HDP Grup Başkanvekili Beştaş: Cumhurbaşkanlığı Şirket Sistemi

0

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. “Bu ülkede bakan hakkında gensoru vermek artık yasak, gensoru veremiyoruz.” diyen Beştaş, şunları söyledi:

“Bakanları yasama organı, milletvekilleri denetleyemiyor. Halkın denetimi önünde de Saray bir zırh olarak duruyor. Buna rağmen bakanların yaptıkları işler kamuoyuna bir şekilde yansıyor. Bu yansıyanlar yapılanların kaçta biridir bilmiyorum, kamuoyunun takdirine sunuyorum. Şimdi en son Ticaret Bakanının kendi şirketi vasıtasıyla dezenfektan satışına tanıklık ettik. Yüksek fiyatta sattığını biliyoruz. Kendisi de inkar etmiyor. Bu aynı zamanda Türkiye’deki ticaret sistemini nasıl etkiliyor?

Bir kere serbest rekabet diye bir kavram var, rekabet kurallarına herkesin uygun hareket etmesi lazım. Bir de bağdaşmama meselesi. Hangi iş hangi işle bağdaşır gibi hukukta bir tanımlama var ve bunun kanunu var. Memurlar bile 657’ye tabidir ve memur olduktan sonra ticaret yapamazlar. Yapamayacakları işler kanunda sayılmıştır. Milletvekilliği ile bağdaşmayan işler vardır. Örneğin milletvekilleri ticaret yapamaz, avukatlık yapamaz, doktorluk yapamaz fiilen.

Buna benzer birçok meslek alanında bağdaşmama hali kanunda düzenlenmiştir. Ama bakanlıkla bağdaşmayan bir iş yok. Satış var, rant var, yolsuzluk var. O kadar şey var ki yani bir ülkede ticaret gibi, sağlık gibi, turizm gibi, milli eğitim gibi alanların yönetiminden bahsedeceğiz bakanlık düzeyinde ve bunları engelleyen bir yasal düzenleme ve denetim mekanizması yok.

Şimdi Ticaret Bakanının her şeyden öte şirketinin olması asgari ahlak kurallarına göre söylüyorum, etik midir? Bence etik değil. Siyasi etik açısından da halk için koyduğumuz etik kurallara da aykırıdır. Ticaret Bakanı ticaret yapıyor. Bir yandan ticareti düzenliyor bir yandan kendisi daha fazla para kazanmak için işte dezenfektan üreten firması var. Peki, başka dezenfektan üreten firmalar ne yapacaklar, serbest olarak rekabet edebilecekler mi? Hayır.

Şimdi bu her şeyden önce bir tekel oluşturmaktır. Her bakanlık kendi alanına dair bir tekel oluşturmuş. Buna ‘Cumhurbaşkanlığı Şirket Sistemi’ diyebiliriz. Cumhurbaşkanı’nın kendisi de şirketleri çok seviyor, şirket gibi yöneteceğim diyordu. Gerçekten ‘Cumhurbaşkanlığı Şirket Sistemi’ bir kez daha ispat edilmiş oldu. Kendileri tekçi, dilleri tekçi bu iktidarın ama uygulamaları ve elleri çoğul gerçekten. Çokçu bir elleri var. Nasıl? Şirketlerle, rantlarla ve ihalelerle uğraşan bir iktidar var karşımızda. Bir yandan tekçiyiz diyorlar, diğer yandan çoklu maaşlarla, ihalelerle ve benzeri mekanizmalarla çokçuluklarını ifade ediyorlar.

Cumhurbaşkanı bir saat grup toplantısında konuştu. Ne mi dedi? Doğrusu ben bir şey anlamadım. Bilmiyorum vatandaş bir şeyler anladı mı? Bir şeyler anlattı, bir şeyi 128 kez anlattı, ‘128 milyar dolar nerede’ sorusunun cevabını vermedi. Arada bir vizonteleye de döndü. Orada da acı acı gülümsedim. Bu iktidara Meclis’te ve diğer alanlarda Hitler’in propaganda bakanı Goebbels’i biz anlatıyorduk, şimdi Goebbels’i bize satmaya çalışıyorlar. Goebbels’in politikalarını kendileri anlatıyor ama alıcısı yok.

Bu yalanlarına müşteri arıyorlar bunu da dezenfektan veya özel okul gibi sanıyorlar ya da otel gibi sanıyorlar. Ama müşteri bulamıyorlar. Bu yalanlar dezenfektan değil ki satılsın. Açıkçası herkes bu yalanlara kanacak olsaydı, zaten şimdi kimse itiraz etmiyor olacaktı ve bu iktidar çöküş değil yükseliş dönemini yaşıyor olacaktı.

Herkesi soruşturan bir iktidar var ‘sen tweet attın, sen konuştun, sen şarkı söyledin, sen dolar niye yükseldi diye sordun’ diye. Bunlar hakkında davalar, soruşturmalar ve tutuklamalar yapıyor ama son 3 yılda Merkez Bankası rezervleri ile ilgili ne tip işlemler yapıldı soruşturma konusu yapılmadı. Neden soruşturulmuyor? Merkez Bankasının ayrıcalığı ne? Eğer başka bir ülkede olsaydı bu -ki olmaz başka ülkelerde bu kadar fahiş rakamlar buharlaşmaz – mutlaka Merkez Bankası hakkında bir soruşturma yapılırdı. Bu cezasızlık politikası işte, yeni 128 milyon dolarların da kaybolacağının işaretidir. Bunu soruşturmazsanız, bunun cevabını vermezseniz bu devletin kasası soyulmaya devam eder. Şimdi hiçbir şey yokmuş gibi niye soruyorsunuz diyorlar. Aşı niye yok? Çünkü para yok. Kendileri ihtiyaçlarına para buluyor, 128 milyar doları buharlaştırıyorlar ama halkın aşı parasını düşünmüyorlar. Bunu toplum da gayet iyi biliyor. Bir mesele var bunu önemle belirtmek istiyorum.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz