Hayat, bir emrin var mı

0
Latest posts by Şükrü Gülmüş (see all)

Baba, anne, dördü erkek, bir de kız, yedi kişilik bir aileydik.

Babamın babası (dedem) Mele Mihemed. İmamdı. Yatalakken gördüm.

O haliyle bile namazını aksatmazdı.

Anamın babası: Hacı Hüseyin (dedem) kendi başına buyruktu.

Dinden imandan, namazdan, niyazdan anlamazdı.

Ninem ona bir kızı ve bir oğlunu bırakarak aynı köyden Hüseyin yerine Hasan almıştı.

Anam; demle büyüdüğünden ona çekmişti. Din, iman diyanet bilmezdi.

Babam İbrahim dört yıllık seferberlikten dönünce, karısı Fatma’yı ve iki çocuğunu yitirmişti.

Askerlikten biriktirdiği 50 lirayla komşusunun kızı bir başka Fatma’yı almış, şehre (Êlih) Batman’a gitmiş ve ‘’Ben ustayım. Duvar ustasıyım’’ demiş ve usta olmuştu.

Beni, kardeşim Alaattin’i anamın kucağındaki bacımız Mehdiye’yi arkasına katıp Batman’a getirmişti.

Bir büyük abim Sabri onun yanında amele olmuştu. Sonra Manav Mehmet Şah’ın yanında çalışarak ondan Nurculuğu kapmıştı.

Biz de, yani ailemizde birkaç akım vardı.

Baba Nakşibendi. Menzil tarikatı.

Abi Nurcu.

Anam ‘’Allah Allah mandallah’’ nasıl estiyse..

Hatırınca gelince namaz kılardı.

Ama Ramazan’da mutlaka oruç tutardı.

Geriye kim kaldı?

Ben, bir küçüğüm Alaattin, Mehdiye ve Batman doğumlu Abdullah…

Olup biteni izliyordum.

Babam bir var bir yoktu.

Altı ay boşta gezer. Altı ay Şêx’inin yanındaydı.

Abim biraz da boşluktan Mehmet Şah’a ve onun Nurculuğuna tutunmuştu.

Anam ise babası gibi başına buyruk. Evliyavari bir deli divane.

Onun ipiyle kuyuya inilmezdi. Onun Hasankeyfli din hocasına da savurdum küfürümü.

Ve okumaya karar verdim. Daha doğrusu abimin okumamasının yarattığı eziklikle beni okula yazdırdı.

Okula yazdırdı yazdırmasına ama en çok kızan babam oldu.

‘’Kemal’in okuluna gitti. Bu oğlan iflah olmaz. Bêdin olur’’ dedi ve öyle de oldu.

Okul okudukça ve öğrendikçe dinden uzaklaştım.

İlk, orta derken öğretmen okuluna gidince dini boş vitese aldım.

Hayata ve doğaya, bilime ilme önem verdim.

Onun içinde önce Devrimci oldum.

Sonra devrimcilik içinde ulusal kimliğimi keşfettim.

Ben kimim? Demeye başladım.

‘’Bene bax’’ diyen ve Kürdlüğünü inkar eden bir adam.

İşte ben KİMİM? 

Beni çok farklı mecraya taşıdı.

Kendi göbeğimi kendim kestim.

Bu nedenle bendeki kimliklerde DİN bir boşluktu.

Ve doğrusu o kadar da önemsemedim.

Şimdi bana sorsalar, ‘’Dinin ne?’’

Onlara gönül rahatlığıyla ‘’Cibranistim’’ diyorum.

‘Yüce Yaradan’a evet ama ona gitmek için hiçbir rehbere, peygambere ihtiyacım yok’ diyorum.

Böylece ailemizde ben bir dini ve inançsal bir Milad oldum.

Benden sonraki kardeşlerim de bana uydu.

Onun için de en erken onlar gitti.

Alaattin 26, Abdullah 31 yaşında gitti.

Bir ben bir bacım Mehdiye kaldık geriye.

Anam, babam ve abim için dini vecibeleri bacım yerine getiriyor.

Bana da kalan ve benden önce giden iki kardeşimin adına yaşıyorum.

X

Sabri abim bir ara Diyarbakır Zindanı’nda ziyaretime geldi.

O zaman biz bir aylık Açlık Grevindeydik.

Bana şunu dedi: ’Ya dışarda bir gün oruç tutmuyorsun. Şimdi bir ay Açlık Grevindesin. Bu nasıl oluyor? Kafam karıştı’demişti bana. Ona ‘Abi yalnız senin değil, benim de bir inancım var. Ve benim inancım arkadaşlarıma verdiğim sözdür. Üstümüzde bu baskılar kalkmadıkça asla bu sözümüzden dönmeyiz’’ dedim.

Hayret etti ve en son ‘’Bu kadar imanlı ve karalcısın, dinin için, imanın için bir de namaz kılsaydın. Evliya olurdun. Hepimiz müridin olurduk’’ dedi.

Gerek yok ben senin otuz günlük orucunu bir seferde tutuyorum. Var sen evliya ol. Ben bir hak ve adalet savaşçısıyım.

Bu dünyada savaşıyorum.

Öbür dünyadan bunun hesabını sorarlar benden. Ama belki senden sormazlar.

Boynunu büktü ve gitti.

Onu son görüşümdü belki de.

Belli mi olur?

Hayat bu. 

Bir emrin var mı?

31 Mart 2022

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz