HDP Sözcüsü Bilgen: Baskın seçim, Bylock kullanıcısı AKP’li milletvekillerini ayıklamanın yöntemidir

0

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. “Uzun bir süredir Türkiye’de erken seçim istemenin ihanet olduğu, kriz çıkartmak, kaos istemek olduğu ifade edldi.” diyen Bilgen, şunları söyledi:

“Her şey iyiye giderken, dışarıda Türkiye çok itibarlı bir politika yürütürken seçim istemenin ihanet olduğu söylemlerini hatırlatmak istiyoruz. Neredeyse bir yıldır bu söylemin arkasına sığınılıyorken, şimdi ne oldu da böyle yangından mal kaçırır gibi sandık kaçırma psikolojisi ile seçim kotarmaya çalışıyorsunuz? İster kamuoyundan bir şeyleri saklıyor olun, isterse yarın ne olacağını kestiremeyen bir iktidar olun, bu durum makul bir izaha ihtiyaç duyuyor.

Şu seçim tarihinin belirlenmesinde son derece belirleyicidir. İktidar partisinin kendi içerisinde Bylock kullanıcısı olduğu iddia edilen milletvekillerine yönelik bir ayıklanmanın yapılamamış olduğu, bunu kabullenmenin siyasal faturasını ödemek istemedikleri, dolayısıyla bunu yapmanın en pratik yöntemi bir an önce bir seçim kararı almak, diğer müttefiklerinin isteğini de karşılamak için bir daha o isimleri listeye koymamak.

Hem AKP’nin itibarını ve AKP’nin pozisyonunu güya koruyan bir yaklaşım, bir taraftan da 15 Temmuz’da ittifak yaptıkları çevrelere yönelik sözlerini yerine getirme çabası. İster bu hesaplarla yapılmış olsun, isterse başkaca planlar bu sürecin belirleyicisi olsun, sonuç itibari ile Türkiye’de aslında hiçbir şeyin çok iyiye gitmediğinin itirafıdır. Seçimle yeniden iktidarın ömrünü uzatmanın oldu bittisini arama çabasıdır.

Böyle bir süreçte bugün Genel Kurul’da iki kişinin çizip oynadığı senaryoyu milletvekilleri nasıl oylayacaklar bilmiyoruz. Neredeyse hiçbir kritik konuda kendi iradelerini ortaya koyamayan iktidar milletvekilleri bugün iradelerini ortaya koyar mı, yoksa yarın kendi başlarına ne geleceklerini bilmedikleri bu sürecin onaylayıcısı mı olacaklar, göreceğiz. Bu onların kendi siyasi ve etik sorunları, ama Parlamento bu kararı alırsa, Türkiye ilan edilen tarihte seçime giderse nasıl bir ortamda gidecek altını çizmek isteriz.

OHAL’in 7. kez uzatıldığı bir süreçte, OHAL ve KHK avantajlarının, yasaklarının arkasına saklanarak seçime gidilecek. Nasıl bunu ilan ettikleri gün OHAL’i uzatma günü ise, bunun Meclis’te komisyona getirildiği gün iki vekilimizin vekilliğini düşürdüler. Bizim hiçbir vekilimiz koltuğa yapışmış değil, ama bu ceza da sadece iki vekilimize verilmiş değil. Doğrudan doğruya onları seçen halkı yok sayma tavrıdır. Baydemir ve Irmak ile ilgili, Meclis’in başka hiçbir derdi yokmuş gibi kararın Genel Kurul’da okunmuş olması, gerekse Gülser Yıldırım’a verilen ceza, Hakkari’nin, Urfa’nın, Mardin’in cezalandırılmasıdır. Bunun cevabını da Hakkari, Mardin, Urfalılar verecek.

Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki ‘malum partiyi bitireceğiz’, ‘kayyumlardan herkes çok memnun.’ Biz de çağrıda bulunuyoruz ve diyoruz ki, hiç başka aday göstermeyin, kayyumları aday yapın, görün bakın bu halk kendi seçtiklerine mi sahip çıkıyor, sizin çok iyi hizmet ettiğini söylediğiniz kayyumlara mı. Biz halkın kendisine olan saygısına inanıyoruz. Şimdiye kadar ödediği büyük bedele karşı kararlı duruşuna inanıyoruz. Kayyumlar hemen istifa etsin, adaylık başvurusu yapsınlar. Bu sistem zaten parti devleti sistemidir ve parti devleti sisteminde de ha bürokrat ha siyasetçi hiçbir fark yoktur. Kampanyaları zaten kaymakamlar yürütüyorken işin adını koymak, oradaki bürokratları bir siyasetçi olarak tarif etmek en net olan tavır olacaktır.

Seçim kampanyası tıpkı geçtiğimiz aylarda Afrin’e yönelik politikada olduğu gibi OHAL’le birlikte savaş psikoloji içinde geçecek. Nereye asker göndermeyi bir seçim stratejisi haline dönüştüreceklerini bilmiyoruz, ama neyi tercih ederlerse etsinler, her gün parti temsilcilerinin ölü saydıkları bir ülkede ülke yararına bir sonuç elde edemeyecekler. Hitler bile Almanya’da öldürdüğü Yahudileri sayarak siyaset yapmaya tenezzül etmiyordu. Bir savaş atmosferinde sergilenecek her tavrın sadece oy tahvili için, sadece daha fazla oy almak için uygulanacağını da bütün toplumun farkında olacağını biliyoruz.

Ramazan ayı, inananların dayanışma ile yaşamayı tercih ettikleri bir dönemdir. Ramazan ayının sonuna, bayramın hemen arkasına seçim koymanın bile bir hesaba dayalı olduğu iddiası inananları rahatsız etmesi gereken bir durumdur. Ama inanıyoruz ki, Türkiye halkları iki bayramı bir arada yapacak.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz