Hasan Mesut Önder CIA’nin işkence yaptığını ifşa eden ajan John Kiriakou ile görüştü: “İntikam duygusuyla hareket edildi”

0

John Kiriakou 1990’dan Mart 2004’e kadar, önce analist, sonra da terörle mücadele operasyonları görevlisi olarak 14 yıl CIA’de görev yaptı. Kariyerinin büyük bölümünü Irak ve Basra Körfezi üzerinde çalışarak geçirdi ve iki yıldan fazla bir süre Arap Yarımadası’nda yaşadı. Atina’da görevli iken sol hareketleri izledi. 11 Eylül saldırılarının ardından Pakistan’da terörle mücadele operasyonlarının şefi oldu. Kiriakou pek alışılmamış bir şey yaptı ve CIA’nın güçlendirilmiş sorgu programının işkence olduğunu ifşa etti, bu yüzden bir süre hapiste yattı.

Yunan kökenli bir Amerikalı olan Kiriakou ile CIA’nın sorgu programını, kaynak yönetimini ve Ortadoğu’yu konuştuk.

CIA, istihbarat ve işkence

Hasan Mesut Önder (HMÖ)- CIA’nın güçlendirilmiş sorgulama tekniklerinin işkence olduğunu açıkladığınızdan dolayı bir süre hapis yattınız. Bu programın CIA’deki mimarı kimdi ve mevcut CIA direktörü Gina Haspel’in bu olaylardaki rolü nedir?

John Kiriakou (JK)- İşkence programının mimarları Mitchell ve Jessen adında iki sözleşmeli psikologdur. Ancak program, CIA’nin Terörle Mücadele Merkezi Müdürü Jose Rodriguez tarafından denetlendi ve CIA başkanı George Tenet tarafından onaylandı.

HMÖ- Sağlıklı işleyen istihbarat sistemlerinde işkence ve baskı doğru bir yöntem değildir. Çünkü doğru soruyu soracak kadar bir konuya hâkim değilseniz, uygun cevabı almanız mümkün değildir. CIA’nın güçlendirilmiş sorgu programı militanlardan intikam almak için geliştirilmiş bir yöntem olabileceğini düşündürüyor. Bu bağlamda CIA’nın 7. katındaki yöneticilerin ve işkence programında yer alan isimlerin psikolojik profilleri hakkında neler söylersiniz?

JK- Ben bir psikolog değilim, ancak işkence programının arkasındaki unsurlardan birinin intikam duygusu olduğunu yıllarca savundum. Hatırlarsınız ki, 11 Eylül saldırıları Amerikan tarihindeki en büyük istihbarat başarısızlığıydı. O gün, iki bin Amerikalı öldürüldü. CIA’deki herkes intikam almak istedi. Öte yandan bazı CIA memurları işkence programını mahkûmlardan bilgi toplamak için de kullandı, ama birçok CIA görevlisi, güçlendirilmiş sorgu programını kullanarak mahkûmlara zarar vermek istedi.

HMÖ- İşgaller, işkenceler ve ABD’nin bölge politikaları,  CIA’nın, terör örgütleri içinde veya hedef aldığınız organizasyonlarda, nitelikli insan kaynağı yaratma çabalarınızı nasıl etkiledi? Yani Amerika’dan nefret eden insanları nasıl ikna ediyordunuz, bu konu hakkında neler söylersiniz?

JK- İşkence programının, kaynakları işe alma kapasitemizi etkilemediğini söyleyebilirim. Çoğu insan, ideolojik motifle değil para karşılığında CIA’ye çalıştı. Halid Şeyh Muhammed ve Abu Zubaydah gibi insanlar için büyük paralar ödedik. Bu asla durmadı.

HMÖ- Arap baharı sürecinde ABD’nin desteklediği ve bölgedeki demokratik dönüşümün karşısında yer alan “laik ve anti demokratik elitler”, ABD’nin ulusal çıkarlarına nasıl hizmet ediyor veya edecek?

JK- Buradaki varsayımınıza katılmıyorum. ABD’nin, Arap Baharı’na yaklaşımı çok pragmatikti. ABD; Mısır, Suriye, Tunus, Cezayir ve Libya’daki demokratik güçleri destekledi ve ardından Mısır’da taraf değiştirdi. ABD, Bahreyn’deki sokak hareketine karşı çıktı. Sadece ABD değil, her ülke kendi ulusal çıkarlarına göre hareket eder.

ABD’nin Türkiye politikası

HMÖ- Türkiye’de demokratik ve şeffaf bir seçimle iktidara gelen bir parti var… ABD’nin mevcut Türk hükümetine bakışı ve ülkemizin ABD’ dış politikasındaki önemi ile ilgili neler söylersiniz? Ayrıca Türk kamuoyunda, ABD’nin 15 Temmuz 2016‘da İslami motife sahip ve devletin bütün kademelerine sızmış bir terör örgütü üzerinden Türkiye’de iktidarı devirmeye yönelik girişimleri olduğuna yönelik güçlü bir algı var. Hatta CIA içinde bir klikin bu darbede rol aldığı söyleniyor. Bu isimlerden biri de CIA eski ajanı Graham Fuller…  Bu hususlar hakkında neler söylersiniz?

JK- Bağışlayın beni, ama bence bu saçma bir iddia. Graham  Fuller, 1990’ların ortasında CIA’den ayrıldı. O, CIA’de bir grubun parçası değil. O, ne kadar darbeci ise ben de o kadar darbeciyim. ABD kamuoyunda, Türk hükümetinin anti-demokratik eğilimler ve insan hakları konusunda zayıf bir sicile sahip olduğuna dair güçlü bir algı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan Washington’a geldiğinde, korumalarının Washington’daki Türk Büyükelçiliğinin önündeki göstericileri acımasızca dövmesi, Amerikan kamuoyundaki olumsuz algının değişmesine yardım etmedi.

HMÖ- Spekülatif bir soru sormak istiyorum: Sizce Arap baharı neticesinde bölgede demokratik dönüşüm yaşansaydı, bu yeni hükümetlerin Türkiye ile ilişkileri nasıl olurdu? Bazı analistlerin Türkiye’deki İslamcı aktörlerin tecrübesinin bölgedeki dönüşüm umutlarını tetiklediğine yönelik ve Türkiye’nin model ülke olduğu değerlendirmeleri var. Bu iki husus hakkında neler söylersiniz?

JK- ABD ile Türkiye arasında çok uzun ve iyi bir ilişki vardı. Amerikalıların, Türk halkının neden Amerikalıları sevmediğini ve Türklerin neden hükümetlerini devirmeye çalıştığımıza inandıklarını anlamaları zor. Hiçbir şey gerçeklerden uzak olamaz. ABD ve Türkiye her zaman İslamcılık tehlikesi hakkında ortak bir anlayışa sahip olacaklardır. Radikal İslamcılığın, özellikle Avrupa’ya yayılma tehlikesinin geçtiğinden emin olana kadar birlikte çalışmaya devam etmeliyiz.

HMÖ- Türkiye’nin jeopolitik konumu göz önünde bulundurulduğunda Türk- Amerikan ilişkilerinin seyri nasıl olmalıdır? Amerikan derin devletinin, Türkiye’ye karşı, Türkiye’nin düşman olarak gördüğü PKK-PYD gibi örgütleri desteklemesini nasıl yorumlarsınız? Ek olarak Pantagon’un Türkiye’ye bakışı ile CIA’nın Türkiye’ye bakışı arasında bir fark var mı? Eğer fark varsa Türkiye’ye karşı oluşturulan politikalardan hangi kurumların ağırlığı daha fazla?

JK- ABD Derin devletinin PKK ve PYD’yi desteklemediğini ve asla böyle bir gündeme sahip olmadığını kesin olarak söyleyebilirim. Yunanistan’daki CIA istasyonunda görev yaparken  asıl işlerimden biri, PKK’nın Yunanistan’daki faaliyetlerine karşı Türk hükümeti ile işbirliği yapmaktı.

HMÖ- İnsan istihbaratında yönetici ile kaynak arasındaki ilişki nasıl olmalıdır? Yönetici, kaynak tarafından ihanete uğramaması için ilişkinin nasıl kurgulanması gerekiyor.  2010 yılında CIA’nın kullandığı El Kaide içinde bir kaynak, intihar saldırısı düzenleyerek Afganistan’da 7 CIA görevlisinin ölmesine neden olmuştu. Güvenilmez kaynaklar ve çift taraflı ajanların yönetilmesi ilgili süreçlerin nasıl işlediği ile ilgili kısaca bilgi verebilir misiniz?

JK- Tüm kaynaklar ve potansiyel kaynaklar, operasyonel testler, yalan makinesi testi ve diğer yöntemler kullanılarak yoğun şekilde incelenmelidir. Değindiğin hikâye, eski meslektaşlarımın birçoğunun ölümüyle sonuçlanan Khost felaketidir. Bu olay, üssün başına uygun güvenlik eğitimi verilmeden görevlendirilen deneyimsiz bir memurun hatasının sonucudur. Asla tekrarlanmaması gereken kritik bir hataydı. CIA için zor ve değerli bir dersti.

Radikalleşme nasıl oluyor?

HMÖ- İslam coğrafyasında, bir bireyin sıradan bir kişiden bir katile dönüşmesine neden olan dinamikler hakkında neler söylersiniz? Bu coğrafyada insanlar nasıl radikalleşiyor, radikalleşmenin psiko-sosyal boyutu hakkında neler söylersiniz?

JK- Bu konuda çok düşündüm. Kişisel deneyimimden hareketle ve 40’tan fazla El Kaide mahkûmunu sorgulayan biri olarak şunu söyleyebilirim ki, karşılaştığım militanların neredeyse hiçbirinin ABD ile özel bir sorunu yoktu. Ancak, bu insanlar fakirdiler, okuma yazma bilmiyorlardı ve meslek eğitimi almamışlardı. Bence terörizm, eğitim, meslek eğitimi ve kamu işleri projeleri ile ele alınabilir.

HMÖ- Bir toplayıcı istihbarat görevlisinin veriyi ideolojikleştirmesi ve ayrıntıları kaçırma durumuna karşı neler yapılmalıdır? Ek olarak iyi bir haber ağı nasıl oluşturulur, haber ağının rakip servisler ve hedefler tarafından tespit edilememesi için alınan önlemler ve uygulanan prosedürler nelerdir?

JK- Bu konuda yorum yapmaya iznim yok.

CIA’nin istihbarat toplama teknikleri

HMÖ- Bir istihbarat servisinin Ortadoğu gibi sorunlu bir alanda karar vericiler açısından etkili ve doğru istihbarat üretimi yapabilmesi için, sahadan başlayıp karar vericiye kadar giden süreç, size göre nasıl olmalıdır? İhtiyaçların belirlenmesi ve toplama planı, toplama süreçleri ve toplayıcının özellikleri, analiz süreci ve analiz ekibinin özelliklerinin nasıl olması gerektiği hususu hakkında neler söylersiniz?

 

JK- CIA’nin son 70 yıldır uyguladığı gibi denenmiş ve doğru yöntemleri var. İlk olarak, her CIA ajanı hedeflerden sırlarını çalmak için casusları işe almak zorundadır. İkincisi, CIA diğer ülkelerin istihbarat servisleriyle yakın ilişkiler kurmalıdır. Üçüncüsü, ABD hükümetinin de açık kaynak ve elektronik istihbarat toplaması gerekir. Sadece bu şekilde CIA analistleri politika yapıcılarımıza tam bir resim sunabiliyor.

Bu röportajın İngilizce metni için

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz