’teki partiler karşısındaki tarafsızlığını tam anlamıyla sağlayabilmesini amaçlıyoruz. Bu nedenle Cumhurbaşkanı’nın yalnızca bir dönem için seçilmesi kuralını getireceğiz.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Cumhurbaşkanlığı makamını, milletin ve devletin birliğini temsil eden, tarafsız bir makam olarak düzenleyeceğiz. Bu noktada altını çizmek istediğim husus şudur ki Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve görevi sona eren Cumhurbaşkanı aktif siyasette bir daha görev alamayacaktır.

Devletin başı sıfatını taşıyan Cumhurbaşkanlığı, temsilî görev ve yetkilere sahip bir makam olarak düzenlenecektir. Yürütmeye dair icrai yetkiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı siyasi sorumluluğu olan Başbakan ve bakanlardan oluşan Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacaktır. Cumhurbaşkanı’nın istisnai nitelikte tek başına yapabileceği işlemler ise Anayasa’da ayrıntılı olarak düzenlenecektir. Cumhurbaşkanı’nın icrai bir yetkiye sahip olamamasına uygun olarak görevi ile ilgili siyasi sorumsuzluğu esas alınacaktır. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın hukuki ve cezai sorumluluğuna ilişkin esaslar, Anayasa’da düzenlenerek yargılama makamı ve usulü açıkça belirtilecektir.

Başbakan, parlamenter sistem gelenek ve ilkelerine uygun olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından belirlenecektir. Başbakan’ın belirlenmesinde Cumhurbaşkanı, Meclis’te en çok milletvekiline sahip siyasi partiye hükümeti kurma görevini verecektir. Hükümetin Anayasa’da öngörülen sürede kurulamaması halinde bu görev, milletvekili sayısıyla doğru orantılı olarak diğer siyasi partilere sırasıyla verilecektir.

Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya ihtiyaç duyulduğu takdirde milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olan kişiler arasından Başbakan tarafından atanacaktır. Bakanlar Kurulu, Başbakanın başkanlığında toplanacaktır. Yetkide ve sorumlulukta paralellik ilkesi gereğince Başbakan ve Bakanlar Kurulu, Meclis’e karşı sorumlu olacaktır. Buna göre Başbakan ve bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı bireysel ve kolektif olarak sorumlu tutulacaktır. Hükümetin kurulmasını kolaylaştırmak amacıyla hükümetin kurulmasında basit çoğunluk, düşürülmesinde ise Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğu esas alınacaktır.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de, hükümete istikrar kazandırmak amacıyla gensoru ile yapıcı güvensizlik oyu birleştirilecektir. Hükümetin düşürülmesi, yeni hükümetin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üye tam sayısının salt çoğunluğuyla seçilmesi şartına bağlı olacaktır. Böylece bir yandan hükümetin düşürülmesi zorlaştırılırken diğer yandan olası hükümet krizleri de önlenecektir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de, yeni hükümetin kurulması güvence altına alınmadan mevcut hükümet düşürülemeyecektir.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Cumhurbaşkanı’nın ya da Bakanlar Kurulu’nun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacaktır. Olağanüstü hal ilan etme yetkisi, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na ait olacaktır. Bu yetki, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayına tabi tutulacaktır.

Olağanüstü hal rejiminin istisnai niteliğinin bir gereği olarak OHAL için öngörülen süreler kısaltılacaktır. Olağanüstü hal rejiminin keyfi bir yönetime dönüşmesine engel olmak amacıyla olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerine hukuk sistemimizde yer verilmeyecektir. Bu kapsamda, olağanüstü halin hukuk devletinin güvenceleri çerçevesinde sürdürülmesini sağlamak üzere, Olağanüstü Hal Kanunu’nda gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün:

Hâkimlik ile savcılık mesleklerini, tam bağımsızlık için birbirinden ayıracağız. Hâkimlerin idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığı’na bağlı olduğuna ilişkin Anayasa hükmünü kaldıracağız. Hâkim ve savcıların mesleğe kabullerinde ve yükselmelerinde objektif kriterleri esas alacağız. Sulh ceza hakimliklerinin görev, yetki ve işleyişlerini hukuk devletinin gereklerine göre yeniden düzenleyeceğiz. Tutuklamanın istisna olması ilkesinin titizlikle uygulanması için gerekli tedbirleri alacağız. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile uyumlu kararlar alınmasını ve bu mahkemeler tarafından verilen kararların derhal uygulanmasını sağlayacak düzenlemeler yapacağız.Hâkimlerin terfilerinde, verdikleri kararların Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla uyumunu temel ölçütlerden biri olarak kabul edeceğiz. Görevini kötüye kullanmak suretiyle Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararına sebep olup devleti tazminata mahkûm ettiren ve zarara uğratan hâkimlere ve savcılara bu tazminat ve zararın rücu ettirilmesini sağlayacağız.

Hâkimlik mesleği ile savcılık mesleğini birbirinden ayıracağız. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu kaldıracak, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturacağız. Çoğulculuğun, hesap verebilirliğin ve demokratik meşruiyetin sağlanması için yüksek yargı kurullarında üyelerin yarısının, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından üçte iki nitelikli çoğunlukla seçilmesini sağlayacağız. Üyelerin diğer yarısı ise Yargıtay, Danıştay, Türkiye Barolar Birliği, adli ve idari yargı birinci sınıf hakim ve savcılar tarafından, kendi mensupları arasından doğrudan seçilecektir. Bağımsızlık ilkesinin güçlendirilmesi için Adalet Bakanı ve Müsteşarı, Hakimler Kurulu’nda yer almayacaktır. Yüksek yargı kurullarının disiplin kararları da yargı denetimine açık hale getirilecektir.

Avukatlık mesleğinin bağımsız ve özgür bir şekilde icra edilmesi için gerekli tedbirleri alacağız. Yargının kurucu unsuru olan savunmayı anayasal güvenceye kavuşturacağız. Çok tartışılan, ayrıştırmaya neden olan ‘çoklu baro’ uygulamasına son vereceğiz. Baro ve Türkiye Barolar Birliği seçimlerinde temsilde adalet ilkesini esas alacağız.

Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkileri genişletilerek güçlü ve etkili denetim için Mahkeme’yi yeniden yapılandıracağız. Temel hak ve özgürlüklerin daha güçlü şekilde korunabilmesi için bireysel başvurunun kapsamını, konu ve başvurulabilecek haklar bakımından genişleteceğiz. Yine Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açabileceklerin kapsamını da genişleteceğiz. Anayasa Mahkemesi’nin üyelerinin en az dörtte üçünün hukukçu olmasını zorunlu tutacağız.

Yüksek Seçim Kurulu’nu Anayasa’da yargı bölümü içerisinde bir yüksek mahkeme olarak düzenleyecek ve kurulun niteliğini açıklığa kavuşturacağız. Yüksek Seçim Kurulu, idari ve yargısal görevleri bakımından iki daireye ayrılacaktır: Yargısal görevi olan kurul bir yüksek yargı organı olarak çalışacak, idari görevi olan kurulun aldığı kararları itiraz halinde denetleyecektir.

Sayıştay’ı Anayasa’da bir yüksek mahkeme olarak düzenleyeceğiz. Sayıştay’ın kuruluş ve işleyişine ilişkin esasları anayasal güvenceye kavuşturacağız. Hesap verebilir ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla Sayıştay denetiminin kapsamını, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsayacak şekilde genişleteceğiz. Böylece güçlü, bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşumunu hep birlikte sağlayacağız.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz