HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Kapatma davası siyasi bir intikam davasıdır

0

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Meclis Grup Toplantısında konuştu. “Kaybetme korkusuyla herkesi hedef alan, yaptığı hukuksuzluklarla artık meşruiyet sınırlarının dışına çıkan, pusulasını ve siyasi aklını kaybetmiş kontrol dışı bir saray iktidarının varlığını herkesin görmesi gerekir.” diyen Buldan, şunları söyledi:

“Kapatma davası kararını, iki yıl önce büyükşehir belediyelerini kaybettikleri 31 Mart seçimi akşamı verdiler. 23 Haziran akşamı da kapatma davasını planlayarak, takvime bağlayarak düğmeye bastılar. Bu bu nedenle bu dava siyasi bir intikam davasıdır. HDP öyle sandığınız gibi kolay bir lokma değildir. Boğazınızda kalır, düğümlenir ve tıkanırsınız! Kapatma davasıyla HDP’den koparabileceğiniz tek parça olsa olsa HDP’nin tabelası olabilir. Onu da alamazsınız çünkü tabelamızı bile size vermeyeceğiz!”

Buldan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle: Faşizm kuşatmasının bir diğer hedefi kadınlardır. Tek adamın bir gece yarısı kararı ile milyonlarca kadının hayatını ilgilendiren İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı. Bu sözleşme kadınların yıllarca dişiyle tırnağıyla elde ettikleri bir kazanımdır. 3-5 oy fazla alabilir miyiz diye verilen bu karar erkek şiddetine karşı mücadeleden ve taahhütten çekilmektir. İktidarlarının devamı için milyonlarca kadını, LGBTİ+’ları, çocukları ölümle yüz yüze bırakmaktır. Erkek yargıyı cesaretlendirmektir. Bu karardan sonra 2 kadın, üstelik biri hamile, diğeri 5 yaşındaki çocuğunun gözü önünde hunharca katledildi. 2 kadın korunma talebinde bulunmuş olmasına rağmen devlet erkek şiddetini durduramayarak görevini yerine getirmedi. İşte sizin eseriniz budur.

ÇEKİLMENİZ GEREKEN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ DEĞİL OTURDUĞUNUZ KOLTUK: Kadına yönelik her türlü erkek şiddetinde failin biri cinayeti işleyense diğeri de İstanbul Sözleşmesi’ni ortadan kaldıran zihniyettir. İktidar bundan sonra her kadın cinayetinin suç ortağıdır, faili ve sorumlusudur. Bu kararı kadınlar olarak tanımıyoruz, mücadele ile kazanılan haklarımızın ortadan kaldırılmasına izin vermeyeceğiz. Kadın hakları ve kazanımları bir bütündür. Kadınların bu mücadele sözleşmesi günü geldiğinde bu erkek, tekçi iktidarı feshedecek. Tarihin çöplüğüne kadınlar gösterecek. Sizin çekilmeniz gereken İstanbul Sözleşmesi değil oturduğunuz koltuktur. Tek yapmanız gereken iktidardan çekilip gitmektir. Ya çekilir giderseniz ya da kadınlar bu erkek saltanatınızı bitirerek sizi gönderecek. Bizden söylemesi.

SARAYI VE AKP’Yİ PARALEL MERKEZ BANKASI YAPTILAR: Son günlerde sosyal medyaya yansıdı, o görüntüler halkı nasıl yoksullaştırdıklarının belgesidir. Görünen buzdağının bir tarafıdır. Çürüme daha derinlerdedir. Gençler işsizlikten kırılırken KHK’li doçent çalıştığı inşaatta vincin altında can verirken, cebinde 1 lirası olmayan öğrenci intihar ederken AKP ve yandaş azınlıkları korkunç bir zenginlik içerisinde yaşamakta.  AKP’nin bir büro elemanı milyoner, ihale zengini oluyorsa, tepedekilerin zenginliğini varın siz düşünün. Sarayı ve AKP’yi adeta paralel Merkez Bankası yaptılar. Halkın parasını buralara aktardılar ve yandaşlarına dağıttılar. Devam ediyorlar. Yoksullaşmanın en büyük nedeni bu çürümedir. Üstüne üstük, ekmek parasını bulamayan insanlarla alay eder gibi yastık altındakileri bankalara getirin diyen AKP Genel Başkanı’dır.

AKP-MHP İKTİDARI SÜRDÜKÇE HİÇ KİMSE GÜVENDE DEĞİL: Biliyoruz bir kaybetme korkusu var ve bu korkuyla herkesi hedef alan, hukuksuzlukta pik yapan, pusulasını ve siyasi aklını kaybetmiş bir saray iktidarının varlığı en büyük kriz nedenidir. AKP-MHP iktidarı sürdükçe bu ülkede hiç kimse güvende değildir. Bu kriz düzeni ekonomik krizden cinskırıma varana kadar toplumsal, siyasi ve iktisadi alanda yaşanan sorunları her gün derinleştiriyor. Anayasayı ve yasaları rafa kaldırdılar, örneklerini her gün görüyor ve yaşıyoruz. Kararlar artık Anayasa ve yasaya göre değil Tek Adam’ın iki dudağı arasından çıkacak fermana göre alınmaktadır. Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan muhalefeti dinleme ve ortak akıl oluşturma yerine muhalefete savaş açmış durumdalar.

ÜLKE BATMIŞ BUNLARIN UMURUNDA DEĞİL: 28 Şubatçılar gibi herkesi fişlediler. Bugün büyük bir olasılıkla Meclis Genel Kurulu’na getirdikleri ya da getirecekleri yeni güvenlik soruşturması yasası bir fişleme yasasıdır ve kamuya yönelik büyük bir tasfiyenin hazırlığıdır. Halkın, kamunun ekonomik kaynaklarını tükettiler, insanları işsiz, çaresiz sofraları ekmeksiz ve aşsız bıraktılar. Halkın vergilerini iktidarlarının beka savaşına harcadılar. Bütün plan ve politikaları kendilerini kurtarmak, iktidardan düşmemek içindir. Ülke batmış, halk perişan bunların umurunda bile değil. Bu iktidarın ekonomiden adalete, işsizlikten yoksulluğa varıncaya kadar hiçbir meselede tek bir çözüm politikası yoktur.

ÇÖZÜMLERİ HALKI EVE, SİYASETİ HDP’YE KAPATMAK: Buldukları çözüm HDP’ye ve hak arayan herkese karşı adaletsizliği daha fazla büyütmek olmuştur. Aşı yok, pandemi her gün can almaya devam etmekte, buldukları çözüm, halkı eve siyaseti HDP’ye kapatmak oldu. Günde en az iki kadın katledilmektedir. Çözümleri ise erkek şiddeti ile mücadele olan İstanbul Sözleşmesi’nden kaçmaktır, çıkmaktır. İşkence, çıplak arama, insan hakları ihlalleri ayyuka çıkmıştır buldukları çözüm insan hakları mücadelesi veren Ömer Faruk Gergerlioğlu arkadaşımızın vekilliğini düşürmek, sabah namazında hukuksuzca ve saygısızca gözaltına almak olmuştur. Tek icraatları huzur ve refah isteyen halka umudun, demokrasi isteyenlere siyasetin, adalet talep edenlere adaletin yolunu kapatmak olmuştur. Demokrasi mücadelesi veren bizlere düşen ise bize kapatmaya çalıştıkları yolları birer birer açmak ve bu yolda hızlı adımlarla yürümektir. Bunu da mutlaka başaracağız.

KAPATMA DAVASI KARARI 31 MART AKŞAMI ALINDI: Çok net söylüyorum. Kapatma davası kararını büyükşehir belediyelerini kaybettikleri 31 Mart akşamı verdiler. Açılan dava siyasi bir intikam davasıdır.  Halka ve halkın iradesine karşı bir kumpas davasıdır. Davanın talimatını veren Saray’ın iki ortağıdır. Küçük ortak davanın savcısı, büyük ortak davanın başsavcısıdır. Her şey çok açık ve net. AKP-MHP ikilisi seçim kazanmak ve kendi partilerini açık tutabilmek için HDP’yi kapatmak istemekte. Bunun başka bir adı yoktur.

GÜCÜNÜZ YETMEYECEK: Saray’da bize karşı kurtlar sofrası kurdular, bu sofrada HDP’yi bitirmeyi planlıyorlar. HDP öyle sandığınız gibi kolay bir lokma değildir. Boğazınızda kalır, düğümlenir ve tıkanırsınız. Kapatma davası ile sizin HDP’den koparacağınız tek parça olsa olsa HDP’nin bir tabelası olabilir onu da alamazsınız çünkü tabelamızı bile size vermeyeceğiz, kaptırmayacağız. HDP‘nin mücadele kararlılığını ortadan kaldırmaya gücünüz yetmeyecek. Nevroz fotoğraflarına bir kez daha bakın. Halk ‘benim irademi durduramazsın’ dedi. Bu davanın sonucunda en büyük kaybeden sizin iktidarınız olacak. Asla pes etmeyeceğiz, geri adım atmayacağız. Halklarımıza sözümüz var yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Türkiye halklarını HDP’siz bırakmayacağız.

HUKUK DEVLETİ İMRALI’NIN KIYISINDA BİTİYOR MU: Toplum olarak yaşadığımız kuşatmanın bir diğer ayağı ise İmralı’ya yönelik ağırlaştırılmış tecrit hukuksuzluğudur. Devlet kendi hukukunu İmralı’da yok saymaktadır. Son 10 yılda İmralı’ya yapılan 951 avukat başvurusundan sadece 5’ine 375 aile başvurusundan ise sadece 26’sına cevap verildi. En insani talep olan aile görüşü ve insani talep olan avukat görüşü keyfi olarak engellenmektedir. Anayasa’da yazılı olan hukuk devletinin sınırları İmralı’nın kıyısında bitiyor mu? Milyonları ilgilendiren bir konuda böylesi bir ciddiyetsizlik ve keyfiyet kabul edilemez… Çözüm arayışına tecritle karşılık vermek ne sorunun kendisini ortadan kaldırır ne çözüm taleplerini erteler. Açlık grevleri bugün 124. günündedir. Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu da bu meseleyi acil olarak gündeme almalıdır. CPT’yi (Avrupa Konseyi İşkenceye Karşı Komite) de tecrit konusunda daha etkili bir tutum almaya davet ediyoruz.

Öte yandan 28-29 Mart’ta gerçekleştirilen HDP Parti Meclisi toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesi şöyle:

1.HALK SİYASİ İRADESİNE VE GELECEĞİNE SAHİP ÇIKIYOR

Kapatma davasının açılmasının ardından gerçekleşen 21 Mart Newroz kutlamalarında, halk partisine ve siyasi iradesine çok güçlü ve kararlı bir şekilde sahip çıkmıştır. Görkemli Newroz kutlamalarında alanlara çıkan milyonlar, demokrasi, adalet, barış ve özgürlük taleplerini; aynı zamanda İmralı’da sayın Öcalan’a yönelik sürdürülen ağır tecridin sonlandırılması isteklerini büyük bir inançla haykırarak, Kürt halkının ve Türkiye demokrasi güçlerinin kararlılığını ortaya koymuş, iktidara ve muhalefete açık ve net mesajlar vermişlerdir. Bugün ve gelecek açısından hepimize umut veren, Newroz alanlarına bütün enerjilerini, heyecanlarını ve yüksek morallerini alarak gelen ve özgürlük taleplerini en yüksek şekilde dile getiren gençlerin ve kadınların büyük katılımı olmuştur.

2.BU BASİT BİR KAPATMA DAVASI DEĞİL, KAPSAMLI BİR TASFİYE OPERASYONUDUR

Partimize karşı açılan kapatma davası, mirasçısı olduğumuz partilere geçmişte açılan davalardan farklı özelikler taşımaktadır. Bu ağır saldırı, her şeyden önce Kürt siyasi hareketini demokratik siyasetten tasfiye etme planının bir parçasıdır. Kapatma davası ile bir yandan geleneksel Kürt inkarının devamını sağlamanın, diğer yandan ise Saray rejiminin ve faşizmin kurumsallaşmasının son adımları atılmaktadır. Kapatma davası, bu iktidarın Kürt düşmanlığının ve kayyım siyasetinin devamıdır. Bu bir hukuk davası değil siyasi bir davadır.

Kapatma davası aynı zamanda HDP’de somutlaşan Kürt siyasi hareketi ile Türkiye emek, barış ve demokrasi güçlerinin oluşturduğu, Kürt meselesi başta olmak üzere ülkenin demokrasi, emek, ekoloji ve inanç özgürlüğü alanlarındaki ortak mücadelesine yöneltilen ağır bir saldırıdır. Bu dava, eşitlik ve adalet isteyen herkese yönelik ağır bir saldırıdır. Ortak vatan demokratik cumhuriyet hedefine, ortak yaşam anlayışına yönelik ağır bir saldırıdır.

Politikalarıyla ve örgütlenmesiyle bir kadın partisi olan HDP’ye yönelik tasfiye saldırısı, aynı zamanda kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine, kazanımlarına ve iradesine yöneltilmiş bir darbedir. Partimize kapatma davası açan ve İstanbul Sözleşmesi’nden hukuku da çiğneyerek çıkan aynı tekçi, ırkçı, cinsiyetçi ve erkek egemen zihniyettir. O nedenle kadına yönelik şiddet, cinayet, taciz ve tecavüz karşısındaki mücadeleyi sürdüren kadınların siyasal kararlılığı, partimize yönelik saldırılara karşı da güçlü bir duruşu ortaya koyacaktır.

3.TASFİYE OPERASYONUNU HEP BİRLİKTE TASFİYE EDECEĞİZ

Bütün yönleriyle ağır bir siyasi ve ekonomik çıkmazda olan AKP-MHP iktidarının, yargı üzerinde ağır bir tahakküm kurarak açtırdığı kapatma davasıyla hazırladığı siyasal mühendislik ve tüm demokratik kazanımları yok etme seçim planları tutmayacaktır.

Partimiz, tarihsel direniş ve mücadele geleneğinden aldığı güçle ve milyonlarca insandan aldığı destekle, yoluna kararlılıkla devam edecek, bu kirli oyunu bozacak ve onurlu mücadele mirasını geleceğe aktaracaktır. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, tarihi yapan ve yazan halklardır; onların eşitlik, özgürlük ve adalet için yürüttükleri mücadeledir.

HDP, yoluna kararlılıkla devam edecektir. HDP, binalardan ve şahıslardan ibaret değildir. HDP, bugüne kadar büyük bedeller ödeyerek gelmiş, bu topraklarda mayası tutmuş demokrasi ve özgürlük fikriyatı ve mücadelesidir. HDP, Türkiye’nin aydınlık geleceği, karanlığa tutulmuş bir fenerdir. HDP, Türkiye’nin barış umududur. HDP, toplumsal vicdanın sesi ve sözüdür.

HDP’yi kapatma hamlesi, halklarımızın ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi ile boşa çıkarılacaktır. HDP, halkların, inançların, gençlerin, kadınların, işçilerin, emekçilerin, emeklilerin, esnafın, çiftçilerin ve tüm ezilenlerin ortak mücadele mekanı ve imkanı olarak daha da büyüyecek, Türkiye’nin gelecek umudu olmaya devam edecektir.

4.ÇAĞRIMIZ MİLYONLARA, TÜRKİYE HALKLARINADIR…

Parti Meclisimiz, kapatma davası karşısında, partimizin kilit rolünü ve iradesini koruyup büyütecek, bütün hukuki ve siyasi meşru mücadele seçeneklerini uygulamak üzere Eş Genel Başkanlarımızı ve Merkez Yürütme Kurulumuzu yetkilendirmiştir.

Partimiz iktidarın kapatma saldırısına, başta Parti Meclisimiz olmak üzere, Meclis Grubumuz, il ve ilçe örgütlerimiz, Kadın ve Gençlik Meclislerimizle, fedakar, cesur ve kararlı halkımızla birlikte demokratik direniş ve seferberlik ruhu ile cevap verecektir. HDP halktır; HDP haklıdır ve haklılığından aldığı güç ve kararlılıkla kazanacaktır.

Partimize açılan kapatma davası saldırısı sadece HDP’ye değil, HDP şahsında Türkiye’nin tüm demokratik toplumsal ve siyasal muhalefetine ve kazanımlarınadır. Geniş muhalif kesimlerin mücadele umudunu bitirme, toplumsal ve siyasal muhalefeti etkisiz hale getirme hedefi açıkça ortadadır.

Bu nedenle tüm demokrasi güçlerini ve demokratik muhalefeti, inanç kesimlerini, Alevi toplumunu ve mütedeyyin halklarımızı bu operasyona karşı açık ve net tavır almaya davet ediyoruz. Bu davetimiz barıştan, adaletten, eşitlik ve özgürlükten yana derdi olan herkesedir. Bu çağrı aynı zamanda uluslararası demokratik kamuoyunadır.

Gün, HDP’nin ve kazanımlarının yanında durma; demokrasi, adalet, evrensel hukuk ilkeleri, insan hakları, eşitlik ve özgürlük için mücadele etme günüdür. Gün, büyük insanlık değerlerini cesurca ve kararlı bir şekilde savunma günüdür. Gün, demokrasi için ortak mücadele etme günüdür.

HDP yoluna devam edecektir. HDP’yi savunacağız ve yaşatacağız. Bu fikriyatı ve bu fikriyatı yeşerten bütün kaynakların bize verdiği bu değerli emaneti en iyi şekilde koruyacağız. Bizden sonrakilere de en güçlü şekilde teslim edeceğiz. Herkesi, milyonlarca insanı bu ortak sorumluluğa çağırıyoruz. Yolumuz açık, kazanımımız büyük olacak.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz